Ali Arslan Meali |
|
18: (Onlar) Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar (gerçeğe) dönüş de yapamazlar. | |
27: O (fasıklar) ki, kuvvetli bir ahidle bağlandıktan sonra, Allah'ın ahdini bozarlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (îmân ve akrabalık bağlarını) keserler. | |
46: O huşû ile (Allah'a büyük saygı göstererek) ibadet edenler Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini kesinlikle bilirler. | |
156: (O sabredenler) ki, kendilerine bir felâket isabet ettiğinde: “Biz Allah'danız ve şüphesiz ki O'na döneceğiz.” derler. | |
157: İşte onlar! Rabblerinden mağfiretler ve rahmet hep onlaradır. Ve hidayete erenler de onlardır. | |
213: İnsanlar aralarında ayrılığa düştükleri hususlarda hüküm versinler diye Allah îmân edenleri, ihtilâf ettikleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi. Allah dilediğini dosdoğru olan bir yola iletir. | |