» 5 / Mâide  70:

Kuran Sırası: 5
İniş Sırası: 112
Maide Suresi = Sofra suresi
112. ve 114. ayetlerinde Hz. Isa’nin Allah’tan istedigi sofradan söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120

5:70 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
andolsun | biz almıştık | söz | oğullarından | İsrail | ve göndermiştik | onlara | elçiler | ne zaman | onlara getirdiyse | bir elçi | bir şey | | istemediği | canlarının | bir kısmını | yalanladılar | ve bir kısmını da | öldürüyorlardı |

LGD̃ ǼḢZ̃NÆ MYS̃ÆG BNY ÎSRÆÙYL WǼRSLNÆ ÎLYHM RSLÆ KLMÆ CÆÙHM RSWL BMÆ THW ǼNFSHM FRYGÆ KZ̃BWÆ WFRYGÆ YGTLWN
leḳad eḣaƶnā mīṧāḳa benī isrāīle ve erselnā ileyhim rusulen kullemā cā'ehum rasūlun bimā tehvā enfusuhum ferīḳan keƶƶebū ve ferīḳan yeḳtulūne

لَقَدْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَأَرْسَلْنَا إِلَيْهِمْ رُسُلًا كُلَّمَا جَاءَهُمْ رَسُولٌ بِمَا لَا تَهْوَىٰ أَنْفُسُهُمْ فَرِيقًا كَذَّبُوا وَفَرِيقًا يَقْتُلُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. LGD̃ = leḳad : andolsun
2. ǼḢZ̃NÆ = eḣaƶnā : biz almıştık
3. MYS̃ÆG = mīṧāḳa : söz
4. BNY = benī : oğullarından
5. ÎSRÆÙYL = isrāīle : İsrail
6. WǼRSLNÆ = ve erselnā : ve göndermiştik
7. ÎLYHM = ileyhim : onlara
8. RSLÆ = rusulen : elçiler
9. KLMÆ = kullemā : ne zaman
10. CÆÙHM = cā'ehum : onlara getirdiyse
11. RSWL = rasūlun : bir elçi
12. BMÆ = bimā : bir şey
13. LÆ = lā :
14. THW = tehvā : istemediği
15. ǼNFSHM = enfusuhum : canlarının
16. FRYGÆ = ferīḳan : bir kısmını
17. KZ̃BWÆ = keƶƶebū : yalanladılar
18. WFRYGÆ = ve ferīḳan : ve bir kısmını da
19. YGTLWN = yeḳtulūne : öldürüyorlardı
andolsun | biz almıştık | söz | oğullarından | İsrail | ve göndermiştik | onlara | elçiler | ne zaman | onlara getirdiyse | bir elçi | bir şey | | istemediği | canlarının | bir kısmını | yalanladılar | ve bir kısmını da | öldürüyorlardı |

[] [ÆḢZ̃] [WS̃G] [BNY] [] [RSL] [] [RSL] [KLL] [CYÆ] [RSL] [] [] [HWY] [NFS] [FRG] [KZ̃B] [FRG] [GTL]
LGD̃ ǼḢZ̃NÆ MYS̃ÆG BNY ÎSRÆÙYL WǼRSLNÆ ÎLYHM RSLÆ KLMÆ CÆÙHM RSWL BMÆ THW ǼNFSHM FRYGÆ KZ̃BWÆ WFRYGÆ YGTLWN

leḳad eḣaƶnā mīṧāḳa benī isrāīle ve erselnā ileyhim rusulen kullemā cā'ehum rasūlun bimā tehvā enfusuhum ferīḳan keƶƶebū ve ferīḳan yeḳtulūne
لقد أخذنا ميثاق بني إسرائيل وأرسلنا إليهم رسلا كلما جاءهم رسول بما لا تهوى أنفسهم فريقا كذبوا وفريقا يقتلون

[] [ا خ ذ ] [و ث ق] [ب ن ي] [] [ر س ل] [] [ر س ل] [ك ل ل] [ج ي ا] [ر س ل] [] [] [ه و ي] [ن ف س] [ف ر ق] [ك ذ ب] [ف ر ق] [ق ت ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad andolsun Certainly
أخذنا ا خ ذ | ÆḢZ̃ ǼḢZ̃NÆ eḣaƶnā biz almıştık We took
ميثاق و ث ق | WS̃G MYS̃ÆG mīṧāḳa söz a Covenant
بني ب ن ي | BNY BNY benī oğullarından (from the) Children
إسرائيل | ÎSRÆÙYL isrāīle İsrail (of) Israel
وأرسلنا ر س ل | RSL WǼRSLNÆ ve erselnā ve göndermiştik and We sent
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara to them
رسلا ر س ل | RSL RSLÆ rusulen elçiler Messengers.
كلما ك ل ل | KLL KLMÆ kullemā ne zaman Whenever
جاءهم ج ي ا | CYÆ CÆÙHM cā'ehum onlara getirdiyse came to them
رسول ر س ل | RSL RSWL rasūlun bir elçi any Messenger
بما | BMÆ bimā bir şey with what
لا | not
تهوى ه و ي | HWY THW tehvā istemediği desired
أنفسهم ن ف س | NFS ǼNFSHM enfusuhum canlarının their souls,
فريقا ف ر ق | FRG FRYGÆ ferīḳan bir kısmını a group
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWÆ keƶƶebū yalanladılar they denied
وفريقا ف ر ق | FRG WFRYGÆ ve ferīḳan ve bir kısmını da and a group
يقتلون ق ت ل | GTL YGTLWN yeḳtulūne öldürüyorlardı they kill.
andolsun | biz almıştık | söz | oğullarından | İsrail | ve göndermiştik | onlara | elçiler | ne zaman | onlara getirdiyse | bir elçi | bir şey | | istemediği | canlarının | bir kısmını | yalanladılar | ve bir kısmını da | öldürüyorlardı |

[] [ÆḢZ̃] [WS̃G] [BNY] [] [RSL] [] [RSL] [KLL] [CYÆ] [RSL] [] [] [HWY] [NFS] [FRG] [KZ̃B] [FRG] [GTL]
LGD̃ ǼḢZ̃NÆ MYS̃ÆG BNY ÎSRÆÙYL WǼRSLNÆ ÎLYHM RSLÆ KLMÆ CÆÙHM RSWL BMÆ THW ǼNFSHM FRYGÆ KZ̃BWÆ WFRYGÆ YGTLWN

leḳad eḣaƶnā mīṧāḳa benī isrāīle ve erselnā ileyhim rusulen kullemā cā'ehum rasūlun bimā tehvā enfusuhum ferīḳan keƶƶebū ve ferīḳan yeḳtulūne
لقد أخذنا ميثاق بني إسرائيل وأرسلنا إليهم رسلا كلما جاءهم رسول بما لا تهوى أنفسهم فريقا كذبوا وفريقا يقتلون

[] [ا خ ذ ] [و ث ق] [ب ن ي] [] [ر س ل] [] [ر س ل] [ك ل ل] [ج ي ا] [ر س ل] [] [] [ه و ي] [ن ف س] [ف ر ق] [ك ذ ب] [ف ر ق] [ق ت ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لقد | LGD̃ leḳad andolsun Certainly
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
أخذنا ا خ ذ | ÆḢZ̃ ǼḢZ̃NÆ eḣaƶnā biz almıştık We took
,Hı,Zel,Nun,Elif,
,600,700,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
ميثاق و ث ق | WS̃G MYS̃ÆG mīṧāḳa söz a Covenant
Mim,Ye,Se,Elif,Gaf,
40,10,500,1,100,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
بني ب ن ي | BNY BNY benī oğullarından (from the) Children
Be,Nun,Ye,
2,50,10,
"N – genitive masculine plural noun → Children of Israel"
اسم مجرور
إسرائيل | ÎSRÆÙYL isrāīle İsrail (of) Israel
,Sin,Re,Elif,,Ye,Lam,
,60,200,1,,10,30,
"PN – genitive proper noun → Israel"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
وأرسلنا ر س ل | RSL WǼRSLNÆ ve erselnā ve göndermiştik and We sent
Vav,,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
6,,200,60,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara to them
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
رسلا ر س ل | RSL RSLÆ rusulen elçiler Messengers.
Re,Sin,Lam,Elif,
200,60,30,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
كلما ك ل ل | KLL KLMÆ kullemā ne zaman Whenever
Kef,Lam,Mim,Elif,
20,30,40,1,
T – time adverb
ظرف زمان
جاءهم ج ي ا | CYÆ CÆÙHM cā'ehum onlara getirdiyse came to them
Cim,Elif,,He,Mim,
3,1,,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
رسول ر س ل | RSL RSWL rasūlun bir elçi any Messenger
Re,Sin,Vav,Lam,
200,60,6,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
بما | BMÆ bimā bir şey with what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
لا | not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تهوى ه و ي | HWY THW tehvā istemediği desired
Te,He,Vav,,
400,5,6,,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
أنفسهم ن ف س | NFS ǼNFSHM enfusuhum canlarının their souls,
,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
,50,80,60,5,40,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فريقا ف ر ق | FRG FRYGÆ ferīḳan bir kısmını a group
Fe,Re,Ye,Gaf,Elif,
80,200,10,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BWÆ keƶƶebū yalanladılar they denied
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وفريقا ف ر ق | FRG WFRYGÆ ve ferīḳan ve bir kısmını da and a group
Vav,Fe,Re,Ye,Gaf,Elif,
6,80,200,10,100,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
يقتلون ق ت ل | GTL YGTLWN yeḳtulūne öldürüyorlardı they kill.
Ye,Gaf,Te,Lam,Vav,Nun,
10,100,400,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [5:69-71] Kurtuluşun Minimum Koşulu

Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki İsrailoğullarından söz almıştık, peygamberler göndermiştik onlara. Fakat hangi peygamber onlara gelip canlarının istemediği bir şey getirdiyse o peygamberlerin bir kısmını yalanlamışlardı, bir kısmını öldürmüşlerdi.
Adem Uğur : Andolsun ki İsrailoğullarının sağlam sözünü aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini (ilâhî hükümleri) getirdi ise bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Ahmed Hulusi : Andolsun biz, İsrailoğullarının sözünü aldık ve onlara Rasûller irsâl ettik! Onlara ne zaman benliklerinin hoşlanmayacağı bir şey ile bir Rasûl gelse, kimini yalanladılar ve kimini de öldürdüler!
Ahmet Tekin : Andolsun ki, biz İsrâiloğulları’nın, kesin sözlerini, taahhütlerini almıştık. Onlara özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere Rasuller göndermiştik. Ne zaman bir Rasul onlara, nefislerinin arzu etmediği bir şey getirmişse, bunlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Ahmet Varol : Şüphesiz biz İsrailoğullarından kesin söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Ama her ne zaman bir peygamber onlara hoşlarına gitmeyen bir şey getirdiyse bu peygamberlerin kimilerini öldürdü, kimilerini de yalanladılar.
Ali Bulaç : Andolsun, biz İsrailoğullarından kesin söz almış (misak) ve onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler.
Ali Fikri Yavuz : Andolsun ki, biz, Allah’a ve Peygamberine iman hususunda, İsraîl Oğullarından kuvvetli söz almış ve kendilerine Peygamberler göndermiştik. Ne zaman bir peygamber, nefislerinin istemediği bir hükmü kendilerine getirdi ise, o peygamberlerin bir kısmını yalanladılar ve bir kısmını da öldürüyorlardı.
Bekir Sadak : And olsun ki Israilogullarindan soz aldik ve onlara peygamberler gonderdik. Nefislerinin hoslanmadigi bir seyle onlara her peygamber geliste, bir kismini yalanlarlar ve bir kismini da oldururlerdi.
Celal Yıldırım : And olsun ki, İsrail oğullarından sağlam söz aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik; ne kadar onlara bir peygamber, canlarının hoşlanmadığı bir hükümle geldiyse, kimini yalanladılar, kimini de öldürüyorlardı.
Diyanet İşleri : Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber, onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki İsrailoğullarından söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle onlara her peygamber gelişte, bir kısmını yalanlarlar ve bir kısmını da öldürürlerdi.
Diyanet Vakfi : Andolsun ki İsrailoğullarının sağlam sözünü aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini (ilâhî hükümleri) getirdi ise bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Edip Yüksel : İsrail oğullarından söz almış, onlara elçiler göndermiştik. Her ne zaman hoşlarına gitmeyen bir şeyle onlara bir elçi gittiyse bir kısmını yalanlayıp bir kısmını da öldürdüler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun biz, İsrailoğulları'ndan söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman onlara bir peygamber nefislerinin hoşlanmadığı bir şey getirmişse, bunlardan bir kısmını yalanlamışlar, bir kısmını da öldürmüşlerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, Biz İsrailoğullarından teminat aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik. Canlarının istemediği bir hükümle bir peygamber geldikçe, bir takımına yalancı dediler bir takımını da öldürüyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Celâlim hakkı için Benî İsraîlin misakını aldık ve kendilerine Resuller gönderdik, canlarının istemediği bir hukmile bir Resul geldikçe onlara bir takımına yalancı dediler, bir takımını da öldürüyorlardı
Fizilal-il Kuran : Biz İsrailoğullarından kesin söz aldık ve onlara çok sayıda peygamber gönderdik. Fakat peygamberler kendilerine nefislerinin hoşuna gitmeyen bir mesaj getirdikçe kimisini yalanlıyor, kimisini de öldürüyorlardı.
Gültekin Onan : Andolsun, biz İsrailoğullarından misak almış ve onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefslerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler.
Hakkı Yılmaz : (70,71) "Andolsun ki Biz, İsrâîloğulları'nın sözleşmesini aldık ve kendilerine elçiler gönderdik; ne zaman ki onlara elçi, nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi getirdi, bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürüyorlar. Ve onlar, bir sosyal yangın olmayacağını sandılar da körleştiler ve sağırlaştılar. Sonra Allah, onların tevbesini kabul etti. Sonra yine onlardan çoğu körleşti, sağırlaştı. Ve Allah, onların yaptıkları şeyleri en iyi görendir. "
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz İsrâîl oğullarından sapasağlam te'minât almış, onlara peygamberler göndermişizdir. Ne zaman bir peygamber, kendilerine canlarının hoşlanmayacağı bir şey'i getirdiyse bir takımını yalana çıkardılar, bir takımını da öldürdüler.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki İsrâiloğullarının sağlam sözünü almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi getirdi ise, bir kısmını yalanladılar, (Zekeriyyâ ve Yahyâ’ya yaptıkları gibi) bir kısmını da öldürüyorlardı.
İbni Kesir : Andolsun ki; İsrailoğullarından ahd almış ve onlara peygamberler göndermişizdir. Ne zaman bir peygamber, onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle gelmişse; bir kısmını yalanlamışlar, bir kısmını da öldürmüşlerdi.
İskender Evrenosoğlu : Andolsun ki Biz, İsrailoğulları'ndan misak aldık ve onlara resûller gönderdik. Onlara her resûl gelişinde,nefislerinin hevâlarına uymadığından dolayı, bir kısmını yalanladılar ve bir kısmını da öldürdüler.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, biz İsrailoğullarından kesin bir taahhüt almış ve onlara elçiler göndermiştik: (ama) ne zaman bir elçi, onlara hoşlanmadıkları bir şey getirdiyse (isyan ettiler:) o (elçi)lerin bir kısmını yalanladılar, diğerlerini de öldürdüler;
Ömer Nasuhi Bilmen : Kasem olsun ki, Biz İsrailoğullarının misâkını aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Her ne vakit onların nefislerinin hevâsına uymayan bir hüküm ile onlara peygamber geldi ise, onlardan bir kısmını tekzîp ettiler, bir kısmını da öldürdüler.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz İsrâiloğullarından sağlam söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Her ne zaman onlara hoşlarına gitmeyen hükümlerle bir peygamber gelmişse; bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Şaban Piriş : İsrailoğullarından söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle bir peygamber onlara geldiğinde onların bir kısmını yalanlar ve bir kısmını da öldürürlerdi.
Suat Yıldırım : Biz İsrailoğullarından bu iman esası üzere kesin sözlerini almış ve onlara resuller göndermiştik. Ne zaman bir elçi, kendilerine canlarının istemediği bir şey getirdiyse, onlar bazı resullere "yalancı" diyor, bazılarını ise öldürüyorlardı.
Süleyman Ateş : Andolsun, biz İsrâil oğullarından söz almış ve onlara elçiler göndermiştik. Ne zaman bir elçi onlara canlarının istemediği bir şey getirdiyse (gelen elçilerin) bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürüyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz İsrailoğullarından kesin söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir peygamber geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler.
Ümit Şimşek : And olsun, Biz İsrailoğullarından ahit aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman onlara bir peygamber hoşlanmadıkları birşey getirecek olsa, bir kısmını yalanlıyor, bir kısmını da öldürüyorlardı.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun ki biz, İsrailoğullarının kesin sözlerini almış da onlara resuller göndermiştik. Ne zaman bir resul onlara nefislerinin hoşlanmadığı birşeyi getirdiyse bir kısmını yalanladılar; bir kısmını da öldürüyorlardı.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}