"CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative feminine indefinite noun → Tree" الواو عاطفة اسم منصوب
تخرج
خ ر ج | ḢRC
TḢRC
teḣrucu
çıkan
(that) springs forth
Te,Hı,Re,Cim, 400,600,200,3,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb فعل مضارع
من
|
MN
min
-dan
from
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
طور
ط و ر | ŦWR
ŦWR
Tūri
Tur-i
Mount Sinai
Tı,Vav,Re, 9,6,200,
"N – genitive masculine noun → Mount Sinai" اسم مجرور
سيناء
|
SYNÆÙ
seynā'e
Sinâ-
Mount Sinai
Sin,Ye,Nun,Elif,, 60,10,50,1,,
PN – genitive proper noun اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
تنبت
ن ب ت | NBT
TNBT
tenbutu
biten
(which) produces
Te,Nun,Be,Te, 400,50,2,400,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb فعل مضارع
بالدهن
د ه ن | D̃HN
BÆLD̃HN
bid-duhni
yağlı olarak
oil
Be,Elif,Lam,Dal,He,Nun, 2,1,30,4,5,50,
"P – prefixed preposition bi N – genitive masculine noun → Oil" جار ومجرور
وصبغ
ص ب غ | ṦBĞ
WṦBĞ
ve Sibğin
(ekmeklerini) batıracakları
and a relish
Vav,Sad,Be,Ğayn, 6,90,2,1000,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine indefinite noun الواو عاطفة اسم مجرور
للآكلين
ا ك ل | ÆKL
LL ËKLYN
lil'ākilīne
yiyenlerin
for those who eat.
Lam,Lam,,Kef,Lam,Ye,Nun, 30,30,,20,30,10,50,
P – prefixed preposition lām N – genitive masculine plural active participle جار ومجرور
Konu Başlığı: [23:17-22] Tanrı'nın Sayısız Nimetleri
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Tûr-ı Siynâ'dan çıkan bir ağaç da meydana getirdik ki yağıyla ve yiyenlere, katığıyla biter.
Adem Uğur : Tûr-i Sînâ'da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.
Ahmed Hulusi : Ve (yine o su ile) Tur-i Sîna'dan (Musa'ın Rabbiyle buluştuğu mahal) çıkan, yağ veren ve yiyenler için bir katık olan (zeytin) ağaç. (İncirin, teklikteki çokluk sembolüne karşı zeytin de direkt teklik sembolü olarak değerlendirilir, tasavvuf düşüncesinde. )
Ahmet Tekin : Tûr’u Sînâ’da (Sîna dağında) biten bir ağaç daha yetiştirdik. Bu ağaç, hem yağ, hem de yiyenlere hoş kokulu, lezzetli bir katık olan zeytin mahsulü verir.
Ahmet Varol : Yine Turi Sina'dan çıkan bir ağaç (zeytin yetiştirdik). O yağlı ve yiyenlere bir katık olan (ürün) bitirmektedir.
Ali Bulaç : Ve (daha çok) Tur-i Sina'da çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık olarak bitmekte (ürün vermekte)dir.
Ali Fikri Yavuz : (Yine sizin için) Tûr-i Sînâ dağından çıkan bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki, hem yağ bitirir, hem de yiyecek kimselere bir katık.
Bekir Sadak : (19-20) Onunla, icinde, yediginiz bircok meyvalar bulunan hurmalik ve uzum baglari, Turi Sina'da yetisen, yiyenlere, yag ve katik veren zeytin agacini var ettik.
Celal Yıldırım : Ve (daha çok) Tûr-i Sina'da çıkan, yiyenlere yağ ve katık bitirip veren bir ağaç da yeşerttik.
Diyanet İşleri : Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir.
Diyanet İşleri (eski) : (19-20) Onunla, içinde, yediğiniz birçok meyvalar bulunan hurmalık ve üzüm bağları, Tur-i Sina'da yetişen, yiyenlere, yağ ve katık veren zeytin ağacını var ettik.
Diyanet Vakfi : Tûr-i Sînâ'da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.
Edip Yüksel : Sina Dağı civarında yetişen ve yiyenler için yağ ve lezzet üreten bir ağaç...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Tûr-i Sinâ'da (dahi) yetişen bir ağaç da meydana getirdik ki, bu ağaç, hem yağ, hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de Tur-i Sina'da yetişen bir ağaç ki, hem yağ hem de yiyenlere bir katık ile biter.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve bir ağaç ki Tur-i Siyna'dan çıkar, yağ ve yiyenlere bir katıkla biter
Fizilal-il Kuran : Yine su sayesinde asıl kaynağı Tur-i Sina olan ve yiyenlere yağ ve katık sağlayan ağacı da yarattık.
Gültekin Onan : Ve (daha çok) Tur-i Sina'da çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık olarak bitmekte (ürün vermekte)dir.
Hakkı Yılmaz : Ve Tûr-ı Sinâ'dan çıkan, yağ bitiren, yiyenlere katık olan bir ağaç meydana getirdik.
Hakkı Yılmaz : (20,21) Ve yoldan çıkanlara gelince, onların varacağı yer de Ateş'tir. Her çıkmak istediklerinde oraya yeniden çevrilecekler ve onlara, “Yalanlayıp durduğunuz Ateş'in azabını tadın” denilecektir. Hiç kuşkusuz, dönerler diye onlara, büyük cezanın biraz hafifinden, en yakın cezadan da tattıracağız.
Hasan Basri Çantay : (Sizin için) Tuur-i sînâ'dan çıkan bir ağaç da (yaratdık) ki o (yerden) yağıyle ve yiyen kimselere bir katıkla beraber biter.
Hayrat Neşriyat : Bir de Tûr-ı Sînâ’dan çıkan bir ağaç (meydana getirdik) ki, (bu ağaç, sizler için)hem yağ, hem de yiyenlere bir katık (olan zeytin) ile (berâber) yetişir.
İbni Kesir : Tur-u Sina'da yetişen, yiyenlere yağ ve katık veren bir ağaç da var ettik
İskender Evrenosoğlu : Ve Turi Sina'da yetişen bir ağaç vardır ki, yağ çıkarır. Ve (o), yiyenler için bir katıktır.
Muhammed Esed : ve (yine onunla sizin için) Tur-i Sina (çevresindeki topraklar)da yetişen, ürününden yağ elde edilen ve yiyenlere hoş kokulu, lezzetli bir katık sağlayan ağacı (çıkarıyoruz).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bir ağaç da (inşa ettik) ki, Tûr-u Sîna'dan çıkar, yiyecekler için yağ ile bir katıklık ile biter.
Ömer Öngüt : Size bir de Tur-i sînâ'dan çıkan bir ağacı var ettik. Bu ağaç hem yağ, hem de yiyenlere katık (zeytin) verir.
Şaban Piriş : Sina Dağı’nda da yetişen, yiyenlere yağ ve katık veren bir ağaç da (o su ile yetişir).
Suat Yıldırım : Sina Dağından çıkan bir nebat da yetiştiririz ki o ağaç hem yağ, hem de yiyenlere bir katık çıkarır.
Süleyman Ateş : Yine onunla Tûr-i Sinâ'dan çıkan, (meyvası) yağlı olarak biten, yiyenlerin (yağına ekmeklerini) batıracakları bir (zeytin) ağac(ı) yetiştirdik.
Tefhim-ul Kuran : Ve (daha çok) Tur-i Sina'da çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık olarak bitmekte (ürün vermekte)dir.
Ümit Şimşek : Bir de Sina Dağı çevresinde yetişen bir ağaç bitirdik ki, ondan hem bir yağ çıkar, hem de yiyenlere katık olur.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve bir ağaç da yetiştirdik ki, Tûr-i Sina'dan çıkar, yağlı olarak biter; yiyenlere katıktır.