» 23 / Mü’minûn  14:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
Müminun Suresi = Inananlar Suresi
Inananlarin basariya ulasacaklarindan bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

23:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
sonra | çevirdik | nutfeyi | alaka(embriyo)ya | sonra çevirdik | alaka(embriyo)yı | bir çiğnemlik ete | sonre çevirdik | bir çiğnemlik eti | kemiklere | sonre giydirdik | kemiklere | et | sonra | onu yaptık | bir yaratık | bambaşka | ne yücedir | Allah | en güzeli | yaratanların |

S̃M ḢLGNÆ ÆLNŦFT ALGT FḢLGNÆ ÆLALGT MŽĞT FḢLGNÆ ÆLMŽĞT AƵÆMÆ FKSWNÆ ÆLAƵÆM LḪMÆ S̃M ǼNŞǼNÆH ḢLGÆ ËḢR FTBÆRK ÆLLH ǼḪSN ÆLḢÆLGYN
ṧumme ḣaleḳnā n-nuTfete ǎleḳaten feḣaleḳnā l-ǎleḳate muDğaten feḣaleḳnā l-muDğate ǐZāmen fekesevnā l-ǐZāme leHmen ṧumme enşe'nāhu ḣalḳan āḣara fetebārake llahu eHsenu l-ḣāliḳīne

ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا ثُمَّ أَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا اخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. S̃M = ṧumme : sonra
2. ḢLGNÆ = ḣaleḳnā : çevirdik
3. ÆLNŦFT = n-nuTfete : nutfeyi
4. ALGT = ǎleḳaten : alaka(embriyo)ya
5. FḢLGNÆ = feḣaleḳnā : sonra çevirdik
6. ÆLALGT = l-ǎleḳate : alaka(embriyo)yı
7. MŽĞT = muDğaten : bir çiğnemlik ete
8. FḢLGNÆ = feḣaleḳnā : sonre çevirdik
9. ÆLMŽĞT = l-muDğate : bir çiğnemlik eti
10. AƵÆMÆ = ǐZāmen : kemiklere
11. FKSWNÆ = fekesevnā : sonre giydirdik
12. ÆLAƵÆM = l-ǐZāme : kemiklere
13. LḪMÆ = leHmen : et
14. S̃M = ṧumme : sonra
15. ǼNŞǼNÆH = enşe'nāhu : onu yaptık
16. ḢLGÆ = ḣalḳan : bir yaratık
17. ËḢR = āḣara : bambaşka
18. FTBÆRK = fetebārake : ne yücedir
19. ÆLLH = llahu : Allah
20. ǼḪSN = eHsenu : en güzeli
21. ÆLḢÆLGYN = l-ḣāliḳīne : yaratanların
sonra | çevirdik | nutfeyi | alaka(embriyo)ya | sonra çevirdik | alaka(embriyo)yı | bir çiğnemlik ete | sonre çevirdik | bir çiğnemlik eti | kemiklere | sonre giydirdik | kemiklere | et | sonra | onu yaptık | bir yaratık | bambaşka | ne yücedir | Allah | en güzeli | yaratanların |

[] [ḢLG] [NŦF] [ALG] [ḢLG] [ALG] [MŽĞ] [ḢLG] [MŽĞ] [AƵM] [KSW] [AƵM] [LḪM] [] [NŞÆ] [ḢLG] [ÆḢR] [BRK] [] [ḪSN] [ḢLG]
S̃M ḢLGNÆ ÆLNŦFT ALGT FḢLGNÆ ÆLALGT MŽĞT FḢLGNÆ ÆLMŽĞT AƵÆMÆ FKSWNÆ ÆLAƵÆM LḪMÆ S̃M ǼNŞǼNÆH ḢLGÆ ËḢR FTBÆRK ÆLLH ǼḪSN ÆLḢÆLGYN

ṧumme ḣaleḳnā n-nuTfete ǎleḳaten feḣaleḳnā l-ǎleḳate muDğaten feḣaleḳnā l-muDğate ǐZāmen fekesevnā l-ǐZāme leHmen ṧumme enşe'nāhu ḣalḳan āḣara fetebārake llahu eHsenu l-ḣāliḳīne
ثم خلقنا النطفة علقة فخلقنا العلقة مضغة فخلقنا المضغة عظاما فكسونا العظام لحما ثم أنشأناه خلقا آخر فتبارك الله أحسن الخالقين

[] [خ ل ق] [ن ط ف] [ع ل ق] [خ ل ق] [ع ل ق] [م ض غ] [خ ل ق] [م ض غ] [ع ظ م] [ك س و] [ع ظ م] [ل ح م] [] [ن ش ا] [خ ل ق] [ا خ ر] [ب ر ك] [] [ح س ن] [خ ل ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
خلقنا خ ل ق | ḢLG ḢLGNÆ ḣaleḳnā çevirdik We created
النطفة ن ط ف | NŦF ÆLNŦFT n-nuTfete nutfeyi the semen-drop
علقة ع ل ق | ALG ALGT ǎleḳaten alaka(embriyo)ya (into) a clinging substance,
فخلقنا خ ل ق | ḢLG FḢLGNÆ feḣaleḳnā sonra çevirdik then We created
العلقة ع ل ق | ALG ÆLALGT l-ǎleḳate alaka(embriyo)yı the clinging substance
مضغة م ض غ | MŽĞ MŽĞT muDğaten bir çiğnemlik ete (into) an embryonic lump,
فخلقنا خ ل ق | ḢLG FḢLGNÆ feḣaleḳnā sonre çevirdik then We created
المضغة م ض غ | MŽĞ ÆLMŽĞT l-muDğate bir çiğnemlik eti the embryonic lump,
عظاما ع ظ م | AƵM AƵÆMÆ ǐZāmen kemiklere (into) bones,
فكسونا ك س و | KSW FKSWNÆ fekesevnā sonre giydirdik then We clothed
العظام ع ظ م | AƵM ÆLAƵÆM l-ǐZāme kemiklere the bones
لحما ل ح م | LḪM LḪMÆ leHmen et "(with) flesh;"
ثم | S̃M ṧumme sonra then
أنشأناه ن ش ا | NŞÆ ǼNŞǼNÆH enşe'nāhu onu yaptık We produce it
خلقا خ ل ق | ḢLG ḢLGÆ ḣalḳan bir yaratık (as) a creation
آخر ا خ ر | ÆḢR ËḢR āḣara bambaşka another.
فتبارك ب ر ك | BRK FTBÆRK fetebārake ne yücedir So blessed is
الله | ÆLLH llahu Allah Allah
أحسن ح س ن | ḪSN ǼḪSN eHsenu en güzeli (the) Best
الخالقين خ ل ق | ḢLG ÆLḢÆLGYN l-ḣāliḳīne yaratanların (of) the Creators.
sonra | çevirdik | nutfeyi | alaka(embriyo)ya | sonra çevirdik | alaka(embriyo)yı | bir çiğnemlik ete | sonre çevirdik | bir çiğnemlik eti | kemiklere | sonre giydirdik | kemiklere | et | sonra | onu yaptık | bir yaratık | bambaşka | ne yücedir | Allah | en güzeli | yaratanların |

[] [ḢLG] [NŦF] [ALG] [ḢLG] [ALG] [MŽĞ] [ḢLG] [MŽĞ] [AƵM] [KSW] [AƵM] [LḪM] [] [NŞÆ] [ḢLG] [ÆḢR] [BRK] [] [ḪSN] [ḢLG]
S̃M ḢLGNÆ ÆLNŦFT ALGT FḢLGNÆ ÆLALGT MŽĞT FḢLGNÆ ÆLMŽĞT AƵÆMÆ FKSWNÆ ÆLAƵÆM LḪMÆ S̃M ǼNŞǼNÆH ḢLGÆ ËḢR FTBÆRK ÆLLH ǼḪSN ÆLḢÆLGYN

ṧumme ḣaleḳnā n-nuTfete ǎleḳaten feḣaleḳnā l-ǎleḳate muDğaten feḣaleḳnā l-muDğate ǐZāmen fekesevnā l-ǐZāme leHmen ṧumme enşe'nāhu ḣalḳan āḣara fetebārake llahu eHsenu l-ḣāliḳīne
ثم خلقنا النطفة علقة فخلقنا العلقة مضغة فخلقنا المضغة عظاما فكسونا العظام لحما ثم أنشأناه خلقا آخر فتبارك الله أحسن الخالقين

[] [خ ل ق] [ن ط ف] [ع ل ق] [خ ل ق] [ع ل ق] [م ض غ] [خ ل ق] [م ض غ] [ع ظ م] [ك س و] [ع ظ م] [ل ح م] [] [ن ش ا] [خ ل ق] [ا خ ر] [ب ر ك] [] [ح س ن] [خ ل ق]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
خلقنا خ ل ق | ḢLG ḢLGNÆ ḣaleḳnā çevirdik We created
Hı,Lam,Gaf,Nun,Elif,
600,30,100,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
النطفة ن ط ف | NŦF ÆLNŦFT n-nuTfete nutfeyi the semen-drop
Elif,Lam,Nun,Tı,Fe,Te merbuta,
1,30,50,9,80,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
علقة ع ل ق | ALG ALGT ǎleḳaten alaka(embriyo)ya (into) a clinging substance,
Ayn,Lam,Gaf,Te merbuta,
70,30,100,400,
"N – accusative feminine indefinite noun → Alaq"
اسم منصوب
فخلقنا خ ل ق | ḢLG FḢLGNÆ feḣaleḳnā sonra çevirdik then We created
Fe,Hı,Lam,Gaf,Nun,Elif,
80,600,30,100,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
العلقة ع ل ق | ALG ÆLALGT l-ǎleḳate alaka(embriyo)yı the clinging substance
Elif,Lam,Ayn,Lam,Gaf,Te merbuta,
1,30,70,30,100,400,
"N – accusative feminine noun → Alaq"
اسم منصوب
مضغة م ض غ | MŽĞ MŽĞT muDğaten bir çiğnemlik ete (into) an embryonic lump,
Mim,Dad,Ğayn,Te merbuta,
40,800,1000,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
فخلقنا خ ل ق | ḢLG FḢLGNÆ feḣaleḳnā sonre çevirdik then We created
Fe,Hı,Lam,Gaf,Nun,Elif,
80,600,30,100,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
المضغة م ض غ | MŽĞ ÆLMŽĞT l-muDğate bir çiğnemlik eti the embryonic lump,
Elif,Lam,Mim,Dad,Ğayn,Te merbuta,
1,30,40,800,1000,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
عظاما ع ظ م | AƵM AƵÆMÆ ǐZāmen kemiklere (into) bones,
Ayn,Zı,Elif,Mim,Elif,
70,900,1,40,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
فكسونا ك س و | KSW FKSWNÆ fekesevnā sonre giydirdik then We clothed
Fe,Kef,Sin,Vav,Nun,Elif,
80,20,60,6,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
العظام ع ظ م | AƵM ÆLAƵÆM l-ǐZāme kemiklere the bones
Elif,Lam,Ayn,Zı,Elif,Mim,
1,30,70,900,1,40,
"N – accusative masculine plural noun → Bone"
اسم منصوب
لحما ل ح م | LḪM LḪMÆ leHmen et "(with) flesh;"
Lam,Ha,Mim,Elif,
30,8,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
أنشأناه ن ش ا | NŞÆ ǼNŞǼNÆH enşe'nāhu onu yaptık We produce it
,Nun,Şın,,Nun,Elif,He,
,50,300,,50,1,5,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
خلقا خ ل ق | ḢLG ḢLGÆ ḣalḳan bir yaratık (as) a creation
Hı,Lam,Gaf,Elif,
600,30,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
آخر ا خ ر | ÆḢR ËḢR āḣara bambaşka another.
,Hı,Re,
,600,200,
ADJ – accusative masculine singular adjective
صفة منصوبة
فتبارك ب ر ك | BRK FTBÆRK fetebārake ne yücedir So blessed is
Fe,Te,Be,Elif,Re,Kef,
80,400,2,1,200,20,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form VI) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
الله | ÆLLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
أحسن ح س ن | ḪSN ǼḪSN eHsenu en güzeli (the) Best
,Ha,Sin,Nun,
,8,60,50,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
الخالقين خ ل ق | ḢLG ÆLḢÆLGYN l-ḣāliḳīne yaratanların (of) the Creators.
Elif,Lam,Hı,Elif,Lam,Gaf,Ye,Nun,
1,30,600,1,30,100,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور

Konu Başlığı: [23:12-16] Embriyoloji

Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra o bir katre suyu kan pıhtısı haline getirdik, derken kan pıhtısını bir parça et hâline soktuk, derken ette kemikler yarattık, derken kemiklere et giydirdik, sonra da onu başka bir yaratılışla meydana getirdik; ne yücedir şanı yaratıcıların en güzeli Allah'ın.
Adem Uğur : Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Ahmed Hulusi : Sonra o nutfeyi bir alaka (genetik yapılı embriyo) yarattık, sonra o alakayı bir mudga (bir çiğnemlik et) yarattık, sonra o mudgaya kemikler yarattık, nihayet o kemiklere de et giydirdik. . . Sonra onu bir başka (ruhun oluşumu) ile inşa ettik. . . Yaratıcıların en güzeli Allâh, ne yücedir!
Ahmet Tekin : Dahası spermle yumurtayı birleştirip, ana rahmiyle bağ kurarak, rahim duvarına yerleşen döllenmiş yumurta haline getirdik. Döllenmiş yumurtayı embriyo haline soktuk. Embriyoda kemik oluşturduk. Kemiklerde tomurcuklanma meydana getirip uzatarak, yoğunlaştırarak kaynaştırıp iskeleti etle kasla örttük. Üstelik onu başka bir yaratılışla, ruhu, iradesi, organları ve güçleriyle en güzel bir biçimde insan haline getirdik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Ahmet Varol : Sonra nutfeyi bir alaka (embriyo) olarak yarattık, alakayı da bir çiğnem et şeklinde yarattık, ardından bu bir çiğnem eti kemikler olarak yarattık, ardından da kemiklere et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışla oluşturduk. Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir!
Ali Bulaç : Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.
Ali Fikri Yavuz : Sonra o nutfeyi kan pıhtısı haline getirdik. Ondan sonra kan pıhtısını bir parça et yaptık; o et parçasını da kemikler haline çevirdik. Kemiklere de et giydirdik. Sonra ona başka bir yaratılış (ruh) verdik. Bak ki, şekil verenlerin en güzeli olan Allah’ın şanı ne kadar yücedir!...
Bekir Sadak : Sonra nutfeyi kan pihtisina cevirdik, kan pihtisini bir cignemlik et yaptik, bir cignemlik etten kemikler yarattik, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu baska bir yaratik yaptik: Yaratanlarin en guzeli olan Allah ne uludur!
Celal Yıldırım : Sonra o nutfeyi kan pıhtısı durumuna getirdik. Kan pıhtısını ise çiğnenmiş bir et parçasına dönüştürdük. O çiğnenmiş etten de kemikler yarattık, kemiklere et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir, ne mukaddestir!
Diyanet İşleri : Sonra bu az suyu “alaka” hâline getirdik. Alakayı da “mudga” yaptık. Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!
Diyanet İşleri (eski) : Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık: Biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne uludur!
Diyanet Vakfi : Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Edip Yüksel : Sonra, o damlacığı, embriyo olarak biçimlendirdik, sonra embriyoyu dölüt olarak biçimlendirdik, sonra dölütü kemik olarak biçimlendirdik, sonra kemiğe et giydirdik ve sonra onu yeni bir yaratık haline soktuk. Biçim verenlerin en güzeli ALLAH çok yücedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattık, derken o alakayı bir mudga (bir çiğnem et parçası halinde) yarattık, derken o mudgayı bir takım kemik yarattık, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diğer bir yaratık olarak teşekkül ettirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah, pek yücedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra o damlayı bir pıhtıya dönüştürdük, bu pıhtıyı bir et parçacığına dönüştürdük, bu et parçacığını bir takım kemiklere çevirdik, derken bu kemiklere bir et giydirdik; sonra ona bambaşka bir yaratık olarak hayat verdik. Bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli!
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra o nufteyi bir aleka yarattık derken o alakayı bir mudga yarattık derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra ona diğer bir hılkat neş'eti verdik, bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli
Fizilal-il Kuran : Sonra spermayı embriyoya dönüştürdük. Arkasından embriyoyu et parçasına dönüştürdük, arkasından et parçasından kemikler yarattık, arkasından kemiklere et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratığa dönüştürdük. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir!
Gültekin Onan : Sonra o su damlasını bir alak olarak yarattık; ardından o alakı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Tanrı, ne yücedir.
Hakkı Yılmaz : (12-16) Ve andolsun ki Biz, insanı seçilmiş bir çamurdan oluşturduk. Sonra onu çok dayanıklı bir karargâhta bir nutfe yaptık. Sonra o nutfeyi bir embriyon oluşturduk. Sonra o embriyoyu bir et parçası oluşturduk. Sonra o bir et parçasını kemikler olarak oluşturdukk. Sonunda o kemiklere de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka oluşumda yeniden kurduk. İşte, oluşturanların en güzeli Allah ne cömerttir! Sonra şüphesiz sizler, bunların ardından kesinlikle öleceksiniz. Sonra şüphesiz siz, kıyâmet gününde diriltileceksiniz.
Hakkı Yılmaz : Öyleyse bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuzdan/ terk ettiğinizden dolayı tadın azabı! Hiç şüphesiz ki Biz cezalandırdık sizi. Ve yapmış olduğunuza karşılık sonsuzluk azabını tadın!”
Hasan Basri Çantay : Sonra o nutfeyi bir kan pıhtısı haaline getirdik, derken o kan pıhtısını bir çiğnem et yapdık, o bir çiğnem eti de kemik (ler) e kalb etdik de o kemiklere de et giydirdik. Bil'âhare onu başka yaratılışla inşâ etdik. Suret yapanların en güzeli olan Allahın sânı (bak) ne yücedir!
Hayrat Neşriyat : Sonra o nutfeyi bir alaka olarak yarattık, sonra o alakayı bir mudga olarak yarattık, sonra bu mudgayı birtakım kemikler hâlinde yarattık, sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah, ne yücedir!
İbni Kesir : Sonra nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik. Derken o kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık. Bir çiğnemlik et parçasını kemik olarak yarattık. Kemiklere de et giydirdik. Ve sonra onu apayrı bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir.
İskender Evrenosoğlu : Sonra da nutfeden (bir noktadan rahim duvarına bağlı) bir alaka yarattık. Sonra alakadan bir çiğnem et (görünümünde) bir mudga yarattık. Bundan sonra mudgadan kemikleri yarattık. Daha sonra kemiklere et giydirdik (üzerini et ile kapladık). Daha sonra da onu, başka bir yaratışla inşa ettik (şekillendirdik). İşte böyle Allah, Mübarek'tir, En Güzel Yaratıcı'dır.
Muhammed Esed : sonra bu döl suyu damlasından döllenmiş hücreyi yaratıyoruz; sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yaratıyoruz; ve sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir yaratık halinde var edip ortaya çıkarıyoruz: öyleyse, yaratanların en iyisi, en ustası olarak Allah ne yücedir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra o nutfeyi bir donmuş kan yarattık, müteakiben o donmuş kanı da bir parça et kıldık, sonra o et parçasını da kemikler kıldık, kemiklere de bir et giydirdik. Sonra da onu başka bir halk olarak inşa etmiş olduk. İmdi musavvir, mukaddir olanların en güzeli olan Allah Teâlâ, pek mübarektir.
Ömer Öngüt : Sonra o nutfeyi alekaya (kan pıhtısına) çevirdik. Derken alekayı da mudğa (bir çiğnemlik et) yaptık. O mudğayı da kemikler hâline çevirdik. O kemiklere et giydirdik. Daha sonra onu bambaşka bir yaratılışla inşâ etttik. Şekil verenlerin en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!
Şaban Piriş : Sonra spermi empriyo haline getirdik. Empriyoyu et parçası yaptık. Et parçasından kemik yarattık. Kemiğe et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir varlık olarak yarattık. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir.
Suat Yıldırım : Sonra nutfeyi (rahim cidarına) yapışan bir hücreye, bunu da mudgaya, yani bir çiğnem et görünümündeki varlığa, mudgayı kemiklere dönüştürür, sonra da kemiklere et giydirip, derken yeni bir yaratılışa mazhar ederiz. İşte bak da Allah’ın ne mükemmel yaratan olduğunu bir düşün!
Süleyman Ateş : Sonra nutfeyi alaka(embriyo)ya çevirdik, alaka(embriyo)yı bir çiğnemlik ete çevirdik, bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik, kemiklere et giydirdik; sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allâh, ne yücedir!
Tefhim-ul Kuran : Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.
Ümit Şimşek : Sonra nutfeyi aleka halinde, alekayı mudga halinde yarattık. Mudgayı da kemik halinde yarattık; kemiklere ise et giydirdik. Sonra da onu bambaşka bir yaratışla inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!
Yaşar Nuri Öztürk : Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}