» 20 / Tâ-Hâ  38:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
Taha Suresi = Taha Suresi
ismini surenin basinda yer alan Ta ve Ha harflerinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

20:38 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
hani | vahyetmiştik | | annene | şeyi | vahyedilen |

ÎZ̃ ǼWḪYNÆ ÎL ǼMK YWḪ
evHaynā ilā ummike yūHā

إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ÎZ̃ = iƶ : hani
2. ǼWḪYNÆ = evHaynā : vahyetmiştik
3. ÎL = ilā :
4. ǼMK = ummike : annene
5. MÆ = mā : şeyi
6. YWḪ = yūHā : vahyedilen
hani | vahyetmiştik | | annene | şeyi | vahyedilen |

[] [WḪY] [] [ÆMM] [] [WḪY]
ÎZ̃ ǼWḪYNÆ ÎL ǼMK YWḪ

evHaynā ilā ummike yūHā
إذ أوحينا إلى أمك ما يوحى

[] [و ح ي] [] [ا م م] [] [و ح ي]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
أوحينا و ح ي | WḪY ǼWḪYNÆ evHaynā vahyetmiştik We inspired
إلى | ÎL ilā to
أمك ا م م | ÆMM ǼMK ummike annene your mother
ما | şeyi what
يوحى و ح ي | WḪY YWḪ yūHā vahyedilen is inspired,
hani | vahyetmiştik | | annene | şeyi | vahyedilen |

[] [WḪY] [] [ÆMM] [] [WḪY]
ÎZ̃ ǼWḪYNÆ ÎL ǼMK YWḪ

evHaynā ilā ummike yūHā
إذ أوحينا إلى أمك ما يوحى

[] [و ح ي] [] [ا م م] [] [و ح ي]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
أوحينا و ح ي | WḪY ǼWḪYNÆ evHaynā vahyetmiştik We inspired
,Vav,Ha,Ye,Nun,Elif,
,6,8,10,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أمك ا م م | ÆMM ǼMK ummike annene your mother
,Mim,Kef,
,40,20,
N – genitive feminine singular noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | şeyi what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يوحى و ح ي | WḪY YWḪ yūHā vahyedilen is inspired,
Ye,Vav,Ha,,
10,6,8,,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول

Konu Başlığı: [20:25-41] Musa'nın Örnek Duası

Abdulbaki Gölpınarlı : Hani vahyedilecek şeyi ilhâm etmiştik anana.
Adem Uğur : Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:
Ahmed Hulusi : "Hani vahyolunanları annene vahyetmiştik:"
Ahmet Tekin : 'Hani bir vakitler annene, vahy ile bildirilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik.'
Ahmet Varol : Hani annene vahyolunanı vahyetmiştik: [1]
Ali Bulaç : "Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)"
Ali Fikri Yavuz : Hani bir vakit (Firavun, doğan çocukları öldürüyordu da sen doğduğun zaman annen endişelenmişti. İşte bu sırada) ilham edilen şu ilhamı annene verdik:
Bekir Sadak : (36-39) Allah: «Ey Musa! istedigin sana verildi» dedi, «Zaten sana baska bir defa da iyilikte bulunmus ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmistik: Musa'yi bir sandiga koy da suya birak; su onu kiyiya atar, Bana da, ona da dusman olan biri onu alir. Ey Musa! Gzumun nunde yetisesin diye seni sevimli kildim.»
Celal Yıldırım : (38-39) Hani annene ilham edilecek şeyi ilham etmiştik: Musa'yı bir sandığa yerleştir de suya at, su onu kıyıya bıraksın; hem bana, hem ona düşman biri onu alır. (Ey Musâ!) Gözetimim altında yetiştirilesin diye kendi katımdan senin üzerine sevgimi koydum.
Diyanet İşleri : “Hani annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik:”
Diyanet İşleri (eski) : (36-39) Allah: 'Ey Musa! İstediğin sana verildi' dedi, 'Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım.'
Diyanet Vakfi : Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:
Edip Yüksel : 'Hani annene şu vahyi vahyetmiştik:'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik:
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hani o vakit annene, verilen şu ilhamı vermiştik:
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt ki anana verilen şu ilhamı verdik
Fizilal-il Kuran : Hani, annene şu mesajımızı vahyetmiştik:
Gültekin Onan : "Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik (şöyle ki:)"
Hakkı Yılmaz : Hani bir vakit vahyolunan şeyleri annene vahyetmiştik, ‘
Hasan Basri Çantay : (37-38-39) «Andolsun ki biz sana diğer bir zamanda, anana vahyolunacak şey'i ilham etdiğimiz vakıtda da lutf etmiş ve (kendisine): — Onu tabuta koy da denize at ki deniz onu kıyıya bıraksın, onu benim de, kendisinin de düşmanı olan biri alacak diye (emreylemişdik). Sana karşı (Ey Musa) gözümün önünde yetişdirilmen için kendimden bir sevgi bırakmışdım.
Hayrat Neşriyat : 'O zaman annene ilhâm edilecek olanı ilhâm etmiştik.'
İbni Kesir : Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.
İskender Evrenosoğlu : Vahyedilecek şeyi annene vahyetmiştik.
Muhammed Esed : hani, annene vahyi, buyruğu şöyle esinlemiştik:
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, validene vahyolunacak şeyi vahyetmiştik.
Ömer Öngüt : “Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik. ”
Şaban Piriş : Hani annene ilham edilmesi gerekeni ilham etmiştik.
Suat Yıldırım : O vakit annene ilham edip dedik ki:
Süleyman Ateş : "(Sen doğduğun zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik:"
Tefhim-ul Kuran : «Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyleki:)»
Ümit Şimşek : 'Hani vahyedilecek şeyi annene şöyle vahyetmiştik:
Yaşar Nuri Öztürk : Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik:


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}