» 15 / Hicr  85:

Kuran Sırası: 15
İniş Sırası: 54
Hicr Suresi = Hicr Suresi
adini 80-84. ayetlerinde bahsedilen bir yer adi olan Hicr’den almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99

15:85 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve | biz yaratmadık | gökleri | ve yeri | ve ne de | bunlar arasındakileri | ancak (yarattık) | hak ile | ve mutlaka | o sa'at | gelecektir | şimdi sen hareket et | bir hoşgörü ile | güzel |

WMÆ ḢLGNÆ ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WMÆ BYNHMÆ ÎLÆ BÆLḪG WÎN ÆLSÆAT L ËTYT FÆṦFḪ ÆLṦFḪ ÆLCMYL
ve mā ḣaleḳnā s-semāvāti vel'erDe ve mā beynehumā illā bil-Haḳḳi ve inne s-sāǎte lātiyetun feSfeHi S-SafHa l-cemīle

وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلَّا بِالْحَقِّ وَإِنَّ السَّاعَةَ لَاتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَمِيلَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WMÆ = ve mā : ve
2. ḢLGNÆ = ḣaleḳnā : biz yaratmadık
3. ÆLSMÆWÆT = s-semāvāti : gökleri
4. WÆLǼRŽ = vel'erDe : ve yeri
5. WMÆ = ve mā : ve ne de
6. BYNHMÆ = beynehumā : bunlar arasındakileri
7. ÎLÆ = illā : ancak (yarattık)
8. BÆLḪG = bil-Haḳḳi : hak ile
9. WÎN = ve inne : ve mutlaka
10. ÆLSÆAT = s-sāǎte : o sa'at
11. L ËTYT = lātiyetun : gelecektir
12. FÆṦFḪ = feSfeHi : şimdi sen hareket et
13. ÆLṦFḪ = S-SafHa : bir hoşgörü ile
14. ÆLCMYL = l-cemīle : güzel
ve | biz yaratmadık | gökleri | ve yeri | ve ne de | bunlar arasındakileri | ancak (yarattık) | hak ile | ve mutlaka | o sa'at | gelecektir | şimdi sen hareket et | bir hoşgörü ile | güzel |

[] [ḢLG] [SMW] [ÆRŽ] [] [BYN] [] [ḪGG] [] [SWA] [ÆTY] [ṦFḪ] [ṦFḪ] [CML]
WMÆ ḢLGNÆ ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WMÆ BYNHMÆ ÎLÆ BÆLḪG WÎN ÆLSÆAT L ËTYT FÆṦFḪ ÆLṦFḪ ÆLCMYL

ve mā ḣaleḳnā s-semāvāti vel'erDe ve mā beynehumā illā bil-Haḳḳi ve inne s-sāǎte lātiyetun feSfeHi S-SafHa l-cemīle
وما خلقنا السماوات والأرض وما بينهما إلا بالحق وإن الساعة لآتية فاصفح الصفح الجميل

[] [خ ل ق] [س م و] [ا ر ض] [] [ب ي ن] [] [ح ق ق] [] [س و ع] [ا ت ي] [ص ف ح] [ص ف ح] [ج م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WMÆ ve mā ve And not
خلقنا خ ل ق | ḢLG ḢLGNÆ ḣaleḳnā biz yaratmadık We created
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti gökleri the heavens
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDe ve yeri and the earth
وما | WMÆ ve mā ve ne de and whatever
بينهما ب ي ن | BYN BYNHMÆ beynehumā bunlar arasındakileri (is) between them
إلا | ÎLÆ illā ancak (yarattık) except
بالحق ح ق ق | ḪGG BÆLḪG bil-Haḳḳi hak ile in truth.
وإن | WÎN ve inne ve mutlaka And indeed,
الساعة س و ع | SWA ÆLSÆAT s-sāǎte o sa'at the Hour
لآتية ا ت ي | ÆTY L ËTYT lātiyetun gelecektir (is) surely coming.
فاصفح ص ف ح | ṦFḪ FÆṦFḪ feSfeHi şimdi sen hareket et So overlook
الصفح ص ف ح | ṦFḪ ÆLṦFḪ S-SafHa bir hoşgörü ile (with) forgiveness
الجميل ج م ل | CML ÆLCMYL l-cemīle güzel gracious.
ve | biz yaratmadık | gökleri | ve yeri | ve ne de | bunlar arasındakileri | ancak (yarattık) | hak ile | ve mutlaka | o sa'at | gelecektir | şimdi sen hareket et | bir hoşgörü ile | güzel |

[] [ḢLG] [SMW] [ÆRŽ] [] [BYN] [] [ḪGG] [] [SWA] [ÆTY] [ṦFḪ] [ṦFḪ] [CML]
WMÆ ḢLGNÆ ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WMÆ BYNHMÆ ÎLÆ BÆLḪG WÎN ÆLSÆAT L ËTYT FÆṦFḪ ÆLṦFḪ ÆLCMYL

ve mā ḣaleḳnā s-semāvāti vel'erDe ve mā beynehumā illā bil-Haḳḳi ve inne s-sāǎte lātiyetun feSfeHi S-SafHa l-cemīle
وما خلقنا السماوات والأرض وما بينهما إلا بالحق وإن الساعة لآتية فاصفح الصفح الجميل

[] [خ ل ق] [س م و] [ا ر ض] [] [ب ي ن] [] [ح ق ق] [] [س و ع] [ا ت ي] [ص ف ح] [ص ف ح] [ج م ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | WMÆ ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
خلقنا خ ل ق | ḢLG ḢLGNÆ ḣaleḳnā biz yaratmadık We created
Hı,Lam,Gaf,Nun,Elif,
600,30,100,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti gökleri the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDe ve yeri and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم منصوب
وما | WMÆ ve mā ve ne de and whatever
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
بينهما ب ي ن | BYN BYNHMÆ beynehumā bunlar arasındakileri (is) between them
Be,Ye,Nun,He,Mim,Elif,
2,10,50,5,40,1,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person dual possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلا | ÎLÆ illā ancak (yarattık) except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
بالحق ح ق ق | ḪGG BÆLḪG bil-Haḳḳi hak ile in truth.
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf,
2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
وإن | WÎN ve inne ve mutlaka And indeed,
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب
الساعة س و ع | SWA ÆLSÆAT s-sāǎte o sa'at the Hour
Elif,Lam,Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,60,1,70,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
لآتية ا ت ي | ÆTY L ËTYT lātiyetun gelecektir (is) surely coming.
Lam,,Te,Ye,Te merbuta,
30,,400,10,400,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative feminine indefinite active participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
فاصفح ص ف ح | ṦFḪ FÆṦFḪ feSfeHi şimdi sen hareket et So overlook
Fe,Elif,Sad,Fe,Ha,
80,1,90,80,8,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
الصفح ص ف ح | ṦFḪ ÆLṦFḪ S-SafHa bir hoşgörü ile (with) forgiveness
Elif,Lam,Sad,Fe,Ha,
1,30,90,80,8,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الجميل ج م ل | CML ÆLCMYL l-cemīle güzel gracious.
Elif,Lam,Cim,Mim,Ye,Lam,
1,30,3,40,10,30,
ADJ – accusative masculine singular adjective
صفة منصوبة

Konu Başlığı: [15:85-88] Dünyanın Sonu Açıklanıyor

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve biz, gökleri ve yeryüzünü abes olarak halketmedik ve kıyâmet, mutlaka gelecektir, aldırış bile etme, bir hoşça vazgeç onlardan şimdilik.
Adem Uğur : Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.
Ahmed Hulusi : Biz, semâları ve arzı ve ikisi arasındakileri Hak olarak yarattık! Kesinlikle o Saat (ölüm) gelecektir. . . O hâlde, hoşgörü ve Hakkanî görüş ile davran.
Ahmet Tekin : Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları ve imkânları, ancak, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, hesaplı bir düzen içinde yarattık. Kıyametin kopacağı an mutlaka gelecek, sana ve dinine karşı, hesaplı, planlı düşmanlık edenleri Allah dünyada mutlaka cezalandıracaktır. Şimdi sen onlara, azarlamadan, kınamadan yumuşak davran ve güzel muamele et.
Ahmet Varol : Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri ancak hak ile yarattık. Şüphesiz o (kıyamet) saat(i) de gelecektir. Şimdi sen güzel bir hoşgörü göster.
Ali Bulaç : Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran.
Ali Fikri Yavuz : Biz göklerle Arzı ve aralarındaki şeyleri ancak hak ve hikmetle yarattık. (boşuna değil)... Elbetteki kıyamet gelecektir. Şimdi sen onlardan yüz çevir veya güzel muamelede bulun (Allah cezalarını verecektir.) Not: Bu âyeti kerime Kıtal âyeti ile nesh edilmiştir.
Bekir Sadak : Biz, gokleri, yeri ve her ikisi arasinda bulunanlari geregince yarattik. Kiyamet gunu suphesiz gelecektir. O halde yumusak ve iyi davran.
Celal Yıldırım : Gökleri, yeri ve bu ikisi arasındaki şeyleri ancak Hak ile yarattık. Kıyamet mutlaka gelecektir. O halde onları bağışla da güzel-tatlı davranmaya devam et.
Diyanet İşleri : Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et.
Diyanet İşleri (eski) : Biz, gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları gereğince yarattık. Kıyamet günü şüphesiz gelecektir. O halde yumuşak ve iyi davran.
Diyanet Vakfi : Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.
Edip Yüksel : Biz, gökleri, yeri ve aralarındaki şeyleri belli bir amaç için yarattık. O saat (dünyanın sonu) elbette gelecektir, öyleyse onlara güzel ve yumuşak davran.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz gökleri, yeri ve aralarındaki varlıkları ancak hak ve hikmetle yarattık ve elbette ki, kıyamet kopacaktır. (Ey Peygamber!) Şimdi sen onlara yumuşak davran ve güzel muamele et.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Öyle ya, Biz gökleri, yeri ve aralarındakileri, ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık ve şüphesiz o saat mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara iyi davran.
Elmalılı Hamdi Yazır : Öyle ya biz Samavât-ü Arzı ve mabeynlerini ancak hakkile halkettik ve elbette saat muhakkak gelecek, şimdi sen safh-ı cemil ile muamele et!
Fizilal-il Kuran : Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındaki varlıkları bir gerekçeye dayalı olarak yarattık, boşuna yaratmadık. Kıyamet anı kesinlikle gelecektir. O halde onların küstahlıklarını soylu bir umursamazlıkla karşıla.
Gültekin Onan : Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran.
Hakkı Yılmaz : Ve Biz gökleri, yeryüzünü ve aralarındaki şeyleri ancak hak/gerçek ile oluşturduk ve elbette ki, o kıyâmet, kesinlikle kopacaktır. Şimdi sen aldırış etme ve güzel muamele et.
Hasan Basri Çantay : Gökleri, yeri ve aralarındaki şeyleri biz hak (ve hikmete uygun) olmayarak (şer ve fesadın devam etmesi için) yaratmadık. Elbette o saat gelecekdir. Şimdilik sen aldırış etme, (onlara karşı) güzel (ve tatlı muaamelede) bulun.
Hayrat Neşriyat : (Biz) gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları da ancak hak ile (gerektiği şekilde) yarattık. Şübhesiz kıyâmet ise mutlaka gelicidir; (ey Resûlüm!) O hâlde (onlara şimdilik) güzel muâmele ederek aldırma!
İbni Kesir : Gökleri, yeri ve aralarındakini ancak hak ile yarattık. Kıyamet günü, muhakkak gelecektir. O halde sen yumuşak ve iyi davran.
İskender Evrenosoğlu : Biz semaları ve yeryüzünü ve o ikisinin arasındaki şeyleri, başka bir şey için yaratmadık. Ancak hak ile yarattık. Ve muhakkak ki; o saat (kıyâmet) mutlaka gelecektir. Artık onlardan güzellikle yüz çevir.
Muhammed Esed : İmdi, (unutma ki,) Biz gökleri ve yeri ve bu ikisi arasında var olan her şeyi, onları (içsel) bir gerçekliğe bağlı kılmadan yaratmadık; (Bu gerçeğin bütünüyle apaçık ortaya çıkacağı) Saat mutlaka gelecektir. Bunun içindir ki, (insanların kusurlarını) güzel, katıksız bir olgunlukla karşıla!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve semaları ve yeri ve aralarında olanları yaratmadık, ancak hak ile yarattık ve Kıyamet anı da elbette gelecektir. Artık sen güzel bir kaçınmakla kaçın. Onlardan yüz çevir.
Ömer Öngüt : Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O kıyamet saati mutlaka gelecektir. Güzel bir hoşgörü ile muamele et.
Şaban Piriş : Biz, gökleri, yeri ve arasındakileri ancak hak ile yarattık. Kıyamet elbette gelecektir. Öyleyse (kavminden) güzel bir ayrılışla ayrıl.
Suat Yıldırım : Öyle ya, Biz gökleri, yeri ve bu ikisinin aralarında bulunan varlıkları elbette boşuna değil, gerçek bir gaye ve hikmetle yarattık. Hiç şüphe yok ki o kıyamet saati gelip çatacaktır. Öyleyse müsamaha ile tatlılıkla davran onlara.
Süleyman Ateş : Biz gökleri yeri ve bunlar arasında bulunanları hak ile yarattık; (gerçeğin ortaya çıkacağı) o sâ'at, mutlaka gelecektir! Şimdi sen güzel bir hoşgörü ile hareket et.
Tefhim-ul Kuran : Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran.
Ümit Şimşek : Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile yarattık. Kıyamet günü de mutlaka gelecektir; onun için sen hoşgörülü ol ve onları bağışla.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz gökleri, yeri ve bunların arasındakileri hak olarak yarattık. O saat elbette gelecektir. Şimdi sen, uzanan elleri tut, güzel davran.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}