EMPH – emphatic prefix lām N – nominative masculine noun PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun اللام لام التوكيد اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنهم
|
ÎNHM
innehum
onlar
indeed, they
,Nun,He,Mim, ,50,5,40,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine plural object pronoun حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لفي
|
LFY
lefī
içinde
were in
Lam,Fe,Ye, 30,80,10,
EMPH – emphatic prefix lām P – preposition اللام لام التوكيد حرف جر
سكرتهم
س ك ر | SKR
SKRTHM
sekratihim
sarhoşlukları
their intoxication,
Sin,Kef,Re,Te,He,Mim, 60,20,200,400,5,40,
N – genitive feminine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يعمهون
ع م ه | AMH
YAMHWN
yeǎ'mehūne
bocalıyorlardı
wandering blindly.
Ye,Ayn,Mim,He,Vav,Nun, 10,70,40,5,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
Konu Başlığı: [15:61-77] Lut ve Homoseksüel Halkı
Abdulbaki Gölpınarlı : Ömrün hakkı için onlar, gafletten âdeta sarhoştular, gaflet içinde şaşkın bir haldeydiler.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Ahmed Hulusi : Yaşamına yemin olsun ki, onlar (zevk) sarhoşlukları içinde, kör ve şaşkın bocalıyorlar!
Ahmet Tekin : 'Dinine andolsun ki ey Lût, onlar şehvet sarhoşluğu içinde, önlerine gelene sarkıntılık yapıp duruyorlar. Seni hiç dinlerler mi?'
Ahmet Varol : Senin ömrüne yemin olsun ki, onlar sarhoşlukları (şaşkınlıkları) içinde bocalıyorlar.
Ali Bulaç : Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.
Ali Fikri Yavuz : (Rasûlüm!) Ömrün hakkı için, doğrusu onlar sarhoşlukları içinde azgın bir halde idiler.
Bekir Sadak : Senin hayatina and olsun ki, onlar sahosluklari icinde bocalayip duruyorlardi.
Celal Yıldırım : (Peygamberim !) hayatına yemin olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde ne yaptıklarını bilmiyorlardı.
Diyanet İşleri : (Melekler, Lût’a:) “Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş hâlde, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Senin hayatına and olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Edip Yüksel : Ne yazık ki onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Resulüm! Ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Resulüm, ömrüne yemin ederim ki, gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Resulüm! ömrüne kasem olsun ki hakikaten onlar serhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, hayatın hakkı için onlar sarhoşlukları içinde debeleniyorlardı.
Gültekin Onan : Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.
Hakkı Yılmaz : Sen ömründe bunlar gibi şehvet çılgınlığı içinde bocalayıp duran rezilleri hiç görmedin.–
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) seni ebedî yâd-ı cemîline yemîn ederim ki onlar serhoşlukları (azgınlıkları) içinde muhakkak serserî bir halde idiler.
Hayrat Neşriyat : (Ey şanlı Peygamber!) Ömrüne yemîn olsun ki, gerçekten onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
İbni Kesir : Senin ömrüne andolsun ki, onlar sarhoşlukları içinde muhakkak serseri bir halde idiler.
İskender Evrenosoğlu : Ömrüne andolsun ki; muhakkak ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Muhammed Esed : (Fakat melekler Lut'a:) "Canı sağolasıca!" dediler, "(Onlar bu durumda seni hiç dinlerler mi?) Baksana, (şehvetten) gözleri dönmüş, körcesine sendeleyip, öteye beriye sarkıntılık yapıp duruyorlar!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Ömrüne andolsun ki, şüphe yok, onlar kendi sarhoşlukları içinde şaşırıp durur kimseler idi.
Ömer Öngüt : Resulüm! Senin ömrüne andolsun ki, onlar sarhoşlukları içinde serseri bir halde idiler.
Şaban Piriş : Hayatına and olsun ki onlar sarhoşlukları içerisinde bocalayıp duruyorlar.
Suat Yıldırım : (Resulüm!) "Hayatın hakkı için onlar, kendilerini öylesine kaybetmişlerdi ki sarhoşlukları içinde sürünüp gitmekte idiler."
Süleyman Ateş : Senin ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.
Ümit Şimşek : Hayatın hakkı için, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.
Yaşar Nuri Öztürk : Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı.