CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به
|
BH
bihi
ona
for him,
Be,He, 2,5,
P – prefixed preposition bi PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
كيدا
ك ي د | KYD̃
KYD̃Æ
keyden
bir tuzak kurmak
a plan
Kef,Ye,Dal,Elif, 20,10,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
REM – prefixed resumption particle V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine plural object pronoun الفاء استئنافية فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, İbrâhim'e bir düzen kurmak istedilerse de biz, onları en büyük bir ziyâna uğrattık.
Adem Uğur : Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Ahmed Hulusi : Ona bir tuzak kurmak istediler; onların yaptığını geçersiz kıldık!
Ahmet Tekin : Ona bir kötülük planı hazırlamak istediler. Fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Ahmet Varol : Ona bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz asıl kendilerini hüsrana uğrattık.
Ali Bulaç : Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Ali Fikri Yavuz : İbrâhîm’e bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz, kendilerini daha ziyade hüsrana düşürdük. (üzerlerine sinek musallat ederek onları helâk ettik).
Bekir Sadak : Ona duzen kurmak istediler, fakat Biz onlari husrana ugrattik.
Celal Yıldırım : İbrahim'e tuzak kurmak istediler. Biz de onları hüsrana uğrattık.
Diyanet İşleri : Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları en çok zarar edenler durumuna düşürdük.
Diyanet İşleri (eski) : Ona düzen kurmak istediler, fakat Biz onları hüsrana uğrattık.
Diyanet Vakfi : Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Edip Yüksel : Böylece onun için bir plan uygulamak istediler de biz onları başarısızlığa mahkum ettik.