V – 3rd person feminine singular perfect verb فعل ماض
لهم
|
LHM
lehum
kendilerine
for them
Lam,He,Mim, 30,5,40,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun جار ومجرور
منا
|
MNÆ
minnā
bizden
from Us
Mim,Nun,Elif, 40,50,1,
P – preposition PRON – 1st person plural object pronoun جار ومجرور
الحسنى
ح س ن | ḪSN
ÆLḪSN
l-Husnā
güzellik
the good,
Elif,Lam,Ha,Sin,Nun,, 1,30,8,60,50,,
N – nominative feminine singular noun اسم مرفوع
أولئك
|
ǼWLÙK
ulāike
işte onlar
those
,Vav,Lam,,Kef, ,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun اسم اشارة
عنها
|
ANHÆ
ǎnhā
ondan (cehennemden)
from it
Ayn,Nun,He,Elif, 70,50,5,1,
P – preposition PRON – 3rd person feminine singular object pronoun جار ومجرور
مبعدون
ب ع د | BAD̃
MBAD̃WN
mub'ǎdūne
uzaklaştırılmışlardır
(will be) removed far.
Mim,Be,Ayn,Dal,Vav,Nun, 40,2,70,4,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle اسم مرفوع
Konu Başlığı: [21:98-103] Müşrikler Önderleriyle Cehennemi Paylaşacaklar
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat kendilerine, tarafımızdan güzel bir vaitte bulunulan, haklarında iyilik takdîr edilen kimseler, oradan uzaklaşmışlardır.
Adem Uğur : Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
Ahmed Hulusi : Bizden kendilerine güzellik, saadet takdir edilmiş olan kimselere gelince, işte onlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Ahmet Tekin : Amelleri sebebiyle tarafımızdan, kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlar, işte onlar, cehennemden uzak tutulurlar.
Ahmet Varol : Bizden kendileri için önceden güzellik takdir edilmiş olanlar işte onlar oradan uzaklaştırılırlar.
Ali Bulaç : Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.
Ali Fikri Yavuz : Şüphesiz ki, kendilerine bizden saadet icap etmiş olanlar, işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Bekir Sadak : Yaptiklarina karsilik katimizdan kendileri icin iyi seyler yazilmis olanlar, iste onlar cehennemden uzak tutulanlardir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki bizden kendilerine en güzel (en doyurucu mutluluk) sözü verilmiş olanlar (var ya), işte onlar Cehennem'den uzak tutulmuşlardır.
Diyanet İşleri : Şüphesiz kendileri için tarafımızdan en güzel mükâfat hazırlanmış olanlar var ya; işte bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Diyanet İşleri (eski) : Yaptıklarına karşılık katımızdan kendileri için iyi şeyler yazılmış olanlar, işte onlar cehennemden uzak tutulanlardır.
Diyanet Vakfi : Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.
Edip Yüksel : Ancak kendilerine mutlu bir son belirlediklerimiz hariç, onlar ondan uzaklaştırılacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz katımızdan kendileri için güzel şeyler takdir edilmiş olanlar, işte oradan (cehennemden) uzak tutulanlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphe yok ki, haklarında Bizden güzellik takdir edilmiş olanlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şübhe yok ki haklarında bizden husnâ sebkedenler, bunlar, ondan uzaklaştırılmışlardır
Fizilal-il Kuran : Daha önce akıbetlerinin iyi olacağını takdir ettiğimiz kimselere gelince, onlar cehennemden uzak tutulacaklardır.
Gültekin Onan : Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte, onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır.
Hakkı Yılmaz : (101,102) "Şüphesiz tarafımızdan kendilerine “En Güzel” hazırlanan kimseler; işte onlar, cehennemden uzaklaştırılmışlardır. Onlar, cehennemin uğultusunu duymazlar. Onlar, nefislerinin istediği şeyler içinde sürekli kalıcıdırlar. "
Hasan Basri Çantay : Şübhe yok ki kendileri için bizden en güzel (bir seâdet) sebk etmiş (takdîr edilmiş) olanlar, işte bunlar oradan (cehennemden) uzaklaşdırılmışlardır.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki tarafımızdan kendilerine en güzel (saâdet) takdîr edilmiş olanlar var ya, işte onlar ondan (Cehennemden) uzaklaştırılmış kimselerdir.
İbni Kesir : Şüphesiz ki daha önce, kendilerine Bizden güzellik vaadi geçmiş olanlar; bunlar, oradan uzaklaştırılmışlardır.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Bizden kendilerine hüsna (güzellikler) ulaşanlar (yazılanlar), işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılanlardır.
Muhammed Esed : (Ama,) bakın, kendileri için katımızdan nihai iyilik ve güzellik (yazılmış) bulunanlara gelince; böyleleri (cehennemden) uzak tutulacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, kendileri için Bizden bir güzellik sebk etmiş olanlar, oradan uzak bulundurulmuşlardır.
Ömer Öngüt : O kimseler ki tâ ezelden haklarında tarafımızdan en güzel bir saâdet sebketmiş, iyilik fermanı çıkmıştır. Bunlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Şaban Piriş : (Yaptıklarına karşılık) Bizden iyilik ödülü kazananlar ise, onlar cehennemden uzak tutulur.
Suat Yıldırım : Ama kendileri hakkında Bizden ebedî mutluluk takdir edilmiş olanlar, cehennemden uzak tutulacaklardır.
Süleyman Ateş : Ama bizden kendilerine (ezelde) güzellik geçmiş (mutluluk takdir edilmiş) olanlar, işte onlar, ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
Tefhim-ul Kuran : Ama bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte onlar, ondan uzaklaştırılmış olanlardır.
Ümit Şimşek : Kendileri için güzellik takdir ettiğimiz kimselere gelince, onlar Cehennemden uzak tutulmuştur.
Yaşar Nuri Öztürk : Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.