» 21 / Enbiyâ  104:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
Enbiya Suresi = Peygamberler Suresi
agirlikli olarak peygamberlerden söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

21:104 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
o gün | düreriz | göğü | dürer gibi | tomarlarını | yazı | gibi | başladığımız | ilk | yaratmaya | onu iade ederiz | sözdür | üzerimize | şüphesiz | biz bunu | yapacağız |

YWM NŦWY ÆLSMÆÙ KŦY ÆLSCL LLKTB KMÆ BD̃ǼNÆ ǼWL ḢLG NAYD̃H WAD̃Æ ALYNÆ ÎNÆ KNÆ FÆALYN
yevme neTvī s-semāe keTayyi s-sicilli lilkutubi kemā bede'nā evvele ḣalḳin nuǐyduhu veǎ'den ǎleynā innā kunnā fāǐlīne

يَوْمَ نَطْوِي السَّمَاءَ كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ كَمَا بَدَأْنَا أَوَّلَ خَلْقٍ نُعِيدُهُ وَعْدًا عَلَيْنَا إِنَّا كُنَّا فَاعِلِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. YWM = yevme : o gün
2. NŦWY = neTvī : düreriz
3. ÆLSMÆÙ = s-semāe : göğü
4. KŦY = keTayyi : dürer gibi
5. ÆLSCL = s-sicilli : tomarlarını
6. LLKTB = lilkutubi : yazı
7. KMÆ = kemā : gibi
8. BD̃ǼNÆ = bede'nā : başladığımız
9. ǼWL = evvele : ilk
10. ḢLG = ḣalḳin : yaratmaya
11. NAYD̃H = nuǐyduhu : onu iade ederiz
12. WAD̃Æ = veǎ'den : sözdür
13. ALYNÆ = ǎleynā : üzerimize
14. ÎNÆ = innā : şüphesiz
15. KNÆ = kunnā : biz bunu
16. FÆALYN = fāǐlīne : yapacağız
o gün | düreriz | göğü | dürer gibi | tomarlarını | yazı | gibi | başladığımız | ilk | yaratmaya | onu iade ederiz | sözdür | üzerimize | şüphesiz | biz bunu | yapacağız |

[YWM] [ŦWY] [SMW] [ŦWY] [SCL] [KTB] [] [BD̃Æ] [ÆWL] [ḢLG] [AWD̃] [WAD̃] [] [] [KWN] [FAL]
YWM NŦWY ÆLSMÆÙ KŦY ÆLSCL LLKTB KMÆ BD̃ǼNÆ ǼWL ḢLG NAYD̃H WAD̃Æ ALYNÆ ÎNÆ KNÆ FÆALYN

yevme neTvī s-semāe keTayyi s-sicilli lilkutubi kemā bede'nā evvele ḣalḳin nuǐyduhu veǎ'den ǎleynā innā kunnā fāǐlīne
يوم نطوي السماء كطي السجل للكتب كما بدأنا أول خلق نعيده وعدا علينا إنا كنا فاعلين

[ي و م] [ط و ي] [س م و] [ط و ي] [س ج ل] [ك ت ب] [] [ب د ا] [ا و ل] [خ ل ق] [ع و د] [و ع د] [] [] [ك و ن] [ف ع ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يوم ي و م | YWM YWM yevme o gün (The) Day
نطوي ط و ي | ŦWY NŦWY neTvī düreriz We will fold
السماء س م و | SMW ÆLSMÆÙ s-semāe göğü the heaven
كطي ط و ي | ŦWY KŦY keTayyi dürer gibi like (the) folding
السجل س ج ل | SCL ÆLSCL s-sicilli tomarlarını (of) a scroll
للكتب ك ت ب | KTB LLKTB lilkutubi yazı for records.
كما | KMÆ kemā gibi As
بدأنا ب د ا | BD̃Æ BD̃ǼNÆ bede'nā başladığımız We began
أول ا و ل | ÆWL ǼWL evvele ilk (the) first
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣalḳin yaratmaya creation
نعيده ع و د | AWD̃ NAYD̃H nuǐyduhu onu iade ederiz We will repeat it,
وعدا و ع د | WAD̃ WAD̃Æ veǎ'den sözdür a promise
علينا | ALYNÆ ǎleynā üzerimize upon Us.
إنا | ÎNÆ innā şüphesiz Indeed, We -
كنا ك و ن | KWN KNÆ kunnā biz bunu We are
فاعلين ف ع ل | FAL FÆALYN fāǐlīne yapacağız (the) Doers.
o gün | düreriz | göğü | dürer gibi | tomarlarını | yazı | gibi | başladığımız | ilk | yaratmaya | onu iade ederiz | sözdür | üzerimize | şüphesiz | biz bunu | yapacağız |

[YWM] [ŦWY] [SMW] [ŦWY] [SCL] [KTB] [] [BD̃Æ] [ÆWL] [ḢLG] [AWD̃] [WAD̃] [] [] [KWN] [FAL]
YWM NŦWY ÆLSMÆÙ KŦY ÆLSCL LLKTB KMÆ BD̃ǼNÆ ǼWL ḢLG NAYD̃H WAD̃Æ ALYNÆ ÎNÆ KNÆ FÆALYN

yevme neTvī s-semāe keTayyi s-sicilli lilkutubi kemā bede'nā evvele ḣalḳin nuǐyduhu veǎ'den ǎleynā innā kunnā fāǐlīne
يوم نطوي السماء كطي السجل للكتب كما بدأنا أول خلق نعيده وعدا علينا إنا كنا فاعلين

[ي و م] [ط و ي] [س م و] [ط و ي] [س ج ل] [ك ت ب] [] [ب د ا] [ا و ل] [خ ل ق] [ع و د] [و ع د] [] [] [ك و ن] [ف ع ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يوم ي و م | YWM YWM yevme o gün (The) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
نطوي ط و ي | ŦWY NŦWY neTvī düreriz We will fold
Nun,Tı,Vav,Ye,
50,9,6,10,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
السماء س م و | SMW ÆLSMÆÙ s-semāe göğü the heaven
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,,
1,30,60,40,1,,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
كطي ط و ي | ŦWY KŦY keTayyi dürer gibi like (the) folding
Kef,Tı,Ye,
20,9,10,
P – prefixed preposition ka
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
السجل س ج ل | SCL ÆLSCL s-sicilli tomarlarını (of) a scroll
Elif,Lam,Sin,Cim,Lam,
1,30,60,3,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
للكتب ك ت ب | KTB LLKTB lilkutubi yazı for records.
Lam,Lam,Kef,Te,Be,
30,30,20,400,2,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
كما | KMÆ kemā gibi As
Kef,Mim,Elif,
20,40,1,
P – prefixed preposition ka
REL – relative pronoun
جار ومجرور
بدأنا ب د ا | BD̃Æ BD̃ǼNÆ bede'nā başladığımız We began
Be,Dal,,Nun,Elif,
2,4,,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
أول ا و ل | ÆWL ǼWL evvele ilk (the) first
,Vav,Lam,
,6,30,
N – accusative masculine singular noun
اسم منصوب
خلق خ ل ق | ḢLG ḢLG ḣalḳin yaratmaya creation
Hı,Lam,Gaf,
600,30,100,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
نعيده ع و د | AWD̃ NAYD̃H nuǐyduhu onu iade ederiz We will repeat it,
Nun,Ayn,Ye,Dal,He,
50,70,10,4,5,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وعدا و ع د | WAD̃ WAD̃Æ veǎ'den sözdür a promise
Vav,Ayn,Dal,Elif,
6,70,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
علينا | ALYNÆ ǎleynā üzerimize upon Us.
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif,
70,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
إنا | ÎNÆ innā şüphesiz Indeed, We -
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كنا ك و ن | KWN KNÆ kunnā biz bunu We are
Kef,Nun,Elif,
20,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
فاعلين ف ع ل | FAL FÆALYN fāǐlīne yapacağız (the) Doers.
Fe,Elif,Ayn,Lam,Ye,Nun,
80,1,70,30,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب

Konu Başlığı: [21:104-106] Diriliş Günü

Abdulbaki Gölpınarlı : Biz o gün göğü, kitap sahîfelerini dürüp büker gibi dürüp bükeceğiz; önce nasıl yaratmaya başladıysak tekrar yaratacağız, bu, vaadimizdir bizim ve gerçekten de yapacağız bunu, gücümüz yeter yapmaya.
Adem Uğur : (Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,) üzerimize aldığımız bir vaad oldu. Biz, (vâdettiğimizi) yaparız.
Ahmed Hulusi : O gün, semâyı yazılı sayfaları dürer gibi düreriz! İlk yaratmaya başladığımız gibi (yer - gök bitişik hâle) onu iade ederiz! Bu vaadimizdir! Gerçekleştirecek olan Biziz!
Ahmet Tekin : Divan kâtiplerinin yazılı evrakıtomar haline getirdikleri gibi göğü toplayıp düreceğimiz günü hatırından çıkarma. Yoktan var etmeye başladığımız ilk gündekine benzer şekilde onu yeniden yaratacağız. Bu, üzerimize aldığımız bir vaattir. Biz va’dettiğimizi yaparız.
Ahmet Varol : O gün gökleri, kitapların sayfalarını dürer gibi düreriz. İlk yaratmaya başladığımız gibi onu iade ederiz. Bu bizim üzerimize bir vaaddir. Doğrusu biz (istediğimizi) yaparız.
Ali Bulaç : Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, bizim üzerimizde bir vaiddir. Elbette, biz yapıcılarız.
Ali Fikri Yavuz : O gün ki, semayı, kitabların sahifesini dürer gibi düreceğiz. (Mahlukatı) ilk yaratışa başladığımız gibi, yine onu iade edeceğiz; üzerimize aldığımız bir vaaddır ki, muhakkak (öldükten sonra) dirilmeyi yapacağız.
Bekir Sadak : Gogu, kitap durer gibi durdugumuz zaman, yaratmaya ilk basladigimiz gibi katimizdan verilmis bir soz olarak onu tekrar var edecegiz. Dogrusu Biz yapariz.
Celal Yıldırım : O gün göğü, kitap (sahifelerini ya da formalarını) katladığımız gibi katlarız. İlk yaratmaya başladığımız gibi üzerimize gerekli bir va'd olarak tekrar (yaratıp) geri çevireceğiz. Şüphesiz ki biz (böyle) yaparız.
Diyanet İşleri : Yazılı kâğıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız.
Diyanet İşleri (eski) : Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu Biz yaparız.
Diyanet Vakfi : (Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,) üzerimize aldığımız bir vaad oldu. Biz, (vâdettiğimizi) yaparız.
Edip Yüksel : O gün göğü dosyaları dürer gibi katlar ve yaratılışın ilk durumunu nasıl başlatmışsak ona çeviririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Göğü, kitab dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi, katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu biz bunları yaparız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O gün ki, göğü kitaplar için defter dürer gibi düreceğiz, yaratmaya ilk başladığımız gibi yeniden yaratacağız, bu va'dimizdir. Doğrusu Biz bunları yaparız.
Elmalılı Hamdi Yazır : O gün ki Semâyı kitablar için defter dürer gibi düreceğiz evvel başladığımız gibi halkı iade edeceğiz, uhdemizde bir va'd, şübhe yok ki biz yaparız
Fizilal-il Kuran : O gün göğü, yazılı sayfaların dürüldüğü gibi düreriz. Varlıkları ilk başta nasıl yarattıksa, onları aynı şekilde yeni baştan diriltiriz. Bu yerine getirmeyi üstlendiğimiz bir sözdür. Biz onu mutlaka yaparız.
Gültekin Onan : Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, bizim üzerimizde bir vaaddir. Elbette, biz yapıcılarız.
Hakkı Yılmaz : Biz, göğü, kitapların dürüldüğü gibi dürdüğümüz zaman, oluşturmanın ilkine başladığımız gibi –katımızdan verilmiş bir söz olarak– onu yeniden var edeceğiz. Şüphesiz Biz yapanlarız.
Hasan Basri Çantay : (Yâdet) o günü ki biz göğü, kitabların sahîfesini dürüb büker gibi, düreceğiz. ilk yaratışa nasıl başladıksa, üzerimizde (hak) bir va'd olarak, yine onu iade edeceğiz. Hakıykatde faailler biziz.
Hayrat Neşriyat : O gün ki, göğü, kitabların sayfasını dürer gibi düreriz. İlk yaratmaya başladığımız gibi üzerimizde bir va'd olarak onu iâde ederiz (tekrar yaratırız). Şübhesiz ki biz, (bunu)yapacak olanlarız.
İbni Kesir : Göğü kitab dürer gibi düreceğimiz gün; yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş bir vaad olarak onu yeniden var edeceğiz. Doğrusu Biz, yapanlar olduk.
İskender Evrenosoğlu : O gün, kitapların yazılı sayfalarını dürer gibi semayı düreceğiz. Onu ilk defa halketmeye başladığımız gibi (eski durumuna) iade edeceğiz (geri döndüreceğiz). Bizim üzerimizde bir vaaddir. Muhakkak ki (bunu) yapacak olan, Biziz.
Muhammed Esed : O Gün gökleri sayfaları dürer gibi düreceğiz; (ve) alemi ilk kez nasıl yarattıysak onu yeniden yine öyle yaratacağız; gerçekleştirilmesini kendi üzerimize aldığımız bir sözdür bu: şüphesiz, Biz (her şeyi) yapabilecek güçteyiz!
Ömer Nasuhi Bilmen : (Düşününüz) O günü ki, kitaplar için sahifelerin dürülmesi gibi göğü düreceğiz. İlk yaratılışta başladığımız gibi onu iade edeceğiz. üzerimize bir va'addir ki, muhakkak yapıverecekleriz.
Ömer Öngüt : O gün göğü, kitap sayfalarını dürer gibi toplayıp düreriz. Sonra onu yaratmaya ilk başladığımız zamanki gibi yine iâde ederiz. Bu bizim vaadimizdir ve biz vaadimizi muhakkak yerine getiririz.
Şaban Piriş : Göğü kitap dürer gibi düreceğimiz gün, ilk defa yaratmaya başladığımız gibi yine onu tekrar ederiz. Söz veriyoruz, elbette bunu yapacağız.
Suat Yıldırım : Gün gelir, gök sahifesini, tıpkı kâtibin yazdığı kâğıdı dürüp rulo yapması gibi düreriz. Biz ilkin yaratmaya nasıl başladıysak diriltmeyi de Biz gerçekleştiririz. Bu, üzerimize aldığımız bir vaaddir. Bunu gerçekleştirecek olan da Biz’iz.
Süleyman Ateş : O gün göğü yazı tomarlarını dürer gibi toplarız. İlk yaratmaya başladığımız gibi onu iâde ederiz. Üzerimize sözdür; biz bunu mutlaka yapacağız.
Tefhim-ul Kuran : Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz. Bu, bizim üzerimizde bir vaidtir. Hiç tartışmasız, biz yapıcılarız.
Ümit Şimşek : O gün kitap sayfalarını dürer gibi semâyı düreriz. Sonra da, ilk yaratışa başladığımız gibi mahlûkatı tekrar yaratırız. Bu Bizim sözümüzdür; mutlaka yerine getireceğiz.
Yaşar Nuri Öztürk : Gün olur göğü, yazı tomarlarını dürer gibi düreriz. İlk yaratılışta başladığımız gibi onu baştan yaparız. Üzerimizde bir vaat olarak biz bunu mutlaka yapacağız.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}