» 21 / Enbiyâ  15:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
Enbiya Suresi = Peygamberler Suresi
agirlikli olarak peygamberlerden söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

21:15 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
| kesilmedi | bu | mırıldanmaları | kadar | biz onları yapıncaya | biçilmiş (ekin gibi) | sönmüş ateş (gibi) |

FMÆ ZÆLT TLK D̃AWÆHM ḪT CALNÆHM ḪṦYD̃Æ ḢÆMD̃YN
femā zālet tilke deǎ'vāhum Hattā ceǎlnāhum HaSīden ḣāmidīne

فَمَا زَالَتْ تِلْكَ دَعْوَاهُمْ حَتَّىٰ جَعَلْنَاهُمْ حَصِيدًا خَامِدِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. FMÆ = femā :
2. ZÆLT = zālet : kesilmedi
3. TLK = tilke : bu
4. D̃AWÆHM = deǎ'vāhum : mırıldanmaları
5. ḪT = Hattā : kadar
6. CALNÆHM = ceǎlnāhum : biz onları yapıncaya
7. ḪṦYD̃Æ = HaSīden : biçilmiş (ekin gibi)
8. ḢÆMD̃YN = ḣāmidīne : sönmüş ateş (gibi)
| kesilmedi | bu | mırıldanmaları | kadar | biz onları yapıncaya | biçilmiş (ekin gibi) | sönmüş ateş (gibi) |

[] [ZYL] [] [D̃AW] [] [CAL] [ḪṦD̃] [ḢMD̃]
FMÆ ZÆLT TLK D̃AWÆHM ḪT CALNÆHM ḪṦYD̃Æ ḢÆMD̃YN

femā zālet tilke deǎ'vāhum Hattā ceǎlnāhum HaSīden ḣāmidīne
فما زالت تلك دعواهم حتى جعلناهم حصيدا خامدين

[] [ز ي ل] [] [د ع و] [] [ج ع ل] [ح ص د] [خ م د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FMÆ femā Then not
زالت ز ي ل | ZYL ZÆLT zālet kesilmedi ceased
تلك | TLK tilke bu [this]
دعواهم د ع و | D̃AW D̃AWÆHM deǎ'vāhum mırıldanmaları their cry
حتى | ḪT Hattā kadar until
جعلناهم ج ع ل | CAL CALNÆHM ceǎlnāhum biz onları yapıncaya We made them
حصيدا ح ص د | ḪṦD̃ ḪṦYD̃Æ HaSīden biçilmiş (ekin gibi) reaped
خامدين خ م د | ḢMD̃ ḢÆMD̃YN ḣāmidīne sönmüş ateş (gibi) extinct.
| kesilmedi | bu | mırıldanmaları | kadar | biz onları yapıncaya | biçilmiş (ekin gibi) | sönmüş ateş (gibi) |

[] [ZYL] [] [D̃AW] [] [CAL] [ḪṦD̃] [ḢMD̃]
FMÆ ZÆLT TLK D̃AWÆHM ḪT CALNÆHM ḪṦYD̃Æ ḢÆMD̃YN

femā zālet tilke deǎ'vāhum Hattā ceǎlnāhum HaSīden ḣāmidīne
فما زالت تلك دعواهم حتى جعلناهم حصيدا خامدين

[] [ز ي ل] [] [د ع و] [] [ج ع ل] [ح ص د] [خ م د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FMÆ femā Then not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
زالت ز ي ل | ZYL ZÆLT zālet kesilmedi ceased
Ze,Elif,Lam,Te,
7,1,30,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
تلك | TLK tilke bu [this]
Te,Lam,Kef,
400,30,20,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
دعواهم د ع و | D̃AW D̃AWÆHM deǎ'vāhum mırıldanmaları their cry
Dal,Ayn,Vav,Elif,He,Mim,
4,70,6,1,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
جعلناهم ج ع ل | CAL CALNÆHM ceǎlnāhum biz onları yapıncaya We made them
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,He,Mim,
3,70,30,50,1,5,40,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حصيدا ح ص د | ḪṦD̃ ḪṦYD̃Æ HaSīden biçilmiş (ekin gibi) reaped
Ha,Sad,Ye,Dal,Elif,
8,90,10,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
خامدين خ م د | ḢMD̃ ḢÆMD̃YN ḣāmidīne sönmüş ateş (gibi) extinct.
Hı,Elif,Mim,Dal,Ye,Nun,
600,1,40,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب

Konu Başlığı: [21:2-20] Yeni Vahiy ve Mucizelere Karşı Çıkış

Abdulbaki Gölpınarlı : Onları kesilmiş bir ot, ateşi yanıp bitmiş bir kül yığını haline getirinciye dek sözleri, ancak budur işte.
Adem Uğur : Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.
Ahmed Hulusi : Onların bu iddiaları sürüp gitti. . . Tâ ki biz onları biçilmiş ekin ve sönmüş ateşe döndürene kadar.
Ahmet Tekin : Biz onları biçilmiş bir ekin ve sönen ocaklar haline getirinceye kadar, onların bu itirafları sürüp gider.
Ahmet Varol : Bu haykırmaları biz onları biçilmiş ekin ve sönmüş kül yığını haline getirinceye kadar kesilmedi.
Ali Bulaç : Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
Ali Fikri Yavuz : Biz, onları, sönmüş kül yığını olarak biçilmiş bir ekin haline getirinceye kadar, hep sözleri bu feryad olmuştur.
Bekir Sadak : Biz onlari bicilmis ot ve bir yigin kul haline getirinceye kadar haykirmalari devam etti.
Celal Yıldırım : Onların biçilmiş ot, sönüp bir yığın kül haline gelinceye kadar hayıflanıp söylenmeleri böyle oldu.
Diyanet İşleri : Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti.
Diyanet İşleri (eski) : Biz onları biçilmiş ot ve bir yığın kül haline getirinceye kadar haykırmaları devam etti.
Diyanet Vakfi : Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.
Edip Yüksel : Onları biçip tüketinceye kadar bu yalvarışlarını tekrarlayıp duracaklar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz, onları biçilmiş bir ekin ve bir yığın kül haline getirinceye kadar hep sözleri bu feryad olmuştur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Artık olanca feryatları bu oldu kaldı. Neticede onları öyle yaptık ki, biçildiler, söndüler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Artık bütün davaları bu oldu kaldı, nihayet onları öyle yapdık ki biçildiler, söndüler
Fizilal-il Kuran : Onlar böyle vahlanıp dururken biz kendilerini biçilmiş ekinler gibi cansız yere seriverdik.
Gültekin Onan : Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
Hakkı Yılmaz : İşte onların bu çağrıları, onları biçilmiş bir ekin ve sönmüş ocak/kül hâline getirinceye kadar son bulmadı.
Hasan Basri Çantay : Nihayet biz onları biçilmiş bir ot, ocakları sönmüş (bir kül yığını) haaline getirinceye kadar dâima feryadları bu (söz) olmuşdur.
Hayrat Neşriyat : Artık biz onları, biçilmiş (ekin) ve sönmüş (ateşe dönen) kimseler hâline getirinceye kadar, duâları bu (feryâd) olmakta devâm etti.
İbni Kesir : Bu haykırmaları devam edip dururken Biz; onları, biçilmiş bir ot, sönmüş bir ocak haline getirdik.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onların bu davaları (şikâyetleri); Biz onları, biçilmiş ekin (gibi) sönmüş hale getirinceye (ölünceye) kadar bitmedi.
Muhammed Esed : Ve bu yakınmaları, Biz kendilerini biçilmiş bir tarlaya (ya da) bir kül yığınına çevirinceye kadar sürüp giderdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık onların bütün çağırmaları, bundan başka olmadı. Tâ ki onları biçilmiş, sönmüş kimseler kıldık.
Ömer Öngüt : Biz onları kuruyup biçilmiş ekin haline, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu haykırmaları sürüp gitti.
Şaban Piriş : Bu haykırışları devam edip dururken, biz onları biçilmiş ekine, sönmüş ocağa çevirdik.
Suat Yıldırım : Bu feryatları sürüp gitti. Nihayet onları öyle yaptık ki biçildiler, sönüp kül oldular...
Süleyman Ateş : Bu mırıldanmaları sürüp giderken biz onları, biçilmiş (ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler.
Tefhim-ul Kuran : Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
Ümit Şimşek : Biz onları kökten biçip ocaklarını söndürünceye kadar böylece feryat edip durdular.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu davaları sürüp giderken biz onları kökten biçiverdik, sönüp silindiler.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}