» 21 / Enbiyâ  12:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
Enbiya Suresi = Peygamberler Suresi
agirlikli olarak peygamberlerden söz edildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

21:12 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
zaman | hissettikleri | azabımızı | derhal | onlar | oradan | kaçıyorlardı |

FLMÆ ǼḪSWÆ BǼSNÆ ÎZ̃Æ HM MNHÆ YRKŽWN
felemmā eHassū be'senā iƶā hum minhā yerkuDūne

فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. FLMÆ = felemmā : zaman
2. ǼḪSWÆ = eHassū : hissettikleri
3. BǼSNÆ = be'senā : azabımızı
4. ÎZ̃Æ = iƶā : derhal
5. HM = hum : onlar
6. MNHÆ = minhā : oradan
7. YRKŽWN = yerkuDūne : kaçıyorlardı
zaman | hissettikleri | azabımızı | derhal | onlar | oradan | kaçıyorlardı |

[] [ḪSS] [BÆS] [] [] [] [RKŽ]
FLMÆ ǼḪSWÆ BǼSNÆ ÎZ̃Æ HM MNHÆ YRKŽWN

felemmā eHassū be'senā iƶā hum minhā yerkuDūne
فلما أحسوا بأسنا إذا هم منها يركضون

[] [ح س س] [ب ا س] [] [] [] [ر ك ض]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLMÆ felemmā zaman Then when
أحسوا ح س س | ḪSS ǼḪSWÆ eHassū hissettikleri they perceived
بأسنا ب ا س | BÆS BǼSNÆ be'senā azabımızı Our torment,
إذا | ÎZ̃Æ iƶā derhal behold,
هم | HM hum onlar they
منها | MNHÆ minhā oradan from it
يركضون ر ك ض | RKŽ YRKŽWN yerkuDūne kaçıyorlardı were fleeing.
zaman | hissettikleri | azabımızı | derhal | onlar | oradan | kaçıyorlardı |

[] [ḪSS] [BÆS] [] [] [] [RKŽ]
FLMÆ ǼḪSWÆ BǼSNÆ ÎZ̃Æ HM MNHÆ YRKŽWN

felemmā eHassū be'senā iƶā hum minhā yerkuDūne
فلما أحسوا بأسنا إذا هم منها يركضون

[] [ح س س] [ب ا س] [] [] [] [ر ك ض]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLMÆ felemmā zaman Then when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
أحسوا ح س س | ḪSS ǼḪSWÆ eHassū hissettikleri they perceived
,Ha,Sin,Vav,Elif,
,8,60,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بأسنا ب ا س | BÆS BǼSNÆ be'senā azabımızı Our torment,
Be,,Sin,Nun,Elif,
2,,60,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إذا | ÎZ̃Æ iƶā derhal behold,
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
منها | MNHÆ minhā oradan from it
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
يركضون ر ك ض | RKŽ YRKŽWN yerkuDūne kaçıyorlardı were fleeing.
Ye,Re,Kef,Dad,Vav,Nun,
10,200,20,800,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [21:2-20] Yeni Vahiy ve Mucizelere Karşı Çıkış

Abdulbaki Gölpınarlı : Azâbımızı hissettiler mi hemen kaçmaya başlıyorlardı ondan.
Adem Uğur : Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
Ahmed Hulusi : Şiddetimizi hissettiklerinde bir de bakarsın, oradan kaçıyorlar!
Ahmet Tekin : Onlar azâbımızın şiddetini hissettikleri zaman, hemen vasıtalarına binip topuklayarak yılgın bir vaziyette oradan kaçıyorlardı.
Ahmet Varol : Onlar zorlu azabımızı hissettiklerinde hemen oradan kaçıyorlardı.
Ali Bulaç : Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Ali Fikri Yavuz : Onlar azabımızın şiddetini duydukları zaman memleketlerinden kaçıyorlardı.
Bekir Sadak : Onlar bizim baskinimizi hissettiklerinde, oradan kacmaga koyuluyorlardi.
Celal Yıldırım : Onlar, yok edici baskınımızı hissedince hemen oradan tabana kuvvet kaçmağa koyuldular.
Diyanet İşleri : Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar bizim baskınımızı hissettiklerinde, oradan kaçmağa koyuluyorlardı.
Diyanet Vakfi : Azabımızı hissettiklerinde bir de bakarsın ki oralardan (azap bölgesinden) kaçıyorlar!
Edip Yüksel : Azabımızı hissettikleri anda ondan kaçmaya çalışıyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar azabımızın şiddetini hissettikleri zaman oradan kaçmaya koyuluyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Azabımızı hissettikleri zaman, hemen oradan üzengi tepiyorlardı (kaçıyorlardı).
Elmalılı Hamdi Yazır : Be'simizi hissettikleri vakit, hemen oradan üzengi depiyorlardı,
Fizilal-il Kuran : Bu zalimler azabımızın gelip çattığını farkettiklerinde derhal şehirlerinden kaçmaya koyuluyorlardı.
Gültekin Onan : Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Hakkı Yılmaz : Öyle ki onlar azabımızın şiddetini hissettikleri zaman ondan hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı. –
Hasan Basri Çantay : (Evet), onlar azabımızı his (ve müşahede) etdikleri zaman hemen oralardan harıl harıl kaçıyorlardı.
Hayrat Neşriyat : Artık azâbımızı hissettikleri zaman, onlar oradan hemen hızlıca kaçıyorlardı.
İbni Kesir : Bizim baskınımızı hissettikleri zaman; onlar, oradan kaçmaya yelteniyordu
İskender Evrenosoğlu : Böylece (şiddetli) azabımızı hissettikleri zaman onlar, ondan kaçarlar.
Muhammed Esed : Ve onlar Bizim cezalandırıcı kudretimizi hissetmeye başlar başlamaz, hemen oradan kaçmaya davranırlardı.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, onlar Bizim azabımızı hissettiler. Onlar hemen oralardan süratle kaçınmaya başladılar.
Ömer Öngüt : Onlar bizim azabımızı hissettiklerinde oradan hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Şaban Piriş : Azabımızı hissettikleri zaman, ondan süratle kaçıyorlardı.
Suat Yıldırım : Onlar bizim baskınımızı hisseder etmez, derhal bineklerine yönelip kaçmaya yeltendiler.
Süleyman Ateş : Azâbımızı hissettikleri zaman onlar, derhal oradan (kaçmak için hayvanlarını) mahmuzluyorlardı.
Tefhim-ul Kuran : Bizim zorlu azabımızı hissettikleri zaman, oradan büyük bir hızla uzaklaşıp kaçıyorlardı.
Ümit Şimşek : Onlar, daha azabımızı hisseder etmez kaçışmaya başladılar.
Yaşar Nuri Öztürk : Şiddetimizi hissettiklerinde hiç vakit geçirmeksizin oradan dört nala kaçıyorlardı.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}