V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سمعنا
س م ع | SMA
SMANÆ
semiǎ'nā
işittik
"""We heard"
Sin,Mim,Ayn,Nun,Elif, 60,40,70,50,1,
V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
فتى
ف ت ي | FTY
FT
feten
bir genç
a youth
Fe,Te,, 80,400,,
N – genitive masculine indefinite noun اسم مجرور
يذكرهم
ذ ك ر | Z̃KR
YZ̃KRHM
yeƶkuruhum
onları diline dolayan
mention them
Ye,Zel,Kef,Re,He,Mim, 10,700,20,200,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb PRON – 3rd person masculine plural object pronoun فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
يقال
ق و ل | GWL
YGÆL
yuḳālu
deniliyormuş
he is called
Ye,Gaf,Elif,Lam, 10,100,1,30,
V – 3rd person masculine singular passive imperfect verb فعل مضارع مبني للمجهول
له
|
LH
lehu
kendisine
he is called
Lam,He, 30,5,
P – prefixed preposition lām PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
إبراهيم
|
ÎBRÆHYM
ibrāhīmu
İbrahim
"Ibrahim."""
,Be,Re,Elif,He,Ye,Mim, ,2,200,1,5,10,40,
"PN – nominative masculine proper noun → Ibrahim" اسم علم مرفوع
Konu Başlığı: [21:51-62] İbrahim
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir genç duymuştuk dediler, İbrâhim deniyordu adına, onlardan bahsediyordu.
Adem Uğur : (Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Bunlar hakkında konuşan (geçersiz olduklarından söz eden) İbrahim diye bir genç işitmiştik. "
Ahmet Tekin : Bazıları:
'İbrâhim denilen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk' dediler.
Ahmet Varol : 'Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını duyduk' dediler.
Ali Bulaç : "Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik" dediler.
Ali Fikri Yavuz : (Yine kâfirlerden bir takımı) dediler: “- İşittik ki, bir delikanlı bunları kötülüyor, kendisine İbrâhîm deniyormuş.”
Bekir Sadak : (60-61) Bazilari: «Ibrahim denen bir gencin onlari diline doladigini duymustuk» deyince, «O halde bunlarin sahidlik edebilmeleri icin onu halkin gozu onune getirin» dediler.
Celal Yıldırım : Onlardan bir kısmı, «İbrahim denen bir gene bunları diline dolayıp duruyordu» dediler.
Diyanet İşleri : (İçlerinden bazıları), “İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığını duyduk” dediler.
Diyanet İşleri (eski) : (60-61) Bazıları: 'İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk' deyince, 'O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin' dediler.
Diyanet Vakfi : (Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler.
Edip Yüksel : 'Onları diline dolayan bir delikanlı işittik, kendisine İbrahim deniliyormuş,' dediler.