V – 1st person plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
لفي
|
LFY
lefī
içinde
surely in
Lam,Fe,Ye, 30,80,10,
EMPH – emphatic prefix lām P – preposition اللام لام التوكيد حرف جر
ضلال
ض ل ل | ŽLL
ŽLÆL
Delālin
bir sapıklık
error
Dad,Lam,Elif,Lam, 800,30,1,30,
N – genitive masculine indefinite noun اسم مجرور
مبين
ب ي ن | BYN
MBYN
mubīnin
apaçık
clear
Mim,Be,Ye,Nun, 40,2,10,50,
N – genitive masculine indefinite (form IV) active participle اسم مجرور
Konu Başlığı: [26:69-98] İbrahim
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah hakkı için gerçekten de biz, apaçık bir sapıklık içindeydik.
Adem Uğur : Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
Ahmed Hulusi : "Tallahi, kesinlikle apaçık bir sapkınlık içinde imişiz!"
Ahmet Tekin : 'Vallahi biz, tamamen başımıza buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindeymişiz.'
Ahmet Varol : 'Allah'a andolsun, biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
Ali Bulaç : "Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,"
Ali Fikri Yavuz : “-Vallahi, doğrusu biz, açık bir sapıklık içinde idik.
Bekir Sadak : (96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.
Celal Yıldırım : Allah'a yemin ederiz ki, bizler gerçekten açık bir sapıklık içinde idik.
Diyanet İşleri : “Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”
Diyanet İşleri (eski) : (96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.
Diyanet Vakfi : Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
Edip Yüksel : 'ALLAH'a andolsun, biz gerçekten çok açık bir sapıklık içinde imişiz.'
Fizilal-il Kuran : Vallahi bizler apaçık bir sapıklığa saplanmıştık.
Gültekin Onan : "Andolsun Tanrı'ya, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."
Hakkı Yılmaz : (96-102) Onlar, onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki: “Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idik. Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk. Ve bizi yalnızca o günahkârlar saptırdı. Artık bizim için yardımcılardan, torpilcilerden hiçbir kimse ve candan bir yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakın yoktur. Ah keşke bizim için bir geri dönüş olsaydı da biz de mü’minlerden olsaydık!”
Hasan Basri Çantay : «Allaha andolsun, hakıykat biz apaçık bir sapıklık içinde idik».
Hayrat Neşriyat : (96-97) Onlar orada (putlarıyla) çekişerek derler ki: 'Allah’a yemîn olsun ki, (biz)elbette apaçık bir dalâlet içinde imişiz.'
İskender Evrenosoğlu : Allah'a yemin olsun ki, biz mutlaka apaçık bir dalâlet içindeydik.
Muhammed Esed : "Allah şahittir ki, biz apaçık bir sapıklık içindeydik,
Ömer Nasuhi Bilmen : (96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah'a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»
Ömer Öngüt : “Vallahi biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz. ”
Şaban Piriş : -Vallahi biz, açıkça sapıklıktaydık.
Suat Yıldırım : (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"
Süleyman Ateş : "Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!"
Tefhim-ul Kuran : «Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,»
Ümit Şimşek : 'Allah'a yemin olsun, apaçık bir sapıklık içindeymişiz.
Yaşar Nuri Öztürk : "Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz."