V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
عنهم
|
ANHM
ǎnhum
kendilerine
them
Ayn,Nun,He,Mim, 70,50,5,40,
P – preposition PRON – 3rd person masculine plural object pronoun جار ومجرور
ما
|
MÆ
mā
şeylerin
what
Mim,Elif, 40,1,
REL – relative pronoun اسم موصول
كانوا
ك و ن | KWN
KÆNWÆ
kānū
oldukları
enjoyment they were given?
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif, 20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يمتعون
م ت ع | MTA
YMTAWN
yumetteǔne
yaşatılıyor
enjoyment they were given?
Ye,Mim,Te,Ayn,Vav,Nun, 10,40,400,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form II) passive imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
Konu Başlığı: [26:192-227] Bu Kitabı Başka Dillere Çevirin
Abdulbaki Gölpınarlı : O yaşayıp geçinmeleri, onları herhangi bir sûretle kurtarabilir mi ki?
Adem Uğur : Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.
Ahmed Hulusi : Sahip olduklarıyla yaşadıkları zevkler, onlara hiçbir yarar sağlamaz!
Ahmet Tekin : Sahip oldukları servetler ve refahları, vaktiyle kendilerine verilmiş olan fırsatlar, devamlı tehdit edildikleri azaptan kendilerini kurtaramadı.
Ahmet Varol : Yararlandırıldıkları onlara ne sağlayabilir?
Ali Bulaç : Onların 'meta ile yararlandıkları' şey, kendilerini (görecekleri azabtan) bağımsız kılamaz.
Ali Fikri Yavuz : O yaşadıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmıyacaktır.
Bekir Sadak : (205-20) 7 Bana soylesene, Biz onlara yillar yili nimetler vermis olsak, sonra da tehdit edildikleri sey baslarina gelse, kendilerine verilmis olan nimetler onlara bir fayda saglar mi?
Celal Yıldırım : O yararlandırılıp geçindirildikleri bolluk ve refahın kendilerine bir faydası olur mu ?
Diyanet İşleri : (Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı.
Diyanet İşleri (eski) : (205-207) Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı?
Diyanet Vakfi : Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.
Edip Yüksel : O tattıkları nimetler kendilerine bir yarar sağlamaz.
Elmalılı Hamdi Yazır : O yaşatıldıkları zevkın kendilerine hiç faidesi olmıyacaktır
Fizilal-il Kuran : Vaktiyle refah içinde geçirdikleri hayat kendilerine hiçbir fayda sağlamaz.
Gültekin Onan : Onların 'meta ile yararlandıkları' şey, kendilerini (görecekleri azabtan) bağımsız kılamaz.
Hakkı Yılmaz : (205-207) Gördün mü/hiç düşündün mü, onlara senelerce kazanç sağlatsak, sonra kendilerine vaat edilen gelip çatıverse, o kazandıkları şeylerin kendilerine hiçbir yararı olmayacaktır.
Hasan Basri Çantay : (205-206-207) Şimdi sen bana haber ver: Biz onları senelerce yaşatıb fâidelendirsek de sonra kendilerine tehdîd olunageldikleri (azâb gelib) çatıverse o yaşayıb fâidelenmiş oldukları (yıllar) kendilerini kurtarabilir mi?
Hayrat Neşriyat : Faydalandırılmakta oldukları şeyler (ni'metler o gün) kendilerine bir fayda vermez.
İbni Kesir : Eğlendirilmiş olmaları onlara bir fayda sağlamaz.
İskender Evrenosoğlu : Onların metalandırıldıkları şeyler, onlara fayda vermez (onları müstağni kılmaz).
Muhammed Esed : kendilerine vaktiyle verilmiş olan fırsatın onlara ne yararı olabilir?
Ömer Nasuhi Bilmen : O faidelenmiş oldukları şey, onları neden kurtarabilir?
Ömer Öngüt : Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiçbir fayda sağlamaz.
Şaban Piriş : Nimet içinde bulunmaları onlara ne fayda sağlar?
Suat Yıldırım : (205-207) Ne dersin? Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi?
Süleyman Ateş : O yaşatıldıkları (zevk-u sefâ sürdükleri) şeyler, kendilerine ne yarar sağlardı?
Tefhim-ul Kuran : Onların 'meta ile yararlandıkları' şey, kendilerini (görecekleri azabtan) bağımsız kılamaz.
Ümit Şimşek : Nasiplendikleri onca nimetler onlara ne fayda verir?
Yaşar Nuri Öztürk : O yararlandıkları nimetler onların hiçbir işine yaramaz.