» 16 / Nahl  117:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
Nahl Suresi = Ari Suresi
68-69. ayetlerinde Allah’in balarisina daglardan agaçlardan ve çardaklardan evler edinmesi emrinden dolayi bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

16:117 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
bir mefaattir | azıcık | ve Onların | bir azab | acıklı |

MTÆA GLYL WLHM AZ̃ÆB ǼLYM
metāǔn ḳalīlun ve lehum ǎƶābun elīmun

مَتَاعٌ قَلِيلٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

Transcript Okunuş Türkçe
1. MTÆA = metāǔn : bir mefaattir
2. GLYL = ḳalīlun : azıcık
3. WLHM = ve lehum : ve Onların
4. AZ̃ÆB = ǎƶābun : bir azab
5. ǼLYM = elīmun : acıklı
bir mefaattir | azıcık | ve Onların | bir azab | acıklı |

[MTA] [GLL] [LHM] [AZ̃B] [ÆLM]
MTÆA GLYL WLHM AZ̃ÆB ǼLYM

metāǔn ḳalīlun ve lehum ǎƶābun elīmun
متاع قليل ولهم عذاب أليم

[م ت ع] [ق ل ل] [ل ه م] [ع ذ ب] [ا ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
متاع م ت ع | MTA MTÆA metāǔn bir mefaattir An enjoyment
قليل ق ل ل | GLL GLYL ḳalīlun azıcık little
ولهم ل ه م | LHM WLHM ve lehum ve Onların and for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃ÆB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
أليم ا ل م | ÆLM ǼLYM elīmun acıklı painful.
bir mefaattir | azıcık | ve Onların | bir azab | acıklı |

[MTA] [GLL] [LHM] [AZ̃B] [ÆLM]
MTÆA GLYL WLHM AZ̃ÆB ǼLYM

metāǔn ḳalīlun ve lehum ǎƶābun elīmun
متاع قليل ولهم عذاب أليم

[م ت ع] [ق ل ل] [ل ه م] [ع ذ ب] [ا ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
متاع م ت ع | MTA MTÆA metāǔn bir mefaattir An enjoyment
Mim,Te,Elif,Ayn,
40,400,1,70,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
قليل ق ل ل | GLL GLYL ḳalīlun azıcık little
Gaf,Lam,Ye,Lam,
100,30,10,30,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
ولهم ل ه م | LHM WLHM ve lehum ve Onların and for them
Vav,Lam,He,Mim,
6,30,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃ÆB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أليم ا ل م | ÆLM ǼLYM elīmun acıklı painful.
,Lam,Ye,Mim,
,30,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة

Konu Başlığı: [16:115-119] Sadece Dört Hayvansal Yiyecek Haram Kılınmıştır

Abdulbaki Gölpınarlı : Elde ettikleri pek az bir geçimden ibârettir ve onlara elemli bir azap var.
Adem Uğur : (Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : Az bir faydalanma (yüzünden)!. . Onlara (gelecekte) acı bir azap vardır.
Ahmet Tekin : Onlara dünyada azıcık bir zevk ü sefa, âhirette de can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.
Ahmet Varol : (Onlara dünyada verilen) az bir geçimliktir. Onlar için (ahirette ise) acıklı azap vardır.
Ali Bulaç : (Bu dünyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz : Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıklı bir azab...
Bekir Sadak : Az bir gecim ama ardindan can yakici bir azap onlaradir.
Celal Yıldırım : Az bir yararlanma ve geçim ve kendileri için elem verici bir azâb..
Diyanet İşleri : (Dünyada elde ettikleri) az bir yararlanmadır. Hâlbuki (ahirette) onlara acıklı bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Az bir geçim ama ardından can yakıcı bir azap onlaradır.
Diyanet Vakfi : (Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.
Edip Yüksel : Kısa süren bu zevkten sonra onlar için acı bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıklı bir azab vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bu az bir faydalanmadır ve onlara acı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Az bir istifade ve haklarında elîm bir azâb vardır
Fizilal-il Kuran : Kısa süreli bir dünya mutluluğu tadarlar, ama acıklı bir azap onları beklemektedir.
Gültekin Onan : (Bu dünyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acı bir azab vardır.
Hakkı Yılmaz : Onların dünyalıkları pek az bir kazanımdır. Ve onlar için çok acıklı bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay : (Bu, ancak geçici ve) az bir menfeatden ibâretdir. Halbuki onlara (âhıretde) pek acıklı bir azâb vardır.
Hayrat Neşriyat : (Dünyada) az bir faydalanma ve (buna mukabil âhirette) onlar için (pek) elemli bir azab vardır.
İbni Kesir : Az bir geçim ve ardından onlara elim bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar için elîm azap ve (dünya üzerinde) az bir meta vardır.
Muhammed Esed : (Onlarınki bu dünyada) kısa bir avuntudan ibarettir; (öte dünyada ise) kendilerini can yakıcı bir azap beklemektedir!
Ömer Nasuhi Bilmen : (Bu) Biraz menfaatten ibarettir ve onlara pek acıklı bir azap vardır.
Ömer Öngüt : Az bir geçimlik ve ardından onlara can yakıcı bir azap vardır.
Şaban Piriş : Az bir menfaat ve onlara acı bir azap!
Suat Yıldırım : Onların bütün bulacakları, dünyanın azıcık bir zevkidir. Onlara gayet acı bir azap vardır.
Süleyman Ateş : Azıcık yaşama(nın ardından), onlara acı bir azâb gelecektir.
Tefhim-ul Kuran : (Bu dünyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acıklı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : Bulacakları az bir menfaattir; sonra onlar için acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Az bir nimetlenme ardından, acıklı bir azap var onlara.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}