CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive feminine plural indefinite noun الواو عاطفة اسم مجرور
وبالنجم
ن ج م | NCM
WBÆLNCM
ve bil-necmi
ve yıldız(lar)la
And by the stars
Vav,Be,Elif,Lam,Nun,Cim,Mim, 6,2,1,30,50,3,40,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and) P – prefixed preposition bi N – genitive masculine noun → Star" الواو عاطفة جار ومجرور
هم
|
HM
hum
onlar
they
He,Mim, 5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
يهتدون
ه د ي | HD̃Y
YHTD̃WN
yehtedūne
yol bulurlar
guide themselves.
Ye,He,Te,Dal,Vav,Nun, 10,5,400,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
Konu Başlığı: [16:7-19] Tanrı'nın Nimetleri
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve alâmetler halktemiştir ve yıldızla yollarını bulur onlar.
Adem Uğur : Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.
Ahmed Hulusi : Daha nice alâmetler! Necm (yıldız - hakikat ehli {ashabım gökteki yıldıza benzer; hangisine uyarsanız hakikate erdirir. . . hadisi}) olarak hakikate erdirir!
Ahmet Tekin : Daha nice alâmetler, işaretler yerleştirdi. Onlar, yıldızlardan istifade ederek yollarını ve kıbleyi tayin ederler.
Ahmet Varol : (Başka) işaretler de (yarattı). Yıldız(lar)la da onlar yol bulurlar.
Ali Bulaç : Ve (başka) işaretler de (yarattı); onlar yıldız(lar)la da doğru yolu bulabilirler.
Ali Fikri Yavuz : Daha bir çok alâmetler yarattı. Yıldızla da insanlar yollarını doğrulturlar.
Bekir Sadak : (15-16) Yeryuzunde, sarsilmayasiniz diye, sabit daglar, nehirler ve belki yulonuzu bulursunuz diye yollar ve isaretler meydana getirmistir. Onlar yildizlarla da yollarini bulurlar.
Celal Yıldırım : (15-16) Yeryüzünde, sizi sarsmasın diye dağlar koyup yerleştirdi; ırmaklar meydana getirdi ve şaşırmayasınız diye yollar ve alâmetler koydu ve onlar yıldızlarla da yollarını, yönlerini bulurlar.
Diyanet İşleri : (15-16) Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.
Diyanet İşleri (eski) : (15-16) Yeryüzünde, sarsılmayasınız diye, sabit dağlar, nehirler ve belki yolunuzu bulursunuz diye yollar ve işaretler meydana getirmiştir. Onlar yıldızla da yollarını bulurlar.
Diyanet Vakfi : Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.
Edip Yüksel : Ve göze çarpan işaretler... Yıldızlarla da yol bulurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Daha birçok âlametler yarattı. İnsanlar geceleyin de Allah'ın yarattığı yıldızlarla yönlerini bulurlar.
Fizilal-il Kuran : Çeşitli yol işaretleri de varetti. İnsanlar yıldızlar aracılığı ile de yönlerini belirler.
Gültekin Onan : Ve (başka) işaretler de (yarattı); onlar yıldız(lar)la da doğru yolu bulabilirler.
Hakkı Yılmaz : (15,16) Ve Allah size sofra olması için yeryüzünün içinde sabit-sağlam dağlar, ırmaklar ve siz kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız diye yollar ve daha nice âlametler bıraktı. Ve Onlar yıldızlarla/ Kur’ân âyetleri öbekleriyle yollarını bulurlar.
Hasan Basri Çantay : (Yer yüzünde) daha nice alâmetler (peyda etdi). Yıldız (lar) la da onlar (insanlar) yollarını doğrulturlar.
Hayrat Neşriyat : Daha nice alâmetler (yarattı)! Onlar, yıldızla da doğru yolu bulurlar.
İbni Kesir : İşaretler de. Yıldızlarla da, onlar yollarını bulurlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve alâmetler (işaretler) ve yıldızla (devrin imamıyla) onlar, yol bulurlar (hidayete ererler).
Muhammed Esed : ve daha (nice) işaretler: (söz gelimi) yıldızlar (ki, onlar)la da insanlar yollarını bulmaktadırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve nice alâmetler (vücuda getirdi) ve onlar yıldızlar ile yollarını doğrulturlar.
Ömer Öngüt : Ve nice işaretler yarattı. Onlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.
Şaban Piriş : (15-16) Yeryüzünde sabit dağlar yarattı size; sarsılırsınız diye. (Gideceğiniz yere) ulaşmanız için de nehirler ve yollar.. ve işaretler.. Yıldız ile de onlar yollarını bulurlar.
Suat Yıldırım : Yol bulmada yararlanacağınız daha birçok alâmetler, işaretler koydu. Yıldızlarla da bir kısım insanlar yol bulurlar.
Süleyman Ateş : (Yol bulmak için yararlanılacak) işâretler de (yarattı). Onlar yıldız(lar)la da yol bulurlar.
Tefhim-ul Kuran : Ve (başka) işaretler de (yarattı) ; onlar yıldız(lar) la da doğru yolu bulabilirler.
Ümit Şimşek : Bunlardan başka yol gösterecek daha nice alâmetler yarattı. Onlar, yıldızlarla da yol bulurlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve nice işaretler! Yıldızla da onlar, yol ve yön doğrulturlar.