» 17 / Isrâ  9:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
Isra Suresi = Gece Yürüyüsü Suresi
Allah’in Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kismini göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

17:9 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
gerçekten | bu | Kur'an | yola iletir | ki | o | en doğru olana | ve müjdeler | mü'minlere | | yapan | iyi işler | şüphesiz | kendileri için vardır | bir ecir | büyük |

ÎN HZ̃Æ ÆLGR ËN YHD̃Y LLTY HY ǼGWM WYBŞR ÆLMÙMNYN ÆLZ̃YN YAMLWN ÆLṦÆLḪÆT ǼN LHM ǼCRÆ KBYRÆ
inne hāƶā l-ḳurāne yehdī lilletī hiye eḳvemu ve yubeşşiru l-mu'minīne elleƶīne yeǎ'melūne S-SāliHāti enne lehum ecran kebīran

إِنَّ هَٰذَا الْقُرْانَ يَهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. ÎN = inne : gerçekten
2. HZ̃Æ = hāƶā : bu
3. ÆLGR ËN = l-ḳurāne : Kur'an
4. YHD̃Y = yehdī : yola iletir
5. LLTY = lilletī : ki
6. HY = hiye : o
7. ǼGWM = eḳvemu : en doğru olana
8. WYBŞR = ve yubeşşiru : ve müjdeler
9. ÆLMÙMNYN = l-mu'minīne : mü'minlere
10. ÆLZ̃YN = elleƶīne :
11. YAMLWN = yeǎ'melūne : yapan
12. ÆLṦÆLḪÆT = S-SāliHāti : iyi işler
13. ǼN = enne : şüphesiz
14. LHM = lehum : kendileri için vardır
15. ǼCRÆ = ecran : bir ecir
16. KBYRÆ = kebīran : büyük
gerçekten | bu | Kur'an | yola iletir | ki | o | en doğru olana | ve müjdeler | mü'minlere | | yapan | iyi işler | şüphesiz | kendileri için vardır | bir ecir | büyük |

[] [] [GRÆ] [HD̃Y] [] [] [GWM] [BŞR] [ÆMN] [] [AML] [ṦLḪ] [] [] [ÆCR] [KBR]
ÎN HZ̃Æ ÆLGR ËN YHD̃Y LLTY HY ǼGWM WYBŞR ÆLMÙMNYN ÆLZ̃YN YAMLWN ÆLṦÆLḪÆT ǼN LHM ǼCRÆ KBYRÆ

inne hāƶā l-ḳurāne yehdī lilletī hiye eḳvemu ve yubeşşiru l-mu'minīne elleƶīne yeǎ'melūne S-SāliHāti enne lehum ecran kebīran
إن هذا القرآن يهدي للتي هي أقوم ويبشر المؤمنين الذين يعملون الصالحات أن لهم أجرا كبيرا

[] [] [ق ر ا] [ه د ي] [] [] [ق و م] [ب ش ر] [ا م ن] [] [ع م ل] [ص ل ح] [] [] [ا ج ر] [ك ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne gerçekten Indeed,
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu this,
القرآن ق ر ا | GRÆ ÆLGR ËN l-ḳurāne Kur'an the Quran,
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī yola iletir guides
للتي | LLTY lilletī ki to that
هي | HY hiye o which
أقوم ق و م | GWM ǼGWM eḳvemu en doğru olana (is) most straight
ويبشر ب ش ر | BŞR WYBŞR ve yubeşşiru ve müjdeler and gives glad tidings
المؤمنين ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNYN l-mu'minīne mü'minlere to the believers -
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne those who
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapan do
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ÆLṦÆLḪÆT S-SāliHāti iyi işler the righteous deeds,
أن | ǼN enne şüphesiz that
لهم | LHM lehum kendileri için vardır for them
أجرا ا ج ر | ÆCR ǼCRÆ ecran bir ecir (is) a reward
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRÆ kebīran büyük great,
gerçekten | bu | Kur'an | yola iletir | ki | o | en doğru olana | ve müjdeler | mü'minlere | | yapan | iyi işler | şüphesiz | kendileri için vardır | bir ecir | büyük |

[] [] [GRÆ] [HD̃Y] [] [] [GWM] [BŞR] [ÆMN] [] [AML] [ṦLḪ] [] [] [ÆCR] [KBR]
ÎN HZ̃Æ ÆLGR ËN YHD̃Y LLTY HY ǼGWM WYBŞR ÆLMÙMNYN ÆLZ̃YN YAMLWN ÆLṦÆLḪÆT ǼN LHM ǼCRÆ KBYRÆ

inne hāƶā l-ḳurāne yehdī lilletī hiye eḳvemu ve yubeşşiru l-mu'minīne elleƶīne yeǎ'melūne S-SāliHāti enne lehum ecran kebīran
إن هذا القرآن يهدي للتي هي أقوم ويبشر المؤمنين الذين يعملون الصالحات أن لهم أجرا كبيرا

[] [] [ق ر ا] [ه د ي] [] [] [ق و م] [ب ش ر] [ا م ن] [] [ع م ل] [ص ل ح] [] [] [ا ج ر] [ك ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne gerçekten Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu this,
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
القرآن ق ر ا | GRÆ ÆLGR ËN l-ḳurāne Kur'an the Quran,
Elif,Lam,Gaf,Re,,Nun,
1,30,100,200,,50,
"PN – accusative masculine proper noun → Quran"
اسم علم منصوب
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī yola iletir guides
Ye,He,Dal,Ye,
10,5,4,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
للتي | LLTY lilletī ki to that
Lam,Lam,Te,Ye,
30,30,400,10,
P – prefixed preposition lām
REL – feminine singular relative pronoun
جار ومجرور
هي | HY hiye o which
He,Ye,
5,10,
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
ضمير منفصل
أقوم ق و م | GWM ǼGWM eḳvemu en doğru olana (is) most straight
,Gaf,Vav,Mim,
,100,6,40,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
ويبشر ب ش ر | BŞR WYBŞR ve yubeşşiru ve müjdeler and gives glad tidings
Vav,Ye,Be,Şın,Re,
6,10,2,300,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
المؤمنين ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNYN l-mu'minīne mü'minlere to the believers -
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يعملون ع م ل | AML YAMLWN yeǎ'melūne yapan do
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ÆLṦÆLḪÆT S-SāliHāti iyi işler the righteous deeds,
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – genitive feminine plural active participle
اسم مجرور
أن | ǼN enne şüphesiz that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
لهم | LHM lehum kendileri için vardır for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أجرا ا ج ر | ÆCR ǼCRÆ ecran bir ecir (is) a reward
,Cim,Re,Elif,
,3,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
كبيرا ك ب ر | KBR KBYRÆ kebīran büyük great,
Kef,Be,Ye,Re,Elif,
20,2,10,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة

Konu Başlığı: [17:9-12] Kuran: Kurtuluş Kılavuzu

Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki bu Kur'ân, insanları en doğru bir yola sevk eder ve iyi işlerde bulunan inanmış kimselere, gerçekten de büyük bir mükâfâta nâil olacaklarını müjdeler.
Adem Uğur : Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki şu Kur'ân, en sağlam gerçeğe hidâyet eder; yararlı çalışmalar yapan iman ehline kendileri için büyük karşılıklar verileceğini müjdeler.
Ahmet Tekin : Şüphesiz bu Kur’ân, insanlara en doğru, en sağlam, en güvenli yolu, insanlığı ayakta tutan en mükemmel düzeni sağlayan aydınlatıcı bilgiler verir. Hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçiren, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayan, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olan, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyen mü’minlere, kendileri için büyük mükâfatlar olduğunu müjdele.
Ahmet Varol : Şüphesiz bu Kur'an en doğru yola yöneltir ve salih ameller işleyen mü'minleri kendileri için büyük ecir olduğunu müjdeler.
Ali Bulaç : Şüphesiz, bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir.
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten bu Kur’ân, insanları en doğru yola iletir ve sâlih ameller işleyen müminlere de, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
Bekir Sadak : (9-10) Dogrusu bu Kuran en dogru yola goturur ve yararli is yapan muminlere buyuk ecir oldugunu, ahirete inanmayanlara can yakici bir azap hazirladigimizi mujdeler. *
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki bu Kur'ân, en doğruya, en sağlama iletir. Güzel-yararlı amellerde bulunan mü'minlere büyük bir mükâfatı müjdeler.
Diyanet İşleri : (9-10) Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.
Diyanet İşleri (eski) : (9-10) Doğrusu bu Kuran en doğru yola götürür ve yararlı iş yapan müminlere büyük ecir olduğunu, ahirete inanmayanlara can yakıcı bir azap hazırladığımızı müjdeler.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz ki bu Kur'an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
Edip Yüksel : Bu Kuran en iyi yola ulaştırır ve erdemli davranan müminleri büyük bir ödülle müjdeler
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz ki bu Kur'ân, insanları en doğru ve en sağlam yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biliniz ki bu Kur'an, insanları en doğru yola hidayet eder ve iyi iyi işler yapan müminlere büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Haberiniz olsun ki bu Kur'an, insanları en doğru yola hidayet eder ve salih salih ameller yapan mü'minlere tebşir eyler ki kendilerine büyük bir ecir vardır
Fizilal-il Kuran : Hiç kuşkusuz bu Kur'an insanları en doğru yola iletir ve iyi ameller işleyen mü'minlere, kendilerini büyük bir ödülün beklediği müjdesini verir.
Gültekin Onan : Şüphesiz, bu Kuran, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan inançlılara onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir.
Hakkı Yılmaz : (9,10) "Şüphesiz ki bu Kur’ân, insanları en doğru ve en sağlam şeye; rüşde kılavuzlar ve düzeltmeye yönelik işler yapan mü’minlere kendileri için kesinlikle ve kesinlikle büyük bir ecir olduğunu ve âhirete inanmayan kişiler için Bizim can yakıcı bir azap hazırladığımızı müjdeler. "
Hasan Basri Çantay : Gerçek bu Kur'an (insanları) öyle bir şey'e (yola) doğrultub götürür ki o, en aadil ve en doğru bir (yol) dur. Güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunan mü'minlere kendileri için muhakkak bir ecr olduğunu da müjdeler o.
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki bu Kur’ân, (insanları) en doğru yola hidâyet eder ve sâlih ameller işleyen mü’minlere, kendileri için şübhesiz büyük bir mükâfât olduğunu müjdeler.
İbni Kesir : Muhakkak ki bu Kur'an; en doğru olana götürür. Ve salih amel işleyen mü' minlere kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Bu Kur'ân, en kuvvetli olanı hidayete erdirir (Allah'a ulaştırır). Ve amilüssalihat (nefsi ıslâh edici ameller) yapan mü'minlere, onlar için büyük ecir olduğunu müjdeler.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, bu Kuran o dosdoğru olan yolu göstermekte; dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan müminlere, ödüllerinin çok büyük olacağını müjdelemektedir;
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki bu Kur'an en doğru olan yola hidâyet eder ve sâlih sâlih amellerde bulunan mü'minlere müjde verir ki, onlar için muhakkak bir büyük mükâfaat vardır.
Ömer Öngüt : Gerçekten bu Kur'an insanları en doğru yola götürür ve sâlih amellerde bulunan müminlere de kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
Şaban Piriş : Şüphesiz bu Kur’an, en doğru yolu gösterir. Doğruları yapan müminlere, büyük mükafat olduğunu,
Suat Yıldırım : Gerçekten bu Kur’ân insanları en doğru yola, en isabetli tutuma yöneltir. Güzel ve makbul işler yapan müminlere nail olacakları büyük mükâfatı müjdeler.
Süleyman Ateş : Gerçekten bu Kur'ân da en doğru yola iletir ve iyi işler yapan mü'minlere, kendileri için büyük bir ecir olduğunu müjdeler.
Tefhim-ul Kuran : Şüphe yok ki, bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir.
Ümit Şimşek : Bu Kur'ân, yolun en doğrusuna iletir; güzel işler yapan mü'minlere de büyük bir ödülü hak ettiklerini müjdeler.
Yaşar Nuri Öztürk : Şüpheniz olmasın ki bu Kur'an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}