» 17 / Isrâ  55:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
Isra Suresi = Gece Yürüyüsü Suresi
Allah’in Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kismini göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

17:55 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve Rabbin | daha iyi bilir | olanları | | göklerde | ve yerde | ve andolsun ki | biz üstün kıldık | kimini | peygamberlerin | üzerine | kimi | ve verdik | Davud'a da | Zebur'u |

WRBK ǼALM BMN FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WLGD̃ FŽLNÆ BAŽ ÆLNBYYN AL BAŽ W ËTYNÆ D̃ÆWWD̃ ZBWRÆ
ve rabbuke eǎ'lemu bimen s-semāvāti vel'erDi veleḳad feDDelnā beǎ'De n-nebiyyīne ǎlā beǎ'Din ve āteynā dāvūde zebūran

وَرَبُّكَ أَعْلَمُ بِمَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَقَدْ فَضَّلْنَا بَعْضَ النَّبِيِّينَ عَلَىٰ بَعْضٍ وَاتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. WRBK = ve rabbuke : ve Rabbin
2. ǼALM = eǎ'lemu : daha iyi bilir
3. BMN = bimen : olanları
4. FY = fī :
5. ÆLSMÆWÆT = s-semāvāti : göklerde
6. WÆLǼRŽ = vel'erDi : ve yerde
7. WLGD̃ = veleḳad : ve andolsun ki
8. FŽLNÆ = feDDelnā : biz üstün kıldık
9. BAŽ = beǎ'De : kimini
10. ÆLNBYYN = n-nebiyyīne : peygamberlerin
11. AL = ǎlā : üzerine
12. BAŽ = beǎ'Din : kimi
13. W ËTYNÆ = ve āteynā : ve verdik
14. D̃ÆWWD̃ = dāvūde : Davud'a da
15. ZBWRÆ = zebūran : Zebur'u
ve Rabbin | daha iyi bilir | olanları | | göklerde | ve yerde | ve andolsun ki | biz üstün kıldık | kimini | peygamberlerin | üzerine | kimi | ve verdik | Davud'a da | Zebur'u |

[RBB] [ALM] [] [] [SMW] [ÆRŽ] [] [FŽL] [BAŽ] [NBÆ] [] [BAŽ] [ÆTY] [] [ZBR]
WRBK ǼALM BMN FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WLGD̃ FŽLNÆ BAŽ ÆLNBYYN AL BAŽ W ËTYNÆ D̃ÆWWD̃ ZBWRÆ

ve rabbuke eǎ'lemu bimen s-semāvāti vel'erDi veleḳad feDDelnā beǎ'De n-nebiyyīne ǎlā beǎ'Din ve āteynā dāvūde zebūran
وربك أعلم بمن في السماوات والأرض ولقد فضلنا بعض النبيين على بعض وآتينا داوود زبورا

[ر ب ب] [ع ل م] [] [] [س م و] [ا ر ض] [] [ف ض ل] [ب ع ض] [ن ب ا] [] [ب ع ض] [ا ت ي] [] [ز ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وربك ر ب ب | RBB WRBK ve rabbuke ve Rabbin And your Lord
أعلم ع ل م | ALM ǼALM eǎ'lemu daha iyi bilir (is) most knowing
بمن | BMN bimen olanları of whoever
في | FY (is) in
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerde the heavens
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDi ve yerde and the earth.
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun ki And verily
فضلنا ف ض ل | FŽL FŽLNÆ feDDelnā biz üstün kıldık We have preferred
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'De kimini some
النبيين ن ب ا | NBÆ ÆLNBYYN n-nebiyyīne peygamberlerin (of) the Prophets
على | AL ǎlā üzerine to
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din kimi others.
وآتينا ا ت ي | ÆTY W ËTYNÆ ve āteynā ve verdik And We gave
داوود | D̃ÆWWD̃ dāvūde Davud'a da Dawood
زبورا ز ب ر | ZBR ZBWRÆ zebūran Zebur'u Zaboor.
ve Rabbin | daha iyi bilir | olanları | | göklerde | ve yerde | ve andolsun ki | biz üstün kıldık | kimini | peygamberlerin | üzerine | kimi | ve verdik | Davud'a da | Zebur'u |

[RBB] [ALM] [] [] [SMW] [ÆRŽ] [] [FŽL] [BAŽ] [NBÆ] [] [BAŽ] [ÆTY] [] [ZBR]
WRBK ǼALM BMN FY ÆLSMÆWÆT WÆLǼRŽ WLGD̃ FŽLNÆ BAŽ ÆLNBYYN AL BAŽ W ËTYNÆ D̃ÆWWD̃ ZBWRÆ

ve rabbuke eǎ'lemu bimen s-semāvāti vel'erDi veleḳad feDDelnā beǎ'De n-nebiyyīne ǎlā beǎ'Din ve āteynā dāvūde zebūran
وربك أعلم بمن في السماوات والأرض ولقد فضلنا بعض النبيين على بعض وآتينا داوود زبورا

[ر ب ب] [ع ل م] [] [] [س م و] [ا ر ض] [] [ف ض ل] [ب ع ض] [ن ب ا] [] [ب ع ض] [ا ت ي] [] [ز ب ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وربك ر ب ب | RBB WRBK ve rabbuke ve Rabbin And your Lord
Vav,Re,Be,Kef,
6,200,2,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أعلم ع ل م | ALM ǼALM eǎ'lemu daha iyi bilir (is) most knowing
,Ayn,Lam,Mim,
,70,30,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
بمن | BMN bimen olanları of whoever
Be,Mim,Nun,
2,40,50,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMW ÆLSMÆWÆT s-semāvāti göklerde the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ÆRŽ WÆLǼRŽ vel'erDi ve yerde and the earth.
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
ولقد | WLGD̃ veleḳad ve andolsun ki And verily
Vav,Lam,Gaf,Dal,
6,30,100,4,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
فضلنا ف ض ل | FŽL FŽLNÆ feDDelnā biz üstün kıldık We have preferred
Fe,Dad,Lam,Nun,Elif,
80,800,30,50,1,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'De kimini some
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
النبيين ن ب ا | NBÆ ÆLNBYYN n-nebiyyīne peygamberlerin (of) the Prophets
Elif,Lam,Nun,Be,Ye,Ye,Nun,
1,30,50,2,10,10,50,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
على | AL ǎlā üzerine to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din kimi others.
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وآتينا ا ت ي | ÆTY W ËTYNÆ ve āteynā ve verdik And We gave
Vav,,Te,Ye,Nun,Elif,
6,,400,10,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
داوود | D̃ÆWWD̃ dāvūde Davud'a da Dawood
Dal,Elif,Vav,Vav,Dal,
4,1,6,6,4,
"PN – genitive proper noun → David"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
زبورا ز ب ر | ZBR ZBWRÆ zebūran Zebur'u Zaboor.
Ze,Be,Vav,Re,Elif,
7,2,6,200,1,
"PN – accusative masculine indefinite proper noun → Zabur"
اسم علم منصوب

Konu Başlığı: [17:53-56] Birbirinize İyi Davranın

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Rabbin pek iyi bilir ne varsa göklerde ve yeryüzünde. Andolsun ki bâzı peygamberleri bâzısından üstün ettik ve Dâvûd'a Zebûr'u verdik.
Adem Uğur : Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Davud'a da Zebur'u verdik.
Ahmed Hulusi : Rabbiniz, semâlarda ve arzda bulunan varlıklarda olarak, daha iyi bilir. . . Andolsun ki, biz Nebilerin bazısını bazısına üstün kıldık (özellikleri yönünden)! Davud'a da Zebur (hikmetler ihtiva eden BİLGİ) verdik.
Ahmet Tekin : Rabbin göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıkların hepsini iyi bilir. Gerçekten biz, lütufta bulunarak peygamberlerin bir kısmını, diğerlerine üstün kıldık. Dâvûd’a da, Zebûr’u verdik.
Ahmet Varol : Rabbin göklerde ve yerde olanları daha iyi bilir. Andolsun biz peygamberlerin bazılarını bazılarına üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik.
Ali Bulaç : Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun, biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud'a da Zebur verdik.
Ali Fikri Yavuz : Rabbin, göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir, (onlardan dilediğine Peygamberlik verir.) Muhakka ki, biz, peygamberlerin bazısını (faziletçe) bazısına üstün kıldık. Dâvud’a da (ahir zaman peygamberinin faziletini bildiren) Zebûr’u verdik. (Bu âyet-i kerime, “Ebû Tâlib’in yetimi nasıl peygamber olabilir? diyen Kureyş kâfirlerini reddetmektedir.)
Bekir Sadak : Goklerde ve yerde olan kimseleri Rabbin daha iyi bilir. And olsun ki peygamberleri birbirinden ustun kilmis ve Davud'a zebur vermisizdir.
Celal Yıldırım : Ve Rabbin göktekileri ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir. And olsun ki, peygamberlerin bir kısmını brr kısmından üstün kıldık; Davud'a da Zebur'u verdik.
Diyanet İşleri : Hem Rabbin göklerde ve yerde kim varsa daha iyi bilir. Andolsun, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.
Diyanet İşleri (eski) : Göklerde ve yerde olan kimseleri Rabbin daha iyi bilir. And olsun ki peygamberleri birbirinden üstün kılmış ve Davud'a Zebur vermişizdir.
Diyanet Vakfi : Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilendir. Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Davud'a da Zebur'u verdik.
Edip Yüksel : Rabbin göklerdekileri ve yerdekileri en iyi bilendir. Peygamberlerden bir kısmını diğerlerine üstün kıldık. Örneğin, Davud'a Zebur'u verdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Rabbin göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir. Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Davud'a da Zebur'u verdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun ki, peygamberlerin bir kısmını bir kısmından üstün kıldık ve Davud'a da Zebur'u verdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem rabbın Göklerde ve Yerde kim varsa hepsine a'lemdir, celâlim hakkı için Peygamberlerin de ba'zısını ba'zısına tafdıl ettik ve Davûda bir Zebûr verdik
Fizilal-il Kuran : Rabbin gerek göktekileri (melekleri) ve gerekse yerdekileri (insanları) herkesten iyi bilir.
Gültekin Onan : Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun, biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud'a da Zebur verdik.
Hakkı Yılmaz : Ve Rabbin göklerde ve yerde olan kimseleri en iyi bilendir. Ve andolsun ki Biz, peygamberlerin kimini kiminin üzerine fazlalıklı kıldık. Biz, Dâvûd'a da Zebûr'u verdik.
Hasan Basri Çantay : Rabbin göklerde ve yerde olan kimseleri en iyi bilendir. Andolsun ki biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kılmışızdır. Dâvuda da Zebur verdik.
Hayrat Neşriyat : Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri de en iyi bilendir. And olsun ki, peygamberlerin bazısını bazısına üstün kıldık; Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.
İbni Kesir : Rabbın göklerde ve yerde olanları daha iyi bilendir. Andolsun ki; Biz, peygamberlerden bir kısmını bir kısmına üstün kıldık, Davud'a da Zebur'u verdik.
İskender Evrenosoğlu : Ve Rabbin, semalarda (7 kat göklerde) ve yeryüzünde olan kimseleri iyi bilir. Andolsun ki bir kısım nebîleri, diğerlerine üstün kıldık. Ve Dâvud (a.s)'a Zebur'u verdik.
Muhammed Esed : çünkü, göklerde ve yerde bulunan her varlığı her bakımdan bilen senin Rabbindir. Fakat şu da bir gerçektir ki, Biz bazı nebilere diğerlerine göre daha büyük bir yücelik tevdi etmişizdir; tıpkı Davud'a (rahmetimizin bir belirtisi olarak) ilahi hikmetle dolu bir kitap verdiğimiz gibi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Rabbin göklerde ve yerde olanları pek ziyâde bilendir. Andolsun ki, peygamberlerin bazılarını bazıları üzerine tafdil ettik ve Dâvud'a Zebur'u verdik.
Ömer Öngüt : Rabbin göklerde ve yerde olanları en iyi bilendir. Andolsun ki biz peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Davut'a da Zebur'u verdik.
Şaban Piriş : Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri en iyi bilendir. Bazı peygamberleri de diğerlerinden üstün kılmışızdır. Davud’a Zebur verdik.
Suat Yıldırım : Hem senin Rabbin, göklerde ve yerde olan kim varsa hepsini pek iyi bilir. Biz nebîlerden bazısını bazısına üstün kıldık, nitekim Davud’a da Zebûr’u verdik.
Süleyman Ateş : Rabbin, göklerde ve yerde olan kimseleri daha iyi bilir (O, peygamber olmağa kimi lâyık görürse onu seçer). Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık, Dâvûd'a da Zebûr'u verdik.
Tefhim-ul Kuran : Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun, biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud'a da Zebur verdik.
Ümit Şimşek : Göklerde ve yerde kim varsa, Rabbin onların hepsini pek iyi bilir. Peygamberlerden kimini Biz diğerlerinden üstün kıldık; Davud'a da Zebur'u verdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Davûd'a da Zebur'u verdik.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}