» 17 / Isrâ  45:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
Isra Suresi = Gece Yürüyüsü Suresi
Allah’in Hz. Muhammed’i gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kismini göstermek üzere Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almistir ismini.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

17:45 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve zaman | okuduğun | Kur'an | çekeriz | seninle (aranıza) | arasına | kimselerin | | inanmayan(ların) | ahirete | bir perde | gizli |

WÎZ̃Æ GRǼT ÆLGR ËN CALNÆ BYNK WBYN ÆLZ̃YN YÙMNWN BÆL ËḢRT ḪCÆBÆ MSTWRÆ
ve iƶā ḳarate' l-ḳurāne ceǎlnā beyneke ve beyne elleƶīne yu'minūne bil-āḣirati Hicāben mestūran

وَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْانَ جَعَلْنَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاخِرَةِ حِجَابًا مَسْتُورًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. WÎZ̃Æ = ve iƶā : ve zaman
2. GRǼT = ḳarate' : okuduğun
3. ÆLGR ËN = l-ḳurāne : Kur'an
4. CALNÆ = ceǎlnā : çekeriz
5. BYNK = beyneke : seninle (aranıza)
6. WBYN = ve beyne : arasına
7. ÆLZ̃YN = elleƶīne : kimselerin
8. LÆ = lā :
9. YÙMNWN = yu'minūne : inanmayan(ların)
10. BÆL ËḢRT = bil-āḣirati : ahirete
11. ḪCÆBÆ = Hicāben : bir perde
12. MSTWRÆ = mestūran : gizli
ve zaman | okuduğun | Kur'an | çekeriz | seninle (aranıza) | arasına | kimselerin | | inanmayan(ların) | ahirete | bir perde | gizli |

[] [GRÆ] [GRÆ] [CAL] [BYN] [BYN] [] [] [ÆMN] [ÆḢR] [ḪCB] [STR]
WÎZ̃Æ GRǼT ÆLGR ËN CALNÆ BYNK WBYN ÆLZ̃YN YÙMNWN BÆL ËḢRT ḪCÆBÆ MSTWRÆ

ve iƶā ḳarate' l-ḳurāne ceǎlnā beyneke ve beyne elleƶīne yu'minūne bil-āḣirati Hicāben mestūran
وإذا قرأت القرآن جعلنا بينك وبين الذين لا يؤمنون بالآخرة حجابا مستورا

[] [ق ر ا] [ق ر ا] [ج ع ل] [ب ي ن] [ب ي ن] [] [] [ا م ن] [ا خ ر] [ح ج ب] [س ت ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃Æ ve iƶā ve zaman And when
قرأت ق ر ا | GRÆ GRǼT ḳarate' okuduğun you recite
القرآن ق ر ا | GRÆ ÆLGR ËN l-ḳurāne Kur'an the Quran,
جعلنا ج ع ل | CAL CALNÆ ceǎlnā çekeriz We place
بينك ب ي ن | BYN BYNK beyneke seninle (aranıza) between you
وبين ب ي ن | BYN WBYN ve beyne arasına and between
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne kimselerin those who
لا | (do) not
يؤمنون ا م ن | ÆMN YÙMNWN yu'minūne inanmayan(ların) believe
بالآخرة ا خ ر | ÆḢR BÆL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
حجابا ح ج ب | ḪCB ḪCÆBÆ Hicāben bir perde a barrier
مستورا س ت ر | STR MSTWRÆ mestūran gizli hidden.
ve zaman | okuduğun | Kur'an | çekeriz | seninle (aranıza) | arasına | kimselerin | | inanmayan(ların) | ahirete | bir perde | gizli |

[] [GRÆ] [GRÆ] [CAL] [BYN] [BYN] [] [] [ÆMN] [ÆḢR] [ḪCB] [STR]
WÎZ̃Æ GRǼT ÆLGR ËN CALNÆ BYNK WBYN ÆLZ̃YN YÙMNWN BÆL ËḢRT ḪCÆBÆ MSTWRÆ

ve iƶā ḳarate' l-ḳurāne ceǎlnā beyneke ve beyne elleƶīne yu'minūne bil-āḣirati Hicāben mestūran
وإذا قرأت القرآن جعلنا بينك وبين الذين لا يؤمنون بالآخرة حجابا مستورا

[] [ق ر ا] [ق ر ا] [ج ع ل] [ب ي ن] [ب ي ن] [] [] [ا م ن] [ا خ ر] [ح ج ب] [س ت ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃Æ ve iƶā ve zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
قرأت ق ر ا | GRÆ GRǼT ḳarate' okuduğun you recite
Gaf,Re,,Te,
100,200,,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
القرآن ق ر ا | GRÆ ÆLGR ËN l-ḳurāne Kur'an the Quran,
Elif,Lam,Gaf,Re,,Nun,
1,30,100,200,,50,
"PN – accusative masculine proper noun → Quran"
اسم علم منصوب
جعلنا ج ع ل | CAL CALNÆ ceǎlnā çekeriz We place
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
3,70,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بينك ب ي ن | BYN BYNK beyneke seninle (aranıza) between you
Be,Ye,Nun,Kef,
2,10,50,20,
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وبين ب ي ن | BYN WBYN ve beyne arasına and between
Vav,Be,Ye,Nun,
6,2,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب
الذين | ÆLZ̃YN elleƶīne kimselerin those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
لا | (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤمنون ا م ن | ÆMN YÙMNWN yu'minūne inanmayan(ların) believe
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالآخرة ا خ ر | ÆḢR BÆL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
Be,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
2,1,30,,600,200,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
جار ومجرور
حجابا ح ج ب | ḪCB ḪCÆBÆ Hicāben bir perde a barrier
Ha,Cim,Elif,Be,Elif,
8,3,1,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
مستورا س ت ر | STR MSTWRÆ mestūran gizli hidden.
Mim,Sin,Te,Vav,Re,Elif,
40,60,400,6,200,1,
N – accusative masculine indefinite passive participle
اسم منصوب

Konu Başlığı: [17:45-45] Görünmez Engel

Abdulbaki Gölpınarlı : Kur'ân okuduğun zaman seninle âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde gereriz biz.
Adem Uğur : Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.
Ahmed Hulusi : Sen Kurân'ı okuduğunda, seninle, gelecekteki sonsuz yaşamlarına iman etmeyenler arasına gizli perde oluşturduk.
Ahmet Tekin : Sen Kur’ân okurken, Kur’ân’ı incelerken, seninle âhirete, ebedî yurda inanmayacak olanlar arasına görünmeyen bir perde çekeriz.
Ahmet Varol : Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.
Ali Bulaç : Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
Ali Fikri Yavuz : Sen Kur’ân’ı okuduğun zaman, biz, seninle ahirete inanmıyanların arasına görünmez bir perde çekeriz. (Böylece seni göremezler ve sana bir zarar yapamazlar).
Bekir Sadak : Kuran okudugun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasina gorunmeyen bir perde cekeriz.
Celal Yıldırım : Kur'ân'ı okuduğun zaman, seninle Âhiret'e inanmayanlar arasına görünmez bir perde yerleştiririz.
Diyanet İşleri : Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.
Diyanet İşleri (eski) : Kuran okuduğun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasına görünmeyen bir perde çekeriz.
Diyanet Vakfi : Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.
Edip Yüksel : Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmıyanlar arasına görülmez bir engel yerleştiririz
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sen Kur'ân'ı okuduğun zaman biz, seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de sen Kur'an'ı okuduğun zaman Biz seninle ahirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de sen Kur'anı kıraet ettiğin vakıt biz seninle Âhırete inanmıyanların arasına görünmez bir hıcab çekeriz
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, sen Kur'an okurken, seninle ahirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde gereriz.
Gültekin Onan : Kuran okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
Hakkı Yılmaz : Kur’ân öğrenip- öğrettiğin zaman seninle âhirete inanmayanlar arasında görünmez/ gizli bir perde yaptık.
Hasan Basri Çantay : Sen Kur'ânı okuduğun zaman seninle âhirete inanmazların arasına gizli bir perde çekeriz.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Kur’ân okuduğun zaman, seninle âhirete îmân etmeyenlerin arasına(bildikleri hâlde inkâr etmeleri sebebiyle) gizli bir perde çekeriz.
İbni Kesir : Kur'an okuduğun zaman; seninle ahirete inanmayanların arasına örtülmüş bir perde koyarız.
İskender Evrenosoğlu : Sen Kur'ân'ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah'a ulaşmaya ve kıyâmet gününe) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk).
Muhammed Esed : Ve (gerçeği anlamaya niyetli olmamalarından ötürü, onlara) Kuran okuduğun zamanlar, seninle ahirete inanmayacak olanların arasına görünmeyen bir perde çekeriz:
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Kur'an'ı okuduğun zaman seninle ahirete imân etmeyenler arasına bir örtecek perde çekeriz.
Ömer Öngüt : Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde koyarız.
Şaban Piriş : Sen Kur’an okuduğun zaman seninle, ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.
Suat Yıldırım : Sen Kur’ân okuduğun zaman, seninle âhirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz.
Süleyman Ateş : Kur'ân okuduğun zaman seninle, âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.
Tefhim-ul Kuran : Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
Ümit Şimşek : Sen Kur'ân okuduğun zaman, âhirete inanmayanlarla senin arana görünmez bir perde çekeriz.
Yaşar Nuri Öztürk : Kur'an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}