» 18 / Kehf  49:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
Kehf Suresi = Magara Suresi
9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçip magaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatildigindan dolayi bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

18:49 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
(ortaya) konulmuştur | Kitap | ve görürsün | suçluların | korkarak | | onun içindekilerden | ve dediklerini | EY/HEY/AH | vah bize | ne oluyor | bu | Kitaba | (hiçbir şey) | bırakmıyor | (ne) küçük | ne de | büyük | | her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor | ve bulmuşlardır | şeyleri | yaptıkları | hazır | ve | zulmetmez | Rabbin | kimseye |

WWŽA ÆLKTÆB FTR ÆLMCRMYN MŞFGYN MMÆ FYH WYGWLWN WYLTNÆ MÆL HZ̃Æ ÆLKTÆB YĞÆD̃R ṦĞYRT WLÆ KBYRT ÎLÆ ǼḪṦÆHÆ WWCD̃WÆ AMLWÆ ḪÆŽRÆ WLÆ YƵLM RBK ǼḪD̃Æ
ve vuDiǎ l-kitābu fe terā l-mucrimīne muşfiḳīne mimmā fīhi ve yeḳūlūne veyletenā māli hāƶā l-kitābi yuğādiru Sağīraten ve lā kebīraten illā eHSāhā ve vecedū ǎmilū HāDiran ve lā yeZlimu rabbuke eHaden

وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَالِ هَٰذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِرًا وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَدًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. WWŽA = ve vuDiǎ : (ortaya) konulmuştur
2. ÆLKTÆB = l-kitābu : Kitap
3. FTR = fe terā : ve görürsün
4. ÆLMCRMYN = l-mucrimīne : suçluların
5. MŞFGYN = muşfiḳīne : korkarak
6. MMÆ = mimmā :
7. FYH = fīhi : onun içindekilerden
8. WYGWLWN = ve yeḳūlūne : ve dediklerini
9. YÆ = yā : EY/HEY/AH
10. WYLTNÆ = veyletenā : vah bize
11. MÆL = māli : ne oluyor
12. HZ̃Æ = hāƶā : bu
13. ÆLKTÆB = l-kitābi : Kitaba
14. LÆ = lā : (hiçbir şey)
15. YĞÆD̃R = yuğādiru : bırakmıyor
16. ṦĞYRT = Sağīraten : (ne) küçük
17. WLÆ = ve lā : ne de
18. KBYRT = kebīraten : büyük
19. ÎLÆ = illā :
20. ǼḪṦÆHÆ = eHSāhā : her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor
21. WWCD̃WÆ = ve vecedū : ve bulmuşlardır
22. MÆ = mā : şeyleri
23. AMLWÆ = ǎmilū : yaptıkları
24. ḪÆŽRÆ = HāDiran : hazır
25. WLÆ = ve lā : ve
26. YƵLM = yeZlimu : zulmetmez
27. RBK = rabbuke : Rabbin
28. ǼḪD̃Æ = eHaden : kimseye
(ortaya) konulmuştur | Kitap | ve görürsün | suçluların | korkarak | | onun içindekilerden | ve dediklerini | EY/HEY/AH | vah bize | ne oluyor | bu | Kitaba | (hiçbir şey) | bırakmıyor | (ne) küçük | ne de | büyük | | her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor | ve bulmuşlardır | şeyleri | yaptıkları | hazır | ve | zulmetmez | Rabbin | kimseye |

[WŽA] [KTB] [RÆY] [CRM] [ŞFG] [] [] [GWL] [Y] [WYL] [] [] [KTB] [] [ĞD̃R] [ṦĞR] [] [KBR] [] [ḪṦY] [WCD̃] [] [AML] [ḪŽR] [] [ƵLM] [RBB] [ÆḪD̃]
WWŽA ÆLKTÆB FTR ÆLMCRMYN MŞFGYN MMÆ FYH WYGWLWN WYLTNÆ MÆL HZ̃Æ ÆLKTÆB YĞÆD̃R ṦĞYRT WLÆ KBYRT ÎLÆ ǼḪṦÆHÆ WWCD̃WÆ AMLWÆ ḪÆŽRÆ WLÆ YƵLM RBK ǼḪD̃Æ

ve vuDiǎ l-kitābu fe terā l-mucrimīne muşfiḳīne mimmā fīhi ve yeḳūlūne veyletenā māli hāƶā l-kitābi yuğādiru Sağīraten ve lā kebīraten illā eHSāhā ve vecedū ǎmilū HāDiran ve lā yeZlimu rabbuke eHaden
ووضع الكتاب فترى المجرمين مشفقين مما فيه ويقولون يا ويلتنا مال هذا الكتاب لا يغادر صغيرة ولا كبيرة إلا أحصاها ووجدوا ما عملوا حاضرا ولا يظلم ربك أحدا

[و ض ع] [ك ت ب] [ر ا ي] [ج ر م] [ش ف ق] [] [] [ق و ل] [ي] [و ي ل] [] [] [ك ت ب] [] [غ د ر] [ص غ ر] [] [ك ب ر] [] [ح ص ي] [و ج د] [] [ع م ل] [ح ض ر] [] [ظ ل م] [ر ب ب] [ا ح د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ووضع و ض ع | WŽA WWŽA ve vuDiǎ (ortaya) konulmuştur And (will) be placed
الكتاب ك ت ب | KTB ÆLKTÆB l-kitābu Kitap the Book
فترى ر ا ي | RÆY FTR fe terā ve görürsün and you will see
المجرمين ج ر م | CRM ÆLMCRMYN l-mucrimīne suçluların the criminals
مشفقين ش ف ق | ŞFG MŞFGYN muşfiḳīne korkarak fearful
مما | MMÆ mimmā of what
فيه | FYH fīhi onun içindekilerden (is) in it,
ويقولون ق و ل | GWL WYGWLWN ve yeḳūlūne ve dediklerini and they will say,
يا ي | Y EY/HEY/AH """O!"
ويلتنا و ي ل | WYL WYLTNÆ veyletenā vah bize woe to us
مال | MÆL māli ne oluyor What (is) for
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu this
الكتاب ك ت ب | KTB ÆLKTÆB l-kitābi Kitaba [the] Book,
لا | (hiçbir şey) not
يغادر غ د ر | ĞD̃R YĞÆD̃R yuğādiru bırakmıyor leaves
صغيرة ص غ ر | ṦĞR ṦĞYRT Sağīraten (ne) küçük a small
ولا | WLÆ ve lā ne de and not
كبيرة ك ب ر | KBR KBYRT kebīraten büyük a great
إلا | ÎLÆ illā except
أحصاها ح ص ي | ḪṦY ǼḪṦÆHÆ eHSāhā her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor "has enumerated it?"""
ووجدوا و ج د | WCD̃ WWCD̃WÆ ve vecedū ve bulmuşlardır And they will find
ما | şeyleri what
عملوا ع م ل | AML AMLWÆ ǎmilū yaptıkları they did
حاضرا ح ض ر | ḪŽR ḪÆŽRÆ HāDiran hazır presented.
ولا | WLÆ ve lā ve And not
يظلم ظ ل م | ƵLM YƵLM yeZlimu zulmetmez deals unjustly
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbuke Rabbin your Lord
أحدا ا ح د | ÆḪD̃ ǼḪD̃Æ eHaden kimseye (with) anyone.
(ortaya) konulmuştur | Kitap | ve görürsün | suçluların | korkarak | | onun içindekilerden | ve dediklerini | EY/HEY/AH | vah bize | ne oluyor | bu | Kitaba | (hiçbir şey) | bırakmıyor | (ne) küçük | ne de | büyük | | her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor | ve bulmuşlardır | şeyleri | yaptıkları | hazır | ve | zulmetmez | Rabbin | kimseye |

[WŽA] [KTB] [RÆY] [CRM] [ŞFG] [] [] [GWL] [Y] [WYL] [] [] [KTB] [] [ĞD̃R] [ṦĞR] [] [KBR] [] [ḪṦY] [WCD̃] [] [AML] [ḪŽR] [] [ƵLM] [RBB] [ÆḪD̃]
WWŽA ÆLKTÆB FTR ÆLMCRMYN MŞFGYN MMÆ FYH WYGWLWN WYLTNÆ MÆL HZ̃Æ ÆLKTÆB YĞÆD̃R ṦĞYRT WLÆ KBYRT ÎLÆ ǼḪṦÆHÆ WWCD̃WÆ AMLWÆ ḪÆŽRÆ WLÆ YƵLM RBK ǼḪD̃Æ

ve vuDiǎ l-kitābu fe terā l-mucrimīne muşfiḳīne mimmā fīhi ve yeḳūlūne veyletenā māli hāƶā l-kitābi yuğādiru Sağīraten ve lā kebīraten illā eHSāhā ve vecedū ǎmilū HāDiran ve lā yeZlimu rabbuke eHaden
ووضع الكتاب فترى المجرمين مشفقين مما فيه ويقولون يا ويلتنا مال هذا الكتاب لا يغادر صغيرة ولا كبيرة إلا أحصاها ووجدوا ما عملوا حاضرا ولا يظلم ربك أحدا

[و ض ع] [ك ت ب] [ر ا ي] [ج ر م] [ش ف ق] [] [] [ق و ل] [ي] [و ي ل] [] [] [ك ت ب] [] [غ د ر] [ص غ ر] [] [ك ب ر] [] [ح ص ي] [و ج د] [] [ع م ل] [ح ض ر] [] [ظ ل م] [ر ب ب] [ا ح د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ووضع و ض ع | WŽA WWŽA ve vuDiǎ (ortaya) konulmuştur And (will) be placed
Vav,Vav,Dad,Ayn,
6,6,800,70,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض مبني للمجهول
الكتاب ك ت ب | KTB ÆLKTÆB l-kitābu Kitap the Book
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
فترى ر ا ي | RÆY FTR fe terā ve görürsün and you will see
Fe,Te,Re,,
80,400,200,,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
الفاء عاطفة
فعل مضارع
المجرمين ج ر م | CRM ÆLMCRMYN l-mucrimīne suçluların the criminals
Elif,Lam,Mim,Cim,Re,Mim,Ye,Nun,
1,30,40,3,200,40,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
مشفقين ش ف ق | ŞFG MŞFGYN muşfiḳīne korkarak fearful
Mim,Şın,Fe,Gaf,Ye,Nun,
40,300,80,100,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
مما | MMÆ mimmā of what
Mim,Mim,Elif,
40,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
فيه | FYH fīhi onun içindekilerden (is) in it,
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
ويقولون ق و ل | GWL WYGWLWN ve yeḳūlūne ve dediklerini and they will say,
Vav,Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
6,10,100,6,30,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
أداة نداء
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويلتنا و ي ل | WYL WYLTNÆ veyletenā vah bize woe to us
Vav,Ye,Lam,Te,Nun,Elif,
6,10,30,400,50,1,

مال | MÆL māli ne oluyor What (is) for
Mim,Elif,Lam,
40,1,30,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
هذا | HZ̃Æ hāƶā bu this
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
الكتاب ك ت ب | KTB ÆLKTÆB l-kitābi Kitaba [the] Book,
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
لا | (hiçbir şey) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يغادر غ د ر | ĞD̃R YĞÆD̃R yuğādiru bırakmıyor leaves
Ye,Ğayn,Elif,Dal,Re,
10,1000,1,4,200,
V – 3rd person masculine singular (form III) imperfect verb
فعل مضارع
صغيرة ص غ ر | ṦĞR ṦĞYRT Sağīraten (ne) küçük a small
Sad,Ğayn,Ye,Re,Te merbuta,
90,1000,10,200,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
ولا | WLÆ ve lā ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كبيرة ك ب ر | KBR KBYRT kebīraten büyük a great
Kef,Be,Ye,Re,Te merbuta,
20,2,10,200,400,
N – accusative feminine singular indefinite noun
اسم منصوب
إلا | ÎLÆ illā except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
أحصاها ح ص ي | ḪṦY ǼḪṦÆHÆ eHSāhā her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor "has enumerated it?"""
,Ha,Sad,Elif,He,Elif,
,8,90,1,5,1,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ووجدوا و ج د | WCD̃ WWCD̃WÆ ve vecedū ve bulmuşlardır And they will find
Vav,Vav,Cim,Dal,Vav,Elif,
6,6,3,4,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
عملوا ع م ل | AML AMLWÆ ǎmilū yaptıkları they did
Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
70,40,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
حاضرا ح ض ر | ḪŽR ḪÆŽRÆ HāDiran hazır presented.
Ha,Elif,Dad,Re,Elif,
8,1,800,200,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
ولا | WLÆ ve lā ve And not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يظلم ظ ل م | ƵLM YƵLM yeZlimu zulmetmez deals unjustly
Ye,Zı,Lam,Mim,
10,900,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbuke Rabbin your Lord
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أحدا ا ح د | ÆḪD̃ ǼḪD̃Æ eHaden kimseye (with) anyone.
,Ha,Dal,Elif,
,8,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب

Konu Başlığı: [18:46-49] Seçeneklerimizi Yeniden Sıralamak

Abdulbaki Gölpınarlı : Kitap ortaya konmuştur, suçluları görürsün ki o kitapta yazılı olan şeyler yüzünden korku içinde ve eyvahlar olsun bize derler, ne biçim kitap bu, ne küçük bir şey bırakmış, ne büyük, hepsini de sayıp dökmüş ve ne yaptılarsa hepsini de karşılarında bulurlar ve Rabbin hiçbir kimseye zulmetmez.
Adem Uğur : Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. "Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!" BöyIece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Ahmed Hulusi : Kitap (kişinin tüm yaşam bilgisi) ortaya konmuştur! Suçlu durumundakilerin hepsinin, o bilgilerden korkup ürpererek "Yandık şimdi! Bu nasıl 'Kitap'mış (kaydedilmiş bilgi) ki, küçük - büyük demeden tüm düşünce ve yaptıklarımızı kaydetmiş!" dediklerini görürsün. . . Ne yapmışlarsa onu hazır bulmuşlardır! Rabbin kimseye zulmetmez.
Ahmet Tekin : Kitap, amel defteri ortaya konmuştur. İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların amel defterinde yazılı olanlardan korktuklarını, çekindiklerini görürsün. 'Vay başımıza gelenlere, bu nasıl kitapmış, nasıl amel defteri imiş? Büyük küçük hiçbir şey bırakmadan yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüş.' derler. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiçbir kimseye haksızlık etmeyecek, zulmetmeyecektir.
Ahmet Varol : Kitap (önlerine) konulmuştur. Suçluların onun içindekilerden dolayı korkuya kapıldıklarını görürsün. 'Yazık bize! Bu kitaba da ne oluyor ki, küçük büyük hiçbir şey bırakmayıp saymış' derler. Yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.
Ali Bulaç : (Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp her şeyi sayıp döküyor?" Yapıp ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Ali Fikri Yavuz : Amel defterleri (ellerine) konmuştur. Artık o mücrimleri göreceksin ki, (defterlerinde yazılı) günahlardan korkmuşlar ve şöyle diyorlar; “-Eyvah bize! Bu deftere ne olmuş, (günahlarımızdan) küçük büyük bırakmayıp hepsini toplamış!” Onlar, bütün yaptıklarını (defterlerinde) hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin, hiç kimseye zulmetmez.
Bekir Sadak : Amel defteri ortaya konunca, suclularin, onda yazili olanlardan korktuklarini gorursun, «Vah bize, eyvah bize! Bu defter nasil olmus da kucuk buyuk bir sey birakmadan hepsini saymis!» derler. Islediklerini ha!zir bulurlar. Rabbin kimseye haksizlik etmez. *
Celal Yıldırım : Amel defteri konulmuştur. Suçlu günahkârların onda yazılı bulunanlardan titreyerek korktuklarını görürsün. «Eyvah bize, bu nasıl bir defterdir ki, küçük büyük bir şey bırakmayıp hepsini sayıp dökmüştür!» derler. (Dünya'da) işlediklerini (önlerinde) hazır bulurlar. Rabbin hiçbir kimseye haksızlık etmez.
Diyanet İşleri : Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Diyanet İşleri (eski) : Amel defteri ortaya konunca, suçluların, onda yazılı olanlardan korktuklarını görürsün, 'Vah bize, eyvah bize! Bu defter nasıl olmuş da küçük büyük bir şey bırakmadan hepsini saymış!' derler. İşlediklerini hazır bulurlar. Rabbin kimseye haksızlık etmez.
Diyanet Vakfi : Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. «Vay halimize! derler, bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!» Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Edip Yüksel : Kitap ortaya konmuştur. Suçluların onun içeriğinden korkuya kapıldığını ve 'Bize yazıklar olsun, meğer bu kitap küçük büyük hiç bir şeyi bırakmayıp saymış,' dediklerini görürsün. Yaptıkları her şeyi önlerinde hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Ey Muhammed! Günahkârların, amel defterlerinden korkarak: «Eyvah bize! Bu nasıl deftermiş ki, büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş» dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Defter de (ortaya) konulmuştur; artık suçluların korku yüzünden heyecan içinde titrediklerini görürsün. Ve şöyle derler: «Vay halimize! Bu nasıl defter ki, ne küçük koymuş, ne büyük, hepsini saymış dökmüş!» Ve bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır; Rabbin kimseye zulmetmez.
Elmalılı Hamdi Yazır : Defter de konulmuştur, artık o mücrimleri görürsün bulundukları haileden halecanlar içinde titreşiyor ve diyorlardır: «Eyvah bize! bu defter de ne acayib ne küçük komuş ne büyük hepsini zaptetmiş» ve bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır, Rabbın kimseye zulmetmez
Fizilal-il Kuran : İnsanların amel defterleri (çalışma karneleri) ortaya getirilmiştir. Günahkârların bu defterlerin yazılarını korku dolu gözlerle incelediklerini görürsün. Bir yandan da «Vay başımıza gelenlere! Ne biçim deftermiş bu; küçük büyük hiçbir davranışımızı atlatmadan sayıp dökmüş,» derler. Yaptıkları her işin kaydını karşılarında bulmuşlardır. Rabb'in hiç kimseye haksızlık etmez.
Gültekin Onan : (Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar Bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp her şeyi sayıp döküyor?" Yapıp ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Hakkı Yılmaz : Ve Kitap/ amel defteri konulmuştur. Suçluların ondan korktuğunu göreceksin. Ve “Eyvah bize! Bu nasıl kitapmış ki, büyük-küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış” derler. Ve onlar, yaptıklarını hazır bulurlar. Ve senin Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.
Hasan Basri Çantay : Kitab (meydana) konmuşdur. Görürsün ki günahkârlar onun içinde (yazılı) olanlardan (müdhiş) korkudadırlar. «Eyvah bize, derler, bu kitaba ne olmuş, küçük büyük hiç bir şey bırakmayıb onları saymış»! Onlar (bütün) işlediklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiçbir (kimseye) haksızlık etmez.
Hayrat Neşriyat : Ve kitab (amel defteri, ortaya) konulmuştur. Artık günahkârları görürsün ki onda(yazılı) olanlardan korkan kimseler olarak: 'Vay hâlimize! Bu defter nasıl olmuş da küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş?' derler. Böylece yaptıklarını hazır olarak bulmuşlardır. Rabbin ise hiç kimseye zulmetmez.
İbni Kesir : Kitab konulduğunda suçluların onda yazılı olandan korktuklarını görürsün Vah bize, eyvah bize, bu kitab nasıl olmuş da küçük büyük bir şey bırakmaksızın hepsini saymış, derler. Çünkü bütün işlediklerini hazır bulurlar. Ve Rabbın, kimseye asla zulmetmez.
İskender Evrenosoğlu : Ve kitap (hayat filmi ortaya) kondu. O zaman mücrimleri görürsün. Onun (kitabın) içindekilerden korkarlar ve “Bize yazıklar olsun. Bu kitap, nasıl ki (nasıl bir kitap ki), küçük ve büyük hiçbir şeyi sayıp hesap etmeden bırakmıyor.” derler. Ve yaptıkları şeyleri (hayat filmlerinde) hazır buldular. Ve senin Rabbin, (hiç) kimseye zulmetmez.
Muhammed Esed : Ve (o Gün, herkesin dünyada yapıp ettiklerine dair) sicil(ler) önlerine konduğunda, suçluların orada (yazılı) olanlardan irkildiklerini görürsün; "Vah bize! Nasıl bir sicilmiş bu! Küçük, büyük hiçbir şey bırakmamış, her şeyi hesaba geçirmiş!" derler. Ve yapıp ettikleri her şeyi (kaydedilmiş olarak) önlerinde bulurlar; ve Rabbinin kimseye haksızlık yapmadığını (anlarlar).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kitap (suhuf-u âmâl) meydana konmuştur. Artık günahkârları, onda olanlardan dolayı korkar kimseler görürsün ve derler ki: «Eyvah bizlere! Bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bir şey bırakmaksızın hepsini saymış, tesbit etmiş!» Ve yapmış oldukları şeyleri hazır buldular ve Rabbin hiçbir kimseye zulmetmez.
Ömer Öngüt : Amel defterleri ortaya konulduğunda, suçluların onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. “Vah bize, eyvah bize! Bu deftere ne olmuş, ne küçük bırakmış ne büyük, hiçbir şey bırakmamış, hepsini zaptetmiş. ” derler. Bütün yaptıklarını hazır bulurlar. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Şaban Piriş : Kitap ortaya konulduğunda suçluların onda (kayıtlı) olandan korktuklarını görürsün. Eyvah bize, bu kitap büyük küçük demeden hepsini olduğu gibi ortaya koyuyor. Yaptıklarını hazır bulurlar, Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Suat Yıldırım : İşte herkesin hesap defteri önüne konuldu. Mücrimlerin defterdeki kayıtlardan korktuklarını ve şöyle dediklerini görürsün: "Eyvah bize! Bu deftere de ne oluyor? Ne küçük komuş, ne büyük, yazılmadık şey bırakmamış!" Böylece yaptıkları her şeyi yanlarında buldular. Şu kesin ki Rabbin kimseye zulmetmez.
Süleyman Ateş : Kitap (ortaya) konulmuştur. Suçluların onun içindekilerden korkarak: "Vah bize, bu Kitaba da ne oluyor, ne küçük ne de büyük hiçbir şey bırakmıyor, her (yaptığımız) şeyi sayıp döküyor!" dediklerini görürsün. Yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Rabbin kimseye zulmetmez.
Tefhim-ul Kuran : (Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu günahkârların, onda olanlardan dolayı dehşetle korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: «Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp her şeyi sayıp döküyor?» Yapıp ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Ümit Şimşek : Kitap ortaya konmuştur. Mücrimleri onda yazılı olandan korkar halde görürsün. 'Eyvah bize,' derler. 'Bu kitabın hali ne? Küçük büyük hiçbir şeyi eksik bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!' Böylece, yaptıkları herşeyi önlerinde bulurlar. Rabbin ise hiç kimseye haksızlık yapmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : Kitap ortaya konulmuştur. Günahkârların, onun içindekilerden korkup ürpererek şöyle dediklerini görürsün: "Vay başımıza! Ne biçim kitap bu! Ne küçük bırakmış ne büyük. Hepsini sayıp dökmüş!" Yapıp ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmiyor.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}