» 18 / Kehf  74:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
Kehf Suresi = Magara Suresi
9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçip magaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatildigindan dolayi bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

18:74 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
yine yürüdüler | nihayet | | rastladılar | bir çocuğa | hemen onu öldürdü | (Musa) dedi ki | mı katlettin? | bir canı | tertemiz | karşılığı olmadan | bir can | doğrusu | sen yaptın | bir iş | çirkin |

FÆNŦLGÆ ḪT ÎZ̃Æ LGYÆ ĞLÆMÆ FGTLH GÆL ǼGTLT NFSÆ ZKYT BĞYR NFS LGD̃ CÙT ŞYÙÆ NKRÆ
fenTaleḳā Hattā iƶā leḳiyā ğulāmen feḳatelehu ḳāle eḳatelte nefsen zekiyyeten biğayri nefsin leḳad ci'te şey'en nukran

فَانْطَلَقَا حَتَّىٰ إِذَا لَقِيَا غُلَامًا فَقَتَلَهُ قَالَ أَقَتَلْتَ نَفْسًا زَكِيَّةً بِغَيْرِ نَفْسٍ لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا نُكْرًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. FÆNŦLGÆ = fenTaleḳā : yine yürüdüler
2. ḪT = Hattā : nihayet
3. ÎZ̃Æ = iƶā :
4. LGYÆ = leḳiyā : rastladılar
5. ĞLÆMÆ = ğulāmen : bir çocuğa
6. FGTLH = feḳatelehu : hemen onu öldürdü
7. GÆL = ḳāle : (Musa) dedi ki
8. ǼGTLT = eḳatelte : mı katlettin?
9. NFSÆ = nefsen : bir canı
10. ZKYT = zekiyyeten : tertemiz
11. BĞYR = biğayri : karşılığı olmadan
12. NFS = nefsin : bir can
13. LGD̃ = leḳad : doğrusu
14. CÙT = ci'te : sen yaptın
15. ŞYÙÆ = şey'en : bir iş
16. NKRÆ = nukran : çirkin
yine yürüdüler | nihayet | | rastladılar | bir çocuğa | hemen onu öldürdü | (Musa) dedi ki | mı katlettin? | bir canı | tertemiz | karşılığı olmadan | bir can | doğrusu | sen yaptın | bir iş | çirkin |

[ŦLG] [] [] [LGY] [ĞLM] [GTL] [GWL] [GTL] [NFS] [ZKW] [ĞYR] [NFS] [] [CYÆ] [ŞYÆ] [NKR]
FÆNŦLGÆ ḪT ÎZ̃Æ LGYÆ ĞLÆMÆ FGTLH GÆL ǼGTLT NFSÆ ZKYT BĞYR NFS LGD̃ CÙT ŞYÙÆ NKRÆ

fenTaleḳā Hattā iƶā leḳiyā ğulāmen feḳatelehu ḳāle eḳatelte nefsen zekiyyeten biğayri nefsin leḳad ci'te şey'en nukran
فانطلقا حتى إذا لقيا غلاما فقتله قال أقتلت نفسا زكية بغير نفس لقد جئت شيئا نكرا

[ط ل ق] [] [] [ل ق ي] [غ ل م] [ق ت ل] [ق و ل] [ق ت ل] [ن ف س] [ز ك و] [غ ي ر] [ن ف س] [] [ج ي ا] [ش ي ا] [ن ك ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فانطلقا ط ل ق | ŦLG FÆNŦLGÆ fenTaleḳā yine yürüdüler Then they both set out
حتى | ḪT Hattā nihayet until
إذا | ÎZ̃Æ iƶā when
لقيا ل ق ي | LGY LGYÆ leḳiyā rastladılar they met
غلاما غ ل م | ĞLM ĞLÆMÆ ğulāmen bir çocuğa a boy,
فقتله ق ت ل | GTL FGTLH feḳatelehu hemen onu öldürdü then he killed him.
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle (Musa) dedi ki He said,
أقتلت ق ت ل | GTL ǼGTLT eḳatelte mı katlettin? """Have you killed"
نفسا ن ف س | NFS NFSÆ nefsen bir canı a soul,
زكية ز ك و | ZKW ZKYT zekiyyeten tertemiz pure,
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri karşılığı olmadan for other than
نفس ن ف س | NFS NFS nefsin bir can a soul?
لقد | LGD̃ leḳad doğrusu Certainly,
جئت ج ي ا | CYÆ CÙT ci'te sen yaptın you have done
شيئا ش ي ا | ŞYÆ ŞYÙÆ şey'en bir iş a thing
نكرا ن ك ر | NKR NKRÆ nukran çirkin "evil."""
yine yürüdüler | nihayet | | rastladılar | bir çocuğa | hemen onu öldürdü | (Musa) dedi ki | mı katlettin? | bir canı | tertemiz | karşılığı olmadan | bir can | doğrusu | sen yaptın | bir iş | çirkin |

[ŦLG] [] [] [LGY] [ĞLM] [GTL] [GWL] [GTL] [NFS] [ZKW] [ĞYR] [NFS] [] [CYÆ] [ŞYÆ] [NKR]
FÆNŦLGÆ ḪT ÎZ̃Æ LGYÆ ĞLÆMÆ FGTLH GÆL ǼGTLT NFSÆ ZKYT BĞYR NFS LGD̃ CÙT ŞYÙÆ NKRÆ

fenTaleḳā Hattā iƶā leḳiyā ğulāmen feḳatelehu ḳāle eḳatelte nefsen zekiyyeten biğayri nefsin leḳad ci'te şey'en nukran
فانطلقا حتى إذا لقيا غلاما فقتله قال أقتلت نفسا زكية بغير نفس لقد جئت شيئا نكرا

[ط ل ق] [] [] [ل ق ي] [غ ل م] [ق ت ل] [ق و ل] [ق ت ل] [ن ف س] [ز ك و] [غ ي ر] [ن ف س] [] [ج ي ا] [ش ي ا] [ن ك ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فانطلقا ط ل ق | ŦLG FÆNŦLGÆ fenTaleḳā yine yürüdüler Then they both set out
Fe,Elif,Nun,Tı,Lam,Gaf,Elif,
80,1,50,9,30,100,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine dual (form VII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
حتى | ḪT Hattā nihayet until
Ha,Te,,
8,400,,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إذا | ÎZ̃Æ iƶā when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
لقيا ل ق ي | LGY LGYÆ leḳiyā rastladılar they met
Lam,Gaf,Ye,Elif,
30,100,10,1,
V – 3rd person masculine dual perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
غلاما غ ل م | ĞLM ĞLÆMÆ ğulāmen bir çocuğa a boy,
Ğayn,Lam,Elif,Mim,Elif,
1000,30,1,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فقتله ق ت ل | GTL FGTLH feḳatelehu hemen onu öldürdü then he killed him.
Fe,Gaf,Te,Lam,He,
80,100,400,30,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle (Musa) dedi ki He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أقتلت ق ت ل | GTL ǼGTLT eḳatelte mı katlettin? """Have you killed"
,Gaf,Te,Lam,Te,
,100,400,30,400,
INTG – prefixed interrogative alif
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
الهمزة همزة استفهام
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
نفسا ن ف س | NFS NFSÆ nefsen bir canı a soul,
Nun,Fe,Sin,Elif,
50,80,60,1,
N – accusative feminine singular indefinite noun
اسم منصوب
زكية ز ك و | ZKW ZKYT zekiyyeten tertemiz pure,
Ze,Kef,Ye,Te merbuta,
7,20,10,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
بغير غ ي ر | ĞYR BĞYR biğayri karşılığı olmadan for other than
Be,Ğayn,Ye,Re,
2,1000,10,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
نفس ن ف س | NFS NFS nefsin bir can a soul?
Nun,Fe,Sin,
50,80,60,
N – genitive feminine singular indefinite noun
اسم مجرور
لقد | LGD̃ leḳad doğrusu Certainly,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
جئت ج ي ا | CYÆ CÙT ci'te sen yaptın you have done
Cim,,Te,
3,,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
شيئا ش ي ا | ŞYÆ ŞYÙÆ şey'en bir iş a thing
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
نكرا ن ك ر | NKR NKRÆ nukran çirkin "evil."""
Nun,Kef,Re,Elif,
50,20,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة

Konu Başlığı: [18:60-82] Denetçi Öğretmeninden Musa'ya Önemli Dersler

Abdulbaki Gölpınarlı : Gene yola düştüler, derken bir erkek çocuğa rastladılar, o zât, çocuğu öldürdü. Mûsâ bir cana kıymamışken tuttun, tertemiz birisini öldürdün, andolsun ki pek kötü ve menedilmiş bir şey yaptın sen dedi.
Adem Uğur : Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında (Hızır) hemen onu öldürdü. Musa dedi ki: Tertemiz bir canı, bir can karşılığı olmaksızın (kimseyi öldürmediği halde) katlettin ha! Gerçekten sen fena bir şey yaptın!
Ahmed Hulusi : Yollarına devam ettiler. . . Nihayet küçük yaşta bir erkek çocuğa rastgeldiler; (Hızır) onu öldürdü! (Musa) dedi: "Kısas gerekçesi olmaksızın suçsuz birini öldürdün? Gerçekten çok çirkin - yanlış bir şey yaptın!"
Ahmet Tekin : Bunun üzerine birlikte yürüdüler. Nihayet bir delikanlıya rastladıklarında, Hızır hemen onu öldürdü. Mûsâ: 'Bir cana karşılık olmadan, kısas uygulama zarureti bulunmadan, masum bir cana mı kıydın? Doğrusu çok kötü bir şey yaptın.' dedi.
Ahmet Varol : Yeniden yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında hemen onu öldürdü. (Musa): 'Bir can karşılığı olmaksızın suçsuz bir canı öldürdün mü? Doğrusu çok çirkin bir şey yaptın!' dedi.
Ali Bulaç : Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın."
Ali Fikri Yavuz : Yine gittiler. Nihayet bir oğlana rastgeldikleri vakit, tuttu Hızır bunu öldürüverdi. Mûsâ dedi ki: “- Tertemiz (günah işlememiş) bir kimseyi, bir can karşılığı olmaksızın öldürdün ha!... Doğrusu görülmemiş bir şey yaptın.”
Bekir Sadak : Yine gittiler; sonunda bir erkek cocuga rastladilar, o hemen onu oldurdu. Musa: «Bir cana karsilik olmaksizin masum bir cana mi kiydin? Dogrusu pek kotu bir sey yaptin» dedi.
Celal Yıldırım : Derken yollarına devam ettiler ; sonunda bir oğlan çocuğuna rastladılar. O kul, o oğlanı öldürdü. Musa: «Bir cana karşılık olmaksızın tertemiz masum bir canı mı öldürdün ? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın !» dedi.
Diyanet İşleri : Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Yine gittiler; sonunda bir erkek çocuğa rastladılar, o hemen onu öldürdü. Musa: 'Bir cana karşılık olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusu pek kötü bir şey yaptın' dedi.
Diyanet Vakfi : Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında (Hızır) hemen onu öldürdü. Musa dedi ki: Tertemiz bir canı, bir can karşılığı olmaksızın (kimseyi öldürmediği halde) katlettin ha! Gerçekten sen fena bir şey yaptın!
Edip Yüksel : Böylece yürüdüler. Nihayet bir delikanlıya rastladıklarında onu hemen öldürdü. 'Kimseye kıymamış suçsuz bir kimseyi niçin öldürdün? Sen, çok kötü bir iş yaptın,' dedi
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: «Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yine gittiler nihayet bir oğlana rastgeldiler; tuttu onu öldürüverdi. Musa: «Bir can karşılığı olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusu çok kötü birşey yaptın!» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yine gittiler, nihayet bir oğlana rast geldiler tuttu onu öldürüverdi, â! dedi: tertemiz bir nefsi bir nefis mukabili olmaksızın öldürdün mü? alimallah çok münker bir şey yaptın
Fizilal-il Kuran : Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir genç ile karşılaştılar. O kulumuz, delikanlıyı öldürdü. Musa; «Bir cana karşılık olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok kötü bir iş yaptın» dedi.
Gültekin Onan : Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen benzeri görülmedik (nükra) bir şey yaptın."
Hakkı Yılmaz : "Yine gittiler. Sonunda bir delikanlıya rast geldiler; âlim ve rahmete mazhar kul onu öldürüverdi. Mûsâ: “Bir nefis karşılığı olmaksızın tertemiz bir nefsi mi öldürdün? Kesinlikle çok anlaşılmaz bir şey yaptın!” dedi. "
Hasan Basri Çantay : Yine gitdiler. Nihayet bir oğlan çocuğuna rast geldikleri zaman o, hemen bunu öldürdü. (Musa) dedi ki: «Tertemiz (ma'sum) bir canı, (diğer) bir can karşılığı olmaksızın, öldürdün ha! Andolsun ki sen kötü bir şey yapdın»!
Hayrat Neşriyat : Yine (berâberce) gittiler; nihâyet bir erkek çocuğa rastladıkları zaman, (Hızır)tuttu onu öldürüverdi. (Mûsâ:) 'Bir cana karşılık olmaksızın ma'sum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok çirkin bir şey yaptın!' dedi.
İbni Kesir : Yine gittiler, nihayet bir erkek çocuğa rastladılar. O, hemen bunu öldürdü. Cana karşılık olmaksızın masum bir kimseye mi kıydın? Doğrusu, çok kötü bir şey yaptın, dedi.
İskender Evrenosoğlu : Böylece bir (erkek) çocuğa rastlayıncaya kadar gittiler. (Hızır A.S), onu (çocuğu) öldürdü. (Musa A.S): “Sen, temiz (masum) bir kişiyi (başka) bir nefse karşılık olmaksızın mı öldürdün? Andolsun ki sen, kötü (şeriate uymayan) bir şey yaptın.” dedi.
Muhammed Esed : Böylece yeniden yola koyuldular; sonunda genç bir adama rastladılar: (bilge kişi) onu öldürdü, (Musa bunu görünce:) "Bir başka cana karşılık olmaksızın masum bir cana kıydın, öyle mi?" diye çıkıştı, "Gerçekten, çok korkunç bir iş yaptın sen!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Yine gittiler, nihâyet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi. Dedi ki: «Bir tertemiz nefsi, bir nefs mukabilinde olmaksızın öldürdün mü? Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.»
Ömer Öngüt : Yine yürüyüp gittiler. Nihayet bir erkek çocuğuna rastladılar. (Hızır) hemen onu öldürdü. Musa: “Mâsum bir canı, bir cana karşılık olmaksızın mı öldürdün? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın!” dedi.
Şaban Piriş : Yine yola devam ettiler. Sonunda bir gençle karşılaştılar. O, hemen onu öldürdü: -Bir cana karşılık olmaksızın, masum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok kötü bir iş yaptın.
Suat Yıldırım : Yine yola koyuldular. Nihayet bir oğlan çocuğuna rastladılar ve (Hızır) onu öldürdü. Mûsâ atılıp: "Ne yaptın?" dedi, "masum ve günahsız bir canı, kısas hükmü ile bir can karşılığında olmaksızın mı öldürdün?Doğrusu görülmemiş derecede fena bir iş yaptın!"
Süleyman Ateş : Yine yürüdüler. Nihâyet bir oğlana rastladılar. (O kul) hemen onu öldürdü. (Mûsâ): "Bir can karşılığı olmadan temiz bir cana kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: «Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın.»
Ümit Şimşek : Yine yola koyuldular. Bir erkek çocuğa rast geldiklerinde, o zat onu öldürdü. Musa 'Bir cana kıymamış mâsum bir kimseyi mi öldürdün?' dedi. 'Doğrusu çok kötü bir iş yaptın.'
Yaşar Nuri Öztürk : Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rastgeldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!"


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}