» 18 / Kehf  109:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
Kehf Suresi = Magara Suresi
9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçip magaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatildigindan dolayi bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

18:109 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
de ki | şayet | olsa | deniz | mürekkep | sözleri(ni yazmak) için | Rabbimin | tükenir | deniz | önce | | tükenmeden | sözleri | Rabbimin | ve şayet | getirsek bile | bir o kadarını daha | yardım için |

GL LW KÆN ÆLBḪR MD̃ÆD̃Æ LKLMÆT RBY LNFD̃ ÆLBḪR GBL ǼN TNFD̃ KLMÆT RBY WLW CÙNÆ BMS̃LH MD̃D̃Æ
ḳul lev kāne l-beHru midāden likelimāti rabbī lenefide l-beHru ḳable en tenfede kelimātu rabbī velev ci'nā bimiṧlihi mededen

قُلْ لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَنْ تَنْفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. GL = ḳul : de ki
2. LW = lev : şayet
3. KÆN = kāne : olsa
4. ÆLBḪR = l-beHru : deniz
5. MD̃ÆD̃Æ = midāden : mürekkep
6. LKLMÆT = likelimāti : sözleri(ni yazmak) için
7. RBY = rabbī : Rabbimin
8. LNFD̃ = lenefide : tükenir
9. ÆLBḪR = l-beHru : deniz
10. GBL = ḳable : önce
11. ǼN = en :
12. TNFD̃ = tenfede : tükenmeden
13. KLMÆT = kelimātu : sözleri
14. RBY = rabbī : Rabbimin
15. WLW = velev : ve şayet
16. CÙNÆ = ci'nā : getirsek bile
17. BMS̃LH = bimiṧlihi : bir o kadarını daha
18. MD̃D̃Æ = mededen : yardım için
de ki | şayet | olsa | deniz | mürekkep | sözleri(ni yazmak) için | Rabbimin | tükenir | deniz | önce | | tükenmeden | sözleri | Rabbimin | ve şayet | getirsek bile | bir o kadarını daha | yardım için |

[GWL] [] [KWN] [BḪR] [MD̃D̃] [KLM] [RBB] [NFD̃] [BḪR] [GBL] [] [NFD̃] [KLM] [RBB] [] [CYÆ] [MS̃L] [MD̃D̃]
GL LW KÆN ÆLBḪR MD̃ÆD̃Æ LKLMÆT RBY LNFD̃ ÆLBḪR GBL ǼN TNFD̃ KLMÆT RBY WLW CÙNÆ BMS̃LH MD̃D̃Æ

ḳul lev kāne l-beHru midāden likelimāti rabbī lenefide l-beHru ḳable en tenfede kelimātu rabbī velev ci'nā bimiṧlihi mededen
قل لو كان البحر مدادا لكلمات ربي لنفد البحر قبل أن تنفد كلمات ربي ولو جئنا بمثله مددا

[ق و ل] [] [ك و ن] [ب ح ر] [م د د] [ك ل م] [ر ب ب] [ن ف د] [ب ح ر] [ق ب ل] [] [ن ف د] [ك ل م] [ر ب ب] [] [ج ي ا] [م ث ل] [م د د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
لو | LW lev şayet """If"
كان ك و ن | KWN KÆN kāne olsa were
البحر ب ح ر | BḪR ÆLBḪR l-beHru deniz the sea
مدادا م د د | MD̃D̃ MD̃ÆD̃Æ midāden mürekkep ink,
لكلمات ك ل م | KLM LKLMÆT likelimāti sözleri(ni yazmak) için for (the) Words
ربي ر ب ب | RBB RBY rabbī Rabbimin (of) my Lord,
لنفد ن ف د | NFD̃ LNFD̃ lenefide tükenir surely (would be) exhausted
البحر ب ح ر | BḪR ÆLBḪR l-beHru deniz the sea
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳable önce before
أن | ǼN en [that]
تنفد ن ف د | NFD̃ TNFD̃ tenfede tükenmeden (were) exhausted
كلمات ك ل م | KLM KLMÆT kelimātu sözleri (the) Words
ربي ر ب ب | RBB RBY rabbī Rabbimin (of) my Lord,
ولو | WLW velev ve şayet even if
جئنا ج ي ا | CYÆ CÙNÆ ci'nā getirsek bile We brought
بمثله م ث ل | MS̃L BMS̃LH bimiṧlihi bir o kadarını daha (the) like (of) it
مددا م د د | MD̃D̃ MD̃D̃Æ mededen yardım için "(as) a supplement."""
de ki | şayet | olsa | deniz | mürekkep | sözleri(ni yazmak) için | Rabbimin | tükenir | deniz | önce | | tükenmeden | sözleri | Rabbimin | ve şayet | getirsek bile | bir o kadarını daha | yardım için |

[GWL] [] [KWN] [BḪR] [MD̃D̃] [KLM] [RBB] [NFD̃] [BḪR] [GBL] [] [NFD̃] [KLM] [RBB] [] [CYÆ] [MS̃L] [MD̃D̃]
GL LW KÆN ÆLBḪR MD̃ÆD̃Æ LKLMÆT RBY LNFD̃ ÆLBḪR GBL ǼN TNFD̃ KLMÆT RBY WLW CÙNÆ BMS̃LH MD̃D̃Æ

ḳul lev kāne l-beHru midāden likelimāti rabbī lenefide l-beHru ḳable en tenfede kelimātu rabbī velev ci'nā bimiṧlihi mededen
قل لو كان البحر مدادا لكلمات ربي لنفد البحر قبل أن تنفد كلمات ربي ولو جئنا بمثله مددا

[ق و ل] [] [ك و ن] [ب ح ر] [م د د] [ك ل م] [ر ب ب] [ن ف د] [ب ح ر] [ق ب ل] [] [ن ف د] [ك ل م] [ر ب ب] [] [ج ي ا] [م ث ل] [م د د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GWL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
لو | LW lev şayet """If"
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
كان ك و ن | KWN KÆN kāne olsa were
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
البحر ب ح ر | BḪR ÆLBḪR l-beHru deniz the sea
Elif,Lam,Be,Ha,Re,
1,30,2,8,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
مدادا م د د | MD̃D̃ MD̃ÆD̃Æ midāden mürekkep ink,
Mim,Dal,Elif,Dal,Elif,
40,4,1,4,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Ink"
اسم منصوب
لكلمات ك ل م | KLM LKLMÆT likelimāti sözleri(ni yazmak) için for (the) Words
Lam,Kef,Lam,Mim,Elif,Te,
30,20,30,40,1,400,
P – prefixed preposition lām
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
ربي ر ب ب | RBB RBY rabbī Rabbimin (of) my Lord,
Re,Be,Ye,
200,2,10,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لنفد ن ف د | NFD̃ LNFD̃ lenefide tükenir surely (would be) exhausted
Lam,Nun,Fe,Dal,
30,50,80,4,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular perfect verb
اللام لام التوكيد
فعل ماض
البحر ب ح ر | BḪR ÆLBḪR l-beHru deniz the sea
Elif,Lam,Be,Ha,Re,
1,30,2,8,200,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳable önce before
Gaf,Be,Lam,
100,2,30,
T – accusative time adverb
ظرف زمان منصوب
أن | ǼN en [that]
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تنفد ن ف د | NFD̃ TNFD̃ tenfede tükenmeden (were) exhausted
Te,Nun,Fe,Dal,
400,50,80,4,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
كلمات ك ل م | KLM KLMÆT kelimātu sözleri (the) Words
Kef,Lam,Mim,Elif,Te,
20,30,40,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
ربي ر ب ب | RBB RBY rabbī Rabbimin (of) my Lord,
Re,Be,Ye,
200,2,10,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولو | WLW velev ve şayet even if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
جئنا ج ي ا | CYÆ CÙNÆ ci'nā getirsek bile We brought
Cim,,Nun,Elif,
3,,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بمثله م ث ل | MS̃L BMS̃LH bimiṧlihi bir o kadarını daha (the) like (of) it
Be,Mim,Se,Lam,He,
2,40,500,30,5,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مددا م د د | MD̃D̃ MD̃D̃Æ mededen yardım için "(as) a supplement."""
Mim,Dal,Dal,Elif,
40,4,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب

Konu Başlığı: [18:109-110] Kurtuluşumuz İçin Gerekli Her şey Kuran'da… Muhammed Peygamberi Tanrılaştırmayın

Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Deniz mürekkep olsa tükenir, yazılmaz Rabbimin sözleri tükenmeden, hattâ o deniz kadar bir deniz daha eklense gene tükenir, yazılamaz.
Adem Uğur : De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir.
Ahmed Hulusi : De ki: "Eğer Rabbimin kelimeleri (açığa çıkardığı mânâlar) için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce elbette deniz tükenirdi! Velev ki onun (o denizin) bir o kadarını daha getirsek!"
Ahmet Tekin : 'Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsaydı, Rabbimin sözleri bitmeden önce denizler tükenirdi. Bir misli daha takviye mürekkep getirsek bile yetmezdi.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa, bir o kadarını daha destek olarak getirsek Rabbimin sözleri bitmeden deniz biter.'
Ali Bulaç : De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.
Ali Fikri Yavuz : (Kur’an-ı Kerimin beyanına göre, size pek az ilim verildi, diyen Yahudilere, ey Rasûlüm) de ki: “- Eğer Rabbimin kelimeleri (ni yazmak) için bütün denizler mürekkep olsa, muhakkak ki Rabbimin kelimeleri tükenmeden denizler tükenirdi, bir o kadar daha yardımcı getirsek bile...”
Bekir Sadak : De ki: «Rabbimin sozlerini yazmak icin denizler murekkep olsa ve bir o kadarini da katsak, Rabbimin sozleri tukenmeden denizler tukenirdi.»
Celal Yıldırım : De ki: Rabbimin sözlerini (yazmak) için deniz(ler) mürekkep olsa ve bir o kadarı da ilâve edilse, Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi.
Diyanet İşleri : De ki: “Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmeden önce denizler tükenirdi.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadarını da katsak, Rabbimin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi.'
Diyanet Vakfi : De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir.
Edip Yüksel : De ki, 'Rabbimin sözleri için okyanus mürekkep olsa ve hatta bir o kadarını da katsak, Rabbimin sözleri tükenmeden okyanus tükenir.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Eğer Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, deniz muhakkak tükenecekti, bir mislini daha yardımcı getirsek bile.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Eğer Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsaydı, kesinlikle Rabbimin sözleri tükenmeden deniz tükenirdi, bir misli de yardımcı getirsek bile.»
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: eğer rabbımın kelimâtı için deniz mürekkeb olsa idi her halde rabbımın kelimatı tükenmeden deniz tükenirdi, bir misli de meded getirsek bile
Fizilal-il Kuran : De ki; «Rabb'imin sözlerini yazmak için, denizler mürekkep olsa da onlara bir o kadarını daha katsak, Rabb'imin sözleri bitmeden önce denizler biterdi.»
Gültekin Onan : De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.
Hakkı Yılmaz : De ki: “Rabbimin sözleri için, deniz mürekkep olsa Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenirdi, hatta bir o kadarını daha getirsek bile.”
Hasan Basri Çantay : De ki: «Rabbimin sözleri (ni yazmak) için (bütün) deniz (lerin suyu) mürekkeb olsa ve bir o kadar daha yardımcı olarak ilâve etsek Rabbimin sözleri tükenmeden o deniz (ler) tükenir».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Rabbimin (ilim ve hikmetinin) kelimeleri(ni yazmak) için deniz(ler)mürekkeb olsaydı ve yardımcı olarak bir o kadarını daha getirmiş olsaydık, Rabbimin sözleri tükenmeden elbette o deniz(ler) tükenir(di)!'
İbni Kesir : De ki: Rabbımın sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadarını da katsak; daha Rabbımın sözleri tükenmeden denizler tükenirdi.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Denizler, Rabbimin kelimeleri için (kelimelerini yazmak için) mürekkep olsaydı ve onun bir mislini daha imdada (yardıma) getirmiş olsaydık bile, Rabbimin kelimeleri bitmeden, denizler mutlaka tükenirdi.”
Muhammed Esed : De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için denizler mürekkep olsa ayrıca deniz üstüne deniz katsak yine de Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Eğer Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, elbette Rabbimin kelimeleri tükenmeden deniz tükenir biter. Velev ki denizin bir mislini de yardımcı getirecek olsak.»
Ömer Öngüt : De ki: “Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi Rabbimin sözleri bitmeden önce denizler tükenir. ”
Şaban Piriş : De ki: -Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsaydı Rabbin sözleri bitmeden denizler tükenirdi. Hatta bir misli daha mürekkep getirsek bile..
Suat Yıldırım : De ki: "Rabbimin sözlerini yazmak için bütün denizler mürekkep olsaydı, hatta onun bir mislini de takviye gönderseydik, bu denizler tükenir, Rabbinin sözleri yine de bitmezdi."
Süleyman Ateş : De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce deniz tükenir." Yardım için bir o kadarını daha getirsek (yine yetmez)."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Rabbimin sözleri (ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.»
Ümit Şimşek : De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa, hattâ bir o kadarını daha getirsek, Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin kelimeleri tükenmeden önce deniz mutlaka biter. Bir o kadarını daha getirsek de yetmez."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}