» 10 / Yûnus  78:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
Yunus Suresi = Yunus Suresi
Hz. Yunus ve kavminden bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

10:78 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
dediler | mi geldiniz? | bizi çevirmek için | (yol)dan | bulduğumuz | üzerinde | atalarımızı | ve olması | ikiniz için | büyüklüğün | | yeryüzünde | (fakat) değiliz | biz | size | iman edecek |

GÆLWÆ ǼCÙTNÆ LTLFTNÆ AMÆ WCD̃NÆ ALYH ËBÆÙNÆ WTKWN LKMÆ ÆLKBRYÆÙ FY ÆLǼRŽ WMÆ NḪN LKMÆ BMÙMNYN
ḳālū eci'tenā litelfitenā ǎmmā vecednā ǎleyhi ābā'enā ve tekūne lekumā l-kibriyā'u l-erDi ve mā neHnu lekumā bimu'minīne

قَالُوا أَجِئْتَنَا لِتَلْفِتَنَا عَمَّا وَجَدْنَا عَلَيْهِ ابَاءَنَا وَتَكُونَ لَكُمَا الْكِبْرِيَاءُ فِي الْأَرْضِ وَمَا نَحْنُ لَكُمَا بِمُؤْمِنِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. GÆLWÆ = ḳālū : dediler
2. ǼCÙTNÆ = eci'tenā : mi geldiniz?
3. LTLFTNÆ = litelfitenā : bizi çevirmek için
4. AMÆ = ǎmmā : (yol)dan
5. WCD̃NÆ = vecednā : bulduğumuz
6. ALYH = ǎleyhi : üzerinde
7. ËBÆÙNÆ = ābā'enā : atalarımızı
8. WTKWN = ve tekūne : ve olması
9. LKMÆ = lekumā : ikiniz için
10. ÆLKBRYÆÙ = l-kibriyā'u : büyüklüğün
11. FY = fī :
12. ÆLǼRŽ = l-erDi : yeryüzünde
13. WMÆ = ve mā : (fakat) değiliz
14. NḪN = neHnu : biz
15. LKMÆ = lekumā : size
16. BMÙMNYN = bimu'minīne : iman edecek
dediler | mi geldiniz? | bizi çevirmek için | (yol)dan | bulduğumuz | üzerinde | atalarımızı | ve olması | ikiniz için | büyüklüğün | | yeryüzünde | (fakat) değiliz | biz | size | iman edecek |

[GWL] [CYÆ] [LFT] [] [WCD̃] [] [ÆBW] [KWN] [] [KBR] [] [ÆRŽ] [] [] [] [ÆMN]
GÆLWÆ ǼCÙTNÆ LTLFTNÆ AMÆ WCD̃NÆ ALYH ËBÆÙNÆ WTKWN LKMÆ ÆLKBRYÆÙ FY ÆLǼRŽ WMÆ NḪN LKMÆ BMÙMNYN

ḳālū eci'tenā litelfitenā ǎmmā vecednā ǎleyhi ābā'enā ve tekūne lekumā l-kibriyā'u l-erDi ve mā neHnu lekumā bimu'minīne
قالوا أجئتنا لتلفتنا عما وجدنا عليه آباءنا وتكون لكما الكبرياء في الأرض وما نحن لكما بمؤمنين

[ق و ل] [ج ي ا] [ل ف ت] [] [و ج د] [] [ا ب و] [ك و ن] [] [ك ب ر] [] [ا ر ض] [] [] [] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler They said,
أجئتنا ج ي ا | CYÆ ǼCÙTNÆ eci'tenā mi geldiniz? """Have you come to us"
لتلفتنا ل ف ت | LFT LTLFTNÆ litelfitenā bizi çevirmek için to turn us away
عما | AMÆ ǎmmā (yol)dan from that
وجدنا و ج د | WCD̃ WCD̃NÆ vecednā bulduğumuz we found
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde on it
آباءنا ا ب و | ÆBW ËBÆÙNÆ ābā'enā atalarımızı our forefathers,
وتكون ك و ن | KWN WTKWN ve tekūne ve olması and you two (may) have
لكما | LKMÆ lekumā ikiniz için and you two (may) have
الكبرياء ك ب ر | KBR ÆLKBRYÆÙ l-kibriyā'u büyüklüğün the greatness
في | FY in
الأرض ا ر ض | ÆRŽ ÆLǼRŽ l-erDi yeryüzünde the land?
وما | WMÆ ve mā (fakat) değiliz And we (are) not
نحن | NḪN neHnu biz And we (are) not
لكما | LKMÆ lekumā size (in) you two
بمؤمنين ا م ن | ÆMN BMÙMNYN bimu'minīne iman edecek "believers."""
dediler | mi geldiniz? | bizi çevirmek için | (yol)dan | bulduğumuz | üzerinde | atalarımızı | ve olması | ikiniz için | büyüklüğün | | yeryüzünde | (fakat) değiliz | biz | size | iman edecek |

[GWL] [CYÆ] [LFT] [] [WCD̃] [] [ÆBW] [KWN] [] [KBR] [] [ÆRŽ] [] [] [] [ÆMN]
GÆLWÆ ǼCÙTNÆ LTLFTNÆ AMÆ WCD̃NÆ ALYH ËBÆÙNÆ WTKWN LKMÆ ÆLKBRYÆÙ FY ÆLǼRŽ WMÆ NḪN LKMÆ BMÙMNYN

ḳālū eci'tenā litelfitenā ǎmmā vecednā ǎleyhi ābā'enā ve tekūne lekumā l-kibriyā'u l-erDi ve mā neHnu lekumā bimu'minīne
قالوا أجئتنا لتلفتنا عما وجدنا عليه آباءنا وتكون لكما الكبرياء في الأرض وما نحن لكما بمؤمنين

[ق و ل] [ج ي ا] [ل ف ت] [] [و ج د] [] [ا ب و] [ك و ن] [] [ك ب ر] [] [ا ر ض] [] [] [] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أجئتنا ج ي ا | CYÆ ǼCÙTNÆ eci'tenā mi geldiniz? """Have you come to us"
,Cim,,Te,Nun,Elif,
,3,,400,50,1,
INTG – prefixed interrogative alif
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person plural object pronoun
الهمزة همزة استفهام
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لتلفتنا ل ف ت | LFT LTLFTNÆ litelfitenā bizi çevirmek için to turn us away
Lam,Te,Lam,Fe,Te,Nun,Elif,
30,400,30,80,400,50,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person feminine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 1st person plural object pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عما | AMÆ ǎmmā (yol)dan from that
Ayn,Mim,Elif,
70,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
وجدنا و ج د | WCD̃ WCD̃NÆ vecednā bulduğumuz we found
Vav,Cim,Dal,Nun,Elif,
6,3,4,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه | ALYH ǎleyhi üzerinde on it
Ayn,Lam,Ye,He,
70,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
آباءنا ا ب و | ÆBW ËBÆÙNÆ ābā'enā atalarımızı our forefathers,
,Be,Elif,,Nun,Elif,
,2,1,,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وتكون ك و ن | KWN WTKWN ve tekūne ve olması and you two (may) have
Vav,Te,Kef,Vav,Nun,
6,400,20,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب
لكما | LKMÆ lekumā ikiniz için and you two (may) have
Lam,Kef,Mim,Elif,
30,20,40,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person dual personal pronoun
جار ومجرور
الكبرياء ك ب ر | KBR ÆLKBRYÆÙ l-kibriyā'u büyüklüğün the greatness
Elif,Lam,Kef,Be,Re,Ye,Elif,,
1,30,20,2,200,10,1,,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ÆRŽ ÆLǼRŽ l-erDi yeryüzünde the land?
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
وما | WMÆ ve mā (fakat) değiliz And we (are) not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
نحن | NḪN neHnu biz And we (are) not
Nun,Ha,Nun,
50,8,50,
PRON – 1st person plural personal pronoun
ضمير منفصل
لكما | LKMÆ lekumā size (in) you two
Lam,Kef,Mim,Elif,
30,20,40,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person dual personal pronoun
جار ومجرور
بمؤمنين ا م ن | ÆMN BMÙMNYN bimu'minīne iman edecek "believers."""
Be,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
2,40,,40,50,10,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
جار ومجرور

Konu Başlığı: [10:75-82] Musa ve Harun Firavuna Mesajı İletiyor

Abdulbaki Gölpınarlı : Bizi atalarımızdan bulup gördüğümüz şeylerden çevirip yeryüzünde bize hâkim olmak için mi geldiniz ve biz, ikinize de inanmıyoruz dediler.
Adem Uğur : Onlar dediler ki: Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (dinden) bizi döndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Halbuki biz size inanacak değiliz.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Sen bizi, atalarımızın inancından çevirip ve yeryüzüne beraberce tahakküm etmek için mi geldin? Biz size (Musa ve Harun'a) iman edici değiliz. "
Ahmet Tekin : Onlar: 'Bizi, gördüğümüz, bildiğimiz atalarımızın yolundan, hayat tarzından çevirip, ülkede devlet ve saltanat, seninle kardeşine, ikinize ait olsun diye mi yanımıza gelerek bizimle bu kadar mücadele ediyorsun? Biz ikinize de itimat etmiyoruz.' dediler.
Ahmet Varol : Onlar da: 'Sen bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirmek ve yeryüzünde büyüklüğün (hakimiyetin) ikinizin olması için mi geldin? Biz size iman edecek değiliz' dediler.
Ali Bulaç : Onlar: "Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz" dediler.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, Mûsa ile Harûn’a! “Sen, bizi babalarımızdan bulduğumuz yol üzerinden çevirmek için mi geldin? Yeryüzünde saltanat ikinize ait mi olacak? Biz, ikinize de iman etmeyiz” dediler.
Bekir Sadak : «Biz ikiniz, bizi babalarimizi uzerinde buldugumuz yoldan cevirmek ve yeryuzunun buyukleri olasiniz diye mi geldiniz? Biz size inanmiyoruz» dediler.
Celal Yıldırım : Onlar, «bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz (dinden ve yoldan) çevirmek ve ikiniz için yeryüzünde büyüklük (liderlik ve önderlik) sağlamak için mi bize geldin ? İkinize de inanacak değiliz» dediler.
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan döndüresin de yeryüzünde hâkimiyet (devlet) ikinizin eline geçsin diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Siz ikiniz, bizi babalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirmek ve yeryüzünün büyükleri olasınız diye mi geldiniz? Biz size inanmıyoruz' dediler.
Diyanet Vakfi : Onlar dediler ki: Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (dinden) bizi döndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Halbuki biz size inanacak değiliz.
Edip Yüksel : Dediler: 'Sen, yeryüzünde büyüklük ikinize kalsın diye, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çevirmek için mi bize geldin? Biz size asla inanmayız.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Sen bizi, atalarımızdan kalan yoldan çeviresin de yeryüzünde saltanat ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanmayız».
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dediler ki. «Sen bizi atalarımızın yolundan vazgeçirip bu yerde devlet ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanmayız!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Sen, dediler; bizi, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çeviresin de bu yerde devlet ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanamayız
Fizilal-il Kuran : Musa'nın soydaşları dediler ki; «Siz ikiniz, bizi atalarımızdan miras aldığımız inanç ve geleneklerden vazgeçiresiniz ve bu yörede egemenliği ele geçiresiniz diye mi bize geldiniz? Biz size kesinlikle inanmayacağız.»
Gültekin Onan : Onlar: "Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inançlılar (olacak) değiliz" dediler.
Hakkı Yılmaz : Onlar: “Sen atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin ve yeryüzünde saltanat ikinizin olsun diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanmayız” dediler.
Hasan Basri Çantay : Dediler: «Sen atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yoldan) bizi döndüresin de bu yerde devlet ikinizin (elinde) olsun diye mi bize geldiniz? Biz ikinize de inanıcılar değiliz».
Hayrat Neşriyat : (Onlar) dediler ki: '(Sen) bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi döndüresin de yeryüzünde saltanat sâdece ikinizin (kardeşin Hârûn ile senin) olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de inanacak kimseler değiliz.'
İbni Kesir : Dediler ki: Siz ikiniz; bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirmek ve yeryüzünün büyükleri olmak için mi geldiniz? Biz, size inanmıyoruz.
İskender Evrenosoğlu : Dediler ki: “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çevirmek için ve yeryüzünde büyüklük (üstünlük, saltanat) sizin olsun diye mi bize geldiniz? Ve biz siz ikinize îmân edecek (inanacak) değiliz.”
Muhammed Esed : (Seçkinler:) "Bizi atalarımızı inanç ve uygulama olarak izler bulduğumuz yoldan çevirmeye ve böylece ikinizin bu ülkede söz sahibi kimseler olmanızı sağlamaya mı geldin? Her ne hal ise, size, ikinize inanmıyoruz!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de yerde ululuk ikinize olsun diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanıcılar değiliz.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan bizi çevirmek için ve bu yerin büyükleri siz olasınız diye mi geldiniz? Biz size inanacak değiliz. ”
Şaban Piriş : Onlar ise: -Sen bize, babalarımızı bulduğumuz yoldan bizi ayırmak ve yeryüzünde büyüklük sadece ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz.
Suat Yıldırım : "Sen", dediler, "bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz dinden döndüresin de ülkede önderlik ikinize kalsın diye mi geldin? Biz, mümkün değil, size inanmayız."
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Sen bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden çeviresin de yeryüzünde büyüklük yalnız ikinize kalsın diye mi geldin? Biz size inanacak değiliz!"
Tefhim-ul Kuran : Onlar: «Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz» dediler.
Ümit Şimşek : Onlar dediler ki: 'Atalarımızdan gördüğümüz şeyden bizi çeviresin de ülkede iktidar ikinizin elinde kalsın diye bize geldin, değil mi? Biz ikinize de inanmıyoruz.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler ki: "Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de inanmıyoruz."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}