» 10 / Yûnus  21:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
Yunus Suresi = Yunus Suresi
Hz. Yunus ve kavminden bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

10:21 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve zaman | tattırdığımız | insanlara | genişlik | | sonra | bir darlıktan | kendilerine dokunan | hemen | onların vardır | hileleri | hakkında | ayetlerimiz | de ki | Allah | daha hızlıdır | düzen kurmada | şüphesiz | elçilerimiz | yazmaktadırlar | | sizin hilelerinizi |

WÎZ̃Æ ǼZ̃GNÆ ÆLNÆS RḪMT MN BAD̃ ŽRÆÙ MSTHM ÎZ̃Æ LHM MKR FY ËYÆTNÆ GL ÆLLH ǼSRA MKRÆ ÎN RSLNÆ YKTBWN TMKRWN
ve iƶā eƶeḳnā n-nāse raHmeten min beǎ'di Derrā'e messethum iƶā lehum mekrun āyātinā ḳuli llahu esraǔ mekran inne rusulenā yektubūne temkurūne

وَإِذَا أَذَقْنَا النَّاسَ رَحْمَةً مِنْ بَعْدِ ضَرَّاءَ مَسَّتْهُمْ إِذَا لَهُمْ مَكْرٌ فِي ايَاتِنَا قُلِ اللَّهُ أَسْرَعُ مَكْرًا إِنَّ رُسُلَنَا يَكْتُبُونَ مَا تَمْكُرُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WÎZ̃Æ = ve iƶā : ve zaman
2. ǼZ̃GNÆ = eƶeḳnā : tattırdığımız
3. ÆLNÆS = n-nāse : insanlara
4. RḪMT = raHmeten : genişlik
5. MN = min :
6. BAD̃ = beǎ'di : sonra
7. ŽRÆÙ = Derrā'e : bir darlıktan
8. MSTHM = messethum : kendilerine dokunan
9. ÎZ̃Æ = iƶā : hemen
10. LHM = lehum : onların vardır
11. MKR = mekrun : hileleri
12. FY = fī : hakkında
13. ËYÆTNÆ = āyātinā : ayetlerimiz
14. GL = ḳuli : de ki
15. ÆLLH = llahu : Allah
16. ǼSRA = esraǔ : daha hızlıdır
17. MKRÆ = mekran : düzen kurmada
18. ÎN = inne : şüphesiz
19. RSLNÆ = rusulenā : elçilerimiz
20. YKTBWN = yektubūne : yazmaktadırlar
21. MÆ = mā :
22. TMKRWN = temkurūne : sizin hilelerinizi
ve zaman | tattırdığımız | insanlara | genişlik | | sonra | bir darlıktan | kendilerine dokunan | hemen | onların vardır | hileleri | hakkında | ayetlerimiz | de ki | Allah | daha hızlıdır | düzen kurmada | şüphesiz | elçilerimiz | yazmaktadırlar | | sizin hilelerinizi |

[] [Z̃WG] [NWS] [RḪM] [] [BAD̃] [ŽRR] [MSS] [] [] [MKR] [] [ÆYY] [GWL] [] [SRA] [MKR] [] [RSL] [KTB] [] [MKR]
WÎZ̃Æ ǼZ̃GNÆ ÆLNÆS RḪMT MN BAD̃ ŽRÆÙ MSTHM ÎZ̃Æ LHM MKR FY ËYÆTNÆ GL ÆLLH ǼSRA MKRÆ ÎN RSLNÆ YKTBWN TMKRWN

ve iƶā eƶeḳnā n-nāse raHmeten min beǎ'di Derrā'e messethum iƶā lehum mekrun āyātinā ḳuli llahu esraǔ mekran inne rusulenā yektubūne temkurūne
وإذا أذقنا الناس رحمة من بعد ضراء مستهم إذا لهم مكر في آياتنا قل الله أسرع مكرا إن رسلنا يكتبون ما تمكرون

[] [ذ و ق] [ن و س] [ر ح م] [] [ب ع د] [ض ر ر] [م س س] [] [] [م ك ر] [] [ا ي ي] [ق و ل] [] [س ر ع] [م ك ر] [] [ر س ل] [ك ت ب] [] [م ك ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃Æ ve iƶā ve zaman And when
أذقنا ذ و ق | Z̃WG ǼZ̃GNÆ eƶeḳnā tattırdığımız We let [the] mankind taste
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāse insanlara We let [the] mankind taste
رحمة ر ح م | RḪM RḪMT raHmeten genişlik mercy
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
ضراء ض ر ر | ŽRR ŽRÆÙ Derrā'e bir darlıktan adversity
مستهم م س س | MSS MSTHM messethum kendilerine dokunan has touched them,
إذا | ÎZ̃Æ iƶā hemen behold!
لهم | LHM lehum onların vardır They have
مكر م ك ر | MKR MKR mekrun hileleri a plot
في | FY hakkında against
آياتنا ا ي ي | ÆYY ËYÆTNÆ āyātinā ayetlerimiz Our Verses.
قل ق و ل | GWL GL ḳuli de ki Say,
الله | ÆLLH llahu Allah """Allah"
أسرع س ر ع | SRA ǼSRA esraǔ daha hızlıdır (is) more swift
مكرا م ك ر | MKR MKRÆ mekran düzen kurmada "(in) planning."""
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
رسلنا ر س ل | RSL RSLNÆ rusulenā elçilerimiz Our Messengers
يكتبون ك ت ب | KTB YKTBWN yektubūne yazmaktadırlar write down
ما | what
تمكرون م ك ر | MKR TMKRWN temkurūne sizin hilelerinizi you plot.
ve zaman | tattırdığımız | insanlara | genişlik | | sonra | bir darlıktan | kendilerine dokunan | hemen | onların vardır | hileleri | hakkında | ayetlerimiz | de ki | Allah | daha hızlıdır | düzen kurmada | şüphesiz | elçilerimiz | yazmaktadırlar | | sizin hilelerinizi |

[] [Z̃WG] [NWS] [RḪM] [] [BAD̃] [ŽRR] [MSS] [] [] [MKR] [] [ÆYY] [GWL] [] [SRA] [MKR] [] [RSL] [KTB] [] [MKR]
WÎZ̃Æ ǼZ̃GNÆ ÆLNÆS RḪMT MN BAD̃ ŽRÆÙ MSTHM ÎZ̃Æ LHM MKR FY ËYÆTNÆ GL ÆLLH ǼSRA MKRÆ ÎN RSLNÆ YKTBWN TMKRWN

ve iƶā eƶeḳnā n-nāse raHmeten min beǎ'di Derrā'e messethum iƶā lehum mekrun āyātinā ḳuli llahu esraǔ mekran inne rusulenā yektubūne temkurūne
وإذا أذقنا الناس رحمة من بعد ضراء مستهم إذا لهم مكر في آياتنا قل الله أسرع مكرا إن رسلنا يكتبون ما تمكرون

[] [ذ و ق] [ن و س] [ر ح م] [] [ب ع د] [ض ر ر] [م س س] [] [] [م ك ر] [] [ا ي ي] [ق و ل] [] [س ر ع] [م ك ر] [] [ر س ل] [ك ت ب] [] [م ك ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | WÎZ̃Æ ve iƶā ve zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
أذقنا ذ و ق | Z̃WG ǼZ̃GNÆ eƶeḳnā tattırdığımız We let [the] mankind taste
,Zel,Gaf,Nun,Elif,
,700,100,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāse insanlara We let [the] mankind taste
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
رحمة ر ح م | RḪM RḪMT raHmeten genişlik mercy
Re,Ha,Mim,Te merbuta,
200,8,40,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ضراء ض ر ر | ŽRR ŽRÆÙ Derrā'e bir darlıktan adversity
Dad,Re,Elif,,
800,200,1,,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
مستهم م س س | MSS MSTHM messethum kendilerine dokunan has touched them,
Mim,Sin,Te,He,Mim,
40,60,400,5,40,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إذا | ÎZ̃Æ iƶā hemen behold!
,Zel,Elif,
,700,1,
SUR – surprise particle
حرف فجاءة
لهم | LHM lehum onların vardır They have
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
مكر م ك ر | MKR MKR mekrun hileleri a plot
Mim,Kef,Re,
40,20,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
في | FY hakkında against
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
آياتنا ا ي ي | ÆYY ËYÆTNÆ āyātinā ayetlerimiz Our Verses.
,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
,10,1,400,50,1,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قل ق و ل | GWL GL ḳuli de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
الله | ÆLLH llahu Allah """Allah"
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
أسرع س ر ع | SRA ǼSRA esraǔ daha hızlıdır (is) more swift
,Sin,Re,Ayn,
,60,200,70,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
مكرا م ك ر | MKR MKRÆ mekran düzen kurmada "(in) planning."""
Mim,Kef,Re,Elif,
40,20,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
رسلنا ر س ل | RSL RSLNÆ rusulenā elçilerimiz Our Messengers
Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
200,60,30,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يكتبون ك ت ب | KTB YKTBWN yektubūne yazmaktadırlar write down
Ye,Kef,Te,Be,Vav,Nun,
10,20,400,2,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تمكرون م ك ر | MKR TMKRWN temkurūne sizin hilelerinizi you plot.
Te,Mim,Kef,Re,Vav,Nun,
400,40,20,200,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [10:20-23] Sonra Açığa Çıkacak

Abdulbaki Gölpınarlı : Uğradıkları sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırdık mı bir de bakarsın ki çabucak âyetlerimizle alaya girişirler. De ki: Allah'ın cezâsı daha çabuk gelip çatar. Şüphesiz ki elçilerimiz de sizin düzenlerinizi, alaylarınızı yazmada.
Adem Uğur : Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah'ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.
Ahmed Hulusi : İnsanlara, kendilerine dokunmuş bir sıkıntıdan sonra bir rahmet, güzellik tattırdığımızda, işaretlerimiz hakkında hemen bir mekre düşerler. . . De ki: "Mekr itibarıyla Allâh daha süratlidir. . . Muhakkak ki Rasûllerimiz mekrlerinizi yazıyorlar. " (Yaşadıkları sıkıntının, elleriyle yaptıklarının sonucu olduğunu kavrayamayıp; ardından gelen rahmetin ise, yaptıkları yanlışın gerçekte yanlış olmamasının sonucu olduğunu ve doğru yolda olduklarını sanırlar. Allâh da onların bu sanılarını bozmaz ve yanlışta devam etmelerine müsaade ederek, azaplarının daha da büyümesine izin verir. İşte onların bu zanları, kendi mekrleri; Allâh'ın yanlışlarında devama müsaadesi de, karşı mekridir. A. H. )
Ahmet Tekin : Kendilerine dokunan bir sıkıntı, bir yokluk, bir kıtlıktan, mallarına ve canlarına gelen bir zarardan sonra, insanlara bir rahmet, bir bolluk, bir refah tattırsak, âyetlerimizle ilgili derhal asılsız iddialar ortaya atmaya başlarlar, âyetlerimizin, ilkelerimizin benimsenmemesi için hileler, çareler ararlar. Onlara: 'Allah, herkesten daha süratli tökezletme, cezalandırma planları yapar. Dindarların önünü kesme, dini baltalama planlarınızı elçilerimiz, meleklerimiz yazmaya devam ediyor.' de.
Ahmet Varol : İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan sonra genişlik tattırdığımız zaman hemen ayetlerimiz hakkında hileler düşünmeye başlarlar. De ki: 'Allah düzen kurmada daha hızlıdır.' Elçilerimiz sizin düşündüğünüz hileleri yazmaktadırlar.
Ali Bulaç : İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki: "Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin 'geliştirmekte olduğunuz düzenleri' yazmaktadırlar."
Ali Fikri Yavuz : İnsanlara dokunan bir sıkıntı ve geçim darlığından sonra, kendilerine bir rahmet (bolluk) taddırdığımız zaman da âyetlerimize dil uzatır ve Peygambere hile yapmağa koşarlar. De ki: “- Allah’ın, hîlenize ceza verişi çok daha çabuktur”. Gerçekten elçilerimiz (Meleklerimiz) de kurduğunuz kötü fikirleri yazıyorlar.
Bekir Sadak : Insanlara darlik geldikten sonra onlara bollugu taddirdigimizda, hemen ayetlerimize dil uzatmaga kalkisirlar; onlara de ki: «Hile yapanin cezasini vermekte Allah daha cabuktur.» Elci meleklerimiz kurdugunuz tuzaklari hic suphesiz yazmaktadirlar.
Celal Yıldırım : İnsanlara dokunan bir sıkıntı ve dertten sonra onlara bir rahmet (= genişlik, ferahlık ve bolluk) tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında (bir de bakarsın) yalan-dolan düzerler. De ki: Allah (yalan-dolana) karşılık vermekte daha çabuktur. Çünkü elçilerimiz (olan melekler) sizin kurduğunuz yalan-dolanı yazmaktadırlar.
Diyanet İşleri : Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra, insanlara bir rahmet (ferahlık ve mutluluk) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzakları (birtakım tertipleri ve asılsız iddiaları) vardır. De ki: “Allah, daha çabuk tuzak kurar.” Şüphesiz elçilerimiz (melekler) kurmakta olduğunuz tuzakları yazıyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : İnsanlara darlık geldikten sonra onlara bolluğu taddırdığımızda, hemen ayetlerimize dil uzatmağa kalkışırlar; onlara de ki: 'Hile yapanın cezasını vermekte Allah daha çabuktur.' Elçi meleklerimiz kurduğunuz tuzakları hiç şüphesiz yazmaktadırlar.
Diyanet Vakfi : Kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet (esenlik) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların bir tuzağı vardır. De ki: Allah’ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.
Edip Yüksel : Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, ayet ve mucizelerimize karşı hemen bir plan düzenlerler. De ki: 'Plan yapmada ALLAH daha hızlıdır. Elçilerimiz, düzenlediğiniz tüm planları kaydetmektedir.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimiz hakkında derhal bir takım hilekârlıklara girişirler. De ki: «Allah'ın hilesi daha çabuktur. Haberiniz olsun ki elçilerimiz yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar».
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra, bir rahmet tattırdığımız zaman, ayetlerimiz hakkında derhal bir hileye girişirler. De ki: «Allah'ın mukabelesi daha çabuktur!» Haberiniz olsun ki, elçilerimiz olan melekler yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar!
Elmalılı Hamdi Yazır : İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra bir rahmet tattırdığımız zaman da âyetlerimiz hakkında derhal bir mekirleri vardır, de ki: Allahın mekri daha çabuktur, haberiniz olsun: elçilerimiz yaptığınız mekirleri yazıb duruyorlar
Fizilal-il Kuran : İnsanların başlarına gelen sıkıntılardan sonra kendilerine bir rahmet, bir rahatlık tattırdığımızda bakarsın ki, ayetlerimize karşı hemen tuzak kurarlar. Onlara de ki; «Allah sizden daha çabuk tuzak kurar, güvenlik elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.»
Gültekin Onan : İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim)dir. De ki: "Düzen kurmada (karşılık vermede) Tanrı daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin 'geliştirmekte olduğunuz düzenleri' yazmaktadırlar."
Hakkı Yılmaz : Ve insanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman, âyetlerimiz/ alâmetlerimiz/ göstergelerimiz hakkında onların bir plânı vardır. De ki: “Plân bakımından Allah daha çabuktur.” Şüphesiz ki elçilerimiz plânladığınız şeyleri yazıp duruyorlar.
Hasan Basri Çantay : İnsanlara, kendilerine dokunan (kıtlık ve hastalık gibi) sıkıntı (lar) dan sonra, bir rahmet (bir bolluk, bir sıhhat zevkini) tatdırdığımız zaman bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların yine kötü bir fikri vardır. De ki: «Allahın (o kötü fikirlerine karşı olan) mukaabelesi, ıkaabı daha çabukdur. Elçilerimiz sizin beslemekde olduğunuz o kötü fikirleri şübhesiz yazıyorlar.
Hayrat Neşriyat : Kendilerine dokunan bir zarardan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında onların yine bir tuzakları vardır! De ki: 'Allah, tuzak(larıyla onlara karşılık vermek) cihetiyle daha sür'atlidir!' Şübhesiz ki elçilerimiz(hafaza melekleri), kurmakta olduğunuz tuzakları (tek tek) yazıyorlar.
İbni Kesir : Kendilerine dokunan sıkıntılardan sonra insanlara bir rahmet tattırdığımızda; hemen ayetlerimize düzen kurmaya çalışırlar. De ki: Düzen kurmada Allah en hızlıdır. Elçilerimiz de kurduğunuz düzenleri hiç şüphesiz yazmaktadırlar.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlara bir sıkıntı, bir darlık isabet etmesinden sonra, insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, onların âyetlerimiz hakkında tuzakları olduğu zaman (alay ettikleri ve yalanladıkları zaman) de ki: “Allah, tuzak kurmakta daha hızlıdır.” Muhakkak ki elçilerimiz kurduğunuz şey(ler)i (ne kuruyorsanız) yazıyorlar.
Muhammed Esed : Ve (işte bunun gibi:) ne zaman kendilerine (bir) darlık dokunup geçtikten sonra (bu tür) insanlara rahmet(imizden biraz) tattırsak, hemen ayetlerimiz hakkında asılsız iddialar tasarlamaya başlarlar. De ki: "İnce tasarımda Allah (sizden çok) daha tezdir!" Dikkat edin! Bizim (görünmeyen) habercilerimiz tasarlayıp durduğunuz her şeyi (inceden inceye) kaydediyorlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : İnsanlara kendilerini kaplayan bir sıkıntıdan sonra bir rahmet taddırdığımız zaman Bizim âyetlerimiz hakkında onların derhal bir kötü hareketleri vardır. De ki: «Allah Teâlâ hilece daha çabuktur.» Şüphe yok ki, Bizim resûllerimiz, (meleklerimiz) ne hile yaparsanız hepsini yazarlar.
Ömer Öngüt : Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra insanlara bir rahmet tattırsak, hemen âyetlerimiz hakkında bir tuzak düşünürler. De ki: “Allah'ın tuzağı daha çabuktur. ” Şüphesiz ki kurduğunuz tuzakları elçilerimiz yazıyorlar.
Şaban Piriş : İnsanlara darlık/zorluk dokunduktan sonra, onlara bir rahmet tattırdığımız zaman, hemen ayetlerimiz hakkında hile kurarlar. De ki: -Allah hile kurmada daha hızlıdır. Şüphesiz bizim elçilerimiz onların kurdukları planı yazıyorlar.
Suat Yıldırım : İnsanlara uğradıkları bir dertten sonra bir nimet ve âfiyet tattıracak olursak, bir de bakarsın ki âyetlerimiz hakkında yine birtakım kötü düşüncelere sapmışlar!De ki: "Allah’ın o tuzakların hakkından gelmesi, daha da çabuk gerçekleşir. Haberiniz olsun meleklerimiz bütün o kötü düşüncelerinizi kaydedip duruyorlar."
Süleyman Ateş : Kendilerine dokunan bir darlıktan sonra insanlara bir rahmet (sağlık ve bolluk zevkini) taddırdığımız zaman bakarsın ki, yine onların, âyetlerimiz hakkında bir tuzakları vardır. De ki: "Allâh daha çabuk tuzak kurar!" Elçilerimiz, sizin kurduğunuz tuzakları yazıyorlar.
Tefhim-ul Kuran : İnsanlara, şiddetli bir sıkıntı dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduğumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika geliştirmek) onlar için (bir alışkanlık ve kötü bir edinim) dir. De ki: «Düzen kurmada (karşılık vermede) Allah daha hızlıdır. Şüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin 'geliştirmekte olduğunuz düzenleri' yazmaktadırlar.»
Ümit Şimşek : Uğradıkları bir sıkıntıdan sonra onlara bir rahmet tattırdığımızda, bir de bakarsın, âyetlerimiz hakkında hemen tertiplere girişivermişlerdir. Sen de ki: Tuzak kurmakta Allah daha sür'atlidir. Elçilerimiz ise kurduğunuz tuzakları bir bir yazıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan sonra bir rahat tattırdığımızda, ayetlerimiz hakkında hemen bir tuzak sergilerler. De ki: "Tuzak kurma bakımından Allah daha hızlıdır." Zaten, resullerimiz, kurmakta oldukları tuzakları kaydediyorlar.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}