» 79 / Nâzi’ât  46:

Kuran Sırası: 79
İniş Sırası: 81
Naziat Suresi = Sökenler/Söküp-Çikaranlar Suresi
ismini 1. ayetinde yer alan naziat kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46

79:46 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
onlar sanki gibidir | gün | onu gördükleri | | (dünyada) kalmamışlar | başka | bir akşamdan | veya | onun kuşluk vaktinden |

KǼNHM YWM YRWNHÆ LM YLBS̃WÆ ÎLÆ AŞYT ǼW ŽḪÆHÆ
keennehum yevme yeravnehā lem yelbeṧū illā ǎşiyyeten ev DuHāhā

كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا

Transcript Okunuş Türkçe
1. KǼNHM = keennehum : onlar sanki gibidir
2. YWM = yevme : gün
3. YRWNHÆ = yeravnehā : onu gördükleri
4. LM = lem :
5. YLBS̃WÆ = yelbeṧū : (dünyada) kalmamışlar
6. ÎLÆ = illā : başka
7. AŞYT = ǎşiyyeten : bir akşamdan
8. ǼW = ev : veya
9. ŽḪÆHÆ = DuHāhā : onun kuşluk vaktinden
onlar sanki gibidir | gün | onu gördükleri | | (dünyada) kalmamışlar | başka | bir akşamdan | veya | onun kuşluk vaktinden |

[] [YWM] [RÆY] [] [LBS̃] [] [AŞW] [] [ŽḪW]
KǼNHM YWM YRWNHÆ LM YLBS̃WÆ ÎLÆ AŞYT ǼW ŽḪÆHÆ

keennehum yevme yeravnehā lem yelbeṧū illā ǎşiyyeten ev DuHāhā
كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إلا عشية أو ضحاها

[] [ي و م] [ر ا ي] [] [ل ب ث] [] [ع ش و] [] [ض ح و]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كأنهم | KǼNHM keennehum onlar sanki gibidir As though they,
يوم ي و م | YWM YWM yevme gün (the) Day
يرونها ر ا ي | RÆY YRWNHÆ yeravnehā onu gördükleri they see it,
لم | LM lem not
يلبثوا ل ب ث | LBS̃ YLBS̃WÆ yelbeṧū (dünyada) kalmamışlar they had remained
إلا | ÎLÆ illā başka except
عشية ع ش و | AŞW AŞYT ǎşiyyeten bir akşamdan an evening
أو | ǼW ev veya or
ضحاها ض ح و | ŽḪW ŽḪÆHÆ DuHāhā onun kuşluk vaktinden a morning thereof.
onlar sanki gibidir | gün | onu gördükleri | | (dünyada) kalmamışlar | başka | bir akşamdan | veya | onun kuşluk vaktinden |

[] [YWM] [RÆY] [] [LBS̃] [] [AŞW] [] [ŽḪW]
KǼNHM YWM YRWNHÆ LM YLBS̃WÆ ÎLÆ AŞYT ǼW ŽḪÆHÆ

keennehum yevme yeravnehā lem yelbeṧū illā ǎşiyyeten ev DuHāhā
كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إلا عشية أو ضحاها

[] [ي و م] [ر ا ي] [] [ل ب ث] [] [ع ش و] [] [ض ح و]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كأنهم | KǼNHM keennehum onlar sanki gibidir As though they,
Kef,,Nun,He,Mim,
20,,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «كأن»
يوم ي و م | YWM YWM yevme gün (the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
T – accusative masculine time adverb
ظرف زمان منصوب
يرونها ر ا ي | RÆY YRWNHÆ yeravnehā onu gördükleri they see it,
Ye,Re,Vav,Nun,He,Elif,
10,200,6,50,5,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يلبثوا ل ب ث | LBS̃ YLBS̃WÆ yelbeṧū (dünyada) kalmamışlar they had remained
Ye,Lam,Be,Se,Vav,Elif,
10,30,2,500,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا | ÎLÆ illā başka except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
عشية ع ش و | AŞW AŞYT ǎşiyyeten bir akşamdan an evening
Ayn,Şın,Ye,Te merbuta,
70,300,10,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
أو | ǼW ev veya or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
ضحاها ض ح و | ŽḪW ŽḪÆHÆ DuHāhā onun kuşluk vaktinden a morning thereof.
Dad,Ha,Elif,He,Elif,
800,8,1,5,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة

Konu Başlığı: [79:30-46] Dünya Küreseldir

Abdulbaki Gölpınarlı : Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler yahut da günün kuşluk çağı.
Adem Uğur : Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Ahmed Hulusi : Onu gördükleri süreçte, sanki onlar (dünyada) hiç kalmamışlardır! Ancak bir Aşiyye (Güneş'in ufukta batma süresi) yahut onun battıktan sonraki kalan aydınlık süresi kadar dünyada yaşamış olduklarını sanırlar.
Ahmet Tekin : İnsanlar kıyametin kopacağı ânı gördüklerinde, dünyada sadece ikindi-akşam aralığıya da kuşluk vakti kadar kaldıklarını sanırlar.
Ahmet Varol : Onlar onu gördükleri gün sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Ali Bulaç : Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
Ali Fikri Yavuz : (İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler.
Bekir Sadak : Kiyameti gordukleri gun dunyada ancak bir aksam yahut bir kusluk vakti kadar kalmis olduklarini sanirlar.*
Celal Yıldırım : Kıyâmet'i gördükleri gün sanki (Dünya'da) ancak bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. (Dünya'nın ömrünün uzunluğuna, Âhiretin sonsulzuğuna nisbetle insanoğlunun ömrünün ne kadar kısa olduğuna işaret ediliyor.)
Diyanet İşleri : Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
Diyanet İşleri (eski) : Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.
Diyanet Vakfi : Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.
Edip Yüksel : Onu gördükleri gün, sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmışlardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar, onu (kıyameti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya bir kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler
Fizilal-il Kuran : Onlar onu gördükleri zaman sanki dünyada bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Gültekin Onan : Onu gördükleri gün sanki, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
Hakkı Yılmaz : Sonra onlar onu görecekleri gün, dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamış gibidirler.
Hasan Basri Çantay : Onlar bunu görecekleri gün sanki (günün) bir akşamından, yahud bir kuşluğundan başka durmamışlardır.
Hayrat Neşriyat : Onu görecekleri gün, sanki onlar (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamış gibidirler!
İbni Kesir : Ve onlar onu gördükleri gün; sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti kalmış gibi olurlar.
İskender Evrenosoğlu : Sanki onlar, onu (kıyâmeti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluk vaktinden başka (zamanları) kalmamış gibi olurlar.
Muhammed Esed : Onu anladıkları Gün (onlara, bu dünyada) bir akşamdan ya da kuşluğuyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamışlar (gibi gelecek)!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar, o Kıyameti gördükleri gün sanki bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.
Ömer Öngüt : Onlar o kıyameti gördükleri gün, sanki dünyada bir akşamdan veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Şaban Piriş : Onu gördükleri gün, onlar sanki, sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti süresince (dünyada) kalmış olurlar.
Suat Yıldırım : Onu gördükleri gün öyle gelir ki onlara; yalnız bir akşam veya bir sabah faslı durdular dünyada.
Süleyman Ateş : Onlar onu gördükleri zaman sanki (dünyâda) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.
Tefhim-ul Kuran : Kendileri onu gördükleri gün, sanki onlar, bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.
Ümit Şimşek : O günü gördüklerinde sanırlar ki, dünyada ya bir gece kalmışlardır, ya da bir kuşluk vakti.
Yaşar Nuri Öztürk : Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}