Muhammed Esed Meali |
|
1: Düşün bu (yıldız)ları, batmak üzere yükselen; | |
2: ve (yörüngelerinde) istikrarlı şekilde hareket eden, | |
3: ve (uzayda) sakin sakin yüzen, | |
4: ve hızlı şekilde (birbirini) izleyen, | |
5: böylece (Yaratıcı'nın) buyruğunu yerine getiren! | |
6: (O halde, düşün) şiddetli bir sarsıntının (dünyayı) sarstığı Gün(ü), | |
7: daha büyük (sarsıntı)ların ardından geleceği (Günü)! | |
8: O Gün (insanların) kalpleri titreyerek çarpacak | |
9: (ve) gözleri yere bakacak... | |
10: (Ama hala) bazıları: "Ne yani!" diyorlar, "Biz gerçekten eski halimize mi döndürüleceğiz, | |
11: çürüyen kemik (yığını) olsak bile?" | |
12: (Ve) ilave ediyorlar: "Öyleyse bu, zararlı bir dönüş olur!" | |
13: (Ama) o zaman, (Son Saat), bir tek çığlık (gibi ansızın onların üzerine) kopacak, | |
14: işte o zaman (hakikati) anlayacaklar! | |
15: Musa'nın kıssasından hiç haberin oldu mu? | |
16: Hani kutsal bir vadide Rabbi o'na şöyle seslenmişti: | |
17: "Sen, Firavun'a git -çünkü o hak ve adalet sınırlarını ihlal ediyor- | |
18: ve (ona) söyle: 'Arınmaya istekli misin? | |
19: (Eğer istekliysen) o zaman seni Rabbin(i tanıma mertebesin)e ulaştıracağım ki (bundan sonra) O'nun korkusunu duyasın.'" | |
20: Bunun üzerine (Musa), (Firavun'a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) büyük mucizeyi anlattı. | |
21: Ama (Firavun) o'nu yalanladı ve (hidayeti) şiddetle reddetti, | |
22: sonra da kaba bir şekilde (Musa'ya) sırtını döndü; | |
23: daha sonra (ileri gelen adamlarını) topladı ve (halkını) çağırdı, | |
24: ve onlara "Ben sizin en yüce rabbinizim!" dedi. | |
25: Bunun üzerine Allah onu yakalayıp hesaba çekti (ve bunu) hem bu dünyada hem de öteki dünyada uyarıcı bir örnek yaptı. | |
26: Bunda, şüphesiz, (Allah'ın) ürperti ve korkusunu duyanlar için bir ibret vardır. | |
27: (Ey insanlar!) Sizi yaratmak, göğü yaratmış olan Allah için daha mı zordur? | |
28: O, gökkubbeyi yükseltmiş ve ona gerektiği gibi biçim vermiştir; | |
29: onun gecesini karanlık yapmış ve gündüzünü aydınlatmıştır. | |
30: Ve ardından yeri düzenleyip yaymıştır, | |
31: yerden suyu ve bitki örtüsünü çıkartmış, | |
32: ve dağları sağlam şekilde yerleştirmiştir: | |
33: (bütün bunlar) sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için(dir). | |
34: Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında, | |
35: o Gün insan yaptığı her şeyi (açıkça) hatırlayacak; | |
36: ve (cehennemin) yakıcı ateşi, onu gör(meye mahkum edil)en herkesin karşısına getirilecektir. | |
37: Çünkü, hak ve adalet sınırlarını ihlal eden, | |
38: ve bu dünya hayatını (ruh temizliğine) tercih eden(in) | |
39: varacağı yer o yakıcı ateştir! | |
40: Ama Rabbinin huzurunda korku ile duranın ve nefsini kötü arzulardan alıkoyanın | |
41: varacağı yer cennettir! | |
42: (Ey peygamber!) Sana Son Saat'i soruyorlar: "Ne zaman gelip çatacak?" | |
43: Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki? | |
44: (Çünkü) onun (bilgisinin) başı ve sonu yalnız Rabbinin katındadır! | |
45: Sen ancak ondan korkanları uyar(mak için gönderil)mişsin. | |
46: Onu anladıkları Gün (onlara, bu dünyada) bir akşamdan ya da kuşluğuyla (birlikte sona eren bir gece)den fazla kalmamışlar (gibi gelecek)! | |