Ahmet Varol Meali |
|
1: Andolsun (canları) boğarcasına şiddetle çekip alanlara, | |
2: Yumuşakça çekip alanlara, | |
3: Yüzüp yüzüp gidenlere, | |
4: Yarışıp geçenlere, | |
5: Ve işleri düzenleyenlere. | |
6: O gün sarsan sarsar, | |
7: Onu bir başka sarsıntı izler. | |
8: O gün yürekler titrer. | |
9: Gözleri zilletle düşer, | |
10: Diyorlar ki: 'Biz çukurda [1] yeniden hayata döndürülecek miyiz? | |
11: Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduktan sonra?' | |
12: Dediler ki: 'Öyleyse bu, zararına bir dönüştür.' | |
13: Oysa o sadece bir tek haykırıştan ibarettir. | |
14: Birden onlar (dirilmiş halde) bir düzlük üzeredirler. | |
15: Sana Musa'nın haberi geldi mi? | |
16: Hani Rabbi ona kutsal vadi olan Tuva'da seslenmişti. | |
17: 'Firavun'a git. Çünkü o gerçekten azdı. | |
18: De ki: 'Arınmaya niyetin var mı? | |
19: Seni Rabbine yönelteyim de (O'ndan) korkasın.' | |
20: Ona büyük mucizeyi gösterdi. | |
21: Fakat o yalanladı ve karşı geldi. | |
22: Sonra arkasını dönüp (aleyhte) çaba harcamaya başladı. | |
23: (Adamlarını) topladı ve seslendi. | |
24: Dedi ki: 'Sizin en yüce Rabbiniz benim.' | |
25: Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı. | |
26: Şüphesiz bunda korkan için ibret vardır. | |
27: Sizi yaratmak mı daha güçtür yoksa göğü mü? Onu (Allah) bina etti. | |
28: Onun yüksekliğini (boyunu) yükseltti ve onu düzene koydu. | |
29: Gecesini kararttı, gündüzünü (aydınlığa) çıkardı. | |
30: Yeri de bundan sonra döşeyip yaydı. | |
31: Ondan suyunu ve otlağını çıkardı. | |
32: Dağları da sağlam bir şekilde yerleştirdi. | |
33: Size ve hayvanlarınıza bir yarar olmak üzere. | |
34: Ancak o en büyük belâ geldiği zaman, | |
35: O gün insan neye çaba harcadığını hatırlar. | |
36: O çılgınca yanan ateş, gören herkes için açığa çıkarılmıştır. | |
37: Artık kim azar, | |
38: Dünya hayatını tercih ederse, | |
39: O çılgınca yanan ateş (onun için) barınma yeridir. | |
40: Kim de Rabbinin makamından [2] korkar ve nefsini kötü arzularından alıkoyarsa, | |
41: Cennet (onun için) barınma yeridir. | |
42: Sana kıyametten soruyorlar: 'Gelip çatması ne zaman?' diye. | |
43: Sen onun hakkında nereden bilgi vereceksin? | |
44: Onun bilgisinin sonu Rabbine dayanır. | |
45: Sen sadece ondan korkacak olanı uyarıcısın. | |
46: Onlar onu gördükleri gün sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar. | |