Şaban Piriş Meali |
|
1: Andolsun şiddetle söküp alanlara.. | |
2: Kolayca çekip çıkaranlara.. | |
3: Yüzdükçe yüzenlere.. | |
4: Yarıştıkça yarışanlara.. | |
5: Ve işleri düzene sokanlara.. | |
6: O gün sarsılacak olan sarsılır. | |
7: Bir diğeri onu izler. | |
8: O gün çarpan kalpler vardır. | |
9: Gözleri korku ile yere eğilmiştir. | |
10: -Çukurdan geri mi çıkacağız? derler. | |
11: -Çürüyüp ufalanmış kemikler haline geldiğimiz zaman.. | |
12: -Öyleyse bu dönüş hüsrandır, derler. | |
13: O, ancak tek bir çığlıktır. | |
14: İşte o zaman onlar, hemen uyanacaktır. | |
15: Musa’nın haberi sana geldi mi? | |
16: Hani, Rabbi ona, mukaddes Tuva’da seslenmişti: | |
17: -Firavun’a git, çünkü o azdı. | |
18: Ve de ki: -Arınmaya istekli misin? | |
19: Sana, Rabbine giden yolu göstereyim de O’ndan saygı ile korkasın. | |
20: Ona en büyük mucizeyi/ayeti gösterdi. | |
21: Fakat o yalanladı ve isyan etti. | |
22: Sonra arkasını dönüp, koşmaya başladı. | |
23: Toplantı yapıp, şöyle seslendi: | |
24: -Sizin en yüce Rabbi’niz/kralınız benim, dedi. | |
25: Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı. | |
26: İşte bunda saygı ile korkan kimse için bir ibret vardır. | |
27: Sizi mi (yeniden) yaratmak daha güçtür; yoksa göğü mü? Onu bina etti. | |
28: Yükseklere kaldırdı ve düzenledi. | |
29: Gecesini karanlık yaptı, gündüzünü aydınlığa çıkardı. | |
30: Ve yeri, bundan sonra yaydı. | |
31: Ondan suyunu ve otlağını çıkardı. | |
32: Dağları da yerleştirdi. | |
33: Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.. | |
34: En büyük baskın geldiği zaman, | |
35: O gün insan neye çalıştığını hatırlar. | |
36: Gören kimselere cehennem gösterilir. | |
37: Kim azdıysa, | |
38: Dünya hayatını tercih ettiyse. | |
39: Cehennem onun varacağı yerdir. | |
40: Ama, kim de Rabbinin makamından korkup, kendisini heveslerine uymaktan alıkoymuşsa.. | |
41: Cennet de onun varacağı yerdir. | |
42: Sana kıyametin ne zaman gerçekleşeceğini soruyorlar. | |
43: Senin neyine ondan haber vermek. | |
44: Rabbine aittir, onun sonucu.. | |
45: Sen ancak ondan korkan kimseye bir uyarıcısın. | |
46: Onu gördükleri gün, onlar sanki, sadece bir akşam veya bir kuşluk vakti süresince (dünyada) kalmış olurlar. | |