Ali Fikri Yavuz Meali |
|
1: Kasem olsun, (kâfirlerin ruhlarını tâ) derinliklerden çekip şiddetle çıkaran meleklere; | |
2: (Müminlerin canlarını) o usulcacık çekenlere, | |
3: (Dalgıçlar denizden inci çıkarır gibi,) yüzüp (müminlerin ruhlarını rahatça alarak) gidenlere, | |
4: (Müminlerin ruhlarını cennete, kâfirlerinkini ateşe götürmekte) koşup yarışanlara, | |
5: Bir de (kullara ait) işi tedbir edenlere ki, (kıyamet var, öldükten sonra dirilip hesaba çekileceksiniz). | |
6: O gün (Sûra) ilk üfürüş şiddetle sarsacak, | |
7: Onu ikinci üfürüş takib edecek. | |
8: (İnkârcı) kalbler, o gün ürperip hoplar yerinden; | |
9: (Bu kalblerin sahiblerinin) gözleri, korkudan zillet içindedir. | |
10: Kâfirler (dünyada öldükten sonra dirilmeyi inkâr ederek) şöyle diyorlar: “- Biz mi, sahiden (öldükten sonra) evvelki hale döndürüleceğiz? | |
11: Çürüyüp ufalanmış kemikler olduğumuz zaman mı?” | |
12: (Müminlerle alay ederek) dediler ki: “- O halde bu (dirilme) hüsranlı bir dönüş!” | |
13: (Ey kâfirler, bunu zor ve uzak bir iş görmeyin), muhakkak ki Sûra (son) üfürülüş, tek bir sayhadan ibarettir. | |
14: Bir de bakarsın onlar hep kabirlerinden uyanmışlar, (bir araya toplanmışlar)... | |
15: (Ey Rasûlüm), muhakkak ki sana Mûsa’nın haberi geldi. | |
16: Hani Rabbi ona, mukaddes Tuva vadisinde şöyle nida etmişti: | |
17: “Haydi Firavûn’a git; çünkü o pek azdı.” | |
18: (Ona) de ki: “- İster misin (küfürden) temizlenesin? | |
19: Seni Rabbine davet edeyim de (O’na) boyun eğesin? | |
20: (Mûsa vardı da) ona, büyük mucizeyi (asânın ejderha oluşunu) gösterdi. | |
21: Fakat o, (Mûsa’yı) yalanladı ve isyan etti. | |
22: Sonra (fesad peşine) koşarak (iman etmekten) yüz çevirdi. | |
23: Nihayet (sihirbazlarını, yahud ordusunu) topladı da çağırdı: | |
24: “-Ben, en yüksek Rabbinizim.” dedi. | |
25: Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi. | |
26: Muhakkak ki bunda bir ibret var, (Allah’dan) korkacak kimse için... | |
27: (Sizce, öldükten sonra tekrar) sizi yaratmak mı çetin, yoksa semâ (yı yaratmak) mı? Allah onu bina etmiştir. | |
28: Tavanını yükseltti de, onu düzgün bir nizama koydu. | |
29: Gecesini karanlık yaptı, gündüzünü aydınlık... | |
30: Bundan sonra (yer ve arkasından da gök yaratıldıktan sonra), arzı döşedi. | |
31: O arzdan suyunu ve otlağını çıkardı; | |
32: Dağları yerleştirdi, | |
33: Sizin ve davarlarınızın istifadesi için... | |
34: Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit, | |
35: O gün insan, (küfür olarak) ne yaptığını anlıyacaktır. | |
36: Bir de cehennem, her (gözü olub) görene açılmıştır, (o gün, onu herkes görecektir). | |
37: Artık kim azgınlık edib kâfir olmuş, | |
38: (Ahiret üzerine) dünya hayatını tercih etmişse, | |
39: Muhakkak cehennem, onun varacağı yerdir. | |
40: Fakat her kim de Rabbinin makamından korkmuş ve nefsi, şehevattan alıkoymuşsa, | |
41: Muhakkak cennet onun varacağı yerdir. | |
42: Sana kıyametten soruyorlar: “- Ne zaman kaim olacak?” | |
43: Onu anlatmak sana nerden olsun? (Allah bildirmeyince...) | |
44: Onun nihayeti (ilmi), yalnız Rabbine aiddir. | |
45: Sen, ancak kıyametten korkacakları sakındıran bir peygambersin. | |
46: (İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler. | |