» 79 / Nâzi’ât  32:

Kuran Sırası: 79
İniş Sırası: 81
Naziat Suresi = Sökenler/Söküp-Çikaranlar Suresi
ismini 1. ayetinde yer alan naziat kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46

79:32 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve dağları | oturttu |

WÆLCBÆL ǼRSÆHÆ
velcibāle ersāhā

وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا

Transcript Okunuş Türkçe
1. WÆLCBÆL = velcibāle : ve dağları
2. ǼRSÆHÆ = ersāhā : oturttu
ve dağları | oturttu |

[CBL] [RSW]
WÆLCBÆL ǼRSÆHÆ

velcibāle ersāhā
والجبال أرساها

[ج ب ل] [ر س و]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والجبال ج ب ل | CBL WÆLCBÆL velcibāle ve dağları And the mountains,
أرساها ر س و | RSW ǼRSÆHÆ ersāhā oturttu He made them firm,
ve dağları | oturttu |

[CBL] [RSW]
WÆLCBÆL ǼRSÆHÆ

velcibāle ersāhā
والجبال أرساها

[ج ب ل] [ر س و]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
والجبال ج ب ل | CBL WÆLCBÆL velcibāle ve dağları And the mountains,
Vav,Elif,Lam,Cim,Be,Elif,Lam,
6,1,30,3,2,1,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
أرساها ر س و | RSW ǼRSÆHÆ ersāhā oturttu He made them firm,
,Re,Sin,Elif,He,Elif,
,200,60,1,5,1,
V – 1st person singular imperfect verb
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به

Konu Başlığı: [79:30-46] Dünya Küreseldir

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve dağlarını oturttu.
Adem Uğur : Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Ahmed Hulusi : Dağlara gelince, onları demir atmış gibi dikip sâbitledi.
Ahmet Tekin : Dağları, yerlerine sağlam baskılı, oturaklı, derin temele dayalı bir şekilde yerleştirdi.
Ahmet Varol : Dağları da sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Ali Bulaç : Dağlarını dikip oturttu;
Ali Fikri Yavuz : Dağları yerleştirdi,
Bekir Sadak : Daglari yerlestirmistir.
Celal Yıldırım : Dağları dikip sağlamlaştırdı.
Diyanet İşleri : Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Diyanet İşleri (eski) : Dağları yerleştirmiştir.
Diyanet Vakfi : (30-33) Ondan sonra da yerküreyi döşedi. Kendiniz ve hayvanlarınız için bir faydalanma olmak üzere, yerden suyunu ve otlağını çıkardı ve dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
Edip Yüksel : Dağları da çaktı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dağlarını oturttu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve dağlarını oturttu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve dağlarını oturttu
Fizilal-il Kuran : Dağları yerleştirmiştir.
Gültekin Onan : Dağlarını dikip oturttu;
Hakkı Yılmaz : (27-33) "Oluşturuluşça siz mi daha çetinsiniz yoksa gök mü? Göğü, Allah yaptı; boyunu yükseltti, sonra da onu düzene koydu, gecesini kararttı ve ışığın parlaklığını çıkarttı. Ve ondan sonra, sizin ve hayvanlarınız için bir yararlanma olmak üzere yeryüzünü döşedi/ yeryüzünden suyunu ve otlağını çıkardı, dağları da demirledi/sağlam bir şekilde yerleştirdi. "
Hasan Basri Çantay : Dağları (nı sapasağlam) dikdi.
Hayrat Neşriyat : (31-33) Size ve hayvanlarınıza bir fayda olmak üzere, ondan (yeryüzünün) suyunu ve otlağını çıkardı ve dağlar ki onları yerleştirdi!
İbni Kesir : Dağları dikmiştir.
İskender Evrenosoğlu : Ve dağlar, ona (yeryüzüne), onları muhkem (sağlam) olarak yerleştirdi.
Muhammed Esed : ve dağları sağlam şekilde yerleştirmiştir:
Ömer Nasuhi Bilmen : Dağları da tesbit etti.
Ömer Öngüt : Dağları dikti.
Şaban Piriş : Dağları da yerleştirdi.
Suat Yıldırım : Dağlarını oturttu.
Süleyman Ateş : Dağları oturttu,
Tefhim-ul Kuran : Dağlarını dikip oturttu;
Ümit Şimşek : Dağları yerlerine dikti.
Yaşar Nuri Öztürk : Dağları, demir atmış gibi oturttu;


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}