» 7 / A’râf  19:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

7:19 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve EY/HEY/AH | Adem | durun | sen | ve eşin | cennette | yeyin | | yerden | dilediğiniz | fakat | yaklaşmayın | şu | ağaca | yoksa olursunuz | -den | zalimler- |

WYÆ ËD̃M ÆSKN ǼNT WZWCK ÆLCNT FKLÆ MN ḪYS̃ ŞÙTMÆ WLÆ TGRBÆ HZ̃H ÆLŞCRT FTKWNÆ MN ÆLƵÆLMYN
ve yā ādemu skun ente ve zevcuke l-cennete fe kulā min Hayṧu şi'tumā velā teḳrabā hāƶihi ş-şecerate fetekūnā mine Z-Zālimīne

وَيَا ادَمُ اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ فَكُلَا مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WYÆ = ve yā : ve EY/HEY/AH
2. ËD̃M = ādemu : Adem
3. ÆSKN = skun : durun
4. ǼNT = ente : sen
5. WZWCK = ve zevcuke : ve eşin
6. ÆLCNT = l-cennete : cennette
7. FKLÆ = fe kulā : yeyin
8. MN = min :
9. ḪYS̃ = Hayṧu : yerden
10. ŞÙTMÆ = şi'tumā : dilediğiniz
11. WLÆ = velā : fakat
12. TGRBÆ = teḳrabā : yaklaşmayın
13. HZ̃H = hāƶihi : şu
14. ÆLŞCRT = ş-şecerate : ağaca
15. FTKWNÆ = fetekūnā : yoksa olursunuz
16. MN = mine : -den
17. ÆLƵÆLMYN = Z-Zālimīne : zalimler-
ve EY/HEY/AH | Adem | durun | sen | ve eşin | cennette | yeyin | | yerden | dilediğiniz | fakat | yaklaşmayın | şu | ağaca | yoksa olursunuz | -den | zalimler- |

[Y] [ÆD̃M] [SKN] [] [ZWC] [CNN] [ÆKL] [] [ḪYS̃] [ŞYÆ] [] [GRB] [] [ŞCR] [KWN] [] [ƵLM]
WYÆ ËD̃M ÆSKN ǼNT WZWCK ÆLCNT FKLÆ MN ḪYS̃ ŞÙTMÆ WLÆ TGRBÆ HZ̃H ÆLŞCRT FTKWNÆ MN ÆLƵÆLMYN

ve yā ādemu skun ente ve zevcuke l-cennete fe kulā min Hayṧu şi'tumā velā teḳrabā hāƶihi ş-şecerate fetekūnā mine Z-Zālimīne
ويا آدم اسكن أنت وزوجك الجنة فكلا من حيث شئتما ولا تقربا هذه الشجرة فتكونا من الظالمين

[ي] [ا د م] [س ك ن] [] [ز و ج] [ج ن ن] [ا ك ل] [] [ح ي ث] [ش ي ا] [] [ق ر ب] [] [ش ج ر] [ك و ن] [] [ظ ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويا ي | Y WYÆ ve yā ve EY/HEY/AH "and ""O!"
آدم ا د م | ÆD̃M ËD̃M ādemu Adem Adam
اسكن س ك ن | SKN ÆSKN skun durun Dwell,
أنت | ǼNT ente sen you
وزوجك ز و ج | ZWC WZWCK ve zevcuke ve eşin and your wife,
الجنة ج ن ن | CNN ÆLCNT l-cennete cennette (in) the Garden,
فكلا ا ك ل | ÆKL FKLÆ fe kulā yeyin and you both eat
من | MN min from
حيث ح ي ث | ḪYS̃ ḪYS̃ Hayṧu yerden wherever
شئتما ش ي ا | ŞYÆ ŞÙTMÆ şi'tumā dilediğiniz you both wish,
ولا | WLÆ velā fakat but (do) not
تقربا ق ر ب | GRB TGRBÆ teḳrabā yaklaşmayın approach [both of you]
هذه | HZ̃H hāƶihi şu this
الشجرة ش ج ر | ŞCR ÆLŞCRT ş-şecerate ağaca [the] tree
فتكونا ك و ن | KWN FTKWNÆ fetekūnā yoksa olursunuz lest you both be
من | MN mine -den among
الظالمين ظ ل م | ƵLM ÆLƵÆLMYN Z-Zālimīne zalimler- "the wrongdoers."""
ve EY/HEY/AH | Adem | durun | sen | ve eşin | cennette | yeyin | | yerden | dilediğiniz | fakat | yaklaşmayın | şu | ağaca | yoksa olursunuz | -den | zalimler- |

[Y] [ÆD̃M] [SKN] [] [ZWC] [CNN] [ÆKL] [] [ḪYS̃] [ŞYÆ] [] [GRB] [] [ŞCR] [KWN] [] [ƵLM]
WYÆ ËD̃M ÆSKN ǼNT WZWCK ÆLCNT FKLÆ MN ḪYS̃ ŞÙTMÆ WLÆ TGRBÆ HZ̃H ÆLŞCRT FTKWNÆ MN ÆLƵÆLMYN

ve yā ādemu skun ente ve zevcuke l-cennete fe kulā min Hayṧu şi'tumā velā teḳrabā hāƶihi ş-şecerate fetekūnā mine Z-Zālimīne
ويا آدم اسكن أنت وزوجك الجنة فكلا من حيث شئتما ولا تقربا هذه الشجرة فتكونا من الظالمين

[ي] [ا د م] [س ك ن] [] [ز و ج] [ج ن ن] [ا ك ل] [] [ح ي ث] [ش ي ا] [] [ق ر ب] [] [ش ج ر] [ك و ن] [] [ظ ل م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ويا ي | Y WYÆ ve yā ve EY/HEY/AH "and ""O!"
Vav,Ye,Elif,
6,10,1,

آدم ا د م | ÆD̃M ËD̃M ādemu Adem Adam
,Dal,Mim,
,4,40,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
VOC – prefixed vocative particle ya
PN – nominative masculine proper noun → Adam"
الواو عاطفة
أداة نداء
اسم علم مرفوع
اسكن س ك ن | SKN ÆSKN skun durun Dwell,
Elif,Sin,Kef,Nun,
1,60,20,50,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
أنت | ǼNT ente sen you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
وزوجك ز و ج | ZWC WZWCK ve zevcuke ve eşin and your wife,
Vav,Ze,Vav,Cim,Kef,
6,7,6,3,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الجنة ج ن ن | CNN ÆLCNT l-cennete cennette (in) the Garden,
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta,
1,30,3,50,400,
"PN – accusative feminine proper noun → Paradise"
اسم علم منصوب
فكلا ا ك ل | ÆKL FKLÆ fe kulā yeyin and you both eat
Fe,Kef,Lam,Elif,
80,20,30,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 2nd person masculine dual imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل أمر والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
حيث ح ي ث | ḪYS̃ ḪYS̃ Hayṧu yerden wherever
Ha,Ye,Se,
8,10,500,
N – genitive noun
اسم مجرور
شئتما ش ي ا | ŞYÆ ŞÙTMÆ şi'tumā dilediğiniz you both wish,
Şın,,Te,Mim,Elif,
300,,400,40,1,
V – 2nd person dual perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ولا | WLÆ velā fakat but (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تقربا ق ر ب | GRB TGRBÆ teḳrabā yaklaşmayın approach [both of you]
Te,Gaf,Re,Be,Elif,
400,100,200,2,1,
V – 2nd person dual imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
هذه | HZ̃H hāƶihi şu this
He,Zel,He,
5,700,5,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
الشجرة ش ج ر | ŞCR ÆLŞCRT ş-şecerate ağaca [the] tree
Elif,Lam,Şın,Cim,Re,Te merbuta,
1,30,300,3,200,400,
"N – accusative feminine noun → Tree"
اسم منصوب
فتكونا ك و ن | KWN FTKWNÆ fetekūnā yoksa olursunuz lest you both be
Fe,Te,Kef,Vav,Nun,Elif,
80,400,20,6,50,1,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 2nd person dual imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
الفاء سببية
فعل مضارع منصوب والألف ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
من | MN mine -den among
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الظالمين ظ ل م | ƵLM ÆLƵÆLMYN Z-Zālimīne zalimler- "the wrongdoers."""
Elif,Lam,Zı,Elif,Lam,Mim,Ye,Nun,
1,30,900,1,30,40,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور

Konu Başlığı: [7:11-27] Test Başlıyor

Abdulbaki Gölpınarlı : Ey Âdem, sen ve eşin, cennete yerleşin, ikiniz de dilediğiniz şeyleri yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, çünkü zâlimlerden olursunuz.
Adem Uğur : (Allah buyurdu ki): Ey Adem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğiniz yerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz.
Ahmed Hulusi : "Ey Adem! Sen ve eşin cenneti yaşam ortamı edinin. . . İkiniz de istediğiniz yerden yeyin. . . (Ancak) şu ağaca (bedene - kendini beden kabullenmenin getirisine) yaklaşmayın. . . Nefsine zulmedenlerden olursunuz. "
Ahmet Tekin : Allah: 'Ey Âdem sen ve eşin Cennet’te oturun. Allah’ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak iradesinin tecellisi içinde birlikte dilediğiniz yerden yeyin. Şu bitkiye, yaklaşmayın. Yaklaşırsanız, Allah’ın emrine muhalefet sebebiyle kendinize zulmetmiş, yazık etmiş olursunuz.' buyurdu.
Ahmet Varol : 'Ey Adem! Sen de eşinle birlikte cennete yerleş ve orada istediğiniz her yerden yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.'
Ali Bulaç : Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.
Ali Fikri Yavuz : Ey Âdem! Sen, zevcenle birlikte cennette yerleş de, ikiniz dilediğiniz nimetlerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın ki, sonra zalimlerden olursunuz.
Bekir Sadak : «Ey Adem! Sen ve esin cennette kalin ve istediginiz yerden yiyin, yalniz su agaca yaklasmayin yoksa zalimlerden olursunuz.»
Celal Yıldırım : Ey Âdem! Sen ve eşin Cennet'te eylesin, dilediğiniz yerde(ki nimetlerden yeyin; (yalnız) şu ağaca yaklaşmayın, sonra Hakk'a karşı gelip kendine yazık edenlerden olursunuz, (buyurdu).
Diyanet İşleri : “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalın ve istediğiniz yerden yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz.'
Diyanet Vakfi : (Allah buyurdu ki): Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğiniz yerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz.
Edip Yüksel : 'Adem, sen ve eşin cennette durup dilediğiniz yerden yeyin. Şu ağaçtan yemeyin; yoksa zalimlerden olursunuz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Sonra Allah, Âdem'e hitab etti): «Ey Âdem! Sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yeyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve «ey Adem, zevcenler birlikte cennete yerleşin, dilediğiniz yerden yiyin şu ağaca yaklaşıp da zalimlerden olmayın!» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve ya Âdem! Mesken et o Cenneti sen zevcenle de ikiniz dilediğiniz yerden yeyin ve şu ağaca yaklaşıb da zâlimlerden olmayın!
Fizilal-il Kuran : Ey Adem, sen ve eşin cennette oturunuz, istediğinizi nerede bulursanız yiyiniz. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. yoksa zalimlerden olursunuz.
Gültekin Onan : "Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz."
Hakkı Yılmaz : "Ve, “Ey Âdem/bilgilenmiş, vahiy almış insan! Sen ve eşin cennete yerleşin, dilediğiniz yerden de yiyin ve girift, çekişmenin kaynağı olan şu şeye yaklaşmayın; malın-mülkün, paranın-pulun tutkunu olmayın, yoksa yanlış; kendine zararlı iş yapanlardan olursunuz” dedi. "
Hasan Basri Çantay : Ey Âdem, sen, zevcenle birlikde, cennetde yerleş (in) de ikiniz de dilediğiniz yerden yeyin. (Ancak) şu ağaca yaklaşmayın. Sonra (kendilerine) yazık etmişlerden olursunuz.
Hayrat Neşriyat : Ve ey Âdem! Sen zevcen (Havvâ) ile Cennete yerleş; artık dilediğiniz yerden yiyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz!
İbni Kesir : Ey Adem; sen ve eşin cennette oturun. İkiniz de dilediğiniz yerden yeyin. Şu ağaca yaklaşmayın, sonra zalimlerden olursunuz.
İskender Evrenosoğlu : Ve ey Âdem! Sen ve zevcen cennette yerleşin (oturun) sonra da, dilediğiniz yerden yeyin. Ve bu ağaca yaklaşmayın. O zaman (yaklaşırsanız ikiniz) zalimlerden olursunuz.
Muhammed Esed : Ve (Sana gelince) Ey Adem, sen ve eşin, yerleşin bu bahçede; ve yiyin, neyi gönlünüz çekerse; ama sakın şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalim kimselerden olursunuz!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve ey Âdem! Sen ve eşin cennette ikamet ediniz, dilediğiniz yerden yiyiniz ve şu ağaca yaklaşmayınız, sonra ikiniz de zalimlerden olursunuz.»
Ömer Öngüt : “Ey Âdem! Sen ve eşin, beraberce cennette yerleşin. Orada olanlardan dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz, her ikiniz de zulmedenlerden olursunuz. ”
Şaban Piriş : -Ey Adem, sen ve eşin cennete yerleşin. Dilediğiniz yerden yiyin, fakat, şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.
Suat Yıldırım : "Sana gelince Âdem, seninle eşin cennete yerleşiniz, istediğiniz her tarafından yiyip içip yararlanınız. Yalnız sakın şu ağaca yaklaşmayın! Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz."
Süleyman Ateş : (Sonra Allâh, Âdem'e hitâbetti): "Ey Âdem, sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yeyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zâlimlerden olursunuz."
Tefhim-ul Kuran : Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz de dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.
Ümit Şimşek : 'Sen ise, ey Âdem, eşinle beraber Cennette yerleşin. İkiniz de istediğiniz yerden yiyip için. Ama şu ağaca yaklaşmayın; sonra kendinize yazık edersiniz.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}