» 7 / A’râf  21:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

7:21 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve onlara yemin etti | elbette ben | size | diye | öğüt verenlerdenim |

WGÆSMHMÆ ÎNY LKMÆ LMN ÆLNÆṦḪYN
ve ḳāsemehumā innī lekumā lemine n-nāSiHīne

وَقَاسَمَهُمَا إِنِّي لَكُمَا لَمِنَ النَّاصِحِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WGÆSMHMÆ = ve ḳāsemehumā : ve onlara yemin etti
2. ÎNY = innī : elbette ben
3. LKMÆ = lekumā : size
4. LMN = lemine : diye
5. ÆLNÆṦḪYN = n-nāSiHīne : öğüt verenlerdenim
ve onlara yemin etti | elbette ben | size | diye | öğüt verenlerdenim |

[GSM] [] [] [] [NṦḪ]
WGÆSMHMÆ ÎNY LKMÆ LMN ÆLNÆṦḪYN

ve ḳāsemehumā innī lekumā lemine n-nāSiHīne
وقاسمهما إني لكما لمن الناصحين

[ق س م] [] [] [] [ن ص ح]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقاسمهما ق س م | GSM WGÆSMHMÆ ve ḳāsemehumā ve onlara yemin etti And he swore (to) both of them,
إني | ÎNY innī elbette ben """Indeed, I am"
لكما | LKMÆ lekumā size to both of you
لمن | LMN lemine diye among
الناصحين ن ص ح | NṦḪ ÆLNÆṦḪYN n-nāSiHīne öğüt verenlerdenim "the sincere advisors."""
ve onlara yemin etti | elbette ben | size | diye | öğüt verenlerdenim |

[GSM] [] [] [] [NṦḪ]
WGÆSMHMÆ ÎNY LKMÆ LMN ÆLNÆṦḪYN

ve ḳāsemehumā innī lekumā lemine n-nāSiHīne
وقاسمهما إني لكما لمن الناصحين

[ق س م] [] [] [] [ن ص ح]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقاسمهما ق س م | GSM WGÆSMHMÆ ve ḳāsemehumā ve onlara yemin etti And he swore (to) both of them,
Vav,Gaf,Elif,Sin,Mim,He,Mim,Elif,
6,100,1,60,40,5,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form III) perfect verb
PRON – 3rd person dual object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إني | ÎNY innī elbette ben """Indeed, I am"
,Nun,Ye,
,50,10,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
حرف نصب والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لكما | LKMÆ lekumā size to both of you
Lam,Kef,Mim,Elif,
30,20,40,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person dual personal pronoun
جار ومجرور
لمن | LMN lemine diye among
Lam,Mim,Nun,
30,40,50,
EMPH – emphatic prefix lām
P – preposition
اللام لام التوكيد
حرف جر
الناصحين ن ص ح | NṦḪ ÆLNÆṦḪYN n-nāSiHīne öğüt verenlerdenim "the sincere advisors."""
Elif,Lam,Nun,Elif,Sad,Ha,Ye,Nun,
1,30,50,1,90,8,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور

Konu Başlığı: [7:11-27] Test Başlıyor

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve yemin ederek şüphe yok ki dedi, ben size öğüt verenlerdenim.
Adem Uğur : Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti.
Ahmed Hulusi : Ve onlara: "Kesinlikle ben sizin hayrınızı isteyenlerdenim" diye de yemin etti.
Ahmet Tekin : Âdem ile eşine, yeminler ederek: 'Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim' dedi.
Ahmet Varol : Ayrıca: 'Şüphesiz ki ben size öğüt verenlerdenim' diye onlara karşı yemin etti.
Ali Bulaç : Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
Ali Fikri Yavuz : Bir de onlara: “-Muhakkak ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim”, diye yemin etti.
Bekir Sadak : «Dogrusu ben size ogut verenlerdenim» diye ikisine yemin etti.
Celal Yıldırım : Ve «herhalde ben size öğüt verenlerdenim» diyerek onlara yemin etti.
Diyanet İşleri : “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti.
Diyanet İşleri (eski) : 'Doğrusu ben size öğüt verenlerdenim' diye ikisine yemin etti.
Diyanet Vakfi : Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti.
Edip Yüksel : Kendilerine yemin de etti: 'Ben size öğüt veriyorum.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve onlara: «Elbette ben size öğüt verenlerdenim.» diye de yemin etti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve: «Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim.» diye ikisine de yemin etti.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve her halde ben sizin hayrınızı istiyenlerdenim diye ikisine de yemin etti
Fizilal-il Kuran : Onlara 'Ben gerçekten sizin iyiliğinizi istiyorum' diye yemin etti.
Gültekin Onan : Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
Hakkı Yılmaz : Ve “Elbette ben, size öğüt verenlerdenim” diye onlara yemin etti/ kanıtlar ileri sürdü.
Hasan Basri Çantay : Bir de onlara: «Şübhesiz ki ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim» diye yemîn etdi.
Hayrat Neşriyat : Ve onlara: 'Doğrusu ben size gerçekten (iyiliğiniz için) nasîhat edenlerdenim' diye de yemîn etti.
İbni Kesir : Ve; doğrusu ben size öğüt verenlerdenim, diye ikisine yemin etti.
İskender Evrenosoğlu : Ve ikisine yemin etti: “Muhakkak ki ben, sizin ikinize nasihat edenlerdenim.”
Muhammed Esed : Ve onlara: "Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyen biriyim" diye de and verdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlara, «Ben muhakkak sizin için elbette hayırhâh olanlardanım.» diye yemin etti.
Ömer Öngüt : Ve onlara: “Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim. ” diye yemin etti.
Şaban Piriş : Ben sizin, iyiliğinizi isteyen, size öğüt verenlerdenim, diye onlara yemin etti.
Suat Yıldırım : (20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti.
Süleyman Ateş : Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.
Tefhim-ul Kuran : Ve: «Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim» diye yemin de etti.
Ümit Şimşek : Sonra da 'Ben sizin iyiliğiniz için öğüt veriyorum' diye yemin etti.
Yaşar Nuri Öztürk : Ve onlara, "ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}