Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi 46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
INTG – prefixed interrogative alif CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 3rd person masculine singular perfect verb الهمزة همزة استفهام الواو عاطفة فعل ماض
أهل
ا ه ل | ÆHL
ǼHL
ehlu
halkı
(the) people
,He,Lam, ,5,30,
N – nominative masculine noun اسم مرفوع
القرى
ق ر ي | GRY
ÆLGR
l-ḳurā
(o) ülkelerin
(of) the cities
Elif,Lam,Gaf,Re,, 1,30,100,200,,
N – genitive plural noun اسم مجرور
أن
|
ǼN
en
that
,Nun, ,50,
SUB – subordinating conjunction حرف مصدري
يأتيهم
ا ت ي | ÆTY
YǼTYHM
ye'tiyehum
onlara gelmeyeceğinden
comes to them
Ye,,Te,Ye,He,Mim, 10,,400,10,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood PRON – 3rd person masculine plural object pronoun فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بأسنا
ب ا س | BÆS
BǼSNÆ
be'sunā
azabımızın
Our punishment
Be,,Sin,Nun,Elif, 2,,60,50,1,
N – nominative masculine noun PRON – 1st person plural possessive pronoun اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ضحى
ض ح و | ŽḪW
ŽḪ
DuHen
kuşluk vakti
(in) daylight
Dad,Ha,, 800,8,,
T – accusative masculine indefinite time adverb ظرف زمان منصوب
وهم
|
WHM
vehum
ve onlar
while they
Vav,He,Mim, 6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun الواو حالية ضمير منفصل
يلعبون
ل ع ب | LAB
YLABWN
yel'ǎbūne
eğlenirlerken
(were) playing?
Ye,Lam,Ayn,Be,Vav,Nun, 10,30,70,2,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
Konu Başlığı: [7:96-102] Halkın Çoğunluğu Yanlış Seçim Yapıyor
Diyanet Vakfi : Ya da o ülkelerin halkı kuşluk vakti eğlenirlerken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Edip Yüksel : Ülkelerin halkları, azabımızın gündüzün onlar oynarlarken kendilerine gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yoksa o ülkelerin halkı, kuşluk vakti eğlenirlerken onlara azabımızın gelmeyeceğinden emin mi idiler?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yine o köy, kasaba halkı, kuşluk vakti oynayıp eğlenirlerken kendilerine azabımızın gelivermeyeceğinden emin miydiler?
Elmalılı Hamdi Yazır : Yine o köy kasaba ahâlisi kuşluk vakti oynayıb eğlenib dururlarken kendilerine azâbımızın gelivermiyeceğinden emin mi oldular?
Fizilal-il Kuran : Acaba o ülkelerin halkları, kuşluk vakti eğlenirlerken, azabımızın gelmeyeceğinden emin midirler?
Gültekin Onan : Ya da o ülkeler ehli, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvencede (emin) miydiler?
Hakkı Yılmaz : (97-99) Acaba o kentlerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmesinden güvende oldular mı? Yoksa o kentlerin halkı, kuşluk vakti anlamsız işlerle uğraşırlarken onlara azabımızın geleceğinden güvende oldular mı? Öyleyse Allah'ın ince plânından güvende oldular mı? Ziyana uğramış topluluktan başkası Allah'ın ince plânından kendini güvende görmez.
Hasan Basri Çantay : Yoksa o memleketlerin ehâlîsi, kendileri güpegündüz oynarlarken, azabımızın onlara gelib çatmasından mı (korkmayıb) emîn oldu (lar)?
Hayrat Neşriyat : Veya o şehirlerin halkı, kendileri eğlenirlerken, azâbımızın kendilerine kuşluk vakti(güpegündüz) gelmesinden mi emîn oldular?
İbni Kesir : Yoksa kasabaların halkı; kendileri, güpegündüz oynarlarken azabımızın onlara gelip çatmasından emin mi oldular?
İskender Evrenosoğlu : Ve o ülkelerin halkı şiddetli azabımızın onlara, onlar oynarlarken (oyalanırlarken) kuşluk vakti gelmesinden (gelmeyeceğinden) emin miydiler?
Muhammed Esed : Yahut artık hangi toplumun insanları, azabımızın, güpegündüz onlar (dünyayla) oyalanıp dururken başlarına kopmayacağından emin olabilirler?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ya o beldeler ahalisi, Bizim azabımızın onlara gündüzün oynar dururlarken geleceğinden emin mi bulundular?
Ömer Öngüt : Yahut o memleketlerin halkı kuşluk vakti eğlenirlerken kendilerine azabımızın gelemeyeceğinden emin mi oldular?
Şaban Piriş : (97-99) Ülkelerin halkı, azabımızın geceleyin, onlar uykuda iken başlarına gelmeyeceğinden emin midir? Ya da ülkelerin halkı azabımızın güpegündüz onlar eğlencede iken başlarına gelmeyeceğinden emin midir? Allah’ın tuzağından emin midirler? Allah’ın tuzağından mahvolmuş toplumdan başkası asla emin olmaz.
Suat Yıldırım : Yoksa onlar güpegündüz eğlenirlerken azabımızın kendilerine gelmesinden emin mi oldular?
Süleyman Ateş : Ya da (o) ülkelerin halkı, kuşluk vakti eğlenirlerken azâbımızın onlara gelmeyeceğinden emin midirler?
Tefhim-ul Kuran : Ya da o ülkeler halkı, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?
Ümit Şimşek : Veya o beldelerin ahalisi, onlar gündüz vakti oyalanırken azabımızın gelmeyeceğinden de mi emin oldular?
Yaşar Nuri Öztürk : Yoksa o kentler halkının, bir kuşluk vakti oynayıp eğlenirken azabımızın yakalarına yapışmayacağına ilişkin bir garantileri mi vardı?