» 7 / A’râf  116:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
Araf Suresi = Yüksek/Orta Yer Suresi
46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasindaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

7:116 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
dedi | siz atın | ne zaman ki | atınca | büyülediler | gözlerini | insanların | ve onları ürküttüler | ve getirdiler | bir büyü | büyük |

GÆL ǼLGWÆ FLMÆ ǼLGWÆ SḪRWÆ ǼAYN ÆLNÆS WÆSTRHBWHM WCÆÙWÆ BSḪR AƵYM
ḳāle elḳū felemmā elḳav seHarū eǎ'yune n-nāsi vesterhebūhum ve cā'ū bisiHrin ǎZīmin

قَالَ أَلْقُوا فَلَمَّا أَلْقَوْا سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ

Transcript Okunuş Türkçe
1. GÆL = ḳāle : dedi
2. ǼLGWÆ = elḳū : siz atın
3. FLMÆ = felemmā : ne zaman ki
4. ǼLGWÆ = elḳav : atınca
5. SḪRWÆ = seHarū : büyülediler
6. ǼAYN = eǎ'yune : gözlerini
7. ÆLNÆS = n-nāsi : insanların
8. WÆSTRHBWHM = vesterhebūhum : ve onları ürküttüler
9. WCÆÙWÆ = ve cā'ū : ve getirdiler
10. BSḪR = bisiHrin : bir büyü
11. AƵYM = ǎZīmin : büyük
dedi | siz atın | ne zaman ki | atınca | büyülediler | gözlerini | insanların | ve onları ürküttüler | ve getirdiler | bir büyü | büyük |

[GWL] [LGY] [] [LGY] [SḪR] [AYN] [NWS] [RHB] [CYÆ] [SḪR] [AƵM]
GÆL ǼLGWÆ FLMÆ ǼLGWÆ SḪRWÆ ǼAYN ÆLNÆS WÆSTRHBWHM WCÆÙWÆ BSḪR AƵYM

ḳāle elḳū felemmā elḳav seHarū eǎ'yune n-nāsi vesterhebūhum ve cā'ū bisiHrin ǎZīmin
قال ألقوا فلما ألقوا سحروا أعين الناس واسترهبوهم وجاءوا بسحر عظيم

[ق و ل] [ل ق ي] [] [ل ق ي] [س ح ر] [ع ي ن] [ن و س] [ر ه ب] [ج ي ا] [س ح ر] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle dedi He said,
ألقوا ل ق ي | LGY ǼLGWÆ elḳū siz atın """Throw."""
فلما | FLMÆ felemmā ne zaman ki Then when
ألقوا ل ق ي | LGY ǼLGWÆ elḳav atınca they threw,
سحروا س ح ر | SḪR SḪRWÆ seHarū büyülediler they bewitched
أعين ع ي ن | AYN ǼAYN eǎ'yune gözlerini (the) eyes
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāsi insanların (of) the people,
واسترهبوهم ر ه ب | RHB WÆSTRHBWHM vesterhebūhum ve onları ürküttüler and terrified them
وجاءوا ج ي ا | CYÆ WCÆÙWÆ ve cā'ū ve getirdiler and came (up)
بسحر س ح ر | SḪR BSḪR bisiHrin bir büyü with a magic
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmin büyük great.
dedi | siz atın | ne zaman ki | atınca | büyülediler | gözlerini | insanların | ve onları ürküttüler | ve getirdiler | bir büyü | büyük |

[GWL] [LGY] [] [LGY] [SḪR] [AYN] [NWS] [RHB] [CYÆ] [SḪR] [AƵM]
GÆL ǼLGWÆ FLMÆ ǼLGWÆ SḪRWÆ ǼAYN ÆLNÆS WÆSTRHBWHM WCÆÙWÆ BSḪR AƵYM

ḳāle elḳū felemmā elḳav seHarū eǎ'yune n-nāsi vesterhebūhum ve cā'ū bisiHrin ǎZīmin
قال ألقوا فلما ألقوا سحروا أعين الناس واسترهبوهم وجاءوا بسحر عظيم

[ق و ل] [ل ق ي] [] [ل ق ي] [س ح ر] [ع ي ن] [ن و س] [ر ه ب] [ج ي ا] [س ح ر] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
ألقوا ل ق ي | LGY ǼLGWÆ elḳū siz atın """Throw."""
,Lam,Gaf,Vav,Elif,
,30,100,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فلما | FLMÆ felemmā ne zaman ki Then when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
ألقوا ل ق ي | LGY ǼLGWÆ elḳav atınca they threw,
,Lam,Gaf,Vav,Elif,
,30,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سحروا س ح ر | SḪR SḪRWÆ seHarū büyülediler they bewitched
Sin,Ha,Re,Vav,Elif,
60,8,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أعين ع ي ن | AYN ǼAYN eǎ'yune gözlerini (the) eyes
,Ayn,Ye,Nun,
,70,10,50,
"N – accusative feminine plural noun → Eye"
اسم منصوب
الناس ن و س | NWS ÆLNÆS n-nāsi insanların (of) the people,
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
واسترهبوهم ر ه ب | RHB WÆSTRHBWHM vesterhebūhum ve onları ürküttüler and terrified them
Vav,Elif,Sin,Te,Re,He,Be,Vav,He,Mim,
6,1,60,400,200,5,2,6,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وجاءوا ج ي ا | CYÆ WCÆÙWÆ ve cā'ū ve getirdiler and came (up)
Vav,Cim,Elif,,Vav,Elif,
6,3,1,,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بسحر س ح ر | SḪR BSḪR bisiHrin bir büyü with a magic
Be,Sin,Ha,Re,
2,60,8,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmin büyük great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,
70,900,10,40,
ADJ – genitive masculine singular indefinite adjective
صفة مجرورة

Konu Başlığı: [7:116-117] Sihir ve Büyü: Psikolojik Telkin ve İllüzyondan İbaret

Abdulbaki Gölpınarlı : Siz atın dedi. Attıkları anda halkın gözünü boyadılar, korkuttular ve büyük bir büyü yaptılar.
Adem Uğur : Siz atın dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.
Ahmed Hulusi : (Musa): "Siz atın" dedi. . . (Sihirbazlar) atınca, insanların görüşleri etkilendi ve onları dehşete düşürdüler! Büyük bir sihir oluşturdular.
Ahmet Tekin : Mûsâ: 'Siz atın' dedi. Onlar ellerindekini attıkları zaman insanların gözlerini büyülediler. İnsanları dehşete düşürdüler, korkuttular. Büyük bir sihirbazlık gösterdiler.
Ahmet Varol : (Musa): 'Atın' dedi. Attıklarında insanların gözlerini büyülediler, onları dehşete düşürdüler ve büyük bir büyü ortaya koydular.
Ali Bulaç : (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atıverince, insanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldular.
Ali Fikri Yavuz : Mûsa, siz atın, dedi. Ne zaman ki hünerlerini ortaya döktüler, halkın gözlerini büyülediler ve onlara korku saldılar. Böylece büyük sihir getirmiş oldular.
Bekir Sadak : Musa: «Siz koyun» dedi. Sihirbazlar marifetlerini ortaya koyunca insanlarin gozlerini sihirlediler ve onlari urkuttuler, buyuk bir sihir yaptilar.
Celal Yıldırım : (Musa onlara): Önce siz atıverin, dedi. Bunun üzerine onlar hünerlerini ortaya atıverince, halkın gözlerini büyülediler ve onları hayli korkuttular da büyük bir sihir sergilediler.
Diyanet İşleri : (Mûsâ), “Siz atın” dedi. Bunun üzerine onlar (ellerindekini) atınca insanların gözlerini büyülediler ve onlara korku saldılar. Büyük bir sihir yaptılar.
Diyanet İşleri (eski) : Musa: 'Siz koyun' dedi. Sihirbazlar marifetlerini ortaya koyunca insanların gözlerini sihirlediler ve onları ürküttüler, büyük bir sihir yaptılar.
Diyanet Vakfi : «Siz atın» dedi. Onlar atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.
Edip Yüksel : 'Siz atın!,' dedi. Onlar atınca, halkın gözünü büyülediler, onları korkuttular ve böylece büyük bir sihir ortaya koydular.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Musa, «Siz atın» dedi. Atacaklarını atınca herkesin gözünü büyülediler ve onları dehşete düşürdüler. Doğrusu büyük bir sihir gösterdiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Siz atın. dedi. Atacaklarını atınca halkın gözlerini büyülediler ve onları dehşete düşürdüler. Kısacası büyük bir sihir gösterdiler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Siz atın, dedi, vaktaki atacaklarını attılar, Nasın gözlerini büyülediler ve onları dehşete düşürdüler, hasılı büyük bir sihir gösterdiler
Fizilal-il Kuran : Musa, 'Önce siz atın' dedi. Büyücüler hünerlerini ortaya atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları ürküttüler ve müthiş bir büyü gösterisi gerçekleştirdiler.
Gültekin Onan : (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atıverince, insanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldular.
Hakkı Yılmaz : Mûsâ: “Siz tezinizi ortaya atın” dedi. Onlar atınca da insanların gözlerini büyülediler ve onları korkuttular. Ve büyük bir etkin hüner gösterdiler.
Hasan Basri Çantay : (Musa): «Siz atın» dedi. Vaktaki atdılar, halkın gözlerini büyülediler, onlara korku saldılar, büyük bir sihir (meydana) getirmiş oldular.
Hayrat Neşriyat : (Mûsâ:) 'Siz atın!' dedi. Artık ne zaman ki (onlar hünerlerini ortaya) attılar, insanların gözlerini büyülediler; onlara korku saldılar ve büyük bir sihir (meydana)getirdiler.
İbni Kesir : Siz atın, dedi. Atınca; halkın gözlerini büyülediler, onlara korku saldılar ve büyük bir sihir getirmiş oldular.
İskender Evrenosoğlu : (Musa A.S): “Atın!” dedi. (Sihirbazlar) attıkları zaman insanların gözlerini büyülediler ve onları korkuttular ve büyük bir sihirle geldiler.
Muhammed Esed : (Musa): "(Önce) siz atın!" dedi. Ve onlar (asalarını) yere attıkları zaman, insanların gözlerini büyüyle bağladılar ve onları korkuyla şaşkına çevirdiler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Siz atıveriniz.» Vaktâ ki atıverdiler, nâsın gözlerini büyülediler, ve onları korkutmuş oldular ve büyük bir sihir (meydana) getirmiş oldular.
Ömer Öngüt : “Siz atın!” dedi. Sihirbazlar marifetlerini ortaya koyunca halkın gözlerini sihirlediler ve onları ürküttüler, büyük bir sihir yaptılar.
Şaban Piriş : O da: -Siz atın! dedi ve attılar. Sihirbazlar sihirleri attıkları zaman insanların gözünü büyüledi ve büyük bir sihir gösterdiler.
Suat Yıldırım : (115-116) Büyücüler: "Mûsâ! Önce sen mi hünerini ortaya koyacaksın yoksa biz mi koyalım?" deyince Mûsâ: "Siz ortaya koyun!" dedi. Vakta ki atacaklarını ortaya koydular, halkın gözlerini büyülediler, onları dehşete düşürdüler, hasılı müthiş bir sihir sergilediler.
Süleyman Ateş : "Siz atın" dedi. (Hünerlerini ortaya) atınca, insanların gözlerini büyülediler, onları ürküttüler ve büyük bir büyü (ortaya) getirdiler.
Tefhim-ul Kuran : (Musa:) «Siz atın» dedi. (Asalarını) Atıverince, insanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldular.
Ümit Şimşek : Musa 'Siz atın' dedi. Onlar ellerindekini atınca, halkın gözünü boyayarak onları dehşete düşürdüler. Gerçekten de büyük bir büyü ile ortaya çıkmışlardı.
Yaşar Nuri Öztürk : "Siz sergileyin." dedi. Hünerlerini ortaya atınca, halkın gözlerini büyülediler, onları dehşete düşürdüler. Çok büyük bir büyü sergilediler.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}