REM – prefixed resumption particle COND – conditional particle الفاء استئنافية حرف شرط
حاجوك
ح ج ج | ḪCC
ḪÆCWK
Hāccūke
seninle tartışmaya girişirlerse
they argue with you,
Ha,Elif,Cim,Vav,Kef, 8,1,3,6,20,
V – 3rd person masculine plural (form III) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 2nd person masculine singular object pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فقل
ق و ل | GWL
FGL
feḳul
de ki
then say,
Fe,Gaf,Lam, 80,100,30,
RSLT – prefixed result particle V – 2nd person masculine singular imperative verb الفاء واقعة في جواب الشرط فعل أمر
أسلمت
س ل م | SLM
ǼSLMT
eslemtu
ben teslim ettim
"""I have submitted"
,Sin,Lam,Mim,Te, ,60,30,40,400,
V – 1st person singular (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
وجهي
و ج ه | WCH
WCHY
vechiye
özümü
myself
Vav,Cim,He,Ye, 6,3,5,10,
N – accusative masculine noun PRON – 1st person singular possessive pronoun اسم منصوب والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
CONJ – prefixed conjunction wa (and) REL – relative pronoun الواو عاطفة اسم موصول
اتبعن
ت ب ع | TBA
ÆTBAN
ttebeǎni
bana uyan
"follow me."""
Elif,Te,Be,Ayn,Nun, 1,400,2,70,50,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb PRON – 1st person singular object pronoun فعل ماض والياء المحذوفة ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وقل
ق و ل | GWL
WGL
ve ḳul
ve de ki
And say
Vav,Gaf,Lam, 6,100,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 2nd person masculine singular imperative verb الواو عاطفة فعل أمر
N – nominative masculine singular indefinite noun اسم مرفوع
بالعباد
ع ب د | ABD̃
BÆLABÆD̃
bil-ǐbādi
kulları(nın yaptıkları)nı
of [His] slaves.
Be,Elif,Lam,Ayn,Be,Elif,Dal, 2,1,30,70,2,1,4,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine plural noun جار ومجرور
Konu Başlığı: [3:19-25] Tek Gerçek Din: Tanrı'ya Teslimiyet
Abdulbaki Gölpınarlı : Seninle çekişirlerse hemen de ki: Ben ve bana uyanlar, özümüzü Allah'a teslîm ettik. Kendilerine kitap verilenlerle analarından doğdukları gibi kalanlara de ki: Siz de teslîm oldunuz mu? Özlerini Allah'a taşırırlar, İslâm dinini kabul ederlerse şüphe yok ki doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse sana düşen ancak bildirmedir ve Allah, kullarını görür.
Abdullah Aydın : Habibim, (Yahudi ve Hıristiyanlardan) din hususunda seninle münakaşaya kalkışanlara şöyle de: “Ben ve bana bağlı olanlar kendimizi Allah'a teslim ettik.” Kendine kitap verilenlere ve okuma-yazma bilmeyenlere de ki: “Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm'ı kabul ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Yok yüz çevirirlerse sana düşen vazife ancak tebliğdir. Allah kullarını hakkıyla görür.
Adem Uğur : Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: "Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim." Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de. Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.
Ahmed Hulusi : Eğer seninle tartışırlarsa de ki: "Vechim Allâh'a teslimdir; bana tâbi olanların da!" Hakikat - Sünnetullah bilgisi verilmiş olanlar ile ümmî olanlara (bu bilgiden habersiz olanlar - müşriklere) de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?. . " Eğer teslim olurlarsa hakikati kabullenmiş olurlar. Ama yüz çevirirlerse, işin onlara tebliğden ibarettir. Allâh, kullarındaki Esmâ'sının sonucu olarak da Basıyr'dir (değerlendirendir).
Ahmet Davudoğlu : Eğer (kafirler) seninle münakaşaya kalkışırlarsa de ki: “Ben bana bağlı olanlarla birlikte yüzümü Allah'a tuttum.” Kendilerine kitap verilenler ile okuma bilmeyen Arap müşriklerine, “Siz İslâm'ı kabul ettiniz mi?” diye sor. Eğer İslâm'ı kabul ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Yok yüz çevirirlerse sana düşen ancak tebliğdir. Allah, kulları(nı) hakkıyle görür.
Ahmet Tekin : Allah’ın birliği ve dini konusunda karşı deliller getirerek seninle münakaşaya kalkışırlarsa:
'Ben, bana, benim sünnetime tâbi olanlarla birlikte varlığımı, benliğimi Allah’a teslim ettim, İslâm’ı yaşayan bir müslüman oldum' diyerek tartışmalarına fırsat verme.
Kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlara, Mekke ve civarındaki belli kabilelere, yazı, hesap-kitap bilmeyen ümmîlere de:
'Siz de varlığınızı, benliğinizi Allah’a teslim ettiniz mi? İslâm’ı yaşayan müslümanlar oldunuz mu?' de. Eğer İslâm’ı yaşayan müslüman oldularsa, hidayete erdiler demektir. Şayet davetinden, Kur’ân’dan, yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı istedikleri istikamette yönlendirmeye devam ederlerse, elimizden kurtulacaklarını mı zannediyorlar? Sana düşen görev yalnızca tebliğdir. Allah kullarının davranışlarını biliyor, görüyor.
Ahmet Varol : Eğer seninle tartışmaya girerlerse: 'Ben bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a teslim ettim' de. Kendilerine Kitab verilmiş olanlara ve din adına bir şey bilmeyenlere (müşriklere) de: 'Teslim oldunuz mu?' diye sor. Eğer teslim olurlarsa doğru yola girmiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse sana düşen sadece tebliğdir Allah kulları görmektedir. [3]
Ali Arslan : (Ey Muhammed!) seninle (din hususunda tartışırlarsa de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve (ümmî olan müşrik Kureyşlilere) “Siz de müslüman oldunuz mu?” de. Eğer müslüman olurlarsa kesinlikle hidayete ererler. Şayet yüz çevirirlerse, sana sadece tebliğ etmek düşer.
Ali Bulaç : Eğer seninle çekişip tartışırlarsa, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir.
Ali Fikri Yavuz : Ey Rasûlüm, din işinde Yahudi ve Hristiyanlar seninle münakaşaya kalkışırlarsa şöyle de: “- Ben, bana bağlı olanlarla birlikte kendimi Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlerl Arap müşriklerine de söyle: “- Siz İslâmı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâmı kabul ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır; yok eğer yüz çevirirlerse artık sana düşen (vazife) ancak tebliğdir. Allah, kullarının tasdiklerini de, inkârlarını da hakkıyle görücüdür.
Arif Pamuk : Ey Muhammed! Eğer seninle tartışmaya girerlerse, "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a verdim." de. Kendilerine Kitab verilenlere ve kitapsızlara "Siz de İslam oldunuz mu?" de. Şayet İslam olurlarsa doğru yola girmişlerdir. Yüz çevirirlerse, sana yalnız tebliğ etmek düşer. Allah kullarını görür.
Ayntabî Mehmet Efendi : Ya Muhammed ! Din hususunda, Yahudiler ve Nasâra, seninle mücadele ederlerse de ki: “Ben, bana tâbî olanlarla birlikte kendimi Allahû Tealâ'ya teslim etmişimdir.” Ya Muhammed! kitap verilenlere ve Arab'ın müşriklerine deki; “Siz islâm'ı kabul ettiniz mi?” Eğer tevhidde ve Muhammed (AS)'ı tasdikte ihlâs ederlerse, dalâletten çıkmış, hidayete ermişlerdir. Eğer İslâm'dan yüz çevirirlerse, sana vacib olan ancak risaletini tebliğdir. (Yoksa hidayet değil.) Allah Teale, kullarının tasdik ve tekzibini görücüdür.
Bahaeddin Sağlam : Bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa, sen de ki: (Ehl-i kitap ve okur-yazar olmayanlara söyle) “Müslüman olacak mısınız?” Eğer müslüman olurlarsa, doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer sırt çevirirlerse, sana düşen yalnız tebliğdir.(Mesajı ulaştırmaktır).
Bekir Sadak : Eger seninle tartismaya girisirlerse, «Ben bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a verdim,» de. Kendilerine Kitab verilenlere ve kitabsizlara: «Siz de Islam oldunuz mu?» de, sayet Islam olurlarsa dogru yola girmislerdir, yuz cevirirlerse, sana yalniz teblig etmek duser. Allah kullarini gorur.*
Bir Heyet : Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: “Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim.” Ehl-i kitaba ve ümmîlere de de ki; “Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?” Eğer teslim olurlarsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır.
Celal Yıldırım : O halde seninle tartışmaya kalkışanlara, «Ben bana uyanlarla birlikte yüzümü Allah'a çevirip kendimi O'na teslim ettim» de ve kendilerine kitap verilenlerle ümmî (kitap verilmeyen müşrik)lere de ki: «Siz de Allah'a teslîm oldunuz mu ?» Eğer İslâm'a girerlerse, doğru yolu bulmuş olurlar, yüzçevirirlerse, sana düşen sadece tebliğdir. Allah kullarını görüp bilendir.
Diyanet İşleri : Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: “Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: “Siz de İslâm’ı kabul ettiniz mi?” Eğer İslâm’a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah, kullarını hakkıyla görendir.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer seninle tartışmaya girişirlerse, 'Ben bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a verdim' de. Kendilerine Kitap verilenlere ve kitapsızlara: 'Siz de İslam oldunuz mu?' de, şayet İslam olurlarsa doğru yola girmişlerdir, yüz çevirirlerse, sana yalnız tebliğ etmek düşer. Allah kullarını görür.
Diyanet Vakfi : Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: «Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim.» Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: «Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?» de. Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.
Diyanet Vakfı (1993) : Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: “Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim.” Ehl-i kitaba ve ümmilere de; “Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?” de. Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır.
Edip Yüksel : Seninle tartışırlarsa, 'Ben ve beni izleyenler kendimizi ALLAH'a teslim ettik,' de. Kitap verilenlere ve kitap verilmeyenlere (ümmilere), 'Teslim oldunuz mu,' de. Teslim olurlarsa, doğruyu bulurlar. Yüz çevirirlerse, görevin sadece duyurmaktır. ALLAH kulları görür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Buna karşı seninle münakayaşa kalkışırlarsa de ki: «Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim etmişimdir». Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmîlere de ki: «Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?» Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah kulları görendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Buna karşı seninle tartışmaya kalkışanlara de ki: «Ben yüzümü İslam ile tertemiz Allah'a tuttum, bana uyanlar da.» O kitap verilenlerle verilmeyen ümmilere de ki: «Siz İslam'ı kabul ettiniz mi?» Eğer kavgayı kesip İslam'a girerlerse doğru yolu tutmuşlardır. Yüz çevirirlerse, sana düşen ancak tebliğdir; Allah o kulları görüyordur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Buna karşı seninle münakaşaya kalkışırlarsa de ki «ben: Yüzümü islâm ile tertemiz Allaha tuttum bana tabi' olanlar da», o kitab verilenlerle verilmiyen ümmîlere de de ki: siz, «islâmı kabul ettiniz mi?» eğer nizaı keser islâma girerlerse doğru yolu tutmuşlardır, yok yüz çevirirlerse sana da düşen ancak tebliğdir, Allah görüyordur o kulları da
Fizilal-il Kuran : Eğer seninle tartışmaya kalkışırlarsa de ki; 'Ben bana uyanlar ile birlikte tüm varlığım ile Allah'a teslim oldum.' Kendilerine kitap verilenler ile kitapsız müşriklere 'Siz de teslim oldunuz mü?' diye sor. Eğer teslim olurlarsa doğru yola girmiş olurlar. Eğer sırt dönerlerse sana düşen sadece duyurmaktır. Allah kullarını hakkıyle görür.
Gültekin Onan : Eğer seninle çekişip tartışırlarsa de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Tanrı'ya teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ (etmek)dir. Tanrı, kulları hakkıyla görendir.
Hakkı Yılmaz : Buna rağmen eğer seninle tartışırlarsa de ki: “Ben tüm benliğimi Allah için İslâmlaştırdım/ben Müslüman oldum. Bana uyanlar da Müslüman oldular.” Kitap verilenlere ve Anakentliler'e: “Siz de sağlamlaştırdınız mı/İslâm'ı kabul ettiniz mi?” de. Eğer sağlamlaştırırlarsa/İslâm'a girerlerse, artık kılavuzlandıkları doğru yola ermişlerdir. Ve eğer sırt çevirirlerse sana düşen sadece mesajı iletmektir. Ve Allah, kullarını en iyi görendir.
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) seninle mücâdele ederlerse (şöyle) de: «Ben, bana tâbi olanlarla birlikde, kendimî Allaha teslîm etmişimdir», Kendilerine Kitab verilenlerle ümmîlere (Arab müşriklerine) de deki: «Siz de İslâmı (Allaha teslîm olmayı) kabul etdiniz mi»? Eğer İslama girerlerse muhakkak doğru yolu bulurlar. Eğer yüz çevirirlerse artık sana düşen (vâzîfe) ancak tebliğdir. Allah kulları (nı) lâyıkıyle görücüdür.
Hasan Tahsin Feyizli : Ey Muhammed, din işinde eğer seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: “Ben bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a teslim ettim.” (kendilerine) kitap verilenlerle, ümmilere (Arap müşriklerine) de de ki: “Siz de İslâm oldunuz mu?” Eğer İslâm olurlarsa, muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Yok eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak duyurmaktır.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Buna rağmen (onlar) seninle tartışırlarsa, artık de ki: '(Ben) kendimi Allah’a teslîm ettim, bana tâbi' olanlar da!' Hem kendilerine kitab verilenlere ve ümmîlere(diğer müşriklere) de ki: '(Siz de) teslîm oldunuz mu?' Bunun üzerine İslâm’a girerlerse, o hâlde muhakkak doğru yola ermiş olurlar. Artık yüz çevirirlerse, o takdirde sana düşen ancak tebliğdir. Allah ise, kulları(nı) hakkıyla görendir.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : Ey Muhammedi Eğer seninle tartışmaya girişirlerse, “Ben bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a verdim” de. Kendilerine kitap verilenlere ve kitapsızlara, “Siz de İslâm oldunuz mu?” de. Şayet İslâm olurlarsa doğru yola girmişlerdir. Yüz çevirirlerse, sana yalnız tebliğ etmek düşer.
Hüseyin Kaleli : “(Râsûlüm) eğer seninle uğraşırlarsa; “Bana uyanlarla birlikte yüzümü Allâh’a teslim ettim.” de. Kitap verilenler ile ümmîlere de: “Müslüman oldunuz mu?” de. Eğer müslüman olurlarsa, hidâyete ermişlerdir. Şâyet yüz çevirirlerse, artık sana tebliğ düşer. Allâh da kullarını görendir.”
İbni Kesir : Seninle tartışmaya girişirlerse: Ben, bana uyanlarla birlikte kendimi Allah'a teslim ettim, de. Kendilerine kitab verilenler ve ümmilere: Siz de İslam oldunuz mu? de. Eğer İslam olurlarsa; doğru yola girmişlerdir. Şayet yüz çevirirlerse; sana, yalnız tebliğ etmek düşer. Ve Allah, kullarını görendir.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa o zaman onlara de ki: "Ben ve bana tâbi olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik. O kitab verilenlere ve ümmîlere: "Siz de vechinizi (fizik vücudunuzu) (Allah'a) teslim ettiniz mi?" de. Eğer teslim ettilerse, o taktirde, hidayete ermişlerdir. Ve eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, kullarını en iyi görendir.
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : Size bir iyilik dokunsa bu onları üzer. Başınıza bir kötülük geldiğinde ise onlar sevinirler. Fakat siz sabreder ve Allah'tan korkup O'nun emir ve yasaklarına uyarsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Muhakkak ki Allah'ın ilmi onların bütün yaptiklarını kuşatır.
Muhammed Esed : O halde (ey Peygamber,) seninle tartışanlara de ki: "Ben tüm benliğimi Allah'a teslim ettim ve bana tabi olan herkes (de öyle yaptı)!" Daha önce vahiy verilmiş olanlara ve kitap ile ilgisi olmayanlara sor: "Siz (de) kendinizi O'na teslim ettiniz mi?" Ve eğer O'na teslim olurlarsa muhakkak doğru yol üzerindedirler; ama yüz çevirirlerse, unutma ki senin görevin sadece mesajı iletmektir: zira Allah, yarattıklarını(n kalplerindeki her şeyi) görür.
Mustafa İslamoğlu : Şu halde, eğer seninle tartışırlarsa de ki: Ben tüm varlığımla Allah’a teslim oldum, bana uyanlara da… Daha önce kendilerine vahiy emanet edilmiş olanlara ve vahiyden bîhaber olanlara “Siz de tüm varlığınızla teslim oldunuz mu?” diye sor! Eğer teslim olurlarsa, işte o zaman doğru yolu bulmuş olurlar, yok eğer yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca tebliğ etmektir. Zira Allah kulları her hâliyle görür.
Nedim Yılmaz : Seninle delil yarışına girerlerse de ki: “Ben kendimi Allah’a teslim ettim. Benim ardımdan gelenler de öyle.” Kendilerine kitap verilenlere ve ümmilere de ki: “Siz de teslim oldunuz mu?” Eğer teslim oldularsa doğru yolu bulmuşlar demektir. Yok eğer yüz çevirirlerse sana düşen, sadece Allah’ın emrini duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görür.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık seninle mücadelede bulunurlarsa de ki: «Ben nefsimi Allah Teâlâ'ya teslim ettim, bana tâbi olanlar da.» Ve kendilerine kitap verilmiş olanlar ile ümmîlere de de ki: «İslâmiyet'i kabul ettiniz mi?» Eğer İslâmiyet'i kabul etmişler ise şüphesiz hidâyete ermişlerdir. Ve eğer kaçınırlarsa senin üzerine lâzım gelen ancak tebliğdir. Allah Teâlâ ise kulları büsbütün görücüdür.
Ömer Öngüt : Eğer seninle tartışmaya girişirlerse de ki: “Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim. ” Kendilerine kitap verilenlere ve kitapsız ümmilere de, de ki: “Siz de İslâm oldunuz mu?” Eğer İslâm olurlarsa doğru yolu bulurlar. Yok eğer yüz çevirirlerse sana düşen yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını görendir.
Ömer Rıza Doğrul : Onlar seninle münakaşa edecek olurlarsa de ki: “Ben, bana tâbî olanlarla beraber kendimi tamamen Allah'a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlerle (kitaptan haberi olmayan) ümmilere de ki: “Siz de İslâmı kabul ediyor musunuz?” Müslüman olurlarsa doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse sana düşen yalnız (Allah'ın gönderdiğini) bildirmektir. Allah kullarını görücüdür.
Şaban Piriş : Seninle tartışmaya girişirlerse de ki: -Ben, bana tabi olanlarla birlikte kendimi Allah’a teslim ettim. Kendilerine kitap verilenlere ve ümmilere de de ki: -Siz de teslim oldunuz mu? Eğer teslim oldularsa doğru yolu bulmuşlar demektir. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca tebliğdir. Allah kullarını görmektedir.
Suat Yıldırım : Buna karşı seninle münakaşaya kalkışanlara de ki: "Ben yüzümü, özümü Allah’a teslim ettim. Bana bağlı olanlar da O’na teslim oldular." O Ehl-i kitapla, kitap ehli olmayan ümmîlere (müşriklere) de ki: "Siz de teslim olup müslüman olmaya var mısınız?" Eğer hakka teslim olup İslâm’a girerlerse doğru yolu bulmuş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse, sana düşen görev, sadece hakkı tebliğdir. Allah kullarını hakkıyla görür.
Süleyman Ateş : Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: "Ben de özümü Allah'a teslim ettim bana uyanlar da." Kendilerine Kitap verilenlere ve ümmilere de ki: "Siz de İslâm oldunuz mu?" Eğer İslâm olurlarsa doğru yolu bulmuşlardır. Yok eğer dönerlerse, sana düşen, sadece duyurmaktır. Allâh kulları(nın yaptıklarını) görmektedir.
Talat Koçyiğit : Eğer seninle münakaşaya girişirlerse, (onlara) de ki: “Ben, bana tâbî olanlar ile birlikte Allah'a teslim oldum.” Kendilerine kitap verilenlere ve cahil müşriklere de de ki; “Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?” Eğer teslim olmuşlarsa (ve İslâm'a girmişlerse) doğru yolu bulmuşlardır. Eğer yüz çevirirlerse, sana (sadece bunu onlara) duyurmak düşer.
Tefhim-ul Kuran : Eğer seninle çekişip tartışırlarsa, de ki: «Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim.» Ve kendilerine kitap verilenlerle ümmilere, de ki: «Siz de teslim oldunuz mu?» Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık yalnızca sana düşen duyurup bildirme (tebliğ) dir. Allah, kulları hakkıyla görendir.
Ümit Şimşek : Onlar seninle tartışacak olurlarsa de ki: 'Ben yüzümü Allah'a döndüm ve Ona teslim oldum; bana uyanlar da böyle yaptılar.' Kendilerine kitap verilenlere de, verilmeyenlere de 'Siz de teslim oldunuz mu?' diye sor. Onlar da hakka teslim olurlarsa doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen ancak tebliğden ibarettir. Allah ise kullarını görmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk : Seninle kanıt yarıştırmaya girerlerse şöyle söyle: "Ben yüzümü Allah'a teslim ettim. Bana uyanlar da." Kitap verilenlerle ümmîlere de sor: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim olurlarsa doğruya ve güzele kılavuzlanmışlardır. Yüz çeviririlerse sana düşen sadece tebliğ etmektir. Allah, kullarını görmektedir.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : Seninle mücadeleye kalkışırlarsa de ki: “Ben ve bana tâbi olanlar, Allahû Tealâ'ya teslim olanlarız” Ehl-i kitaba ve müşriklere (ümmî Araplar), “İslâm oldunuz mu?” diye sor. Eğer müslüman olurlarsa muhakkak doğru yolu bulurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen sadece tebliğdir.