» 3 / Âl-i Imrân  122:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
Ali Imran Suresi = Imran Ailesi Suresi
Imran ailesinden bahsedildiginden bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

3:122 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
o vakit | yüz tutmuştu | iki takım | sizden | | korkup bozulmaya | halbuki Allah | kendilerinin dostu idi | | Allah'a | dayansınlar | inananlar |

ÎZ̃ HMT ŦÆÙFTÆN MNKM ǼN TFŞLÆ WÆLLH WLYHMÆ WAL ÆLLH FLYTWKL ÆLMÙMNWN
hemmet Tāifetāni minkum en tefşelā vallahu veliyyuhumā ve ǎlā llahi felyetevekkeli l-mu'minūne

إِذْ هَمَّتْ طَائِفَتَانِ مِنْكُمْ أَنْ تَفْشَلَا وَاللَّهُ وَلِيُّهُمَا وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ÎZ̃ = iƶ : o vakit
2. HMT = hemmet : yüz tutmuştu
3. ŦÆÙFTÆN = Tāifetāni : iki takım
4. MNKM = minkum : sizden
5. ǼN = en :
6. TFŞLÆ = tefşelā : korkup bozulmaya
7. WÆLLH = vallahu : halbuki Allah
8. WLYHMÆ = veliyyuhumā : kendilerinin dostu idi
9. WAL = ve ǎlā :
10. ÆLLH = llahi : Allah'a
11. FLYTWKL = felyetevekkeli : dayansınlar
12. ÆLMÙMNWN = l-mu'minūne : inananlar
o vakit | yüz tutmuştu | iki takım | sizden | | korkup bozulmaya | halbuki Allah | kendilerinin dostu idi | | Allah'a | dayansınlar | inananlar |

[] [HMM] [ŦWF] [] [] [FŞL] [] [WLY] [] [] [WKL] [ÆMN]
ÎZ̃ HMT ŦÆÙFTÆN MNKM ǼN TFŞLÆ WÆLLH WLYHMÆ WAL ÆLLH FLYTWKL ÆLMÙMNWN

hemmet Tāifetāni minkum en tefşelā vallahu veliyyuhumā ve ǎlā llahi felyetevekkeli l-mu'minūne
إذ همت طائفتان منكم أن تفشلا والله وليهما وعلى الله فليتوكل المؤمنون

[] [ه م م] [ط و ف] [] [] [ف ش ل] [] [و ل ي] [] [] [و ك ل] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ o vakit When
همت ه م م | HMM HMT hemmet yüz tutmuştu inclined
طائفتان ط و ف | ŦWF ŦÆÙFTÆN Tāifetāni iki takım two parties
منكم | MNKM minkum sizden among you
أن | ǼN en that
تفشلا ف ش ل | FŞL TFŞLÆ tefşelā korkup bozulmaya they lost heart,
والله | WÆLLH vallahu halbuki Allah but Allah
وليهما و ل ي | WLY WLYHMÆ veliyyuhumā kendilerinin dostu idi (was) their protector.
وعلى | WAL ve ǎlā And on
الله | ÆLLH llahi Allah'a Allah
فليتوكل و ك ل | WKL FLYTWKL felyetevekkeli dayansınlar let put (their) trust
المؤمنون ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNWN l-mu'minūne inananlar the believers.
o vakit | yüz tutmuştu | iki takım | sizden | | korkup bozulmaya | halbuki Allah | kendilerinin dostu idi | | Allah'a | dayansınlar | inananlar |

[] [HMM] [ŦWF] [] [] [FŞL] [] [WLY] [] [] [WKL] [ÆMN]
ÎZ̃ HMT ŦÆÙFTÆN MNKM ǼN TFŞLÆ WÆLLH WLYHMÆ WAL ÆLLH FLYTWKL ÆLMÙMNWN

hemmet Tāifetāni minkum en tefşelā vallahu veliyyuhumā ve ǎlā llahi felyetevekkeli l-mu'minūne
إذ همت طائفتان منكم أن تفشلا والله وليهما وعلى الله فليتوكل المؤمنون

[] [ه م م] [ط و ف] [] [] [ف ش ل] [] [و ل ي] [] [] [و ك ل] [ا م ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ o vakit When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
همت ه م م | HMM HMT hemmet yüz tutmuştu inclined
He,Mim,Te,
5,40,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
طائفتان ط و ف | ŦWF ŦÆÙFTÆN Tāifetāni iki takım two parties
Tı,Elif,,Fe,Te,Elif,Nun,
9,1,,80,400,1,50,
N – nominative feminine dual noun
اسم مرفوع
منكم | MNKM minkum sizden among you
Mim,Nun,Kef,Mim,
40,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
أن | ǼN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تفشلا ف ش ل | FŞL TFŞLÆ tefşelā korkup bozulmaya they lost heart,
Te,Fe,Şın,Lam,Elif,
400,80,300,30,1,
V – 2nd person dual imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
والله | WÆLLH vallahu halbuki Allah but Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
وليهما و ل ي | WLY WLYHMÆ veliyyuhumā kendilerinin dostu idi (was) their protector.
Vav,Lam,Ye,He,Mim,Elif,
6,30,10,5,40,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine dual possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وعلى | WAL ve ǎlā And on
Vav,Ayn,Lam,,
6,70,30,,
REM – prefixed resumption particle
P – preposition
الواو استئنافية
حرف جر
الله | ÆLLH llahi Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فليتوكل و ك ل | WKL FLYTWKL felyetevekkeli dayansınlar let put (their) trust
Fe,Lam,Ye,Te,Vav,Kef,Lam,
80,30,10,400,6,20,30,
REM – prefixed resumption particle
IMPV – prefixed imperative particle lām
V – 3rd person masculine singular (form V) imperfect verb, jussive mood
الفاء استئنافية
اللام لام الامر
فعل مضارع مجزوم
المؤمنون ا م ن | ÆMN ÆLMÙMNWN l-mu'minūne inananlar the believers.
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Vav,Nun,
1,30,40,,40,50,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع

Konu Başlığı: [3:121-123] Bedir Savaşı

Abdulbaki Gölpınarlı : Hani içinizden iki bölük, korkup geri dönmek üzereydi, halbuki Allah, onların yardımcısıydı ve ancak Allah'a dayanmalı inananlar.
Adem Uğur : O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Müminler, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.
Ahmed Hulusi : O zaman sizden iki grup korkup bozulmaya yüz tutmuştu. Allâh onların Veliyy'i idi. İman edenler Allâh'a tevekkül etsinler (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman etsinler).
Ahmet Tekin : O zaman, Uhud’da içinizden iki grup (Hazrec’den Selemeoğulları’yla Evs’ten Hâriseoğulları) da, bozguna uğramak üzere idi. Halbuki velileri, koruyucuları, emrinde oldukları otorite Allah’tı. Mü’minler sadece ve sadece Allah’a dayanıp güvensinler.
Ahmet Varol : Hani, Allah kendilerinin dostu olduğu halde sizden iki grup geri çekilmeyi düşünmüştü. Mü'minler yalnız Allah'a güvensinler.
Ali Bulaç : O zaman sizden iki grup, neredeyse 'çözülüp geri çekilmek' istemişti. Oysa Allah onların (velisi) yardımcısıydı. Artık mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etmelidir.
Ali Fikri Yavuz : O zaman (Uhud savaşında ordunun sağ ve sol kanadını teşkil eden Seleme Oğulları ile Harise Oğullarından ibaret) içinizden iki birlik savaş korkusundan (münafık Ubeyy’in kaçışına bakarak) geri dönmeğe niyyetlenmişti. Halbuki onların yardımcısı Allah idi. Müminler yalnız Allah’a güvenip dayanmalıdır.
Bekir Sadak : Sizden iki takim bozulup geri cekilmek uzere idi; oysa Allah onlarin dostu idi, inananlar yalniz Allah'a guvensinler.
Celal Yıldırım : Ve hani sizden iki fırka korku ve endişe duyarak geri çekilmek istiyorlardı. Halbuki Allah onların dost ve yardımcısı idi, (bunu hatırlayarak geri çekilmekten vazgeçmişlerdi). Mü'minler ancak Allah'a güvenip dayansınlar.
Diyanet İşleri : Hani sizden iki takım (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların yardımcısı idi. Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
Diyanet İşleri (eski) : Sizden iki takım bozulup geri çekilmek üzere idi; oysa Allah onların dostu idi, inananlar yalnız Allah'a güvensinler.
Diyanet Vakfi : O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Müminler, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.
Edip Yüksel : Sizden iki grup nerede ise bozguna uğradı. Oysa ALLAH onların Sahibiydi. İnananlar ALLAH'a güvensin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O zaman içinizden iki takım bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. İnananlar, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O zaman içinizden iki grup oluşturanlar, Allah yardımcıları iken, yılıp çekilmek istemişlerdi. Demek ki, inananlar, yalnızca Allah'a dayanmalıdırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : O dem ki içinizde iki taife yılmak istemişlerdi Allah zahîrleri iken, ve ancak Allaha demek dayanmalı mü'minler
Fizilal-il Kuran : Hani sizden iki grupta yılgınlık ve çözülme emareleri belirmişti. Oysa onların dostu Allah'tı. Müminler, sırf Allah'a dayanmalıdırlar.
Gültekin Onan : O zaman sizden iki grup neredeyse 'çözülüp geri çekilmek' istemişti. Oysa Tanrı onların (velisi) yardımcısıydı. Artık inançlılar yalnızca Tanrı'ya tevekkül etsinler.
Hakkı Yılmaz : O zaman sizden iki grup, Allah kendilerinin yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakını olmasına rağmen bozulmaya yüz tutmuştu. –Artık inananlar, yalnızca Allah'a işin sonucunu havale etsinler!–
Hasan Basri Çantay : O zaman içinizden iki zümre za'f göster (mek iste) mişdi. Halbuki onların yardımcısı Allahdı. Mü'minler ancak Allaha güvenib dayanmalıdır.
Hayrat Neşriyat : O vakit içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu; hâlbuki onların yardımcısı Allah’dır! O hâlde mü’minler artık, ancak Allah’a tevekkül etsinler!
İbni Kesir : O zaman sizden iki takım bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki onların dostu Allah idi. Mü'minler yalnız Allah'a güvenip, dayansınlar.
İskender Evrenosoğlu : Sizden iki grup, korkaklık göstererek bozgunluğa meyletmişti. Allah, o ikisinin de (iki grubun da) dostudur ve artık mü'minler Allah'a tevekkül etsinler.
Muhammed Esed : İçinizden iki grubun paniğe kapıldığını (da); halbuki Allah onlara yakındı ve müminler yalnız Allah'a güven duymalıydılar:
Ömer Nasuhi Bilmen : O vakit ki, sizden iki zümre dağılmaya kastetmişti. Halbuki onların muhafızı Cenâb-ı Allah'tır. Ve mü'minler ancak Allah Teâlâ'ya tevekkül etmelidirler.
Ömer Öngüt : O zaman içinizden iki tâife bozulmaya yüz tutmuştu. Oysa Allah onların yardımcısı idi. Müminler yalnız Allah'a güvensinler.
Şaban Piriş : İçinizden iki grup, Allah yardımcıları olmasına rağmen, az kalsın yılgınlık gösteriyorlardı. Müminler, Allah’a bağlansınlar!
Suat Yıldırım : Ve hani sizden iki bölük, Allah da kendilerinin yardımcıları olduğu halde, korkarak geri çekilmeye yeltenmişlerdi. Halbuki müminlere düşen, yalnız Allah’a dayanıp güvenmeleridir.
Süleyman Ateş : Sizden iki takım, korkup bozulmaya yüz tutmuştu. Halbuki Allâh, kendilerinin dostu idi. İnananlar, Allah'a dayansınlar.
Tefhim-ul Kuran : O zaman sizden iki grup, neredeyse, 'çözülüp geri çekilmek' istemişti. Oysa Allah onların (velisi) yardımcısıydı. Artık mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler.
Ümit Şimşek : O vakit içinizden iki birlik yılmış, geri çekilmeye niyetlenmişti. Oysa Allah onların dostu ve yardımcısıydı. Mü'minler de ancak Allah'a tevekkül etmeliydiler.
Yaşar Nuri Öztürk : Sizden iki takım, korku ile bozulmak üzereydi. Halbuki Allah onların Velî'siydi. Müminler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}