PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun ضمير منفصل
بمعجزين
ع ج ز | ACZ
BMACZYN
bimuǎ'cizīne
onu engelleyecek
escape (it).
Be,Mim,Ayn,Cim,Ze,Ye,Nun, 2,40,70,3,7,10,50,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine plural (form IV) active participle جار ومجرور
Konu Başlığı: [6:130-135] Tanrı Kimseye Haksızlık Etmez
Abdulbaki Gölpınarlı : Muhakkak size vaadedilen şeyler gelecek ve siz, olacak şeylerin önüne geçemezsiniz.
Adem Uğur : Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz bunu önleyemezsiniz.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki (size) vadolunanlar kesinlikle gelecektir. . . Siz (vaadini yerine getirmesi konusunda onu) acze düşüremezsiniz!
Ahmet Tekin : Size va’dedilen şey, nihaî yargı mutlaka gerçekleşecektir. Siz Allah’ın koyduğu kanunların dışına çıkarak bunun önüne geçemezsiniz, yakanızı kurtaramazsınız.
Ahmet Varol : Size vaad edilenler mutlaka gelecektir ve siz onun önüne geçemezsiniz.
Ali Bulaç : Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz aciz bırakacak değilsiniz.
Ali Fikri Yavuz : Size edilen vaad (kıyametin kopması gibi şeyler) muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz.
Bekir Sadak : Size vadedilen, mutlaka yerine gelecektir; siz O'nu aciz kilamazsiniz.
Celal Yıldırım : Size va'dolunan elbette gelecektir ve siz (gelecek olan kazayı engelleyip Allah'ı) âciz kılacak değilsin izdir.
Diyanet İşleri : Şüphesiz size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir. Siz bunun önüne geçemezsiniz.
Diyanet İşleri (eski) : Size vadedilen, mutlaka yerine gelecektir; siz O'nu aciz kılamazsınız.
Diyanet Vakfi : Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz bunu önleyemezsiniz.
Edip Yüksel : Size söz verilenler elbette yerine gelecektir ve onun önüne geçemezsiniz.