» 36 / Yâsîn  50:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
Yasin Suresi = Ey Sin Suresi
ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

36:50 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
artık | güçleri yetmez | bir vasiyete | ne de | | ailelerine | dönmeye |

FLÆ YSTŦYAWN TWṦYT WLÆ ÎL ǼHLHM YRCAWN
felā yesteTīǔne tevSiyeten ve lā ilā ehlihim yerciǔne

فَلَا يَسْتَطِيعُونَ تَوْصِيَةً وَلَا إِلَىٰ أَهْلِهِمْ يَرْجِعُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. FLÆ = felā : artık
2. YSTŦYAWN = yesteTīǔne : güçleri yetmez
3. TWṦYT = tevSiyeten : bir vasiyete
4. WLÆ = ve lā : ne de
5. ÎL = ilā :
6. ǼHLHM = ehlihim : ailelerine
7. YRCAWN = yerciǔne : dönmeye
artık | güçleri yetmez | bir vasiyete | ne de | | ailelerine | dönmeye |

[] [ŦWA] [WṦY] [] [] [ÆHL] [RCA]
FLÆ YSTŦYAWN TWṦYT WLÆ ÎL ǼHLHM YRCAWN

felā yesteTīǔne tevSiyeten ve lā ilā ehlihim yerciǔne
فلا يستطيعون توصية ولا إلى أهلهم يرجعون

[] [ط و ع] [و ص ي] [] [] [ا ه ل] [ر ج ع]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلا | FLÆ felā artık Then not
يستطيعون ط و ع | ŦWA YSTŦYAWN yesteTīǔne güçleri yetmez they will be able
توصية و ص ي | WṦY TWṦYT tevSiyeten bir vasiyete (to) make a will,
ولا | WLÆ ve lā ne de and not
إلى | ÎL ilā to
أهلهم ا ه ل | ÆHL ǼHLHM ehlihim ailelerine their people
يرجعون ر ج ع | RCA YRCAWN yerciǔne dönmeye they (can) return.
artık | güçleri yetmez | bir vasiyete | ne de | | ailelerine | dönmeye |

[] [ŦWA] [WṦY] [] [] [ÆHL] [RCA]
FLÆ YSTŦYAWN TWṦYT WLÆ ÎL ǼHLHM YRCAWN

felā yesteTīǔne tevSiyeten ve lā ilā ehlihim yerciǔne
فلا يستطيعون توصية ولا إلى أهلهم يرجعون

[] [ط و ع] [و ص ي] [] [] [ا ه ل] [ر ج ع]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلا | FLÆ felā artık Then not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
يستطيعون ط و ع | ŦWA YSTŦYAWN yesteTīǔne güçleri yetmez they will be able
Ye,Sin,Te,Tı,Ye,Ayn,Vav,Nun,
10,60,400,9,10,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
توصية و ص ي | WṦY TWṦYT tevSiyeten bir vasiyete (to) make a will,
Te,Vav,Sad,Ye,Te merbuta,
400,6,90,10,400,
N – accusative feminine indefinite (form II) verbal noun
اسم منصوب
ولا | WLÆ ve lā ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
أهلهم ا ه ل | ÆHL ǼHLHM ehlihim ailelerine their people
,He,Lam,He,Mim,
,5,30,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يرجعون ر ج ع | RCA YRCAWN yerciǔne dönmeye they (can) return.
Ye,Re,Cim,Ayn,Vav,Nun,
10,200,3,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [36:41-68] İlk Geminin İcadı

Abdulbaki Gölpınarlı : Derken bir vasiyette bile bulunmaya imkân bulamazlar ve âilelerine bile dönemezler.
Adem Uğur : İşte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Ahmed Hulusi : O zamanda ne bir vasiyete güçleri yeter ve ne de ailelerine dönebilirler!
Ahmet Tekin : İşte o anda, onlar bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.
Ahmet Varol : Artık ne bir tavsiyede bulunmaya güç yetirebilirler ne de ailelerine dönebilirler.
Ali Bulaç : Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne ailelerine dönebilirler.
Ali Fikri Yavuz : O zaman bir vasiyyet (söz) bile yapamazlar, ailelerine de (çarşı ve sokaklardan) dönemezler.
Bekir Sadak : O zaman, artik ne vasiyet edebilirler ne de ailelerine donebilirler. *
Celal Yıldırım : Artık (bu durumda) ne bir tavsiyede bulunmaya güç getirebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Diyanet İşleri : Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Diyanet İşleri (eski) : O zaman, artık ne vasiyet edebilirler ne de ailelerine dönebilirler.
Diyanet Vakfi : İşte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Edip Yüksel : Ne bir vasiyet bırakmaya vakit bulurlar ne de ailelerine dönebilirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : o zaman bir tavsiyede bile bulunamazlar; ailelerine de dönemezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : O zaman bir tavsıyeye bile kadir olamazlar, ailelerine de dönecek değillerdir
Fizilal-il Kuran : O zaman, artık ne vasiyet edebilirler ne de ailelerine dönebilirler.
Gültekin Onan : Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne ailelerine dönebilirler.
Hakkı Yılmaz : (49,50) Onlar sadece birbiriyle çekişip dururlarken, kendilerini yakalayıverecek bir tek çığlıkla karşı karşıya kalacaklardır. İşte o zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine, yakınlarına da dönemezler.
Hasan Basri Çantay : (İşte o zaman) bunlar bir vasıyyetde bile bulunamazlar. (Hattâ o vakit) ailelerine dahi dönecek (halde) değildirler.
Hayrat Neşriyat : Artık (onların), ne bir tavsiyeye güçleri yeter, ne de âilelerine dönebilirler!
İbni Kesir : Artık ne vasiyet edebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
İskender Evrenosoğlu : Artık vasiyet etmeye güçleri yetmez. Ve ailelerine dönemezler.
Muhammed Esed : Ve (akibetleri öyle ani olacaktır ki) ne bir vasiyette bulunabilirler, ne de yakınlarına sığınabilirler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık ne bir vasiyet yapmaya muktedir olabilirler ve ne de ailelerine dönebilirler.
Ömer Öngüt : İşte o anda onlar ne bir tavsiyede bulunabilirler, ne de âilelerinin yanına dönebilirler.
Şaban Piriş : (O zaman) Ne bir vasiyet edebilirler ne de ailelerine geri dönebilirler
Suat Yıldırım : İşte o zaman... Ne vasiyette bulunabilir, ne de evlerine dönebilirler...
Süleyman Ateş : Artık ne bir tavsiye yapabilirler, ne de âilelerine dönebilirler.
Tefhim-ul Kuran : Artık ne bir tavsiyede bulunmağa güç yetirebilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
Ümit Şimşek : O zaman ne bir vasiyet yapmaya fırsat bulurlar, ne de ailelerinin yanına dönebilirler.
Yaşar Nuri Öztürk : O zaman ne bir tavsiyede bulunmaya güçleri yetecek ne de ailelerine dönebilecekler.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}