» 36 / Yâsîn  13:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
Yasin Suresi = Ey Sin Suresi
ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

36:13 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve anlat | onlara | misal olarak | halkını | şu kent | zaman | geldiği | elçiler |

WÆŽRB LHM MS̃LÆ ǼṦḪÆB ÆLGRYT ÎZ̃ CÆÙHÆ ÆLMRSLWN
veDrib lehum meṧelen eSHābe l-ḳaryeti cā'ehā l-murselūne

وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلًا أَصْحَابَ الْقَرْيَةِ إِذْ جَاءَهَا الْمُرْسَلُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WÆŽRB = veDrib : ve anlat
2. LHM = lehum : onlara
3. MS̃LÆ = meṧelen : misal olarak
4. ǼṦḪÆB = eSHābe : halkını
5. ÆLGRYT = l-ḳaryeti : şu kent
6. ÎZ̃ = iƶ : zaman
7. CÆÙHÆ = cā'ehā : geldiği
8. ÆLMRSLWN = l-murselūne : elçiler
ve anlat | onlara | misal olarak | halkını | şu kent | zaman | geldiği | elçiler |

[ŽRB] [] [MS̃L] [ṦḪB] [GRY] [] [CYÆ] [RSL]
WÆŽRB LHM MS̃LÆ ǼṦḪÆB ÆLGRYT ÎZ̃ CÆÙHÆ ÆLMRSLWN

veDrib lehum meṧelen eSHābe l-ḳaryeti cā'ehā l-murselūne
واضرب لهم مثلا أصحاب القرية إذ جاءها المرسلون

[ض ر ب] [] [م ث ل] [ص ح ب] [ق ر ي] [] [ج ي ا] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
واضرب ض ر ب | ŽRB WÆŽRB veDrib ve anlat And set forth
لهم | LHM lehum onlara to them
مثلا م ث ل | MS̃L MS̃LÆ meṧelen misal olarak an example
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ǼṦḪÆB eSHābe halkını (of the) companions
القرية ق ر ي | GRY ÆLGRYT l-ḳaryeti şu kent (of) the city,
إذ | ÎZ̃ zaman when
جاءها ج ي ا | CYÆ CÆÙHÆ cā'ehā geldiği came to it
المرسلون ر س ل | RSL ÆLMRSLWN l-murselūne elçiler the Messengers,
ve anlat | onlara | misal olarak | halkını | şu kent | zaman | geldiği | elçiler |

[ŽRB] [] [MS̃L] [ṦḪB] [GRY] [] [CYÆ] [RSL]
WÆŽRB LHM MS̃LÆ ǼṦḪÆB ÆLGRYT ÎZ̃ CÆÙHÆ ÆLMRSLWN

veDrib lehum meṧelen eSHābe l-ḳaryeti cā'ehā l-murselūne
واضرب لهم مثلا أصحاب القرية إذ جاءها المرسلون

[ض ر ب] [] [م ث ل] [ص ح ب] [ق ر ي] [] [ج ي ا] [ر س ل]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
واضرب ض ر ب | ŽRB WÆŽRB veDrib ve anlat And set forth
Vav,Elif,Dad,Re,Be,
6,1,800,200,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
لهم | LHM lehum onlara to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
مثلا م ث ل | MS̃L MS̃LÆ meṧelen misal olarak an example
Mim,Se,Lam,Elif,
40,500,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ǼṦḪÆB eSHābe halkını (of the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
القرية ق ر ي | GRY ÆLGRYT l-ḳaryeti şu kent (of) the city,
Elif,Lam,Gaf,Re,Ye,Te merbuta,
1,30,100,200,10,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
إذ | ÎZ̃ zaman when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
جاءها ج ي ا | CYÆ CÆÙHÆ cā'ehā geldiği came to it
Cim,Elif,,He,Elif,
3,1,,5,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل ماض و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
المرسلون ر س ل | RSL ÆLMRSLWN l-murselūne elçiler the Messengers,
Elif,Lam,Mim,Re,Sin,Lam,Vav,Nun,
1,30,40,200,60,30,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle
اسم مرفوع

Konu Başlığı: [36:13-25] Elçileri Reddetmek: Kronik Bir Tepki

Abdulbaki Gölpınarlı : Örnek getir onlara o şehir halkını; hani oraya peygamberler gelmişti.
Adem Uğur : Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti.
Ahmed Hulusi : Onlara o şehir halkını örnek ver. . . Hani oraya Rasûller gelmişti.
Ahmet Tekin : Sen onlara, şehirlerine özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberler geldiği sıradaki şu memleketin halkını örnek ver.
Ahmet Varol : Onlara elçilerin geldiği o kasabanın halkını örnek ver.
Ali Bulaç : Sen onlara, o şehir halkının örneğini ver; hani oraya elçiler gelmişti.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), Mekke halkına, o şehir halkının (Antakya’lıların) halini misal göster. Hani oraya (İsa’nın gönderdiği) elçiler gelmişti.
Bekir Sadak : Insanlara, halkina elciler gelen kasabalari anlat:
Celal Yıldırım : Onlara, o kasaba halkından misal getir; hani onlara peygamberler gelmişti.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.
Diyanet İşleri (eski) : İnsanlara, halkına elçiler gelen şehri mesel olarak anlat:
Diyanet Vakfi : Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti.
Edip Yüksel : Onlara, bir kent halkının kendilerine gelen elçilere gösterdiği tavrın örneğini ver.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve onlara o şehir halkını örnek ver. Hani oraya o gönderilen elçiler varmıştı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve onlara, o karye sahiblerini temsil getir, o dem ki ona o gönderilen Resuller varmıştı
Fizilal-il Kuran : İnsanlara, elçilerin geldiği şu kent halkını misal olarak anlat.
Gültekin Onan : Sen onlara, o şehir halkının örneğini ver, hani oraya elçiler gelmişti.
Hakkı Yılmaz : Sen duyarsız topluma, o kentin ashâbını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.
Hasan Basri Çantay : Onlara o şehir yaranını misâl getir. Hani oraya elçiler gelmişdi.
Hayrat Neşriyat : Onlara şu şehir (Antakya) halkını misâl getir! Hani oraya (Îsâ’nın gönderdiği) elçiler gelmişti.
İbni Kesir : Onlara misal olarak şu kasaba halkını anlat: Hani oraya elçiler gelmişlerdi.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlara, o şehrin halkını misal ver. Onlara resûller gelmişti.
Muhammed Esed : Onlara, elçilerimizi gönderdiğimiz o şehir halkı(nın hikayesin)i örnek olarak anlat.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlara (o münkirlere) o şehir ahalisini bir mesel olarak irâd et. O vakit ki, onlara o gönderilmiş olan elçiler gelmişti.
Ömer Öngüt : Onlara o memleket halkını (Antakyalıları) misal getir. Hani oraya elçiler gelmişlerdi.
Şaban Piriş : Kendilerine elçiler gelmiş olan belde halkının misalini anlat onlara.
Suat Yıldırım : Sen şimdi onlara bir misâl getir: Mâlum şehir halkını, hani onlara da elçiler gelmişti.
Süleyman Ateş : Onlara elçilerin geldiği şu kent halkını misâl olarak anlat:
Tefhim-ul Kuran : Sen onlara, o şehir halkının örneğini ver; hani oraya elçiler gelmişti.
Ümit Şimşek : Onlara o şehir halkını misal ver ki, kendilerine elçiler gelmişti.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, elçiler gelmişti oraya.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}