» 19 / Meryem  27:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
Meryem Suresi = Meryem Suresi
Hz. Meryem’den bahsedildigi için bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

19:27 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
getirdi | onu | kavmine | taşıyarak | dediler | EY/HEY/AH | Meryem | gerçekten | sen yaptın | bir iş | tuhaf, korkunç |

FǼTT BH GWMHÆ TḪMLH GÆLWÆ MRYM LGD̃ CÙT ŞYÙÆ FRYÆ
feetet bihi ḳavmehā teHmiluhu ḳālū meryemu leḳad ci'ti şey'en feriyyen

فَأَتَتْ بِهِ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُ قَالُوا يَا مَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْئًا فَرِيًّا

Transcript Okunuş Türkçe
1. FǼTT = feetet : getirdi
2. BH = bihi : onu
3. GWMHÆ = ḳavmehā : kavmine
4. TḪMLH = teHmiluhu : taşıyarak
5. GÆLWÆ = ḳālū : dediler
6. YÆ = yā : EY/HEY/AH
7. MRYM = meryemu : Meryem
8. LGD̃ = leḳad : gerçekten
9. CÙT = ci'ti : sen yaptın
10. ŞYÙÆ = şey'en : bir iş
11. FRYÆ = feriyyen : tuhaf, korkunç
getirdi | onu | kavmine | taşıyarak | dediler | EY/HEY/AH | Meryem | gerçekten | sen yaptın | bir iş | tuhaf, korkunç |

[ÆTY] [] [GWM] [ḪML] [GWL] [Y] [RYM] [] [CYÆ] [ŞYÆ] [FRY]
FǼTT BH GWMHÆ TḪMLH GÆLWÆ MRYM LGD̃ CÙT ŞYÙÆ FRYÆ

feetet bihi ḳavmehā teHmiluhu ḳālū meryemu leḳad ci'ti şey'en feriyyen
فأتت به قومها تحمله قالوا يا مريم لقد جئت شيئا فريا

[ا ت ي] [] [ق و م] [ح م ل] [ق و ل] [ي] [ر ي م] [] [ج ي ا] [ش ي ا] [ف ر ي]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأتت ا ت ي | ÆTY FǼTT feetet getirdi Then she came
به | BH bihi onu with him
قومها ق و م | GWM GWMHÆ ḳavmehā kavmine (to) her people,
تحمله ح م ل | ḪML TḪMLH teHmiluhu taşıyarak carrying him.
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler They said,
يا ي | Y EY/HEY/AH """O!"
مريم ر ي م | RYM MRYM meryemu Meryem Maryam!
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten Certainly,
جئت ج ي ا | CYÆ CÙT ci'ti sen yaptın you (have) brought
شيئا ش ي ا | ŞYÆ ŞYÙÆ şey'en bir iş an amazing thing.
فريا ف ر ي | FRY FRYÆ feriyyen tuhaf, korkunç an amazing thing.
getirdi | onu | kavmine | taşıyarak | dediler | EY/HEY/AH | Meryem | gerçekten | sen yaptın | bir iş | tuhaf, korkunç |

[ÆTY] [] [GWM] [ḪML] [GWL] [Y] [RYM] [] [CYÆ] [ŞYÆ] [FRY]
FǼTT BH GWMHÆ TḪMLH GÆLWÆ MRYM LGD̃ CÙT ŞYÙÆ FRYÆ

feetet bihi ḳavmehā teHmiluhu ḳālū meryemu leḳad ci'ti şey'en feriyyen
فأتت به قومها تحمله قالوا يا مريم لقد جئت شيئا فريا

[ا ت ي] [] [ق و م] [ح م ل] [ق و ل] [ي] [ر ي م] [] [ج ي ا] [ش ي ا] [ف ر ي]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فأتت ا ت ي | ÆTY FǼTT feetet getirdi Then she came
Fe,,Te,Te,
80,,400,400,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person feminine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
به | BH bihi onu with him
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
قومها ق و م | GWM GWMHÆ ḳavmehā kavmine (to) her people,
Gaf,Vav,Mim,He,Elif,
100,6,40,5,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
تحمله ح م ل | ḪML TḪMLH teHmiluhu taşıyarak carrying him.
Te,Ha,Mim,Lam,He,
400,8,40,30,5,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

مريم ر ي م | RYM MRYM meryemu Meryem Maryam!
Mim,Re,Ye,Mim,
40,200,10,40,
"VOC – prefixed vocative particle ya
PN – nominative feminine proper noun → Maryam"
أداة نداء
اسم علم مرفوع
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten Certainly,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
جئت ج ي ا | CYÆ CÙT ci'ti sen yaptın you (have) brought
Cim,,Te,
3,,400,
V – 2nd person feminine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
شيئا ش ي ا | ŞYÆ ŞYÙÆ şey'en bir iş an amazing thing.
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فريا ف ر ي | FRY FRYÆ feriyyen tuhaf, korkunç an amazing thing.
Fe,Re,Ye,Elif,
80,200,10,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة

Konu Başlığı: [19:22-28] İsa'nın Doğumu

Abdulbaki Gölpınarlı : Çocuğunu kucağına alıp kavmine gelince ey Meryem dediler, gerçekte de pek büyük bir iş işledin.
Adem Uğur : Nihayet onu (kucağında) taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın!
Ahmed Hulusi : (Meryem) çocuğu kucağında, ailesinin yanına döndü. . . Dediler ki: "Ey Meryem! Andolsun sen korkunç bir iş yapmışsın!"
Ahmet Tekin : Sonra Meryem kucağında Îsâ ile kavmine geldi. 'Ey Meryem, sen görülmemiş bir şey, korkunç bir şey yaptın.' dediler.
Ahmet Varol : Nihayet onu yüklenerek kavmine getirdi. Dediler ki: 'Ey Meryem! Andolsun sen şaşırtıcı bir şey yaptın!
Ali Bulaç : Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: "Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın."
Ali Fikri Yavuz : Sonra ona (çocuğu İsâ’yı) yüklenerek kavmine getirdi. Ona dediler ki: “- Ey Meryem! Doğrusu, sen acaip bir şey (babasız çocuk) getirdin.
Bekir Sadak : (27-28) Cocugu alip kavmine getirdi, onlar: «Meryem! Utanilacak bir sey yaptin. Ey Harun'un kizkardesi! Baban kotu bir kimse degildi, annen de iffetsiz degildi» dediler.
Celal Yıldırım : Onu alıp kavmine getirdi. Dediler ki: A Meryem ! And olsun ki çok şaşılacak bir şey getirdin !
Diyanet İşleri : Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!”
Diyanet İşleri (eski) : (27-28) Çocuğu alıp kavmine getirdi, onlar: 'Meryem! Utanılacak bir şey yaptın. Ey Harun'un kızkardeşi! Baban kötü bir kimse değildi, annen de iffetsiz değildi' dediler.
Diyanet Vakfi : Nihayet onu (kucağında) taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: Ey Meryem! Hakikaten sen iğrenç bir şey yaptın!
Edip Yüksel : Onu alıp halkına getirdi. 'Meryem, sen şaşılacak bir şey işledin!,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra Meryem onu (İsa'yı) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: «Ey Meryem! doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken onu taşıyarak kavmine getirdi, Onlar: «Hey Meryem, sen Allah biliyor ya yumurcak birşey getirdin!
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken onu yüklenerek kavmine getirdi, hey Meryem! Dediler: alimallah yumurcak bir şey getirdin
Fizilal-il Kuran : Bebeğini kucağına alıp yakınlarının yanına gelince kendisine dediler ki; Ey Meryem, sen çok utandırıcı bir suç işledin.
Gültekin Onan : Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: "Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın."
Hakkı Yılmaz : (27-28) Sonra Meryem, çocuğunu yüklenerek toplumuna getirdi. Toplumu dediler ki: “Ey Meryem! Doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın. Ey Hârûn'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kişi değildi, annen de yasa tanımaz/iffetsiz bir kadın değildi.”
Hasan Basri Çantay : Derken onu yüklenerek kavmine getirdi. Dediler: «Hey Meryem, andolsun sen acâib bir şey yapmışsın».
Hayrat Neşriyat : Nihâyet (Meryem) onu (çocuğu) yüklenip kavmine getirdi. (Onlar) dediler ki: 'Ey Meryem! Gerçekten görülmemiş (kötü) bir iş yapmışsın!'
İbni Kesir : Derken çocuğu alıp kavmine getirdi. Ey Meryem; andolsun ki utanılacak bir şey yaptın, dediler.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onu taşıyarak kavmine getirdi. (Kavmindekiler) dediler ki: “Ey Meryem! Andolsun ki sen, acayip (kötü) bir şey yaptın.”
Muhammed Esed : Ve bir süre sonra, çocuğuyla beraber, kavmine döndü. "Ey Meryem!" dediler, "Sen, gerçekten, tuhaf bir iş yaptın!
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık onu yüklenerek kavminin yanına getirdi. Dediler ki: «Ey Meryem! Doğrusu pek büyük, çirkin bir şey ile gelmiş oldun.»
Ömer Öngüt : Nihayet çocuğu kucağında taşıyarak kavmine getirdi. Dediler ki: “Ey Meryem! Hakikaten sen çok tuhaf bir iş yapmışsın. ”
Şaban Piriş : Sonra çocuğu alıp kavmine getirdi. -Ey Meryem, utanılacak bir iş yaptın! dediler
Suat Yıldırım : Onu kucağına alıp akrabalarına getirdi. "Kız Meryem! dediler, sen ne tuhaf bir şey yapmışsın öyle!"
Süleyman Ateş : (Meryem) onu taşıyarak kavmine getirdi: "Ey Meryem, dediler, sen tuhaf bir iş yaptın."
Tefhim-ul Kuran : Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: «Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın.»
Ümit Şimşek : Böylece onu kucağına alıp kavmine getirdi. 'Ey Meryem,' dediler. 'Sen pek tuhaf birşey yapmışsın.
Yaşar Nuri Öztürk : Meryem, onu taşıyarak toplumuna getirdi. "Ey Meryem, dediler, şaşılacak bir iş yaptın!"


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}