» 19 / Meryem  87:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
Meryem Suresi = Meryem Suresi
Hz. Meryem’den bahsedildigi için bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

19:87 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
asla | güçleri yetmeyecektir | şefa'ate | dışındakilerin | kimselerin | alan | huzurunda | Rahman'ın | söz |

YMLKWN ÆLŞFÆAT ÎLÆ MN ÆTḢZ̃ AND̃ ÆLRḪMN AHD̃Æ
yemlikūne ş-şefāǎte illā meni tteḣaƶe ǐnde r-raHmāni ǎhden

لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمَٰنِ عَهْدًا

Transcript Okunuş Türkçe
1. LÆ = lā : asla
2. YMLKWN = yemlikūne : güçleri yetmeyecektir
3. ÆLŞFÆAT = ş-şefāǎte : şefa'ate
4. ÎLÆ = illā : dışındakilerin
5. MN = meni : kimselerin
6. ÆTḢZ̃ = tteḣaƶe : alan
7. AND̃ = ǐnde : huzurunda
8. ÆLRḪMN = r-raHmāni : Rahman'ın
9. AHD̃Æ = ǎhden : söz
asla | güçleri yetmeyecektir | şefa'ate | dışındakilerin | kimselerin | alan | huzurunda | Rahman'ın | söz |

[] [MLK] [ŞFA] [] [] [ÆḢZ̃] [AND̃] [RḪM] [AHD̃]
YMLKWN ÆLŞFÆAT ÎLÆ MN ÆTḢZ̃ AND̃ ÆLRḪMN AHD̃Æ

yemlikūne ş-şefāǎte illā meni tteḣaƶe ǐnde r-raHmāni ǎhden
لا يملكون الشفاعة إلا من اتخذ عند الرحمن عهدا

[] [م ل ك] [ش ف ع] [] [] [ا خ ذ ] [ع ن د] [ر ح م] [ع ه د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | asla Not
يملكون م ل ك | MLK YMLKWN yemlikūne güçleri yetmeyecektir they will have the power
الشفاعة ش ف ع | ŞFA ÆLŞFÆAT ş-şefāǎte şefa'ate (of) the intercession
إلا | ÎLÆ illā dışındakilerin except
من | MN meni kimselerin (he) who
اتخذ ا خ ذ | ÆḢZ̃ ÆTḢZ̃ tteḣaƶe alan has taken
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde huzurunda from
الرحمن ر ح م | RḪM ÆLRḪMN r-raHmāni Rahman'ın the Most Gracious
عهدا ع ه د | AHD̃ AHD̃Æ ǎhden söz a covenant.
asla | güçleri yetmeyecektir | şefa'ate | dışındakilerin | kimselerin | alan | huzurunda | Rahman'ın | söz |

[] [MLK] [ŞFA] [] [] [ÆḢZ̃] [AND̃] [RḪM] [AHD̃]
YMLKWN ÆLŞFÆAT ÎLÆ MN ÆTḢZ̃ AND̃ ÆLRḪMN AHD̃Æ

yemlikūne ş-şefāǎte illā meni tteḣaƶe ǐnde r-raHmāni ǎhden
لا يملكون الشفاعة إلا من اتخذ عند الرحمن عهدا

[] [م ل ك] [ش ف ع] [] [] [ا خ ذ ] [ع ن د] [ر ح م] [ع ه د]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لا | asla Not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يملكون م ل ك | MLK YMLKWN yemlikūne güçleri yetmeyecektir they will have the power
Ye,Mim,Lam,Kef,Vav,Nun,
10,40,30,20,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الشفاعة ش ف ع | ŞFA ÆLŞFÆAT ş-şefāǎte şefa'ate (of) the intercession
Elif,Lam,Şın,Fe,Elif,Ayn,Te merbuta,
1,30,300,80,1,70,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
إلا | ÎLÆ illā dışındakilerin except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN meni kimselerin (he) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
اتخذ ا خ ذ | ÆḢZ̃ ÆTḢZ̃ tteḣaƶe alan has taken
Elif,Te,Hı,Zel,
1,400,600,700,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde huzurunda from
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الرحمن ر ح م | RḪM ÆLRḪMN r-raHmāni Rahman'ın the Most Gracious
Elif,Lam,Re,Ha,Mim,Nun,
1,30,200,8,40,50,
N – genitive masculine singular noun
اسم مجرور
عهدا ع ه د | AHD̃ AHD̃Æ ǎhden söz a covenant.
Ayn,He,Dal,Elif,
70,5,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب

Konu Başlığı: [19:81-87] İnsanlara Tapmak

Abdulbaki Gölpınarlı : Rahmandan ahd almış olanlardan başkaları şefaat de edemez.
Adem Uğur : O gün Rahmân (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.
Ahmed Hulusi : Rahman'ın indînde ahd edinmiş (hakikati olan bir kısım Esmâ kuvveleri kendinden açığa çıkmış) olandan başkası, şefaat edemeyecek!
Ahmet Tekin : Rahmet sahibi Rahman olan Allah katında imanları ile, İslâm’daki sadakatleri ile, rızâyı ilâhîye mazhar olan amelleri ile taahhüt alanların, söz alanların dışında kimse şefaatten nasiplenemiyecek.
Ahmet Varol : Rahman'ın katında bir ahid almış olanların dışındakiler şefaat hakkına sahip olamazlar.
Ali Bulaç : Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : Rahman’ın katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamıyacaklardır.
Bekir Sadak : Rahman'in katinda bir ahd almis olandan baskasi asla sefaatte bulunamiyacaktir.
Celal Yıldırım : Rahmân'ın yanında bir söz almış olandan başkası şefaate yetkili olmayacak..
Diyanet İşleri : Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamıyacaktır.
Diyanet Vakfi : (85-87) Takvâ sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'ın huzurunda topladığımız, günahkârları da susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gün, Rahmân nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.
Edip Yüksel : Rahman'ın yanında söz almış olanlardan başkası şefaat (aracılık) edemez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rahman'ın katında bir söz almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Rahmanın nezdinde bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaate malik olamıyacaklar
Fizilal-il Kuran : Allah'ın bu yolda yetki verdiği kimseler dışında hiç kimse bir başkasına aracılık, şefaat edemez.
Gültekin Onan : Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
Hakkı Yılmaz : Onlar, Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] katından bir garanti söz almış olan kimse hariç –ki bu hiç kimseye verilmemiştir–, yardıma-desteğe sahip olamayacaklardır.
Hasan Basri Çantay : Çok esirgeyici (Allahın) nezdinde ahd edinmiş olanlardan başkaları şefaat (hakkına) mâlik olmayacaklardır.
Hayrat Neşriyat : (O gün,) Rahmân’ın katında söz (izin) almış olanlardan başkası şefâat (hakkın)a sâhib olmayacaktır.
İbni Kesir : Rahman'ın katında, ahid almış olanlardan başkası asla şefaatta bulunamayacaktır.
İskender Evrenosoğlu : Rahmân'ın indinde, ahd ittihaz edenlerden (Allah'tan ahd alanlardan) başkası şefaate malik olamaz.
Muhammed Esed : (bu Günde, hayattayken) O sınırsız rahmet Sahibi'yle bir bağ, bir bağlantı içine girmiş olmadıkça kimse şefaatten pay alamayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şefaate mâlik olamayacaklardır, ancak Rahmân'ın nezdinde bir ahd alan müstesna.
Ömer Öngüt : Rahman'ın huzurunda söz ve izin alandan başkasının şefaata gücü yetmez (izin verilmez).
Şaban Piriş : Rahman’ın katında bir söz almış olandan başka hiç bir kimse şefaat edemez.
Suat Yıldırım : Rahman’ın huzurunda, söz almış olanlar dışında hiç kimse şefaat edemeyecek.
Süleyman Ateş : Yalnız Rahmân'ın huzûrunda söz almış olanlardan başkaları şefâ'at edemezler.
Tefhim-ul Kuran : Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olamayacaklardır.
Ümit Şimşek : Rahmân'dan bir söz almış olanlar dışında hiç kimsenin o gün şefaat yetkisi olmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}