"N – accusative feminine plural noun → Garden of Eden" اسم منصوب
عدن
|
AD̃N
ǎdnin
Adn
(of) Eden,
Ayn,Dal,Nun, 70,4,50,
PN – genitive proper noun اسم علم مجرور
التي
|
ÆLTY
lletī
which
Elif,Lam,Te,Ye, 1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun اسم موصول
وعد
و ع د | WAD̃
WAD̃
veǎde
va'dettiği
promised
Vav,Ayn,Dal, 6,70,4,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
الرحمن
ر ح م | RḪM
ÆLRḪMN
r-raHmānu
Rahman'ın
the Most Gracious
Elif,Lam,Re,Ha,Mim,Nun, 1,30,200,8,40,50,
N – nominative masculine singular noun اسم مرفوع
عباده
ع ب د | ABD̃
ABÆD̃H
ǐbādehu
kullarına
(to) His slaves
Ayn,Be,Elif,Dal,He, 70,2,1,4,5,
N – accusative masculine plural noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالغيب
غ ي ب | ĞYB
BÆLĞYB
bil-ğaybi
gıyaben
in the unseen.
Be,Elif,Lam,Ğayn,Ye,Be, 2,1,30,1000,10,2,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine noun جار ومجرور
إنه
|
ÎNH
innehu
şüphesiz O'nun
Indeed, [it]
,Nun,He, ,50,5,
ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine singular object pronoun حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كان
ك و ن | KWN
KÆN
kāne
is
Kef,Elif,Nun, 20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
وعده
و ع د | WAD̃
WAD̃H
veǎ'duhu
va'di
His promise
Vav,Ayn,Dal,He, 6,70,4,5,
N – nominative masculine noun PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مأتيا
ا ت ي | ÆTY
MǼTYÆ
me'tiyyen
yerine gelecektir
sure to come.
Mim,,Te,Ye,Elif, 40,,400,10,1,
N – accusative masculine indefinite passive participle اسم منصوب
Konu Başlığı: [19:59-67] Namazı Yitirdiler
Abdulbaki Gölpınarlı : Ebedî Adn cennetlerine girerler ki rahman, kullarının gıyabında, onlara vaadetmiştir bu cennetleri. Şüphe yok ki onun vaadi, mutlaka yerine gelir.
Adem Uğur : O cennet, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetleridir. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.
Ahmed Hulusi : Rahman'ın kullarına gayblarından vadettiği, ADN (tecelli-i sıfat) cennetleridir. . . Muhakkak ki O'nun bildirdiği yerine gelmiştir.
Ahmet Tekin : Rahmet sahibi Rahman olan Allah’ın kullarına va’dettiği, duyu ve idrak alanı ötesindeki, gayb âlemindeki, Adn cennetlerine girecekler. Şu bir gerçek ki, O’nun sözü yerini bulacaktır.
Ahmet Varol : Rahman'ın kullarına gaybdan vaadettiği Adn cennetlerine (girerler). Şüphesiz O'nun vaadi yerine gelecektir.
Ali Bulaç : Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.
Ali Fikri Yavuz : Rahman’ın kullarına gıyabî olarak vaad ettiği “Adn” cennetlerine... Muhakkak ki Allah’ın vaadi yerini bulagelmiştir.
Bekir Sadak : (60-61) Ancak tevbe eden, inanip yararli is yapanlar bunun disindadir. Bunlar hicbir haksizliga ugratilmadan, Rahman'in kullarina gaybde vadettigi cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. suphesiz, O'nun sozu yerini bulacaktir.
Celal Yıldırım : Rahmân'ın kullarına gıyaben va'dettiği ÂDN Cennetlerine girecekler. Şüphesiz ki O'nun va'di yerine gelecektir.
Diyanet İşleri : (60-61) Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O’nun va’di kesinlikle gerçekleşir.
Diyanet İşleri (eski) : (60-61) Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş yapanlar bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman'ın kullarına gaybde vadettiği cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. Şüphesiz, O'nun sözü yerini bulacaktır.
Diyanet Vakfi : (60-61) Ancak tevbe eden, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetlerine girecekler. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.
Edip Yüksel : Rahman'ın kulları için söz verdiği, duyular ötesi Adn cennetlerine... O'nun sözü, kuşkusuz yerine gelecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği «Adn» cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rahman'ın kullarına gıyaben söz verdiği Adn cennetlerine, şüphe yok ki, O'nun verdiği söz, daima yerine getirilmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Rahmanın kullarına va'd buyurduğu Adn Cennetlerine, şüphe yok ki onun va'di icra olunagelmiştir
Fizilal-il Kuran : Rahmeti bol Allah'ın kullarına, somut olarak göstermeden vadettiği Adn cennetlerine gireceklerdir. Allah'ın vaadi kesinlikle gerçekleşecektir.
Gültekin Onan : Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Tanrı, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun vaadi yerine gelecektir.
Hakkı Yılmaz : (59-61) "Sonra onların ardından kötü bir nesil geldi ki, salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı] kaybettiler/hayatlarından çıkarıp attılar. Ve şehvetlerine uydular. Bundan dolayı tevbe eden ve iman eden ve sâlihi işleyenler hariç onlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. İşte tevbe eden, iman eden ve sâlihi işleyenler cennete; Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] kullarına –görmedikleri hâlde– vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O'nun vaadi kesinlikle yerini bulacaktır. "
Hasan Basri Çantay : Çok esirgeyici (Allahın) kullarına gıyaben va'd buyurduğu Adn cennetlerine gireceklerdir. Onun va'di şübhesiz yerini bulacakdır.
Hayrat Neşriyat : (Öyle) Adn Cennetleri ki, Rahmân (olan Allah, onu) kullarına gıyâben va'd etmiştir. Şübhesiz ki O, va'di yerine gelecek olandır.
İbni Kesir : Rahman'ın kullarına gıyaben vaad ettiği Adn cennetlerine. Şüphesiz O'nun sözü yerini bulacaktır.
İskender Evrenosoğlu : Adn cennetleri ki onları, Rahmân, kullarına gıyaben vaadetti. Muhakkak ki o (adn cennetleri), O'nun (Allah'ın) vaadidir, yerine gelecektir.
Muhammed Esed : sınırsız bağış Sahibi'nin, kullarına, her türlü beşeri algı ve tasavvurun ötesinde söz verdiği o asude hasbahçeler (onların olacaktır); O'nun sözü elbette yerini bulacaktır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Âdn cennetleri ki, Rahmân, kullarına gayb olarak vaad buyurmuştur. Şüphe yok ki, O'nun vaadi vücuda getirilmekte bulunmuştur.
Ömer Öngüt : Adn cennetlerine. Ki Rahman olan Allah onu kullarına gıyâben vâdetmiştir. Şüphe yok ki O'nun vaadi yerini bulacaktır.
Şaban Piriş : Rahman’ın kullarına gelecekteki vaat ettiği Adn cennetleridir. Onun vaadi şüphesiz yerine gelecektir.
Suat Yıldırım : Evet, onlar Rahman’ın kullarına gıyabî olarak vâd ettiği, dünyada iken görmeksizin inandıkları Adn cennetlerine gireceklerdir. Allah’ın vâdi muhakkak ki yerini bulacaktır.
Süleyman Ateş : Rahmân'ın kullarına gıyâben va'dettiği Adn cennetleri(ne gireceklerdir). Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.
Tefhim-ul Kuran : Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphe yok, O'nun va'di yerine gelecektir.
Ümit Şimşek : Orası Adn Cennetleridir ki, Rahmân onu kullarına görmedikleri halde vaad etmiştir. Onun vaadi ise yerini bulacak bir vaaddir.
Yaşar Nuri Öztürk : Rahman'ın, kullarına gaybda vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler. Kuşkusuz, O'nun vaadi yerine gelir.