» 19 / Meryem  :

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
Meryem Suresi = Meryem Suresi
Hz. Meryem’den bahsedildigi için bu ismi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

19: için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"

Ümit Şimşek Meali
1: Kâf hâ yâ ayn sâd.
2: Rabbinin, kulu Zekeriya'ya rahmetinin yâdıdır.
3: Hani o Rabbine içinden yalvararak seslenmişti.
4: 'Rabbim,' demişti. 'Artık benim kemiklerim yıprandı; başım ihtiyarlık aleviyle tutuştu. Sana dualarımda da, ey Rabbim, mahrum kaldığım hiç olmadı.
5: 'Arkamdan benim yerimi alacaklardan kaygılanıyorum. Eşim ise kısırdır. Sen bana yüce katından bir veli bağışla.
6: 'Tâ ki bana ve Yakub ailesine vâris olsun. Rabbim, onu rızana erişen bir kul eyle.'
7: 'Ey Zekeriya,' buyurdu Allah. 'Biz seni Yahyâ adında bir oğulla müjdeliyoruz ki, daha önce hiç kimseyi ona adaş yapmış değiliz.'
8: Zekeriya 'Nasıl oğlum olabilir ki?' dedi. 'Eşim kısır, ben de ihtiyarlığın son haddine varmış haldeyim.'
9: 'Öyledir,' buyurdu Allah. 'Fakat Rabbin buyurdu ki: Bu Benim için kolaydır. Bundan önce de seni hiçbir şey değilken yaratmıştım.'
10: Zekeriya 'Bana bir alâmet ver, Rabbim' dedi. Allah 'Alâmetin, sapasağlam olduğun halde üç gece boyunca insanlarla konuşmamandır' buyurdu.
11: Derken Zekeriya mescidden halkın içine çıktı ve onlara 'Sabah akşam tesbih edin' diye işaret etti.
12: 'Yahyâ, kitaba sımsıkı sarıl' buyurduk. Ve daha çocukluğunda ona hikmet nasip ettik.
13: Tarafımızdan ona bir şefkat ve bir arınmışlık verdik. O da takvâ sahibi bir kul oldu.
14: Anne-babasına iyilik ederdi; isyankâr bir zorba değildi.
15: Selâm olsun ona doğduğu gün, öldüğü gün ve diriltileceği gün.
16: Kitapta Meryem'i de an. Hani o ailesinden ayrılmış ve doğu tarafında bir yere çekilmişti.
17: Ve onlarla arasına bir perde germişti. Derken Biz ona Ruhumuzu gönderdik; o da kendisine aynen bir beşer şeklinde göründü.
18: Meryem 'Senden Rahmân'a sığınırım,' dedi. 'Allah'tan korkuyorsan bana dokunma.'
19: Cebrail 'Ben Rabbinin elçisiyim,' dedi. 'Sana tertemiz bir oğul bağışlamak için geldim.'
20: Meryem 'Benim nasıl oğlum olabilir ki?' dedi. 'Ne bana bir beşer eli değdi, ne de ben iffetsizlik ettim.'
21: 'Orası öyle,' dedi Cebrail. 'Fakat Rabbin buyurdu ki: Bu Benim için kolaydır. Biz onu insanlara tarafımızdan bir âyet ve bir rahmet yapacağız. Bu ise hükme bağlanmış bir iştir.'
22: Meryem İsa'yı yüklendi ve onunla uzak bir yere çekildi.
23: Derken doğum sancısı geldi, onu bir hurma dalına tutunmaya zorladı.'Ne olurdu, bundan önce ölüp de unutulup gitseydim' diyordu.
24: 'Üzülme,' diye seslendi melek ona aşağıdan. 'Ayağının dibinde Rabbin bir dere yarattı.
25: 'Hurmanın dalını kendine doğru silkele; sana taze hurma dökülsün.
26: 'Artık ye, iç; gözün aydın olsun. Bir beşer gördüğünde 'Ben Rahmân için oruç adadım; bugün hiçbir insanla konuşmayacağım' de.'
27: Böylece onu kucağına alıp kavmine getirdi. 'Ey Meryem,' dediler. 'Sen pek tuhaf birşey yapmışsın.
28: 'Ey Harun'un kızkardeşi, senin baban kötü biri değildi; annen de iffetsiz değildi.
29: Meryem çocuğu işaret etti. 'Beşikteki çocukla nasıl konuşalım?' dediler.
30: Çocuk dedi ki: 'Ben Allah'ın kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı.
31: 'Bulunduğum her yerde beni mübarek kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı öğütledi.
32: 'Beni anneme hayırlı bir evlât kıldı; bedbaht bir zorba yapmadı.
33: 'Doğduğum gün de, öldüğüm gün de, diriltileceğim gün de bana selâm olsun.'
34: İşte Meryem oğlu İsa budur. Hakkında anlaşmazlığa düştükleri sözün doğrusu da böyledir.
35: Evlât edinmek Allah'a yaraşmaz; O her kusurdan münezzehtir. O bir işin olmasını murad ettiğinde sadece 'Ol' der; o da oluverir.
36: İsa onlara 'Allah sizin de, benim de Rabbimizdir; Ona kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur' demişti.
37: Fakat çeşitli topluluklar onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. O büyük gün görüldüğünde, kâfirlerin başına gelecek var!
38: Huzurumuza getirildiklerinde neler işitecek, neler görecekler! Fakat bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindeler.
39: Onları, hükmün verileceği pişmanlık gününden sakındır. Çünkü onlar hâlâ gaflet içindeler ve inanmıyorlar.
40: Yeryüzüne de, onun üzerindekilere de Biz vâris oluruz; onlar ise huzurumuza dönerler.
41: Kitapta İbrahim'i de an. O, özü sözü doğru bir peygamberdi.
42: Hani o babasına demişti ki: 'Babacığım, işitmeyen, görmeyen, senin bir ihtiyacını gidermeyen şeylere niçin ibadet ediyorsun?
43: 'Babacığım, sana gelmeyen bir bilgi bana ulaşmış bulunuyor. Bana uy ki seni doğru bir yola ulaştırayım.
44: 'Babacığım, şeytana tapma. Çünkü şeytan, Rahmân'a âsi olmuştur.
45: 'Babacığım, sana Rahmân'dan bir azap dokunur da şeytana arkadaş olursun diye korkuyorum.'
46: Babası 'İbrahim,' dedi. 'Yoksa sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer bundan vazgeçmezsen seni taşlarım. Şimdi sen uzunca bir süre benden uzak dur.'
47: İbrahim 'Sana selâm olsun,' dedi. 'Senin için Rabbimden af dileyeceğim. O bana karşı çok lütufkârdır.
48: 'Ben sizden de, sizin Allah'tan başka dua ettiklerinizden de uzaklaşıyor ve sadece Rabbime dua ediyorum. Umarım, Rabbime ettiğim dualarımda mahrum kalmam.'
49: İbrahim onlardan ve onların Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşınca, Biz de ona İshak ile Yakub'u bağışladık; herbirini de peygamber yaptık.
50: Onlara rahmetimizden lütfettik ve arkalarında güzel ve şerefli bir nam bıraktık.
51: Kitapta Musa'yı da an. O da ihlâsa erdirilmiş bir kul, Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdi.
52: Ona Tûr'un sağ tarafından seslenmiş ve Bizimle doğrudan konuşması için onu huzurumuza almıştık.
53: Ona, rahmetimizin eseri olarak, kardeşi Harun'u peygamber olarak vermiştik.
54: Kitapta İsmail'i de an. O sözünde sadık idi ve Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdi.
55: Ailesine namazı ve zekâtı emrederdi; Rabbinin katında da rızaya erişmişti.
56: Kitapta İdris'i de an. O da özü sözü doğru bir peygamberdi.
57: Onu yüce bir mertebeye çıkarmıştık.
58: Onlar, Âdem'in soyundan, Nuh ile beraber gemide taşıdıklarımızdan, İbrahim ile Yakub'un ve hidayet verip seçkin kıldığımız kimselerin soyundan, Allah'ın nimetlerine erişmiş peygamberler idi. Onlara Rahmân'ın âyetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanırlardı.
59: Onların ardından namazı bırakan ve şehvetlerinin peşine düşen bir nesil geldi ki, onlar da azgınlıklarının cezasını bulacaklar.
60: Ancak tevbe ederek iman eden ve güzel işler yapan kimseler müstesnadır; onlar, hiçbir haksızlığa uğramadan Cennete girerler.
61: Orası Adn Cennetleridir ki, Rahmân onu kullarına görmedikleri halde vaad etmiştir. Onun vaadi ise yerini bulacak bir vaaddir.
62: Orada onlar boş söz işitmezler, ancak esenlik işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
63: İşte kullarımızdan takvâ sahiplerini vâris kılacağımız Cennet budur.
64: Biz ancak Rabbimizin emriyle ineriz. Geçmişimiz, geleceğimiz ve bu ikisi arasındaki herşey Ona aittir. Ve Rabbin hiçbir şeyi unutmaz.
65: O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Yalnız Ona ibadet et; Ona ibadette sebat et. Hiç Ona adaş olabilecek birini biliyor musun?
66: Bir de insan diyor ki: 'Öldükten sonra diriltilecek miyim?'
67: O insan, daha önce hiçbir şey değilken onu yarattığımızı düşünmüyor mu?
68: Rabbine and olsun ki, onları da, şeytanları da diriltecek, sonra da Cehennemin etrafında diz çökmüş halde toplayacağız.
69: Sonra da, her topluluktan, Rahmân'a isyanda en ileri gidenlerini çekip çıkaracağız.
70: Cehenneme atılmaya kimin daha lâyık olduğunu Biz pekalâ biliriz.
71: İçinizde oradan geçmeyecek kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesinleşmiş hükmüdür.
72: Sonra, korunmuş olanları kurtarır, zalimleri ise orada diz üstü bırakırız.
73: Kendilerine apaçık âyetlerimiz okunduğunda, inkâr edenler iman edenlere dediler ki: 'Bu iki topluluktan hangisi daha üstün bir mevki ve toplum içinde?'
74: Oysa Biz onlardan önce serveti ve görüntüsü daha güzel nice nesilleri helâk ettik.
75: De ki: Sapıklıkta olana Rahmân ne kadar mühlet verirse versin; kendilerine vaad olunan şeyi-ister azap olsun, ister kıyamet-gördüklerinde öğrenecekler kimin mevkii daha kötü, kimin ordusu daha zayıfmış!
76: Doğru yolda olanların ise Allah hidayetlerini arttırır. Bâki kalan güzel işler, Rabbinin katında hem ödül bakımından, hem de âkıbet itibarıyla daha üstündür.
77: Gördün mü âyetlerimizi inkâr edip de 'Bana servet ve evlât verilecek' diyeni?
78: O gayba mı ulaştı, yoksa Rahmân'dan bir söz mü aldı?
79: Hâşâ! Söylediği şeyi yazacak ve azabını da arttırdıkça arttıracağız.
80: Söylediği şey Bize kalacak; o ise huzurumuza tek başına gelecektir.
81: Bir de, kendilerine üstünlük ve şeref sağlasın diye, Allah'tan başka tanrılar edindiler.
82: Hayır. O düzmece ilahlar, müşriklerin kendilerine yönelik tapınmalarını reddedecekler ve onlara karşı çıkacaklardır.
83: Görmedin mi? Biz şeytanları kâfirlere musallat etmişiz; onları kışkırtıp duruyorlar.
84: Onlar için acele etme. Biz onlara gün sayıyoruz.
85: O gün takvâ sahiplerini şerefli bir heyet halinde Rahmân'ın huzurunda toplarız.
86: Mücrimleri de susuz halde Cehenneme süreriz.
87: Rahmân'dan bir söz almış olanlar dışında hiç kimsenin o gün şefaat yetkisi olmaz.
88: Bir de 'Rahmân evlât edindi' dediler.
89: And olsun, pek çirkin birşey ortaya attınız.
90: Neredeyse gökler çatlayacaktı bu söz yüzünden; yer yarılacak, dağlar yıkılıp yerle bir olacaktı:
91: Onlar Rahmân'a evlât yakıştırdı diye.
92: Oysa Rahmân'a evlât edinmek yaraşmaz.
93: Göklerde ve yerde kim varsa, hepsi Rahmân'ın huzuruna kul olarak gelir.
94: Allah onların hepsini kuşatmış, herbirini tek tek saymıştır.
95: Kıyamet gününde de onlar Onun huzuruna birer birer gelirler.
96: İman eden ve güzel işler yapanlar için Rahmân bir sevgi vücuda getirecektir.
97: Biz bu Kur'ân'ı senin dilinle indirdik ve kolaylaştırdık-tâ ki takvâ sahiplerini onunla müjdeleyesin, inatçı bir topluluğu da onunla sakındırasın.
98: Onlardan önce de Biz nice nesiller helâk ettik. Şimdi onlardan, gördüğün, yahut fısıltısını işittiğin birileri var mı?


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]
Kurandan.org - "Kuran Sözlüğü Projesi" - Araştırma & İnceleme Sayfası [BETA]
{index.php}