» 12 / Yûsuf  90:

Kuran Sırası: 12
İniş Sırası: 53
Yusuf Suresi = Yusuf Suresi
Hz. Yusuf’un hayati anlatildigi için bu adi almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

12:90 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
dediler | yoksa sen misin? | sen | Yusuf | dedi | ben | Yusuf'um | ve bu da | kardeşimdir | muhakkak | lutfetti | Allah | bize | doğrusu o | kim | korkarsa | ve sabrederse | şüphesiz | Allah | | zayi etmez | ecrini | iyilik edenlerin |

GÆLWÆ ǼÎNK LǼNT YWSF GÆL ǼNÆ YWSF WHZ̃Æ ǼḢY GD̃ MN ÆLLH ALYNÆ ÎNH MN YTG WYṦBR FÎN ÆLLH YŽYA ǼCR ÆLMḪSNYN
ḳālū einneke leente yūsufu ḳāle enā yūsufu ve hāƶā eḣī ḳad menne llahu ǎleynā innehu men yetteḳi ve yeSbir feinne llahe yuDīǔ ecra l-muHsinīne

قَالُوا أَإِنَّكَ لَأَنْتَ يُوسُفُ قَالَ أَنَا يُوسُفُ وَهَٰذَا أَخِي قَدْ مَنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا إِنَّهُ مَنْ يَتَّقِ وَيَصْبِرْ فَإِنَّ اللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ الْمُحْسِنِينَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. GÆLWÆ = ḳālū : dediler
2. ǼÎNK = einneke : yoksa sen misin?
3. LǼNT = leente : sen
4. YWSF = yūsufu : Yusuf
5. GÆL = ḳāle : dedi
6. ǼNÆ = enā : ben
7. YWSF = yūsufu : Yusuf'um
8. WHZ̃Æ = ve hāƶā : ve bu da
9. ǼḢY = eḣī : kardeşimdir
10. GD̃ = ḳad : muhakkak
11. MN = menne : lutfetti
12. ÆLLH = llahu : Allah
13. ALYNÆ = ǎleynā : bize
14. ÎNH = innehu : doğrusu o
15. MN = men : kim
16. YTG = yetteḳi : korkarsa
17. WYṦBR = ve yeSbir : ve sabrederse
18. FÎN = feinne : şüphesiz
19. ÆLLH = llahe : Allah
20. LÆ = lā :
21. YŽYA = yuDīǔ : zayi etmez
22. ǼCR = ecra : ecrini
23. ÆLMḪSNYN = l-muHsinīne : iyilik edenlerin
dediler | yoksa sen misin? | sen | Yusuf | dedi | ben | Yusuf'um | ve bu da | kardeşimdir | muhakkak | lutfetti | Allah | bize | doğrusu o | kim | korkarsa | ve sabrederse | şüphesiz | Allah | | zayi etmez | ecrini | iyilik edenlerin |

[GWL] [] [] [] [GWL] [] [] [] [ÆḢW] [] [MNN] [] [] [] [] [WGY] [ṦBR] [] [] [] [ŽYA] [ÆCR] [ḪSN]
GÆLWÆ ǼÎNK LǼNT YWSF GÆL ǼNÆ YWSF WHZ̃Æ ǼḢY GD̃ MN ÆLLH ALYNÆ ÎNH MN YTG WYṦBR FÎN ÆLLH YŽYA ǼCR ÆLMḪSNYN

ḳālū einneke leente yūsufu ḳāle enā yūsufu ve hāƶā eḣī ḳad menne llahu ǎleynā innehu men yetteḳi ve yeSbir feinne llahe yuDīǔ ecra l-muHsinīne
قالوا أإنك لأنت يوسف قال أنا يوسف وهذا أخي قد من الله علينا إنه من يتق ويصبر فإن الله لا يضيع أجر المحسنين

[ق و ل] [] [] [] [ق و ل] [] [] [] [ا خ و] [] [م ن ن] [] [] [] [] [و ق ي] [ص ب ر] [] [] [] [ض ي ع] [ا ج ر] [ح س ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler They said,
أإنك | ǼÎNK einneke yoksa sen misin? """Are you indeed,"
لأنت | LǼNT leente sen surely you,
يوسف | YWSF yūsufu Yusuf "Yusuf?"""
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle dedi He said,
أنا | ǼNÆ enā ben """I am"
يوسف | YWSF yūsufu Yusuf'um Yusuf
وهذا | WHZ̃Æ ve hāƶā ve bu da and this
أخي ا خ و | ÆḢW ǼḢY eḣī kardeşimdir (is) my brother.
قد | GD̃ ḳad muhakkak Indeed,
من م ن ن | MNN MN menne lutfetti Allah has been gracious
الله | ÆLLH llahu Allah Allah has been gracious
علينا | ALYNÆ ǎleynā bize to us.
إنه | ÎNH innehu doğrusu o Indeed, he
من | MN men kim who
يتق و ق ي | WGY YTG yetteḳi korkarsa fears Allah
ويصبر ص ب ر | ṦBR WYṦBR ve yeSbir ve sabrederse and (is) patient,
فإن | FÎN feinne şüphesiz then indeed,
الله | ÆLLH llahe Allah Allah
لا | (does) not
يضيع ض ي ع | ŽYA YŽYA yuDīǔ zayi etmez let go waste
أجر ا ج ر | ÆCR ǼCR ecra ecrini (the) reward
المحسنين ح س ن | ḪSN ÆLMḪSNYN l-muHsinīne iyilik edenlerin "(of) the good-doers."""
dediler | yoksa sen misin? | sen | Yusuf | dedi | ben | Yusuf'um | ve bu da | kardeşimdir | muhakkak | lutfetti | Allah | bize | doğrusu o | kim | korkarsa | ve sabrederse | şüphesiz | Allah | | zayi etmez | ecrini | iyilik edenlerin |

[GWL] [] [] [] [GWL] [] [] [] [ÆḢW] [] [MNN] [] [] [] [] [WGY] [ṦBR] [] [] [] [ŽYA] [ÆCR] [ḪSN]
GÆLWÆ ǼÎNK LǼNT YWSF GÆL ǼNÆ YWSF WHZ̃Æ ǼḢY GD̃ MN ÆLLH ALYNÆ ÎNH MN YTG WYṦBR FÎN ÆLLH YŽYA ǼCR ÆLMḪSNYN

ḳālū einneke leente yūsufu ḳāle enā yūsufu ve hāƶā eḣī ḳad menne llahu ǎleynā innehu men yetteḳi ve yeSbir feinne llahe yuDīǔ ecra l-muHsinīne
قالوا أإنك لأنت يوسف قال أنا يوسف وهذا أخي قد من الله علينا إنه من يتق ويصبر فإن الله لا يضيع أجر المحسنين

[ق و ل] [] [] [] [ق و ل] [] [] [] [ا خ و] [] [م ن ن] [] [] [] [] [و ق ي] [ص ب ر] [] [] [] [ض ي ع] [ا ج ر] [ح س ن]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GWL GÆLWÆ ḳālū dediler They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أإنك | ǼÎNK einneke yoksa sen misin? """Are you indeed,"
,,Nun,Kef,
,,50,20,
INTG – prefixed interrogative alif
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
الهمزة همزة استفهام
حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لأنت | LǼNT leente sen surely you,
Lam,,Nun,Te,
30,,50,400,
EMPH – emphatic prefix lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
اللام لام التوكيد
ضمير منفصل
يوسف | YWSF yūsufu Yusuf "Yusuf?"""
Ye,Vav,Sin,Fe,
10,6,60,80,
"PN – nominative masculine proper noun → Yusuf"
اسم علم مرفوع
قال ق و ل | GWL GÆL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أنا | ǼNÆ enā ben """I am"
,Nun,Elif,
,50,1,
PRON – 1st person singular personal pronoun
ضمير منفصل
يوسف | YWSF yūsufu Yusuf'um Yusuf
Ye,Vav,Sin,Fe,
10,6,60,80,
"PN – nominative masculine proper noun → Yusuf"
اسم علم مرفوع
وهذا | WHZ̃Æ ve hāƶā ve bu da and this
Vav,He,Zel,Elif,
6,5,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
أخي ا خ و | ÆḢW ǼḢY eḣī kardeşimdir (is) my brother.
,Hı,Ye,
,600,10,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قد | GD̃ ḳad muhakkak Indeed,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
من م ن ن | MNN MN menne lutfetti Allah has been gracious
Mim,Nun,
40,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ÆLLH llahu Allah Allah has been gracious
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
علينا | ALYNÆ ǎleynā bize to us.
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif,
70,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
إنه | ÎNH innehu doğrusu o Indeed, he
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
من | MN men kim who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يتق و ق ي | WGY YTG yetteḳi korkarsa fears Allah
Ye,Te,Gaf,
10,400,100,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
ويصبر ص ب ر | ṦBR WYṦBR ve yeSbir ve sabrederse and (is) patient,
Vav,Ye,Sad,Be,Re,
6,10,90,2,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع مجزوم
فإن | FÎN feinne şüphesiz then indeed,
Fe,,Nun,
80,,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الفاء استئنافية
حرف نصب
الله | ÆLLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
لا | (does) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يضيع ض ي ع | ŽYA YŽYA yuDīǔ zayi etmez let go waste
Ye,Dad,Ye,Ayn,
10,800,10,70,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
أجر ا ج ر | ÆCR ǼCR ecra ecrini (the) reward
,Cim,Re,
,3,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
المحسنين ح س ن | ḪSN ÆLMḪSNYN l-muHsinīne iyilik edenlerin "(of) the good-doers."""
Elif,Lam,Mim,Ha,Sin,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,8,60,50,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور

Konu Başlığı: [12:88-98] İsrailoğulları Mısır'a Gidiyor

Abdulbaki Gölpınarlı : Yoksa dediler, sen Yûsuf musun? Ben dedi Yûsuf'um, bu da kardeşim. Allah lûtfetti bize. Şüphe yok ki kim çekinir ve sabrederse mutlaka Allah, bu çeşit iyilik edenlerin ecrini zâyi etmez.
Adem Uğur : Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusufum, bu da kardeşim. (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Çünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi.
Ahmed Hulusi : (Kardeşler) dediler ki: "Aa! Sen, evet sen gerçekten Yusuf'sun?". . . (Yusuf) dedi ki: "Ben Yusuf'um ve bu da kardeşimdir. . . Gerçekten Allâh bize lütfu ihsanda bulundu. . . Zira kim korunur ve sabreder ise, muhakkak ki Allâh iyilik yapanların karşılığını boşa çıkarmaz. "
Ahmet Tekin : Onlar: 'Yoksa sen, gerçekten Yûsuf musun?' dediler. 'Ben Yûsuf’um. Bu da kardeşim. Birbirimize kavuşmayı Allah bize lütfetti. Çünkü kim Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olur ve sabrederek mücadeleye devam ederse, Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idarecilerin ve müslümanların mükâfatını zâyi etmez.' dedi.
Ahmet Varol : 'Yoksa sen gerçekten Yusuf musun?' dediler. O da: 'Ben Yusuf'um. Bu da kerdeşimdir. Allah bize lütfetti. Kim sakınır ve sabrederse; şüphesiz Allah iyilik edenlerin karşılıklarını boşa çıkarmaz' dedi.
Ali Bulaç : "Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufda bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."
Ali Fikri Yavuz : Onlar: Yoksa sen, Yûsuf musun? dediler. O da: “- Ben Yûsuf’um, bu da kardeşim. Gerçekten Allah bize lutfetti. Doğrusu, kim Allah’dan korkar ve düştüğü felâkete sabrederse, muhakkak ki Allah bu gibi muhsinlerin mükâfatını zayi etmez.” dedi.
Bekir Sadak : «Yoksa sen Yusuf musun?» dediler. «Ben Yusuf'um, bu da kardesim. Allah bize iyilikte bulundu; dogrusu kim kotulukten sakinir ve sabrederse bilsin ki Allah iyi davrananlarin ecrini katiyen zayi etmez» dedi. .
Celal Yıldırım : (Onlar bu sorudan onun Yûsuf olduğunu anlayarak) «Yoksa sen Yûsuf musun ?» dediler. O da «Evet. ben Yûsuf'um, bu da kardeşimdir. Allah bize iyilik ve yardımda bulundu. Çünkü doğrusu kim korkup sakınır ve sabrederse, elbette Allah iyilerin mükâfatını zayi' etmez» dedi.
Diyanet İşleri : Kardeşleri, “Yoksa sen, sen Yûsuf musun?” dediler. O da, “Ben Yûsuf’um, bu da kardeşim. Allah, bize iyilikte bulundu. Çünkü, kim kötülükten sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah iyilik yapanların mükâfatını zayi etmez” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : 'Yoksa sen Yusuf musun?' dediler. 'Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte bulundu; doğrusu kim kötülükten sakınır ve sabrederse bilsin ki Allah iyi davrananların ecrini katiyen zayi etmez' dedi. .
Diyanet Vakfi : Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler. O da: (Evet) ben Yusuf'um, bu da kardeşim. (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti. Çünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi.
Edip Yüksel : 'Yoksa sen, sen gerçekten Yusuf musun,' dediler. 'Ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir. ALLAH bize iyilikte bulundu. Kim erdemli davranır ve sabrederse elbette ALLAH güzel davrananları ödülsüz bırakmaz,' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar «Yoksa sen, sahiden Yusuf musun?» dediler. O da «Ben Yusuf'um, bu da kardeşim» dedi, «Doğrusu Allah, bizi, lutfuyla nimetlendirdi. Gerçekten de kim Allah'dan korkar ve sabrederse, Allah, muhakkak ki, güzel işler yapanların mükafatını zayi etmez.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : «A a.! Sen Yusuf musun?» dediler. Ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Allah bize lütfuyla iyilikte bulundu; bir gerçektir ki, kim Allah'tan korkar ve sabrederse, muhakkak Allah iyilerin mükafatını zayi etmez.» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : A a, sen, sen Yusüf müsün? dediler. Ben, dedi: Yusüfüm, bu da kardeşim, Allah bize lutfile in'am buyurdu. Hakikat bu; her kim Allahdan korkar ve sabr ederse her halde Allah, muhsinlerin ecrini zayi' etmez
Fizilal-il Kuran : Kardeşleri «Yoksa sen Yusuf musun?» dediler. O da dedi ki; «Evet, ben Yusuf'um, bu da kardeşimdir. Allah bize lütufta bulundu. Kuşku yok ki, kim kötülükten sakınır ve sabrederse, Allah iyilik edenleri asla ödülsüz bırakmaz.»
Gültekin Onan : "Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?' dediler. "Ben Yusufum" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Tanrı bize lütufda bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Tanrı, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz."
Hakkı Yılmaz : Yûsuf'un kardeşleri: “Yoksa sen, sahiden Yûsuf musun?” dediler. Yûsuf: “Ben Yûsuf'um, bu da kardeşim. Kesinlikle, Allah bizi nimetlendirdi. Şüphesiz kim Allah'ın koruması altına girer ve sabrederse, artık hiç şüphesiz Allah, iyi-güzel işler yapanların ödülünü kaybetmez” dedi.
Hasan Basri Çantay : «A, sen, sen, saahi Yuusuf musun?» dediler. O da: «Ben, dedi, Yuusufum. Bu da kardeşim. Allah bize (selâmet ve kerametle) lûtfetdi. Zîrâ hakıykat şudur ki: Kim (Allahdan) korkar, (belâlara) katlanırsa her halde Allah iyi hareket edenlerin mükâfatını zaayi etmez».
Hayrat Neşriyat : (Onlar:) 'Yoksa sen, gerçekten sen, Yûsuf musun?' dediler. (O da:) '(Evet) ben Yûsuf’um, bu da kardeşim! Şübhesiz ki Allah bize lütufta bulundu. Doğrusu şu ki, kim(Allah’dan) sakınır ve sabrederse, artık şübhesiz Allah, iyilik edenlerin mükâfâtını zâyi' etmez' dedi.
İbni Kesir : Dediler ki: Yoksa sen gerçekten Yusuf musun? O da dedi ki: Ben, Yusuf'um, bu da kardeşim. Doğrusu Allah, size lutfetti. Çünkü kim sakınır ve sabrederse; muhakkak ki Allah, ihsan edenlerin ecrini zayi etmez.
İskender Evrenosoğlu : “Gerçekten sen misin? Mutlaka sen Yusuf'sun!” dediler. “Ben Yusuf'um ve bu benim kardeşim. Allah bizi ni'metlendirdi. Çünkü kim takva sahibi olur ve sabrederse, o taktirde, muhakkak ki; Allah muhsinlerin ecrini zayi etmez.”
Muhammed Esed : "Ne? Yoksa sen Yusuf musun?" diye haykırdılar. "Ben Yusuf'um" dedi, "ve bu da benim kardeşim. Allah bize lütfetti. Gerçek şu ki, kişi Allah'a karşı duyarlı ve bilinçli olmaya çalışıyor ve güçlüklere göğüs geriyorsa, bilsin ki, Allah iyilikte bulunanların emeklerini boşa çıkarmaz!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «A sen evet... Muhakkak sen Yusuf musun?» Dedi ki: «Ben Yusuf'um ve bu da kardeşimdir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bizim üzerimize âtifette bulundu. Çünkü her kim ittika'da bulunur ve sabrederse, artık muhakkak ki, Allah Teâlâ muhsinlerin mükâfaatını zâyi etmez.»
Ömer Öngüt : “Yoksa sen Yusuf musun?” dediler. O da dedi ki: “Evet ben Yusuf'um, bu da kardeşim! Allah bize lütfetti. Doğrusu kim Allah'tan korkar, ibtilâlara sabrederse, bilsin ki Allah muhsinlerin (iyi harekette bulunanların) mükâfatını katiyyen zâyi etmez. ”
Şaban Piriş : - Yoksa sen Yusuf musun? dediler. -Ben Yusuf’um, bu da kardeşim. Allah bize bağışta bulundu; doğrusu kim kötülükten sakınır ve sabrederse bilsin ki Allah iyi kimseleri mükafatsız bırakmaz, dedi.
Suat Yıldırım : "Aa! Sen, yoksa sen Yusuf musun?" dediler. O da: "Evet ben Yusuf’um, bu da kardeşim! Gerçekten Allah bizi lütfuna mazhar etti. Şu kesindir ki, kim Allah’ı sayıp haramlardan sakınır, itaatlara devam ve imtihanlara sabrederse, Allah da böyle güzel hareket edenlerin mükâfatını asla zayi etmez."
Süleyman Ateş : "A, yoksa sen, Yûsuf musun?" dediler. "Ben Yûsuf'um, bu da kardeşimdir, dedi. Allâh bize lutfetti (bizi korudu, yüceltti), doğrusu kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, Allâh iyilik edenlerin ecrini zayi etmez."
Tefhim-ul Kuran : «Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?» dediler. «Ben Yusuf'um» dedi. «Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz.»
Ümit Şimşek : 'Sakın sen Yusuf olmayasın?' dediler. 'Ben Yusuf'um, bu da kardeşim,' dedi. 'Allah bize lütufta bulundu. Kim kötülükten sakınır ve sabrederse, hiç şüphe yok ki Allah iyilik yapan ve iyi kulluk edenlerin ödülünü zayi etmez.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler ki: "Sen, yoksa sen Yûsuf musun?" "Evet, dedi, ben Yûsuf'um. İşte şu da kardeşim. Allah bize lütufta bulundu. Kim Allah'tan korkar, sabrederse Allah güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez."


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}