CONJ – prefixed conjunction wa (and) NEG – negative particle الواو عاطفة حرف نفي
أكثر
ك ث ر | KS̃R
ǼKS̃R
ekṧeru
çoğu
most
,Kef,Se,Re, ,20,500,200,
N – nominative masculine singular noun اسم مرفوع
الناس
ن و س | NWS
ÆLNÆS
n-nāsi
insanların
(of) the mankind,
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin, 1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun اسم مجرور
ولو
|
WLW
velev
ama
even though
Vav,Lam,Vav, 6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) COND – conditional particle الواو عاطفة حرف شرط
حرصت
ح ر ص | ḪRṦ
ḪRṦT
HaraSte
ne kadar istesen de
you desire,
Ha,Re,Sad,Te, 8,200,90,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
بمؤمنين
ا م ن | ÆMN
BMÙMNYN
bimu'minīne
inanacak
(will be) believers.
Be,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun, 2,40,,40,50,10,50,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine plural (form IV) active participle جار ومجرور
Konu Başlığı: [12:103-105] Gerekli Gerçeği Onaylamaz
Abdulbaki Gölpınarlı : Sen ne kadar üstlerine düşersen düş, gene de insanların çoğu imana gelmez.
Adem Uğur : Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.
Ahmed Hulusi : Sen (bu konuda onlara yardımcı olmak için) ne kadar hırslı olsan da, insanların çoğunluğu tahkiki imanı yaşayamaz.
Ahmet Tekin : Sen ne kadar üstüne düşsen de, insanların çoğu iman edecek değildir.
Ahmet Varol : Sen çok arzulasan da insanların çoğu iman etmezler.
Ali Bulaç : Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman edecek değildir.
Ali Fikri Yavuz : Sen ne kadar şiddetli arzulasan da yine insanların çoğu iman edici değillerdir.
Bekir Sadak : (102-10) 3 Sana boylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirligi edip duzen kurduklari zaman yanlarinda degildin; sen ne kadar yurekten istersen iste, insanlarin cogu inanmazlar.
Celal Yıldırım : Sen ne kadar içten arzu edip çırpınsan da insanların çoğu imân edecek değillerdir.
Diyanet İşleri : Sen ne kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak değillerdir.
Diyanet İşleri (eski) : (102-103) Sana böylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman yanlarında değildin; sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar.
Diyanet Vakfi : Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.
Edip Yüksel : Ne kadar istesen de halkın çoğunluğu inanmıyacaktır.