» 9 / Tevbe  87:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
Tevbe Suresi = Tövbe Suresi
ismini 104. ayetinde yer alan Allah’in tövbeleri çokça kabul ettigi çokça bagisladiginin ifade edilmesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

9:87 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
razı oldular | | olmaya | beraber | geride kalan kadınlarla | ve mühürlendi | üzeri | kalbleri | artık onlar | | anlamazlar |

RŽWÆ BǼN YKWNWÆ MA ÆLḢWÆLF WŦBA AL GLWBHM FHM YFGHWN
raDū bien yekūnū meǎ l-ḣavālifi ve Tubiǎ ǎlā ḳulūbihim fehum yefḳahūne

رَضُوا بِأَنْ يَكُونُوا مَعَ الْخَوَالِفِ وَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ

Transcript Okunuş Türkçe
1. RŽWÆ = raDū : razı oldular
2. BǼN = bien :
3. YKWNWÆ = yekūnū : olmaya
4. MA = meǎ : beraber
5. ÆLḢWÆLF = l-ḣavālifi : geride kalan kadınlarla
6. WŦBA = ve Tubiǎ : ve mühürlendi
7. AL = ǎlā : üzeri
8. GLWBHM = ḳulūbihim : kalbleri
9. FHM = fehum : artık onlar
10. LÆ = lā :
11. YFGHWN = yefḳahūne : anlamazlar
razı oldular | | olmaya | beraber | geride kalan kadınlarla | ve mühürlendi | üzeri | kalbleri | artık onlar | | anlamazlar |

[RŽW] [] [KWN] [] [ḢLF] [ŦBA] [] [GLB] [] [] [FGH]
RŽWÆ BǼN YKWNWÆ MA ÆLḢWÆLF WŦBA AL GLWBHM FHM YFGHWN

raDū bien yekūnū meǎ l-ḣavālifi ve Tubiǎ ǎlā ḳulūbihim fehum yefḳahūne
رضوا بأن يكونوا مع الخوالف وطبع على قلوبهم فهم لا يفقهون

[ر ض و] [] [ك و ن] [] [خ ل ف] [ط ب ع] [] [ق ل ب] [] [] [ف ق ه]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
رضوا ر ض و | RŽW RŽWÆ raDū razı oldular They (were) satisfied
بأن | BǼN bien to
يكونوا ك و ن | KWN YKWNWÆ yekūnū olmaya be
مع | MA meǎ beraber with
الخوالف خ ل ف | ḢLF ÆLḢWÆLF l-ḣavālifi geride kalan kadınlarla those who stay behind,
وطبع ط ب ع | ŦBA WŦBA ve Tubiǎ ve mühürlendi and were sealed
على | AL ǎlā üzeri [on]
قلوبهم ق ل ب | GLB GLWBHM ḳulūbihim kalbleri their hearts,
فهم | FHM fehum artık onlar so they
لا | (do) not
يفقهون ف ق ه | FGH YFGHWN yefḳahūne anlamazlar understand.
razı oldular | | olmaya | beraber | geride kalan kadınlarla | ve mühürlendi | üzeri | kalbleri | artık onlar | | anlamazlar |

[RŽW] [] [KWN] [] [ḢLF] [ŦBA] [] [GLB] [] [] [FGH]
RŽWÆ BǼN YKWNWÆ MA ÆLḢWÆLF WŦBA AL GLWBHM FHM YFGHWN

raDū bien yekūnū meǎ l-ḣavālifi ve Tubiǎ ǎlā ḳulūbihim fehum yefḳahūne
رضوا بأن يكونوا مع الخوالف وطبع على قلوبهم فهم لا يفقهون

[ر ض و] [] [ك و ن] [] [خ ل ف] [ط ب ع] [] [ق ل ب] [] [] [ف ق ه]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
رضوا ر ض و | RŽW RŽWÆ raDū razı oldular They (were) satisfied
Re,Dad,Vav,Elif,
200,800,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بأن | BǼN bien to
Be,,Nun,
2,,50,
P – prefixed preposition bi
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
يكونوا ك و ن | KWN YKWNWÆ yekūnū olmaya be
Ye,Kef,Vav,Nun,Vav,Elif,
10,20,6,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «يكون»
مع | MA meǎ beraber with
Mim,Ayn,
40,70,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الخوالف خ ل ف | ḢLF ÆLḢWÆLF l-ḣavālifi geride kalan kadınlarla those who stay behind,
Elif,Lam,Hı,Vav,Elif,Lam,Fe,
1,30,600,6,1,30,80,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
وطبع ط ب ع | ŦBA WŦBA ve Tubiǎ ve mühürlendi and were sealed
Vav,Tı,Be,Ayn,
6,9,2,70,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض مبني للمجهول
على | AL ǎlā üzeri [on]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
قلوبهم ق ل ب | GLB GLWBHM ḳulūbihim kalbleri their hearts,
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فهم | FHM fehum artık onlar so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
لا | (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يفقهون ف ق ه | FGH YFGHWN yefḳahūne anlamazlar understand.
Ye,Fe,Gaf,He,Vav,Nun,
10,80,100,5,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل

Konu Başlığı: [9:85-87] Dünyevi Varlıklar Aldatabilir

Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, oturup kalanlarla berâber olmaya râzı olmuşlardır ve kalplerine mühür vurulmuştur onların, muhakkak ki onlar anlamazlar.
Adem Uğur : Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar.
Ahmed Hulusi : Savaşa katılmayıp geride kalan kadınlar, çocuklar, âcizler ile beraber olmaya razı oldular. . . Kalplerine mühür vuruldu (anlayışları kilitlendi)! Artık onlar anlayamazlar!
Ahmet Tekin : Savaşa giden orduya katılmayan, dışlanmış aşağılık bozguncularla birlikte kalmaya râzı oldular. Kalpleri, kafaları anlayışsız hale getirildi. Onların anlayacak kabiliyetleri kalmadı, düşünemez oldular.
Ahmet Varol : Geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular ve kalplerine mühür vuruldu. Onlar artık anlamazlar.
Ali Bulaç : (Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalbleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlamazlar.
Ali Fikri Yavuz : Kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Onların kalbleri üzerine nifak damgası vuruldu. Artık onlar, cihaddaki saadeti ve geri kalmaktaki şekaveti anlayamazlar.
Bekir Sadak : Geri kalan kadinlarla beraber bulunmaya razi oldular. Kalbleri kapanmistir, bu yuzden anlamazlar.
Celal Yıldırım : Geriye kalan kadınlarla beraber olmaya istekli çıktılar; kalblerine mühür vuruldu, artık onlar (gerçeği) anlayamazlar.
Diyanet İşleri : Onlar geride kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular ve kalpleri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.
Diyanet İşleri (eski) : Geri kalan kadınlarla beraber bulunmaya razı oldular. Kalbleri kapanmıştır, bu yüzden anlamazlar.
Diyanet Vakfi : Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular, onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar.
Edip Yüksel : Geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Sonunda kalpleri mühürlendi. Bundan ötürü anlayamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, oturanlarla beraber oturmaktan hoşlandılar. Kalblerine mühür vuruldu. Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar gerçeği kavrayamazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerinin üzeri tab edildi, artık onlar gayeyi fehmetmezler
Fizilal-il Kuran : Onlar evlerinde oturan güçsüzlerle birlikte kalmaya razı oldular, kalplerine mühür vuruldu; artık onlar anlayamazlar.
Gültekin Onan : (Savaştan) Geri kalanlarla birtikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayamazlar (la yefkahum).
Hakkı Yılmaz : (86,87) Ve “Allah'a iman edin ve Elçisi ile birlikte çaba harcayın” diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan güç [mal, mülk, evlat] sahibi olanlar senden izin istediler ve “Bırak bizi oturanlarla beraber olalım” dediler. Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri de damgalandı/ mühürlendi. Artık onlar iyice kavrayıp anlamazlar.
Hasan Basri Çantay : Onlar oturanlarla beraber olmalarını hoş gördüler. Kalblerine mühür vurulmuş onların. Bundan dolayı onlar (cihâdda olan hikmeti, gaayeyi, Resule muvaafakatdaki seâdeti, ondan geri kalmanın şekâavetini) iyice anlamazlar.
Hayrat Neşriyat : Geride kalan (kadın)larla berâber olmaya râzı oldular ve (isyanlarındaki ısrarları yüzünden) kalbleri mühürlendi; artık onlar (hakkı) anlamazlar!
İbni Kesir : Geri kalanlarla birlikte oturmaya razı oldular. Kalblerine mühür vurulmuştur onların. Bu yüzden onlar iyice anlamazlar.
İskender Evrenosoğlu : Geri kalanlarla beraber olmaya razı oldular. Ve onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler.
Muhammed Esed : Geride kalanlarla birlikte olmayı yeğlediler ve bu yüzden de onların kalpleri mühürlendi; öyle ki, artık hakkı kavrayamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar, geriye kalanlar ile beraber olmaya razı oldular ve onların kalpleri üzerine mühür vurulmuştur. Artık onlar güzelce anlayamazlar.
Ömer Öngüt : Geride kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Çünkü onların kalplerine mühür vuruldu, artık onlar anlamazlar.
Şaban Piriş : Geri kalan aciz kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Kalpleri kapanmıştır. Bu yüzden anlamazlar.
Suat Yıldırım : Savaştan geri kalan kadınlarla birlikte oturmaya razı oldular. Kalplerine mühür vuruldu, artık onlar (cihattaki hikmeti, Resullullaha itaat etmedeki mutluluğu) anlayamazlar.
Süleyman Ateş : Geride kalan kadınlarla beraber olmağa râzı oldular, kalbleri mühürlendi, artık onlar anlamazlar.
Tefhim-ul Kuran : (Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalbleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp anlamazlar.
Ümit Şimşek : Onlar geride kalanlarla birlikte olmaya razı oldular. Onun için kalpleri mühürlendi; artık birşey anlamazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Geride kalan kadınlarla beraber olmayı yeğlediler. Kalpleri üzerine mühür basılmıştır. Artık anlayıp kavrayamazlar.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}