» 9 / Tevbe  22:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
Tevbe Suresi = Tövbe Suresi
ismini 104. ayetinde yer alan Allah’in tövbeleri çokça kabul ettigi çokça bagisladiginin ifade edilmesinden alir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

9:22 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
kalacaklardır | orada | ebedi | şüphesiz | Allah | katındandır | mükafat | büyük |

ḢÆLD̃YN FYHÆ ǼBD̃Æ ÎN ÆLLH AND̃H ǼCR AƵYM
ḣālidīne fīhā ebeden inne llahe ǐndehu ecrun ǎZīmun

خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا إِنَّ اللَّهَ عِنْدَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ

Transcript Okunuş Türkçe
1. ḢÆLD̃YN = ḣālidīne : kalacaklardır
2. FYHÆ = fīhā : orada
3. ǼBD̃Æ = ebeden : ebedi
4. ÎN = inne : şüphesiz
5. ÆLLH = llahe : Allah
6. AND̃H = ǐndehu : katındandır
7. ǼCR = ecrun : mükafat
8. AƵYM = ǎZīmun : büyük
kalacaklardır | orada | ebedi | şüphesiz | Allah | katındandır | mükafat | büyük |

[ḢLD̃] [] [ÆBD̃] [] [] [AND̃] [ÆCR] [AƵM]
ḢÆLD̃YN FYHÆ ǼBD̃Æ ÎN ÆLLH AND̃H ǼCR AƵYM

ḣālidīne fīhā ebeden inne llahe ǐndehu ecrun ǎZīmun
خالدين فيها أبدا إن الله عنده أجر عظيم

[خ ل د] [] [ا ب د] [] [] [ع ن د] [ا ج ر] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢÆLD̃YN ḣālidīne kalacaklardır (They will) abide
فيها | FYHÆ fīhā orada in it
أبدا ا ب د | ÆBD̃ ǼBD̃Æ ebeden ebedi forever.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ÆLLH llahe Allah Allah -
عنده ع ن د | AND̃ AND̃H ǐndehu katındandır with Him
أجر ا ج ر | ÆCR ǼCR ecrun mükafat (is) a reward
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyük great.
kalacaklardır | orada | ebedi | şüphesiz | Allah | katındandır | mükafat | büyük |

[ḢLD̃] [] [ÆBD̃] [] [] [AND̃] [ÆCR] [AƵM]
ḢÆLD̃YN FYHÆ ǼBD̃Æ ÎN ÆLLH AND̃H ǼCR AƵYM

ḣālidīne fīhā ebeden inne llahe ǐndehu ecrun ǎZīmun
خالدين فيها أبدا إن الله عنده أجر عظيم

[خ ل د] [] [ا ب د] [] [] [ع ن د] [ا ج ر] [ع ظ م]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
خالدين خ ل د | ḢLD̃ ḢÆLD̃YN ḣālidīne kalacaklardır (They will) abide
Hı,Elif,Lam,Dal,Ye,Nun,
600,1,30,4,10,50,
N – accusative masculine plural active participle
اسم منصوب
فيها | FYHÆ fīhā orada in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
أبدا ا ب د | ÆBD̃ ǼBD̃Æ ebeden ebedi forever.
,Be,Dal,Elif,
,2,4,1,
T – accusative masculine indefinite time adverb
ظرف زمان منصوب
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ÆLLH llahe Allah Allah -
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
عنده ع ن د | AND̃ AND̃H ǐndehu katındandır with Him
Ayn,Nun,Dal,He,
70,50,4,5,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أجر ا ج ر | ÆCR ǼCR ecrun mükafat (is) a reward
,Cim,Re,
,3,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
عظيم ع ظ م | AƵM AƵYM ǎZīmun büyük great.
Ayn,Zı,Ye,Mim,
70,900,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة

Konu Başlığı: [9:20-22] Müjde

Abdulbaki Gölpınarlı : Orada ebedî kalırlar. Şüphe yok ki pek büyük mükâfât, Allah katındadır.
Adem Uğur : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.
Ahmed Hulusi : Onlar orada sonsuza dek kalırlar. . . Allâh ki, çok büyük mükâfat O'nun indîndedir!
Ahmet Tekin : Onlar orada ebedî yaşarlar. Kesinlikle büyük mükâfatlar Allah katındadır.
Ahmet Varol : Orada sonsuza kadar kalıcıdırlar. Muhakkak ki büyük ecir Allah katındadır.
Ali Bulaç : Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Allah, büyük mükafaat katında olandır.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, cennetlerde ebedî olarak kalıcıdırlar. Muhakkak ki, en büyük mükâfat Allah katındadır.
Bekir Sadak : (21-22) Rableri onlara katindan bir rahmet, hosnutluk ve icinde tukenmez nimetler bulunan cennetleri mujdeler. Dogrusu buyuk ecir Allah katindadir.
Celal Yıldırım : Onlar orada devamlı kalıcılardır. Şüphesiz ki en büyük mükâfat Allah katındadır.
Diyanet İşleri : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz, Allah katında büyük bir mükâfat vardır.
Diyanet İşleri (eski) : (21-22) Rableri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan cennetleri müjdeler. Doğrusu büyük ecir Allah katındadır.
Diyanet Vakfi : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.
Edip Yüksel : Orada ebedi kalıcılar. Büyük ödül ALLAH katındadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar orada ebedi kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonsuza dek sürekli kalacaklar onlar orada; çünkü en büyük mükafat ancak Allah katındadır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ebedî kalmak üzere orada onlar, çünkü Allah, onun yanındadır ancak azîm bir ecir
Fizilal-il Kuran : Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiç şüphesiz büyük ödül Allah katındadır.
Gültekin Onan : Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Tanrı, büyük mükafaat katında olandır.
Hakkı Yılmaz : (21,22) Onların Rabbi, onları Kendi katından bir rahmet, bir rıza ve içinde sonsuz olarak kalmak üzere, içinde tükenmez nimetler bulunan kendilerine ait cennetlerle müjdeler. Şüphesiz Allah, katında çok büyük ödül olandır.
Hasan Basri Çantay : Onlar orada ebedî ve sermedî kalıcıdırlar. Çünkü Allah katında büyük ecir (ve mükâfatlar) vardır muhakkak.
Hayrat Neşriyat : (Onlar) orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. Şübhesiz ki (en) büyük mükâfât Allah katındadır.
İbni Kesir : Orada temelli kalıcıdırlar. Muhakkak ki Allah katında büyük mükafat vardır.
İskender Evrenosoğlu : (Onlar), orada ebedî (sonsuz) kalıcıdırlar. Muhakkak o Allah ki; O'nun katında, ecrul azîm (büyük bir ecir, bedel) vardır.
Muhammed Esed : İçlerinde ebediyyen yerleşip kalacakları (bahçelerle). Demek ki, katında en büyük ödülü koyan Allahtır!
Ömer Nasuhi Bilmen : (Onlar) Orada ebedîyyen bâki kalacaklardır. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ'nın indinde pek büyük bir mükâfaat vardır.
Ömer Öngüt : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Hiç şüphesiz ki Allah katında büyük bir mükâfat vardır.
Şaban Piriş : (21-22) Rab’leri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan, içlerinde ebedi ve sürekli kalacakları cennetleri müjdeler! Doğrusu büyük mükafat Allah katındadır.
Suat Yıldırım : Onlar o cennetlerde ebediyyen kalacaklardır. Muhakkak ki en büyük mükâfat Allah’ın yanındadır.
Süleyman Ateş : Orada ebedi kalacaklardır. Şüphesiz büyük mükâfât Allâh katındandır!
Tefhim-ul Kuran : Onda ebedi kalıcıdırlar. Hiç şüphesiz Allah, büyük mükâfat katında olandır.
Ümit Şimşek : Onlar orada ebediyen kalacaklardır. Gerçekten de Allah katında pek büyük bir ödül vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara orada sonsuza dek kalacaklardır. Hiç kuşkusuz, Allah'ın katında büyük bir ödül daha vardır.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}