» 54 / Kamer  3:

Kuran Sırası: 54
İniş Sırası: 37
Kamer Suresi = Ay Suresi
adini ilk ayetinde yer alan kamer kelimesinden almistir.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55

54:3 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

"Kuran okuduğun zaman, taşlanmış şeytandan ALLAH'a sığın!"
ve yalanladılar | ve uydular | heveslerine | ve her | | yerini bulacaktır |

WKZ̃BWÆ WÆTBAWÆ ǼHWÆÙHM WKL ǼMR MSTGR
ve keƶƶebū vettebeǔ ehvā'ehum vekullu emrin musteḳirrun

وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُسْتَقِرٌّ

Transcript Okunuş Türkçe
1. WKZ̃BWÆ = ve keƶƶebū : ve yalanladılar
2. WÆTBAWÆ = vettebeǔ : ve uydular
3. ǼHWÆÙHM = ehvā'ehum : heveslerine
4. WKL = vekullu : ve her
5. ǼMR = emrin :
6. MSTGR = musteḳirrun : yerini bulacaktır
ve yalanladılar | ve uydular | heveslerine | ve her | | yerini bulacaktır |

[KZ̃B] [TBA] [HWY] [KLL] [ÆMR] [GRR]
WKZ̃BWÆ WÆTBAWÆ ǼHWÆÙHM WKL ǼMR MSTGR

ve keƶƶebū vettebeǔ ehvā'ehum vekullu emrin musteḳirrun
وكذبوا واتبعوا أهواءهم وكل أمر مستقر

[ك ذ ب] [ت ب ع] [ه و ي] [ك ل ل] [ا م ر] [ق ر ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكذبوا ك ذ ب | KZ̃B WKZ̃BWÆ ve keƶƶebū ve yalanladılar And they denied
واتبعوا ت ب ع | TBA WÆTBAWÆ vettebeǔ ve uydular and followed
أهواءهم ه و ي | HWY ǼHWÆÙHM ehvā'ehum heveslerine their desires,
وكل ك ل ل | KLL WKL vekullu ve her but (for) every
أمر ا م ر | ÆMR ǼMR emrin matter
مستقر ق ر ر | GRR MSTGR musteḳirrun yerini bulacaktır (will be a) settlement.
ve yalanladılar | ve uydular | heveslerine | ve her | | yerini bulacaktır |

[KZ̃B] [TBA] [HWY] [KLL] [ÆMR] [GRR]
WKZ̃BWÆ WÆTBAWÆ ǼHWÆÙHM WKL ǼMR MSTGR

ve keƶƶebū vettebeǔ ehvā'ehum vekullu emrin musteḳirrun
وكذبوا واتبعوا أهواءهم وكل أمر مستقر

[ك ذ ب] [ت ب ع] [ه و ي] [ك ل ل] [ا م ر] [ق ر ر]

Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وكذبوا ك ذ ب | KZ̃B WKZ̃BWÆ ve keƶƶebū ve yalanladılar And they denied
Vav,Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
6,20,700,2,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
واتبعوا ت ب ع | TBA WÆTBAWÆ vettebeǔ ve uydular and followed
Vav,Elif,Te,Be,Ayn,Vav,Elif,
6,1,400,2,70,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أهواءهم ه و ي | HWY ǼHWÆÙHM ehvā'ehum heveslerine their desires,
,He,Vav,Elif,,He,Mim,
,5,6,1,,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وكل ك ل ل | KLL WKL vekullu ve her but (for) every
Vav,Kef,Lam,
6,20,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
أمر ا م ر | ÆMR ǼMR emrin matter
,Mim,Re,
,40,200,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
مستقر ق ر ر | GRR MSTGR musteḳirrun yerini bulacaktır (will be a) settlement.
Mim,Sin,Te,Gaf,Re,
40,60,400,100,200,
N – nominative masculine indefinite (form X) active participle
اسم مرفوع

Konu Başlığı: -

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve yalanlarlar ve dileklerine uyarlar ve her iş, kararlaştırılmıştır.
Adem Uğur : Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
Ahmed Hulusi : Yalanladılar ve hevâlarına (nefslerine hoş gelen şeylere, sonu boş arzularına) tâbi oldular! (Oysa) her hükmün gereği açığa çıkacaktır!
Ahmet Tekin : Ortaya konulan ilâhî plan mutlaka gerçekleşip hedefine vardığı halde, onlar peygamberleri yalanladılar, şahsî arzu ve ihtiraslarına uydular.
Ahmet Varol : Yalanladı ve kendi arzularına uydular. Oysa her iş yerini bulacaktır.
Ali Bulaç : Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.'
Ali Fikri Yavuz : (Kıyameti ve mucizeyi) inkâr ettiler; hevalarına uydular. Halbuki (Allah’ın vaad ettiği) her iş için bir hakikat var.
Bekir Sadak : Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her isin karar kilacagi bir sonucu vardir.
Celal Yıldırım : (Hakk'ı) yalanladılar da kendi heveslerine uydular. Oysa her işin kararlaştırılmış bir vakti vardır.
Diyanet İşleri : Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Hâlbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir.
Diyanet İşleri (eski) : Yalanlarlar da kendi heveslerine uyarlar. Ama her işin karar kılacağı bir sonucu vardır.
Diyanet Vakfi : Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır.
Edip Yüksel : Yalanladılar; arzularına ve tümüyle statükoya uydular.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yalan dediler, arzularına uydular. Halbuki, her iş (Allah takdirinde) yerini almıştır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yalan dediler, hevâlarına uydular, halbuki her emir müstekır
Fizilal-il Kuran : Yalanladılar, keyfi arzularına uydular; ama herşey yerinde duruyor.
Gültekin Onan : Yalanladılar ve kendi hevalarına uydular; oysa her buyruk 'sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır'.
Hakkı Yılmaz : (3-5) Kur’ân'da kendilerine verilen her emir, “kararlaştırılmış, en üstün seviyede yeterli, haksızlık ve kargaşayı engellemek için konulmuş bir kanun, düstur ve ilke” olduğu hâlde onlar yalanladılar ve tutkularına uydular. Şüphesiz onlara vazgeçirecek haberler de gelmişti. Buna rağmen uyarılar yarar sağlamıyor.
Hasan Basri Çantay : (Peygamberi) tekzîbetdiler. Hevâ (ve heves) lerine uydular. Halbuki (hayr-u şer) her iş bir gaayeye bağlıdır.
Hayrat Neşriyat : (Peygamberi) yalanladılar ve (nefislerinin) arzularına uydular; hâlbuki (mukadder olan) her iş, yerini bulucudur (vakti geldiğinde olur).
İbni Kesir : Ve yalanlayıp kendi heveslerine uyarlar. Ve her iş kararlaşmıştır.
İskender Evrenosoğlu : Ve yalanladılar ve de kendi hevalarına tâbî oldular. Ve bütün işler kararlaştırılmıştır.
Muhammed Esed : çünkü onlar kendi arzu ve heveslerine uyarak bunu yalanlamaya şartlanmışlardır. Ama her şeyin doğruluğu sonunda ortaya çıkacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlar tekzîp ettiler ve kendi hevâlarına uydular. Halbuki, her iş kararlaşmıştır.
Ömer Öngüt : Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her iş kararlaşmıştır.
Şaban Piriş : Yalanlayıp, heveslerine uydular. Oysa her iş kararlaştırılmıştır.
Suat Yıldırım : Onlar hakkı yalan saydılar, heva ve heveslerine uydular. Halbuki her iş gibi bu nübüvvetin de kararlaştırılmış bir sonu elbette vardır.
Süleyman Ateş : Yalanladılar, nefislerinin heveslerine uydular. Halbuki her iş, yerini bulacaktır (Allâh'ın kararına kimse engel olamaz).
Tefhim-ul Kuran : Yalanladılar ve kendi heva (istek ve tutku)larına uydular; oysa her iş sonunda kendi amacına varıp karar kılacaktır.
Ümit Şimşek : Onlar kendi heveslerine uyup Peygamberi yalanladılar. Oysa her iş için belirlenmiş bir hedef vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır.


[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}