Muhammed Esed Meali |
|
1: Son saat yaklaşacak ve ay yarılacak! | |
2: Ama eğer onlar, (Son Saat düşüncesini tamamen reddedenler, onun yaklaştığının) işaretini görselerdi, sırtlarını dönerler ve "(Bu,) hep olagelen bir göz yanılmasıdır!" derlerdi, | |
3: çünkü onlar kendi arzu ve heveslerine uyarak bunu yalanlamaya şartlanmışlardır. Ama her şeyin doğruluğu sonunda ortaya çıkacaktır. | |
4: Ve bakın, onlara (küstahlıklarını) önleyecek birçok haber gelmiştir; | |
5: (ve onlara aslında) kapsayıcı hikmet (verilmişti) ama bütün uyarılar boşa gitti(ğinden), | |
6: sen (yine) onlardan uzak dur. Çağrı Sesinin, (insanı) aklın tasavvur edemeyeceği bir şeye çağıracağı Gün, | |
7: onlar kederli gözlerle, (rüzgarın) dağıtıp savurduğu çekirgeler gibi mezarlarından kalkacaklar, | |
8: Çağrı sesine doğru şaşkınlık içinde koşacaklar; (ve şimdi) hakikati inkar edenler: "Bu ne felaket bir Gün'dür!" diye haykıracaklar. | |
9: Bunlardan, (şimdi yeniden dirilmeyi inkar edenlerden) önce Nuh'un kavmi de O'nu yalanlamıştı; onlar kulumuzu yalanlamışlar ve "O, bir delidir!" demişlerdi (ve bundan dolayı) o kovulup defedilmişti. | |
10: Bunun üzerine (Nuh,) Rabbine: "Doğrusu ben yenik düştüm, artık Sen gel ve bana yardım et!" şeklinde yalvardı. | |
11: Biz de seller gibi akan bir su ile göğün kapılarını açtık | |
12: ve toprağın pınarlar halinde fışkırmasını sağladık ki sular önceden belirlenmiş bir amaca hizmet etsin | |
13: ama o'nu (sadece) tahtalar ve çivilerden yapılmış o (gemi) ile taşıdık, | |
14: ve (gemi), gözlerimizin önünde akıp gitti. (Bu,) nankörce reddedilmiş olan o (Nuh) için bir ödüldü. | |
15: Ve böyle (yüzen gemi)leri (insana rahmetimizin) ebedi bir işareti kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen? | |
16: Ve uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir! | |
17: Bu nedenle Biz bu Kuran'ı akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen? | |
18: Ad (kavmi de) hakikati yalanlamıştı ve uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetliydi! | |
19: Biz onların üstüne müthiş uğursuz bir günde şiddetli bir kasırga gönderdik, | |
20: (bu kasırga,) insanları köklerinden koparılmış hurma kütükleri gibi savurup attı. | |
21: Zaten uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir! | |
23: Semud (kavmi de) bütün uyarılarımızı yalanlamıştı; | |
24: ve şöyle demişlerdi: "Biz kendi içimizden çıkan bir faniye mi uyacağız? O takdirde biz mutlaka hataya ve ahmaklığa duçar oluruz! | |
25: Neden içimizden bir tek o'na (ilahi) öğüt ve uyarı indirildi? Hayır, o küstah bir yalancıdan başka bir şey değil!" | |
26: (Allah:) "Onlar yarın kimin küstah ve yalancı olduğunu görecekler!" dedi, | |
27: "Bak (ey Salih,) Biz bu dişi deveyi onlar için bir sınama olsun diye gönderiyoruz; sen onları sadece seyret ve sabırlı ol. | |
28: Onlara (kuyu) sularının aralarında paylaştırılacağını bildir; her birine eşit paylar (şeklinde.)" | |
29: Ama onlar (en yakın) adamlarını çağırdılar; o (gelir gelmez kötü bir işe) kalkıştı ve (hayvanı) vahşice boğazladı. | |
30: uyarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir! | |
31: Biz onlara (ceza olarak) bir tek darbe vurduk ve bir çiftliğin kurumuş, kırılmış fidanlarına döndüler. | |
33: Lut halkı (da) bütün uyarılar(ımız)ı gözardı etmişti; | |
34: Onların üzerine de öldürücü bir kasırga saldık ve şafak vakti yalnız Lut'un ailesini kurtardık, | |
35: katımızdan bir nimet olarak; işte biz şükredenleri böyle ödüllendiririz. | |
36: Aslında o, Bizim cezalandırma gücümüz konusunda onları uyarmıştı; ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle baktılar, | |
37: Ve hatta o'ndan misafirlerini (kendilerine) teslim etmesini istediler. Bunun üzerine onları (gerçeği) görmekten yoksun bıraktık. "Uyarılarım gözardı edildiğinde başınıza gelen azabı tadın bakalım!" (diye seslendik.) | |
38: Nitekim sabahın erken vaktinde (etkileri) kalıcı bir azap onları yakaladı: | |
39: "Uyarılarım gözardı edildiğinde başınıza gelen azabı tadın bakalım!" | |
40: Bu nedenle, Biz bu Kuran'ı akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen? | |
41: Firavun halkına (da) kesinlikle bu tür uyarılar gelmişti; | |
42: Onlar Bizim bütün mesajlarımızı yalanlamışlardı. Bunun üzerine, yalnızca, her şeyin belirleyicisi olan Kudret Sahibinin hesap soracağı şekilde onlara hesap sorduk. | |
43: Öyleyse, (şimdi) sizden hakikati inkar edenler diğerlerinden daha mı iyidirler; yoksa (kadim ilahi) hikmet belgelerinde sizin için dokunulmazlık (sözü) mü verildi? | |
44: Yoksa onlar, "Biz yek vücut olmuş bir grubuz, (ve bundan dolayı) üstünlük bizim hakkımız!" mı diyorlar? | |
45: (Ama hakikati inkar edenlerin) ordusu bozguna uğrayacak, arkalarını dönecek (ve kaçacak)lar! | |
46: Evet! Son Saat, onların kaderleriyle gerçekten buluşacakları andır; ve o Son Saat en korkunç ve en acı (an) olacaktır; | |
47: çünkü, günaha batmış olanlar (o zaman, görecekler ki) sapıklıkta ve ahmaklıkta kaybolup gitmişler! | |
48: Yüzükoyun ateşe sürüklenecekleri o Gün (onlara denilecek:) "Cehennem ateşinin dokunuşunu tadın bakalım şimdi!" | |
49: Bakın, Biz her şeyi gerekli ölçü ve nisbette yarattık; | |
50: Bizim (bir şeyi) takdir etmemiz ve (onun meydana gelmesi) göz kırpması gibi bir anlık bir (fiil)dir. | |
51: Nitekim, (geçmişte) sizin gibi toplumları yok ettik. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen? | |
52: (Onlar gerçekten suçluydular,) çünkü yaptıkları bütün (kötülükler), (ilahi) hikmetin (kadim) belgelerinde (kendilerine gösterilmiştir); | |
53: ve (insanın yaptığı) her şey, ister küçük isterse büyük olsun, (Allah'ın nezdinde) kaydedilmektedir. | |
54: (Bu nedenle,) Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, kendilerini bir bahçeler ve akarsular (cennetin)de bulacaklar, | |
55: her şeyin belirleyicisi olan Kudret Sahibi'nin huzurunda, (saf) gerçeğin tahtı üzerinde... | |